31 Temmuz 2009 Cuma

TSYD Kupası - Ankara

Bir dönem heyecanla beklediğimiz, büyüklerin sezon öncesi birbirleriyle güçlerini çarpıştırdığı ve gerçekten motive olarak çıktıkları için heyecan veren TSYD Kupası İstanbul maçları biliyorsunuz ki uzun zamandır yapılmıyor ancak TSYD'nin Ankara şubesi bu geleneği yaşatmaya devam etmekte.

Bugün iki güzel maç var. İlki saat 17:30'da Eskişehirspor'la Ankaraspor arasında. İkincisi de saat 20:00'de, ezeli rakipler Gençlerbirliği'yle Ankaragücü arasında. Maçları TRT-1 canlı yayınlıyor.

Transfer döneminde gerek oyuncu kadrolarını, gerekse de teknik kadrolarını oldukça güçlendirmiş olan bu Anadolu kulüplerinin lig öncesi son durumlarını görebilmek açısından son derece güzel bir fırsat. Hava güzel, zemin futbol oynamaya elverişli...

Feberbahçe:5 Honved:1

Sezon öncesi oynanabilecek güzel bir hazırlık maçı kıvamındaydı dün geceki mücadele. Rakip tabii ki Fenerbahçe'yle baş edebilecek gibi değil. En uca bir zenci koymuşlar. Her yere koşturuyorlar adamı.

Fenerbahçe'ye gelirsek, umduğumdan hazır göründüler gözüme. Her ne kadar transferde taraftarlarını çok fazla şımartamasalar da alternatifli bir kadrosu var sarı lacivertlilerin. Tek sıkıntı Bilica'nın yanında oynayacak stoper olarak görünüyor. Aslında devamlılık kazanması halinde Önder orayı doldurabilir ama Avrupa Ligi için yeterli olabilir mi, bilemem.

Maçın yıldızı hiç kuşkusuz geceyi 3 golle tamamlayan Güiza oldu. İspanyol futbolcunun geçen seneyle pek alakası kalmamış sanki. Bu sene -eğer takımda kalırsa- çok farklı bir Güiza izleyeceğiz anlaşılan. Tabii sezon öncesi olması nedeniyle de bazı oyuncular henüz hazır değildi dün akşam. Özellikle Alex ve Deivid'in biraz daha çabukluk kazanması lazım gibi geldi bana. Hatta Deivid şu an fazlasıyla ağır. Beli de kalın. Hem dönemiyor hem de kıvraklığı gitmiş. Zamanla toparlayacaktır.

Tabii hazır olamayanların yanında bu sezon yeni transfer etkisi göstermesi muhtemel eskiler var. Mesela Kazım. Zaten hazırlık maçlarında da dikkatleri çekiyormuş. Düne kadar hiç izlememiştim ama dün gördüm ki bildiğimiz Kazım'dan farklı biri vardı sahada. Öyle zaman zaman saman alevi gibi parlayan, sonra birden sevdiği kıza sms atıp karşı taraftan cevap beklerken dalıp giden ergenler gibi durgunlaşıp, oyunun içinde kaybolan Kazım gitmiş; her an topu isteyen, toplu oyunda olduğu kadar topsuzken de iyi yerlere koşu yapan bir oyuncu gelmiş. Bu çizgiyi devam ettirirse sağ tarafın en büyük alternatifi olacak bu futbolcu.

Biraz da yeni transferlere değinelim. Herkes Andre dos Santos'un üzerine düşüyor ama ben dün Cristian'ı daha çok beğendim. Belki zamanla fikrim değişir ama dün Cristian çok faydalıydı. Öncelikle çok çabuk düşünerek hareket ediyor. Zaman kaybetmiyor. Topu dikine ve mümkünse tek pas oynuyor. Evet, öyle topu ayağına alıp 3-5 kişiyi peşine dizecek bir topçu değil melekeleri açısından ama oyun görüşü ve futbol zekası üst düzey. Bir de oyunun sıkıştığı anlarda 30-40 metrelik paslarla topu ters kanada ani bir şekilde ve isabetle göndererek orta sahanın ferahlamasını sağlayabilen bir oyuncu. Bence çok yararlı olacak.

