Galatasaray, bugün Juventus'tan Felipe Melo'yu kiraladı ve haftayı hızlı bir şekilde kapattı. Transferi ilk açıklayan taraf ise Juventus oldu. İtalyan kulübünün resmi sitesinden yapılan açıklamaya göre Brezilyalı futbolcu bir yıllığına 1,5 milyon Euro karşılığında kiralandı. Bu bedel üç parçada ödenecek. Ayrıca sezon sonunda bir de satın alma opsiyonu söz konusu olacak. Ancak bu bedel biraz fazla. 13 milyon Euro... Tabii bu rakamı ciddiye almıyoruz. Neticede 8 milyonluk bir opsiyonu olan Manuel Fernandes, kiralık sözleşmesinin bitmesinin ardından yaklaşık 2,5 milyona Beşiktaş'ın futbolcusu olmuştu.
Galatasaray'ın resmi sitesinden yapılan açıklamaya göreyse, Melo yıllık 3,3 milyon Euro garanti para, 30 bin Euro da maç başı ücreti alacak. Ciddi maliyeti olan bir transfer. Brezilya milli takımında oynayan bir oyuncu için bu rakamları gözden çıkarmak çok anormal değil tabii ki.
Gelelim Melo'nun ne verebileceğine... Bu isim ortaya çıktı çıkalı İtalya'da "yılın bidonu" seçilmesi konuşuluyor ve özellikle de Mustafa Sarp'la özdeşleştiriliyor. Birincisi, İtalya'da "yılın bidonu" olabilmek için bile belli bir potansiyeliniz olması lazım. Öyle her önüne geçen olamıyor yani. Melo'nun bu şekilde bir yakıştırmaya maruz kalmasının sebebiyse o sezon başında Fiorentina'dan Juventus'a 25 milyon Euro bonservisle transfer olmuş olması. Yani şunu bir köşeye yazalım: Felipe Melo Fiorentina'da öyle bir top oynamış ki, Juventus onun için 25 milyon Euro saymakta bir sakınca görmemiş. İlk senesinde o paranın altında ezilmiş. Ardından Brezilya Milli Takımı'yla başarısız bir Dünya Kupası geçirmiş ve tüm eleştiri oklarının hedefi olmuş. Normaldir. Geçtiğimiz sezon nispeten başarılı oynadığı söyleniyor (Tabii ki yine de 25 milyonluk bir oyun oynamamış). En azından düzenli bir şekilde forma bulmuş. İstikrar yakalamış.
Felipe Melo'nun tarz itibariyle agresif bir oyuncu olduğunu bilmeyen yok. Orta sahaya defansif anlamda çok şey katacağı kesin. Savunma yönünü güçlü olmasının yanı sıra topla da arası iyi. Hücuma da savunmaya da katkısı olacaktır. Ve belki de Cana'ya göre en büyük avantajı topla oynama becerisinde gizlidir. İster istemez söz Cana'ya değiyor doğal olarak. Açıkçasını söylemek gerekirse ben Lorik Cana'yı Felipe Melo'ya tercih ederim. En azından karakter olarak Cana hep birkaç adım önde. Melo eğer takıma karşı bir aidiyet duygusu hissederse yeni bir Cana olabilir. Ancak bunun bir garantisi yok. Kafası tamamen başka bir yerde de olabilir. Cana'da böyle bir risk yoktu. İşin mali boyutu da ibreyi Arnavut futbolcudan yana çeviriyor. Ancak artık olan oldu. Cana bu takımda olmadığına göre yerini iyi bir futbolcuyla doldurmak gerekiyordu ve şüphesiz ki Melo iyi bir futbolcu.
Fatih Terim'in ellerinde takıma en kısa zamanda adapte olmasını, Galatasaray'ın hedeflerini sahiplenmesini ve göstereceği performansla takımı şampiyonluğa taşınmasını diliyorum.
1 yorum:
2010 dünya kupası'ndaki hollanda maçındaki saçmalamalarından beri brezilya kadrosunda değil kendisi.
potansiyeli yok değil ama kiralık adama yıllık 3.3 milyon garanti para nedir ben anlamadım?
bir sene tatil yap, balık, rakı, boğaz ve güzel kadınlar. sonra juventus şutlar nasılsa, talibi de çıkmaz memlekete dönersin. elano, ronaldinho, liedson, tevez falan o lig de fena değil hani...
20 maç yapsa yılda 4 milyon euro yapar. bana çok geldi. haa cebimden mi alıyorlar? hayır ama yılda 4 milyon euro'ya kiralık olmayan, daha oturaklı, ne yapabileceği belli olan bir insan evladı bulunabilirdi diye düşünmekteyim.
yine de hayırlı olsun.mustafalı, ayhanlı, barışlı orta sahadan sonra galatasaray taraftarı için şeker gibidir onun da farkındayım :)
Yorum Gönder