Son 10 günümüzü yiyen bitiren şike operasyonuyla ilgili, dün akşam saatlerinde Galatasaray başkanı Ünal Aysal tarafından bir açıklama yapıldı. Bu açıklama, her yerde iki cümlesi vurgulanarak yayınlandı, ki açıklamadaki genel içeriği anlatmak için seçilebilecek en doğru cümleler de herhalde bunlardı.
"Bu ateş üfleyerek sönmez. Çözüm zamana yayılamaz."
Türk futbolunun içinde bulunduğu durumu ve TFF'nin bu duruma karşı kayıtsız tavrını en iyi özetleyen sözler bunlar aslında. Devamında da "gerekirse ligler geç başlatılmalı" deniyor. Ki bu da isabetli ve saygı duyulası bir öneri.
Peki ne oluyor da ligdeki hemen hemen tüm kulüplerin yönetimleri Ünal Aysal'ın yaptığı bu açıklamaya tepki gösteriyor ve hatta TFF Ünal Aysal'ı Disiplin Kurulu'na göndermekle tehdit ediyor? Bunun mantıklı izahı nedir? Ne kadar mantıklı bilmiyorum ancak bir izahı mutlaka var: Para... Bugün, Kulüpler Birliği'nden yapılan açıklama ve bu açıklama doğrultusunda TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın iki gün önce söylediklerindeki ana kaygı, hepimizin de tahmin ettiği gibi ligin değerinin düşmesi ve sonuç olarak kulüplere giden paranın azalması...
Kulüplerin böyle bir kaygı içinde bulunmasını normal karşılıyorum ancak çözüm önerilerini biraz da pisliği halının altına süpürmek olarak görüyorum. Ancak yanlış anlaşılmasın. Pisliği halının altına süpürmek tabiriyle kastettiğim şey asla ve asla Fenerbahçe'nin şike yaptığı ve şikeye rağmen ceza almadığıyla ilgili bir gönderme değil. Kastettiğim, şu anda ortam bu kadar bulanıkken liglerin hiçbir şey olmamış gibi başlatılmak istenmesi. Kaldı ki, Ünal Aysal'ın açıklaması da bu yönde. Bazı sivrizekalılar tarafından bu açıklama "Fenerbahçe düşürülsün" şeklinde anlaşıldı muhakkak ancak genel itibariyle gerçekten futbolu seven ve bu işten temiz bir şekilde çıkılmasını isteyenlerin, kelimelerin altındaki kaygıyı anlamış olduklarını tahmin ediyorum. Bir de Fenerbahçe'nin, Ünal Aysal hakkında "güven bunalımı yaratıyor" şeklindeki bir açıklaması var, ki trajikomik bir durum. En üst düzey iki yöneticisi şike şüphelisi olarak üzerlerinde silinmez bir şaibeyle cezaevinde yatarken güvenden bahsetmek için doğru zaman değil diye düşünüyorum.
Şimdi ufak bir kurgu yapalım. Diyelim ki lig başladı. Hiçbir takım da küme düşme cezası almadı ve ilk 6-7 hafta oynandı. Ardından iddianame sunuldu ve (farzedelim) Fenerbahçe'nin küme düşürülmesini gerektirecek deliller ortaya kondu. TFF'nin o an yapacağı şey, aynı iki sene önce Ankaraspor'a olduğu gibi Fenerbahçe'nin sezon boyunca boş geçmesi ve bir sonraki sezon Bank Asya 1. Lig'de maçlarını oynamasını sağlayacak kararı almak olacaktır. Dolayısıyla Fenerbahçe (ya da cezayı alan hangi kulüp olursa olsun) en az bir değil, iki sene kaybedecektir. Oysa lig birkaç hafta (en azından iddianame sunulana kadar) ertelense belki bu tarz kayıplar minimuma indirgenebilir. İşte güzel ülkemin sözümona kulüp yöneticileri bunları hesaba katmayıp anlık önlemlerle günü kurtarma yoluna gitmektedirler. Yaptıkları şey, (şikenin gerçekleştiğini varsayarsak) ceza alacak kulüplere iyilik yapmak değil, aksine kötülük yapmaktır. Ancak herkes mevzuyu işine geldiği gibi algılamak istediği için de bunlar konuşulmamaktadır. Tam da bu yüzden, Ünal Aysal'ın açıklamalarına sahip çıkılması gerekirken, tepki gösterilmekte ve hatta Aysal TFF tarafından tehdit edilmektedir. Ünal Aysal ortalığı germemiş, bilakis göte göt deme cesaretini göstermiştir. Ayrıca, TFF'nin şu anda bir şüpheli olarak cezaevinde bulunan Mecnun Otyakmaz'ın kulüp başkanlarına gönderdiği mektubu üzerinde TFF anteti bulunan bir zarfla sunmasının açıklamasını kim, nasıl yapabilir, bunu da çok merak ediyorum...