Netice itibariyle rakip zayıf da olsa Fenerbahçe'yi beğendim ben. Bu sene Avrupa Ligi'nde ülke olarak iddialı olmamız çok muhtemel. Zamanla dün izlediklerimizin üzerine de bir şeylerin koyulacağını düşünürsek, zevkli bir sezon bizi bekliyor diyebiliriz.

30 Temmuz 2009 Perşembe

Maccabi Netanya:1 Galatasaray:4

Öncelikle belirtmek gerekirse pabucumun yayıncı kuruluşu D-Smart yüzünden çok bölük pörçük izledim maçı. Ama izlediğim kadarıyla söyleyebilirim ki, Galatasaray'ın pas trafiği her geçen maç oturuyor. Her gün bir şeylerin üzerine koyuyorlar ve bunu net bir şekilde görmek çok güzel. Demek ki Rijkaard ve ekibi doğru yolda. Bugünkü maçın skorundan da anlaşılacağı üzere, geçtiğimiz maçlardaki gol kısırlığı da ufaktan bitecek gibi. Tabii tecrübeli oyuncuların da takıma katılıyor oluşunun bunda çok etkisi var.

Arda bugün yine gösterdi ki, yeni rolüne çok çabuk adapte olacak. Hem kaptanlık, hem de orta sahanın patronluğu kendisine yaramış. Bugün Hakan Balta, Baros ve Sabri'nin gollerindeki asistleri, Arda'nın inisiyatif konusunda hiç sıkıntı çekmediğinin de en büyük göstergesi. Bu arada Sabri demişken... Yani adamın neyinden bahsedeceğini şaşırıyor insan. Şimdi attığı o harika golü mü anlatalım yoksa Galatasaray'ın yediği goldeki hatasını mı? Sırayla gidecek olursak, işin en temeline inmekle başlayabiliriz. Öncelikle kornerde direk dibini tutan futbolcu, o bölgeye gelen topları savuşturmakla görevlidir. Hem direğin dibinde bekler hem de yanınızdan geçen topa müdahele edemezseniz taraftarın tepkisine de alınmamanız gerekir. Umarım Rijkaard Sabri'nin bu temel sorunlarına bir çare bulur. Attığı golse, tek kelimeyle şahane. Keşke standardı hep o anki gibi olsa.

Bugün ayrıca Leo Franco ve Keita da ilk kez sarı kırmızılı formayı giydiler. Açıkçası Keita henüz uyum sürecinde olduğunu belli ediyor ve bir şey demek için henüz erken ama Leo Franco bugün güven verdi bana.

Netice itibariyle her ne kadar rakip öyle çok dişli olmasa da o zor iklim şartlarında yararlı bir maç oldu Galatasaray açısından. En başta da dediğim gibi her şey yavaş yavaş oturuyor ve takım tam kadro olduğunca her şey daha da farklı olacak belli ki. Umarım bu ivme devam eder ve Avrupa Ligi'nde iddialı konuma geçeriz ülke olarak.

Hleb Stuttgart'a, Bojinov Parma'ya

Ibra-Eto'o takasının üçüncü ayağı ve küçük lokması olan ve Inter'e kiralık verilecek olan Hleb, İtalya'da forma giymek istemeyince eski takımı Stuttgart'ın yolunu tuttu. Aslında çok başarılı olabilirdi Inter'de. Ama bu Barcelona günleri kendisine kötü gelmiş olacak ki bütün özgüveni gitmiş, "bildiğim tanıdığım yere gideyim" ben demiş. Bundesliga'da da kalitesini ortaya koyacaktır şüphesiz.

Yapılan transferlerin ardından hücum hattını biraz ferahlatmak isteyen Manchester City de Valeri Bojinov'u Parma'ya kiralık olarak gönderdi. Eğer sakatlık olmazsa bu da nokta diyebileceğimiz bir transfer olacak.

Elano Blumer Galatasaray'da

Birkaç gündür iyice ayyuka çıkan transfer dedikoduları nihayet gerçek oldu ve Manchester City'nin Brezilyalı orta saha oyuncusu Elano Blumer, Galatasaray'la 4 yıllık sözleşme imzaladı. Sarı kırmızılılar için kuşkusuz çok büyük bir transfer. Bonservis konusunda Keita'da izlenen yol izlenmiş ve 7 milyon euro tutarındaki bedel 3 yıla bölünmüş. Oyuncunun kendisi de yıllık 3 milyon euro alacak. Rakamlar biraz fazla gibi gelebilir ancak bu kalibrede adamları da başka paralara getirmek zor. Neticede hem savunmada hem hücumda etkili, tam bir frikik ustası olan ve 35 kez giydiği Brezilya milli takımı forması altında 6 golü bulunan bir dünya starından bahsediyoruz. Umarım Galatasaray ve Türk futbolu için verimli bir transfer olur.

