Daha önce şike soruşturmasına dair Fenerbahçeli bir taraftar olarak hissiyatlarımı paylaşmıştım. Bir internet sitesi bu yazıyı yayınlamış. Yorum yapan bir arkadaşımız da benden ilk yazının aksine, iddiaların asılsız olması halindeki hissiyatlarımı yazmamı istemiş, deneyelim...
Yorum yapan arkadaşımız bunu istemekle haklıdır, öncelikle onu belirtelim. Varsayım bu ise, durum budur diyorsak; aksiyse durum ne olacak sorusuna da cevap vermeliydik. Bu uyarı için teşekkür edelim ve başlayalım.
İddialar gerçek değilse, yeterli derecede kanıtlar, deliller, bilgiler sunulamazsa ve şike ya da teşvik primi gibi kirli organizasyonların içinde Fenerbahçe Spor Kulübü yönetici ve çalışanlarının parmağı yoksa varsayımından yola çıkıyoruz bu yazıda. Başka takım taraftarları da bunu gözden kaçırmadan okusun...
Ne hissedeceğimi belirtmeden önce kendime göre oluşturduğum bazı tezleri de atlamadan yazayım ki eksik, gedik kalmasın artık. İlk yazıyı yazarken de bunları düşünüyordum zaten...
1- Bu operasyonun devlet tarafından gerçekleştirildiğini, iktidarın Fenerbahçe üzerinde muktedir olma çabası olduğunu düşünüyorum.
2- Fenerbahçe'nin ana sponsorlarına baktığımızda (Ülker, Türk Telekom vb.) iktidarın böyle bir çabasının olmasını, kapitalist düzenin gereği olarak görüyorum.
3- Bu sürecin başlatılmasının nedeni, Fenerbahçe'yi yönetecek isimleri değiştirmek olduğunu düşünüyorum.
4- Aziz Yıldırım'ı bitirme planının tüm unsurlarıyla(görsel ve yazılı medya, iktidar, emniyet ve rakip takım taraftarları) harekete geçirildiğini düşünüyorum.
5- Aziz Yıldırım hem kulübün tüzel kişiliğinin en önemli temsilcisi hem de futbol aleminin en "karanlık" kişisi olduğu iddia edilen bir isim olduğu için; onun ismi üzerinde bir operasyon gerçekleştirmenin en risksiz yol olduğunu bildiklerini düşünüyorum.
6- Aziz Yıldırım'ı kulüp içi seçimlerle indirmenin imkansız olduğunu bildiklerini de düşünüyorum.
7- Mahmut Özgener'e bir anda federasyon başkanlığından el ayak çektirilmesinin, Mehmet Ali Aydınlar'ın federasyon başkanlığına seçilmesinin, Fenerbahçe'nin desteklediği Göksel Gümüşdağ'ın adaylığının rafa kaldırılma operasyonuna sessiz kalmasının, kanlı bıçaklı İ. Melih Gökçek ile Aziz Yıldırım'ın, Ankaraspor tekrar haklarına kavuşsun diye birlik olmasının, Tahkim Kurulu'nun başına Hasan Gerçeker'in getirilmesinin bu operasyonla ilgili olduğunu düşünüyorum.
8- Bu yukarıda yazdıklarımdan yola çıkarak da Aziz Yıldırım'ın kendisini kurtarmak adına tüm olanakları denediğini fakat yine de hükümetin gazabından kaçamadığını düşünüyorum.
9- Bunlarının hepsinin sistem sorunu olduğunu düşünüyorum. Sistemden de kastım futbol kültürümüz, bakış açımız falan değildir. Siyaset - ekonomi düzleminin yarattığı bir tahribat olarak görüyorum.
Fakat konu şike ve teşvik primi gibi ahlaka mugayir meseleler olunca insan, vicdanına yöneliyor ve birileri bu pisliğe bulaşmışsa sonuna kadar cezasını çeksin istiyor. Aziz Yıldırım ya da Fenerbahçe özelinde değil, her kim ki bu işe gerçekten bulaşmışsa hepsi yargılansın ve cezalarını çeksin.
