Gerek ben, gerekse de Gelipartt (Berk), bu zamana kadar soruşturma hakkında çeşitli yorumlarda bulunduk. Kesin yargılarda pek fazla bulunmamaya çalıştık. Varsayımlar üzerinden gitmeye gayret ettik.
Bugünden itibaren bazı şeyler daha da netleşti. İhtimaller yelpazesini biraz daha daraltarak yorumlar yapacağız. Aziz Yıldırım'ın tutuklanması demek, Fenerbahçe açısından işlerin iyiden iyiye zorlaşması demek. Tabii ki henüz Aziz Yıldırım'ın suçu sabit değil. Bunu gerçeği bir kere cebimize koyup, yorumlarımızı öyle yapacağız. Ancak şu da bir gerçek ki, Aziz Yıldırım savcının kanısına göre suçlu. Dolayısıyla biz belki şike yapıldığı kesinmiş gibi görüşler bildirmeyeceğiz ama TFF şike yapılmış gibi kabul ederek karar verme durumunda. Zira davanın ne kadar süreceği belli değil. Baş şüphelilerden birinin tutuklu olması, Futbol Federasyonu'nun karar sürecindeki en önemli belirleyici ayrıntı olarak yerini alacak.
Kitap ne diyor? Kitaba göre şike yapanın düşmesi gerek. Hatta şike yapmaya kalkanın da düşmesi gerek. TFF, Aziz Yıldırım'ın tutuklu olması nedeniyle, şike suçunu işlenmiş olarak kabul edeceği için Fenerbahçe'yi düşürmek zorunda gibi bir görüntü var. Tabii şike yapmaya çalıştığı ancak parayı ayarlayamadığı için yapamadığı söylenen bir de Trabzonspor var ortada. Ancak onlarla ilgili bir gelişme yok henüz.
Peki TFF Fenerbahçe'yi küme düşürebilir mi? Genel görüntü, bunun çok zor olduğunu ancak zor da olsa böyle bir karar alınacağını gösteriyor. Yine de başka formül arayışları olacaktır. Bu alternatif yollardan birine sapılır mı gerçekten bilmiyorum. Olursa şaşırır mıyım?Açıkçası şaşırmam. Bugün Aziz Yıldırım'ın tutuklanma kararından sonra olanlar ortada. Bu gerginlik, olası bir küme düşürme kararından sonra bu kadarla da kalmaz. İşin sosyo-ekonomik boyutunu falan da düşününce bu kararın ne kadar alınması zor bir karar olduğunu daha iyi anlıyoruz. Fenerbahçe'nin rakibi konumundaki Süper Lig kulüpleri bile istemiyor böyle bir cezayı. Yayın gelirleri, ülke futbolunun dengeleri vs. gibi her şeyin yeri değişecek. Tüm taşlar yerinden oynayacak. Kolay değil. Peki tüm taşların yerinden oynaması çok mu zor hükümet için? Açıkçası ben hükümetin mevcut dengeleri korumak gibi bir derdi olduğunu düşünmüyorum. Adamlar öyle ya da böyle koskoca ülkedeki taşları yerinden oynattı ve dengeleri bozdu. Ülke futbolu mu onları durduracak? Mesele rantsa, bu rant pastası gider, yerine yeni bir rant pastası gelir. Dilimler de bıçak kimin elindeyse onun istediği gibi belirlenir. Biz Türk futbolseverler de bu yeni düzeni bir süre garipser, sonra tekrar alışır ve futbolun büyüsüne kapılırız. Hangi yeni düzene alışmadık ki?
Yine de ilk gün ortaya koyduğumuz senaryo geçerliliğini koruyor. Türkiye'de şike hep vardı ancak nedense bu sene ortaya çıkarıldı. Bu da demektir ki bu iş siyasi nedenlerle gün yüzüne çıktı. Yani olay "şike bitsin" amacından çok, "Aziz bitsin" amacına odaklı. Aziz bitecek ki Fenerbahçe'nin başına bir atanmış başkan gelebilsin. Tabii bunun için Aziz Yıldırım'ın veliahtı Mehmet Ali Aydınlar da pasifize edilmeliydi. Edildi de...
Her şeye rağmen, bugün Fenerbahçe taraftarının ortaya koyduğu tepkiyi de anlamak mümkün değil. Gazeteciye saldırmak çözüm olamaz. Şike olmadığını kimsenin iddia edemediği bir ortamda suçlu olma olasılığı yüksek bir insanın peşinden bu kadar çok gidip camia da bu işlere bu kadar müsamahalı ve yakın bir yere konumlandırılmamalıydı.
Sonuç olarak, önümüzdeki birkaç gün çok kritik ve herkesin sağduyulu olması gereken bir zaman dilimi. Umarım ki işin içindeki onca soru işareti ve mide bulandıran ayrıntıya rağmen Türk futbolu için olumlu olan şey neyse o gerçekleşir.
0 yorum:
Yorum Gönder