Maccabi Netanya FC - Galatasaray SK



Maccabi Netanya, geçtiğimiz sezon İsrail Ligi'ni 4. bitirerek Avrupa Ligi'nde eleme oynamaya hak kazandı. İsrail ekibiyle alakalı bildiklerimiz de oldukça sınırlı olacaktır.

Temmuz başında Manisaspor ile bir hazırlık maçı yapmışlardı ve maç 0-0 sonuçlanmıştı. Bir önceki turda ise Malta temsilcisi Sliema ile deplasmanda 0-0 berabere kaldılar, rövanşında rakiplerini 3-0 ile geçerek Galatasaray'ın rakibi oldular.

Geçtiğimiz sezonda kendi lig performanslarına baktığımızda iç sahada çok iyi olduklarını da söyleyemeyiz. Oynadıkları 17 maçın 7'sini kazanabilmişler. Averajları da +3...

Aşırı milliyetçi bir taraftar kitlesine sahip oldukları söyleniyor ve takımda İsrailli olmayan bir futbolcu da yokmuş. Her Avrupa Kupası maçına milli maç olarak bakıyorlarmış.

Bunların Galatasaray'ı çok fazla etkileyeceğini düşünmüyorum. As kadroya yakın bir kadroyla çıkar ve ortalamaya yakın bir top oynar ise rakibini mağlup edecektir Galatasaray. 4-3-3 zırvasına futbolcular da çok fazla kafa yormayı bırakırlarsa ve dizilişin değil de sistemin önemli olduğunu kavrarlarsa Galatasaray için rahat bir maç ve tur olur kanısındayım.

Netanya'nın geçtiğimiz sezon kadrosunda hatta ilk 11'inde yer alan 7 futbolcusu da başka takımların yolunu tutmuşlar. Ve yaşanan maddi sorunlar yerlerine yeni oyuncular alınmasını engellemiş. Gençlerden oluşan bir ekiple oynamak durumundalarmış.

Sonuç olarak rakip zor gol yiyen bir takım gibi görünüyor. Az gollü bir Galatasaray galibiyeti olası. Galatasaray'ın gol yememesi de tur açısından önemli. Tromsö'ler, MTK'lar kolay unutulmuyor maalesef...

Maç saati 19.40... Yayın D-Smart

Galatasaray'ın muhtemel 11'i:

Leo Franco - Sabri, Servet, Gökhan, Hakan - Ayhan, Mustafa, Arda - Keita, Baros, Kewell

Ve yine rakip için muhtemel bir 11 yazamıyoruz...

Fenerbahçe SK - Budapest Honved FC



Fenerbahçe, bu sezonu bir Avrupa Kupası maçıyla açıyor. Yeni haliyle Avrupa Ligi adı verilen bu organizasyonda Fenerbahçe'nin 3. ön eleme turundaki rakibi Honved.

2008-09 sezonunu ligde 14. bitirmesine rağmen, Macar Kupası'nı aldıkları için bu turda oynamaya hak kazanmış bir takım Fenerbahçe'nin rakibi.

Macar ekibin teknik direktörü ve oyuncuları tur şanslarının az olduklarını ama bu şansı zorlayacaklarını ifade ettiler. Fenerbahçe cephesinde ise teknik direktör Daum "Burası Kadıköy, buradan çıkış yok!" diyerek ilk maçı kazanacaklarını ve turu atlayacaklarını söyledi. Daum'un bu taraftarvari açıklamasına gerek yok. Takım top oynasın, bir zaman sonra taraftar, o stadı bu tezahuratla inletir zaten. Daha önce şahit olduğumuz gibi...

Daum, rakibin sol beklerinin çok fazla hücuma çıktığını ve Diego ile Abraham'a dikkat edileceğini de söyledi. Bizim rakibi çok iyi tanımamız mümkün değil ama yeni başlayan Macar Ligi'nde ilk hafta Kaposvar'ı 3-1'lik skorla geçtiler. Rakip 10 kişi kalınca 2.'yi, 9 kişi kalınca da 3. golü attılar ve 9 kişi kalan rakiplerinden gol yemeyi de başardılar.