Ayrıca Fenerbahçe taraftarına sormak lazım. İki sene önce Fenerbahçe'ye PKK benzetmesi yapmış olan İlhan Cavcav'ın gerçekten de Fenerbahçe'nin iyiliğini isteyebileceğini düşünebiliyor musunuz? Acaba Cavcav gerçekten Türk futbolunun menfaatini mi düşünüyor yoksa kendi kulübüyle ilgili kaygılarından dolayı Fenerbahçe'yi uçurumun kenarında mı gezdiriyor. Yarın yukarıdaki senaryo gerçekleşirse Cavcav ve diğer kulüp yöneticileri bunun hesabını nasıl verecek? En başta koyu Fenerbahçeli Mehmet Ali Aydınlar bunun hesabını nasıl verecek?
Gelelim Galatasaray'a. Ünal Aysal'ın açıklamasını beğendik ama Galatasaray'da da tutarsızlık yok değil. Sonuç olarak Kulüpler Birliği o saçma açıklamayı yaparken orada ikinci başkan Ali Dürüst de vardı. Ali Dürüst, kulüp tarafından bir şekilde yetkilendirilerek oraya gitmişti ve Cavcav'ın okuduğu metnin altında imzası vardı. Bir gün önce Ali Dürüst'ün de altında imzasının bulunduğu bir açıklamaya 180 derece ters bir açıklamanın Ünal Aysal tarafından yapılmış olması, Galatasaray yönetimindeki sıkıntıyı ve organizasyon bozukluğunu gözler önüne seriyor. İlk günden söylediklerimin gerçekleşiyor olması da beni korkutmuyor değil. Ünal Aysal, genel olarak mantıklı konuşan bir başkan adayıydı ve başkan seçildikten sonra da özgüven içeren açıklamalar yaptı. Ancak etrafındaki hiçbir isim beni tatmin etmedi. Ne Ali Dürüst, ne Abdurrahim Albayrak ne de Refik Arkan gibi isimler Galatasaray'a fayda getirebilecek isimlerdi. Bu isimlerin yetersizlikleri, Ünal Aysal'ı da zor durumda bırakıyor bugün. Keşke daha doğru seçimler yapabilseydi, keşke Ünal Aysal daha doğru yönlendirilseydi.
4 yorum:
Federasyon lig baslamadan kùme dùstù bence. . delil olmasa o adamlari tutuklmazjar. . . delil olmasa emniyet 19 mac sikeli aciklamasi yapmaz. . .polisin emniyetin gòrdùgù delilleri federasyon yeterli gòrmedi. . . YAZIKLAR OLSUN
@ ADANADEMİRSPOR: Nedim Şener ve Ahmet Şık da darbeci o zaman. Delil olmasa içeri atmazlardı mantığı bizi doğru yere götürmez. Senelerce haksız yere içeride tutulan binlerin olduğu ülkemizde özellikle. Emniyet de 19 maç şikeli dedi diye 19 maç şikeli demek değildir. Belki 119'dur belki 9 bilemem... Ama emniyet, bireylerin cep telefonlarına numara kaydederek, delil yaratan bu açığa çıkınca sehven diyip yırtan bir kurumdur ülkemizde.
Yazıya geçiyorum şimdi. Ünal Aysal çok mantıklı konuşmuştur, dediklerinde haklıdır. Bir Fenerbahçeli olarak böyle düşünüyorum. Fenerbahçe suçluysa ligin ortasında küme düşürülerek nasıl bir kaos ortamı yaratılacaksa, Fenerbahçe küme düşürülürse ve ilerleyen dönemde suçsuzluğu kanıtlanırsa da bir başka kaos ortamı yaratılacaktır.