Giriş fazla uzadı ama zaten gelişme bölümünde yazacak fazla bir şey yok. İddiaların gerçek olmadığı ortaya çıkarsa ve Fenerbahçe Spor Kulübü'nün yöneticileri, çalışanları bu süreçten aklanarak çıkarsa;
1- Bu memlekette; emniyet ve yargı mensuplarının iktidar eliyle yürüttükleri, medya gazıyla şişirilmiş ve insanların hayatları boyunca kurtulamayacağı tahribatlar yaratan operasyon süreçlerinden bir tanesinin iktidarın istediği amaca ulaşmadan tamamlanacağı ve Fenerbahçe'nin büyüklüğünü göstereceği ve Fenerbahçeli olmanın gururunu yaşatacağı için,
2-En önemlisi kanımca. Aykut Kocaman ve futbolcuların emeklerine kara çalınamayacağı için,
3- Fenerbahçe'nin kurumsal kimliğine bir leke sürülemeyeceği için,
4- Fenerbahçe'nin geçmişinde yer alan bütün efsanelerin, üzüntülerinin son bulacağı ve kulübün sahip olması gereken değerlere zeval gelmeyeceği için,
5- Tüm maçlarda, geçmiş birkaç seneye göre insanüstü bir performans gösteren taraftarın emeğine kara çalınamayacağı için,
6- Ekonomik olarak daha fazla mağdur duruma düşmeyeceğimiz için,
7- Hala balkonumdan sallanan Fenerbahçe bayrağının yanına bir Fenerbahçe bayrağı da asabileceğim için memnun, mutlu, bahtiyar ve huzurlu olurum.
Her ne kadar ahlaki olarak meseleye yaklaşıp, bireyleri değil sahip olduğumuz değerleri savunalım dediysem de ilk yazıda; bu operasyonun yapılış şeklini, şu ana kadarki süreci ve sonucunda tahminime göre olacakları tasvip ettiğim anlaşılmasın.
Ama şunu da görelim. Taraftar grupları yürüyüş kararı alır, emniyet yasa dışı örgütler provoke edebilir der ve yürüyüş iptal edilir. Neden suçlandıkları belli olmayan gazeteciler senelerce tutuklu kalır, Kpss'de, Lys'de şifre çıkar, kimseye bir şey olmaz. Telefonunuzda hiç tanımadığınız kişilerin isimleri yer alır, emniyet sehven der. Parkta bir polis tekmesiyle ölürsünüz, anneniz feyat eder. Annenizi, sizi öldüren polisten daha ağır bir suç istemiyle yargılarlar. Mizah dergilerini kapatırlar, gazetecileri kovarlar. Barlar sokağında bira içersiniz dayak yersiniz, yediğiniz dayakla kalırsınız. Daha anlatabilirim...
Kısacası burası Türkiye, iktidar ne isterse o olur. İktidar şike var diyorsa, o şike bir şekilde çıkar. Çıkmasa bile süreç son bulmaz. Falan filan. Yapmak istediklerini yaparlar ama bir şekilde. O yüzden yukarıda yazdığım memnuniyetleri yaşayabileceğime dair hiç umudum yok. Benim memleketten umudum yok. Tek umudum var o da Fenerbahçe! Rakibi kim olursa olsun, hangi kademede oynarsa oynasın, hangi branşta yer alırsa alsın...
Bu söylediklerimden de şike falan yok, iktidar yıkıyor bu suçlamaları dediğim anlaşılmasın. Son söz:
1- Şike varsa, tüm yapanlar cezalandırılsın. Temsil ettikleri kurumlar da dahil...
2- İktidar bir işe el attıysa, üzerinden hareket ettiği kurumu kendileştirmeye çalışıyor ve başarı oranı çok yüksek.
3- Medya bu kadar coşmuşken, Aziz Yıldırım'ın eski gücüne kavuşma imkanı yok.
4- Çok mümkün görmediğim ama tek istediğim de bu süreç sonunda kulübümüzü iktidargillere bırakmamamız.
5- Tek derdim renkler. Hiçbir şahısla ilgilenmiyorum. İlla ilgilenmem gerekiyorsa Alex'i seçiyorum. Her şey için teşekkür ediyorum. Onun emeklerine de kim kara leke sürmüşse; belasını bulsun istiyorum...
0 yorum:
Yorum Gönder