Ben Fenerbahçe'ye, özellikle İstanbul'da rakip olabileceklerini zannetmiyorum.

Şükrü Saraçoğlu'ndaki maç saat 21.45'te başlayacak. Yayın D-Smart...

Fenerbahçe'nin maça şu 11 ile çıkması bekleniyor

Volkan D. - Gökhan, Önder, Bilica, R. Carlos - Cristian, Emre - Kazım, Alex, A. Santos - Güiza

Rakip için bir kadro yazamıyorum maalesef...

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Kolo Toure City'de

Arsenal'li Kolo Toure, City'e imza attı ve mavilerin stoper arayışları da son bulmuş oldu. Bence tam isabet bir transfer. Manchester'ın bir diğer sakini Sir Alex Ferguson yakında iyice çileden çıkacak gibi. Bu arada Bojinov da Parma'yla kiralık olarak anlaşmak üzere...

Juan Pablo Sorin Veda Etti

Bu sezonki yaprak dökümüne en son Cruzeiro forması giyen 33 yaşındaki Arjantinli sol bek Juan Pablo Sorin de eklendi gün itibariyle. 33, futbolu bırakmak için artık erken bir yaş. Bu kararın arkasında Sorin'in son zamanlarda yaşadığı ağır sakatlıklar var tabii ki.

Transferde Bu Haberler Gündemde - 5

*Patrick Vieira ilerleyen yaşında tekrar kıymete bindi. Fransız oyuncuya Tottenham'ın ardından, Juventus'a giden Melo'nun yerini doldurmak isteyen Fiorentina da talip oldu.

*Terry transferinde sükut-u hayale uğrayan Manchester City bu kez kancayı Kolo Toure'ye takmış durumda. Bu transfer de çok zor görünüyor ancak eğer olursa büyük yarar sağlayacağı da kesin.

*Geçtiğimiz haftalarda ismi Galatasaray'la da anılan savunma oyuncusu Caceres için Juventus ve Barcelona transfer görüşmelerinin neredeyse sonuna gelmiş durumda. İmza an meselesi.

*West Ham'ın hazırlık kampına katılmayan Lucas Neill'in ismi tekrar Galatasaray'la gündemde. Ayrıca Manchester City ve Liverpool kulüplerinin isimleri de gerçiyor, ki eğer bunlar doğruysa Galatasaray'ın bir bardak soğuk su içmesi gerekebilir bu transfer için.

*Beşiktaş'ta yabacı kontenjanına takılan Zapotocny Bursaspor'a kiralandı ve resmi sözleşmeye imza attı. Birbirleriyle bu kadar sorunlu iki kulüp arasında ancak bu kadar verimli bir transfer olabilirdi. Hem Beşiktaş kontenjan dışındaki bir yabancısından kurtuldu, hem Bursaspor sorunlu olan savunmasına çok iyi bir takviye yaptı, hem de Zapo iyi futbol oynayabileceği bir kulübe , eski teknik direktörünün yanına gitmiş oldu.

*Bir dönem Ajax forması giyen Nourdin Boukhari Kasımpaşaspor'da. Bu transfere bir ara ayrıntılı eğilmek lazım.

*Real Madrid, Liverpool'dan Arbeola'yı kadrosuna kattı. Böylece kadrodaki İspanyol oyuncu sayısı da artmış oldu. Ki bu transferin en büyük işlevi de bu olsa gerek.

*Barcelona'nın geçtiğimiz hafta kadrosuna kattığı Keirrison, Benfica ile kiralık olarak sözleşme imzaladı. Oyuncunun tecrübe kazanması açısından iyi bir fikir bu kiralık olayı ancak Benfica'nın oldukça şişmiş durumdaki forvet rotasyonunda Keirrison ne kadar yer bulabilir, işte orası tartışılır.

*City transfer çalışmalarını sürdürürken bir yandan da kadrosunda yer açmaya çalışıyor. Bu doğrultuda Elano, Bojinov ve Benjani gibi oyuncuların transfer listesinde oldukları açıklanmış. Elano için hemen Galatasaray ve Beşiktaş isimleri ortaya atıldı. Bojinov da iyi bir alternatif olabilir kulüplerimiz için.