Federasyonun bu açıdan karar vermesi oldukça zor. Geri dönüşü olmayan bir karar bu ve her halükarda yaratacağı tahribatı karşılayabilecek bir durum yok.
Tekrar ediyorum. Bu memleketin savcısının, emniyetinin delil diye ortaya döktüklerine 5-6 senedir temkinli yaklaşıyorum. Fakat federasyonun böyle yaklaşmayacağını biliyoruz. Elimizde delil yok işlem yapamıyoruz açıklaması doğruysa federasyon basiretsizliğin ilk adımını atmış; ellerinde delil var ama yok diyorlarsa da güvenirliliğini sarsmıştır.
Ligler hiçbir şey yokmuş gibi başlayacak söylemi de akıldan uzaktır.
Böyle bir süreç yaşanıyor. Biz bütün bu süreç sonunda soruşturmaların tamamlanmasını bekleyeceğiz, daha sonra savcılıktan aldığımız delilleri değerlendirip, kararımızı açıklayacağız ve bu kararla birlikte geçmiş sezonun tescilini, gelecek sezonun planlamasını yapacağız demesi gerekirdi, çok net.
Fenerbahçelilere sorulan soruya gelelim. Cavcav cebinden başka bir şey düşünmez :)Mehmet Ali Aydınlar da atanmış bir başkan olarak koyu Fenerbahçeliliğiyle değil, gelecek emirlerle hareket eder. Hesabı kesilecekse, ona o görevi verenler keser...
Fenerbahçe bir açıklama yapmış. Muhtemelen dünkü toplantıda böyle bir fikir varsa duymak istemişlerdir. İmzadan sonra böyle bir şeyi görmek, kamuoyunda Fenerbahçe'ye yönelikmiş gibi algılanacağı için fevri davranmışlar. Üst düzey iki yöneticisi içerde diye kapıya kilit vurmayacaklar elbette. Fenerbahçe hala varlığını sürdüren büyük bir kulüp. Ama bugünlerde ciddiye alınmaması gerekir. Daha önce de yazdık. Bizden aklı selim davranmamızı beklemeyin bir süre. Duygularımız tahmin ettiğinizden daha yoğun...
uzun oldu. kısadan kesip konunun merkezine inersek, Ünal Aysal aklı başında bir açıklama yapmıştır. Cavcav ve diğerleri ceplerinin derdine düşmüştür. TFF beklemelidir. Delil yok diyolarsa inanalım ama bir an önce gerçekten sağlam delillere ulaşmaları gerek onu da hatırlatalım.
Bir de bu şike olayıyla ilgili son söz... Arkadaş bu şikeyi hangi futbolcu yaptı biri anlatsın? Korcan mı sadece? O da her gün ağlıyormuş ben o maçta neler çıkardım falan diye. Neyse... Futbolcusuz şike soruşturması mı olur? Kim yatıyor Fener'e, kim aslan kesiliyor Trabzon'a? Trabzon da maç kaybetmedi ya hadi neyse...
Ah be Alex! Neyse. Taraftarlar bir söz bulmuş ben de onla bitireyim. Bizim için bu tartışmaların çok da bir anlam ifade etmediği anlaşılsın. "Sen sokakta oyna biz kaldırımları tribün yaparız Fenerbahçem"
bir fenerbahçeli olarak yazılarınızı çok beğenerek okuyorum ve bu ülkede fanatizmin köreltmediği gözlerin olduğunu görmek beni sevindiriyor ayrıca ileriye dönük de umutlandırıyor.yazınıza gelince dediklerinizin çoğuna aynen katılıyorum ancak liglerin ertelenme talebinin belkide sezon sonu programının sıkışması yani avrupa şampiyonası,sene içersinde oynanacak avrupa ve türkiye kupası maçlarından dolayı bu talep gerçekleşmemiştir.Operasyona gelince bu ülkede aklı başında olan,muhakeme yeteneği ve zekası standartların biraz üstünde olan her birey bu işin arka planını,hedeflenenin ''temiz futbol''olmadığını anlar diye düşünüyorum...!saygılar (mustafa)
@ Adsız (mustafa)
Teşekkür ederim güzel düşüncelerin için. Ligin başlayacağı tarih ileri çekilirse 1 aylık uzun devre arası değerlendirilebilir, ve hatta gerekirse bazı hafta içleri de lig maçları oynanabilir diye düşünüyorum.
Yorum Gönder