Copa America dün oynanan final maçıyla sona erdi. İlk maçlarla birlikte birçok seyirci kaybettiğine eminim. Favori takımların kötü performansları, sıkıcı geçen maçlar, gol görmek için uzun süre beklememiz vesaire...
Fakat turnuva ilerledikçe, oyunlar da daha zevkli hale gelmeye başladı. Arjantin ve Brezilya hayal kırıklığı yaratsalar da özellikle Venezuela yaptığı sürprizle önemli bir çıkış yakaladı.
Takım takım değerlendirmemize geçelim. Uruguay final maçında Paraguay'ı 3-0 gibi rahat bir skorla geçti. Oyunun hakkının bu skor olduğu tartışılır ama Uruguay'ın en önemli farkı çok hızlı kale önüne gitmesi. Eveleyip gevelemeden topu öndeki ikiliyle(Cavani bu maçta yedekti) buluşturmayı denediler ve ilk yarıdan maçı garantilediler. Arjantin'i çeyrek finalde penaltılarla geçmelerinin ve Brezilya'nın Paraguay'a elenmesinin ardından turnuvanın favorisi konumuna geçmişlerdi zaten.
Cavani'nin turnuva boyunca beklenen performansı sergileyemediğini söyleyelim. Forlan ve Suarez takımı sırtladılar. Muslera da kalede güven verdi. Gruptan çıktıktan sonra oynadıkları 3 maçta da gol yemedi Uruguay. Luis Suarez final maçının ve turnuvanın en değerli oyuncusu seçildi. Coates de en iyi genç oyuncu oldu.
Paraguay da penaltılarla Brezilya'yı geçince onlara da final yolu açılmış oldu. Venezuela'yı da penaltılarla geçtiler. Finalde ise gol atamama özellikleri pahalıya mal oldu. Vilar en iyi performansı gösteren oyuncuydu Uruguay adına. Bu performans ona en iyi kaleci ödülünü de getirdi.
Üçüncü Peru ise çok dengesiz bir kadroya sahip. Vargas gibi önemli bir yıldıza sahipler ama hiç iş yapamayan birçok oyuncusu da var. Kolombiya'yı 2-0 ile geçmeleri sürpriz olarak nitelendirilebilir. 3.lük maçında da Venezuela'yı rahat geçtiler. Fakat turnuva boyunca akılda kalacak bir gelişim gösteremediler. Guerrero 5 golle turnuvanın gol kralı olmayı başardı.
Venezuela ise 3.lük maçına kadar gayet iyi bir turnuva geçirdi. Kimse onlardan böyle bir performans sergilemelerini beklemiyordu. Teknik direktörlerinin katkısı büyük.
Arjantin'de Messi üzerinden dönen tartışmalar devam ediyor. Çok önemli kopukluklar yaşıyor Arjantin oyun içinde. Takım olarak hareket etmeyi beceremiyorlar. Orta sahası dünyadan ayrı bir alemde. Ne savunmaya ne de hücuma gerekli yardımı sağlıyorlar. Öndeki üçlüde kim varsa, şahsi becerileriyle iş yapmaya çalışıyor. Böyle olunca da durdurulması kolay bir takım haline geliyor Arjantin. Pastore daha çok kullanılabilirdi. Ev sahibi oldukları turnuvada hiç iyi değillerdi.
Brezilya da iyi olmayan takımlardan. Ganso ve Neymar'a fazla yük bindirmişler sanki. Genç oyuncular da kaldıramadılar bu yükü. Net bir golcü eksikliğini de hissettiler. Rivaldo, Kaka, Ronaldinho gibi önemli 10 numaralarla oynamaya alışmış bir takım için Ganso yeteri kadar katkı da sağlayamayınca Brezilya eli boş döndü. Bu takımın beraber oynayarak zaman geçirmeye ihtiyacı var. Bir de net golcüye. Robinho, Neymar, Pato müthiş isimler ama oyunu tutan, atakları olgunlaştıran ve arkadaşlarına alan ve zaman yaratan yapıdan çok uzaktalar.
Şili Sanchez'e, Kolombiya da Falcao'ya dayamışlar sırtlarını. Tek başlarına ilerleyemedi tabii bu oyuncular. Kolombiya'da Guarin'in hakkını yemeyelim. Elinden gelenin en iyisini yaptı Porto takımının oyuncusu.
Sonuç itibariyle en çok hakeden şampiyon oldu. Büyükler hayal kırıklığı yarattı. Böyle bir 11 seçilmedi ama ben turnuvanın 11'ini de şöyle belirliyorum.
--------------------------Vilar---------------------------
Perez---------Da Silva-------Coates-------A. Santos
---------Guarin-----E. Gonzalez-----Vargas----------
---------Suarez-------Guerrero-------Arrango--------
Bu arada turnuvada atılan 54 gol için Unicef'e 54 bin dolar bağış yapıldı.
1 yorum:
bence luganoda ilk 11i hak ederdi.iyi bi turnuva geçirdi.not: gs liyim.
Yorum Gönder