*Geçtiğimiz sezon Liverpool'dan transfer olduğu Espanyol'da isteneni veremeyen Finnan ülkesine dönerek Portsmouth'la sözleşme imzaladı.

*Tuncay Şanlı'ya son olarak Stuttgart'ın talip olduğu söyleniyor. Eğer gerçekleşirse kesinlikle verimli olur iki taraf için de. Hem Tuncay'ın Bundesliga'ya uygun oyun tarzı, hem tribüne çekeceği türk taraftarlar, hem de Mario Gomez'den doğan büyük boşluk, bu transferi nokta atışına çevirebilir.

*Zlatan-Eto'o takasının bir diğer ayağı olan Hleb, Inter'in teklifini reddetti.

28 Temmuz 2009 Salı

AUDİ CUP

Audi şirketinin 100. yılı olması sebebiyle, dünyada 100 yılı devirmiş 4 kulüp arasında yapılacak bir turnuvadır Audi Cup...

Almanya'dan Bayern Münih, İngiltere'den Manchester United, İtalya'dan AC Milan ve Arjantin'den Boca Juniors takımları bu dörtlü turnuvada karşı karşıya gelecekler.

29 Temmuz Çarşamba günü oynanacak iki maçla başlayacak turnuva ve ertesi gün oynanacak finalle de son bulacak.

Çarşamba günü oynanacak maçlar:

19:30 Manchester United - Boca Juniors
21:45 AC Milan - Bayern Münih

Perşembe günü bu maçların kazananları finalde, kaybedenleri de üçüncülük maçında karşılaşacaklar.

Bütün maçların yayını NTV Spor da. Final maçını NTV de yayınlayacak.

Sezonların açılışına az bir süre kala bu büyük takımları izleyebilmek keyifli olacaktır.

RSC Anderlecht:5 - Sivasspor:0


Maç yazısına başlarken başlığı 4-0 olarak kaydedecektim ancak tam da şu satırları yazarken Frutos'un golünün tekrarını izliyorum. Tam bir hezimet oldu bu akşam Sivasspor için. Bülent Uygun maça Abdurrahman, Sedat, Yasin ve Hayrettin'den oluşan 4'lü bir savunma, önlerinde Mbemba ve İbrahim Dağaşan ikilisi, en ileride tek adam Ersen Martin ve hemen arkasında da sol çizgide Erman, ortada Onur ve sağ tarafta da Musa Aydın'dan oluşan bir 3'lüyle çıktı. Kalede de gecenin kahramanı Michael Petkovic tabii ki.

İlk yarıda gelen 3 golde en büyük hata hiç kuşkusuz bu gece sıfır konsantrasyonla oynayan Petkovic'in ve Bilica'nın yerine gelen Yasin'indi. Tamamen acemice bir oyun sergiledi bu ikili. Aslında bu oyun anlayışıyla Sivasspor maçlarında sıklıkla rastlayabileceğimiz manzaralar gördük bugün. Bence hepsinin altında yatan sebep, takımın iskeletinin fazlasıyla kurcalanmış oluşu. Sivasspor bu sene 2. ligden 1. lige çıkmış takımların yaptığını yapıp iskelet kadrosunu resmen dağıttı. Bunun üzerine bir de Mehmet Yıldız ve Sezer Badur'un sakatlıkları eklenince geçen seneye oranla epey değişmiş bir Sivasspor 11'i izlemiş olduk.

Gelelim işin ayrıntısına. Madem Şampiyonlar Ligi'nde oynayacaksın, savunmanın en iyi adamı Bilica'yı satıyorsan, yerine de en azından onun kalitesine yakın bir isim koyacaksın, Yasin'i değil. Bir de elde Balili gibi bir oyuncu varken neden gönderilir anlaşılır gibi değil. Tam bu maçlık bir adamdı Balili. Tamam, orta sahaya Erman transfer edildi ve çok da iyi bir seçim ancak Erman topla etkili bir oyuncu. Oysa bugün onun yerinde Balili olsaydı Sivas birçok kontra pozisyon bulabilirdi onun önüne atılacak toplar sayesinde. Böylelikle Erman da daha verimli olabileceği yere, bugün Onur'un oynadığı yere kayabilirdi. E madem eldeki kadro bu, bu kadronun üzerinden devam edelim yoruma. Ersen'in arkasındaki üçlünün merkezindeki Onur bugün Bülent Uygun'u memnun etti mi, ya da şöyle değiştirelim, Bülent Uygun bu oyuncuyu hangi umutlarla sahaya sürdü acaba? Kadro darlığı burada da kendini gösteriyor aslında. Bugün elde adam akıllı alternatifli bir kadro olsa, Onur'un yerine o bölgede başlayacak bir Kamanan'la birlikte hücum varyasyonları daha zengin olabilirdi Sivasspor adına. Kaldı ki Ersen de bu tarz maçlarda tek forvet oynayacak yapıda bir oyuncu değil. Kaleye her daim sırtı dönük ve topu ayağına aldığında da kendi kalesine doğru yaklaşık 6-7 metre mesafe kat ediyor. Bu hastalık da Hakan Şükür'den kalmadır. Neyse konu dağılmasın. Bu sene anlaşılan Bülent Uygun'un acemiliğine kurban verildi Sivasspor tarafından. Tamam, kendilerinden tutup da Anderlecht'i deplasmanda dağıtmalarını beklemiyoruz ancak bu kadar dağılmalarını da beklemiyorduk. Dağıtılan takım iskeleti, gidenlerin yerlerine gelenlerin yeterli kalitede ve geçen seneki oyun anlayışına uygun olmaması, yabancı transferdeki fiyaskolar (hani Namouchi geliyordu? Dayro Moreno'yla anlaşmıştı hani Sivas? Omotoyossi ve Metz arasındaki sözleşmeye rağmen neden halen bir alternatif düşünülmüş değil?) ve zamansız sakatlıklar yüzünden muhtemelen CL işi hayal oldu Sivasspor için. Tabii ki biz de isteriz ikinci bir Xamax mucizesi yaşamayı ancak arada ciddi kalite farkı var. Özellikle adamların 4. golüne bittim ben. Frutos'un harika topuk pası felç etti resmen Sivas savunmasını. Hani sahada olsam, hiç sırıtmazdım o savunmada.

Tekniği, taktiği bir kenara bırakalım. Rakip kaleyi bulan tek bir şut bile çekmemiş bir Sivasspor izledik bu akşam.

Anderlecht 5 istedi ve orda bıraktı dersek yeridir. Biglia ve Suarez dikkat çekici bir oyun oynadılar. Söylemeden geçmeyelim.

Umuyorum Bülent Uygun da "türbülent" falan diye hikaye anlatamaz duruma gelmiştir artık. Mantalite kelimesini kullanmadan röportaj bitirebildi çünkü maç sonunda.. O da titredi ve kendine geldi sanırım tüm Sivas gibi.

Şimdi Bülent Uygun tarafından yapılması gereken, alakası olan olmayan her konuda konuşmak yerine doğal olarak sonraki maçlar için bir şeyler düşünmek. Bu takımdan da geçtiğimiz yıllara benzer bir iskelet çıkarabilmek ve özellikle de son iki sene gösterilen performansa mümkün olduğunca yaklaşabilmek. Neticede elde yine de her şeye rağmen potansiyelli bir takım var ve doğru hamlelerle bir istikrar yakalanabilir.

Önümüzdeki senelerde Avrupa kupalarında Sivasspor'a başarılar diler, rövanş maçında da sakatlıksız, belasız bir maç oynamasını isterim.

(bu arada gelipartt'la aynı anda yorum girmişiz maça. ikisini birleştirmeye çalıştım :) bütünlük bozulmamıştır umarım)

Inter Formalı Eto'o

Dün Zlatan, bugün de Eto'o. Büyük takas böylece gerçekleşti. İşlem tamam. Eto'o yeni formasıyla hem taraftarın huzuruna çıktı, hem de Inter idmanında yerini aldı. Jose Mourinho'yla araları da gayet iyi görünüyor fotoğrafta.

Peter Crouch Başladığı Yerde

Birçok futbolcunun hayali olan futbola başladığı yere geri dönme hareketini Peter Crouch, Tottenham'a giderek gerçekleştirdi. Geçen sezon Portsmouth formasıyla attığı 11 golle takımın ligde kalmasına katkıda bulunan Crouch için ödenen transfer bedeli 11 milyon euro. Sizin de aklınıza birden Jermaine Defoe transferleri geldi mi?

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Galatasaray 2009/2010 Sezonu Formaları

Galatasaray da nihayet bu akşam yeni sezon formalarının lansmanını yaparak taraftarının merakını gidermiş oldu. Böylece üç büyüklerin yeni sezonda karşımıza nasıl çıkacaklarını görmüş olduk.

3 çeşit forma tasarlanmış Galatasaray için. İlk olarak klasik parçalı forma. Tabii sarı ile kırmızının yeri değişmiş bu kez. Bu anlamda klasik seven taraftarları hayal kırıklığına uğratsa da ben beğendim bu formayı. Bu arada beyaz şort da parçalı formayla çok iyi gidiyor. Bundan sonraki senelerde de parçalı formanın altında beyaz şort göreceğiz gibi.

İkincisi düz beyaz bir forma ancak omuzlarda sarı kırmızı desenler var. Gecenin belki de en sönük formasıydı bu. Galatasaray'ın daha güzel beyaz formaları olmuştu ancak yine de geçer not alabilir zamanla alışabilirsek.

Gecenin sonuncu ve en çok yadırganan forması ise mor forma oldu. 2288 sene önce bu topraklara gelen Galatların rengi olarak lanse edilen forma tamamen düz renk ve sade bir tasarım. Tabii rengi oldukça iddialı ve birçok Galatasaraylıdan da kabul görmeyecek muhtemelen. Kaldı ki bu formayı futbolcular ve Rijkaard bile yadırgamışlar, tanıtım sırasında kendilerine mikrofon tutulduğunda söylediklerinden anladığımız kadarıyla. Muhtemelen bayan taraftarlar ilgi gösterecektir mor formaya.

Bunların dışında kaleci formalarını beğendim ben. Henüz fotoğraflarına ulaşamadığım için buraya koymadım ancak başarılı olduklarını söyleyebilirim. Genel olarak baktığımızda formalar vasatın biraz üstü denecek seviyede. Yine de Beşiktaş'ın formaları kadar kötü değiller. Fenerbahçe'nin formalarıyla da kafa kafaya diyebilirim. Bir de göğüs reklamı daha estetik olsaymış, biraz daha hoş olabilirmiş aslında.

Barça Formalı Zlatan


Katalanların haftalardır beklediği an bugün nihayet geldi çattı. Zlatan Ibrahimovic 9 numaralı formasını sırtına geçirdi. Gözümüz çabuk alışacak gibi.

Ivan Ergic

Ivan Ergic'in Bursaspor'a transferine Gelipartt burada daha önce değinmişti bildiğiniz gibi. Bu adamın ligimiz için ne kadar enteresan bir sima olabileceğinin resmidir bu da...

RSC Anderlecht - Sivasspor

Turkcell Super Ligi'nde iki senedir çok iyi sonuçlar alan ve üst sıraları zorlayan Sivasspor, tarihinin en önemli maçına yarın akşam çıkıyor.

Ligde ikinci olarak Şampiyonlar Ligi ön elemesinde yer almaya hak kazanan Sivasspor, kurada güçlü rakipler arasından en iyisini çekti. RSC Anderlecht, hem eski gücünde değil hem de sakatlıkla boğuşan ve transfer olması an meselesi olan oyunculardan oluşmuş bir ekip görünümünde. Yine de 29 lig şampiyonluğu bulunan Anderlecht, Avrupa kupalarında boy gösterme açısından Sivasspor'dan kat be kat üstün.

Sivasspor ise Bülent Uygun(kendisini hiç sevmem) yönetiminde 2 senedir düşürmedikleri bir forma sahiptiler. Lakin onların da sezon başı hazırlıkları hiç de umdukları gibi gitmedi. Hazırlık maçlarında 3 yenilgi, 1 beraberlik aldılar. PSV ve Olympiakos'tan 3'er, Heerenveen'den de 5 gol yediler ve sadece 1 gol atabildiler.

İki senedir beraber oynamaya alışmış takımdan Balili, Bilica, Tum, Kanfory Sylla, Diallo ve Mohammed Ali eksilince ve Bülent Uygun savunmaya yönelik anlayışı hücuma yöneltmeye çalışınca olanlar oldu ve Sivasspor zor bir döneme girdi. Mehmet Yıldız, Musa ve Sezer'in de sakatlıkları üstüne geldi ve Sivasspor'un hazırlık kampı olabilecek en verimsiz haliyle geçti gitti.

Yapılan transferlerden Yasin Çakmak, Bilica'nın boşluğunu henüz doldurabilmiş değil. Agbetu çabuk bir oyuncu ama takımı nereye götürür bilinmez. Ersen Martin ise Tum'un gitmesi ve Mehmet Yıldız'ın sakatlığından sonra orası için olabilecek en iyi alternatiflerden. Yine de alışması için bir süre gerek. Uğur Kavuk ise benim çok beğendiğim bir sağ bek olmasına rağmen o bölgede Abdurrahman varken ne kadar oynar bilemiyorum.. Arkada Uğur, önde Abdurrahman oynarsa Sivasspor'un sağ kanadı işler gibime geliyor. M'bemba ve Omotoyossi ise şu an için kapalı kutular.

Anderlecht'te takımın en önemli isimlerinden Boussaffa'nın oynaması beklenmiyor. Van Damme da takımdan ayrılmayı düşündüğünü ve Sivasspor maçında oynamak istemediğini belirtmiş.

Sivasspor'da Mehmet Yıldız ve Sezer Badur kesin olarak oynamayacak. Kamanan'ın sakatlığı ve Ersen Martin'in hastalığı düzelmiş. Maç kadrosunda olacak her ikisi de.

Sivasspor'a başarılar dileriz. Unutmayalım ki geçen sene BATE Borisov, Anderlecht'i eleyerek büyük bir sürprize imza atmıştı. Zor ama imkansız değil...

Maç yarın(28 temmuz) akşam saat 21.45'te... Maç yayını ise TRT 1 tarafından yapılacak...

İddaa'nın bu maç için verdiği oranlar ise bugün açıklandı:

Anderlecht galibiyeti 1'e 1.55
Sivasspor galibiyeti 1'e 3.9
Beraberlik ise 1'e 3.4 veriyor...

Alt ve üst oranları 1.70 olarak belirlenmiş... Oynayacaklara bol şanslar...




Fernando Morientes Marsilya'da

Avrupa'nın en kıymeti bilinmeyen golcülerinden Fernando Morientes, bence en doğru kararı vererek kariyerinin en verimli günlerini geçirdiği Ligue 1'e geri döndü. Marsilya kulübü de internet sitesinden yaptığı açıklamayla transferi duyurmuş. Senelerdir bizim türk takımlarının almak isteyip de alamadığı bir golcü. Bu sene belki alan olur diye umutlanıyordum ancak ne hikmetse herkes "33 yaşındaki adam alınır mı? Ölü yatırım olur" tarzı triplere girdi. Sanki her aldıkları yabancıyı 15 milyon euro karşılığında satıyorlarmış gibi bu adamın yanına bile yanaşmadılar. Neyse artık söylenecek pek bir şey yok Morientes'in Türkiye'ye bir türlü gerçekleş(e)meyen transferi hakkında. Bu sezon muhtemelen bir sakatlık yaşamazsa Monaco'da beraber forma giyip CL Finali gördüğü takım arkadaşı Didier Deschamps'ın takımında en az 15 golü görür bu tecrübeli ispanyol.

26 Temmuz 2009 Pazar

İbra'dan İlk Sözler

Zlatan Ibrahimovic, bugün nihayet Barcelona'ya gitti ve yeni kulübüyle ilgili ilk resmi açıklamalarını yaptı. Barça TV'ye konuşan Ibra'nın sözleri aşağı yukarı şu şekilde:

"Duygularımı anlatacak kelime bulamıyorum. Her şey tamam, sadece benim imzam eksik. Şu an hayatımdan çok memnunum ve gelişen olaylardan da keyif alıyorum. Çok ama çok mutluyum. Her şey tamamlandığında da dünyanın en mutlu insanı olacağım.

Her futbolcu Barcelona'da oynamak ister ama bu şansa hepsi ulaşamaz. Barca'nın benimle ilgilendiğini ilk duyduğumda menajerime bu işi halletmesini söyledim, o da çok büyük bir iş çıkardı. Barca'ya gelmeyi kim istemez ki? Eminimki her futbolcu Avrupa'nın ve belki de dünyanın en büyük kulübünü temsil etmek ister. En iyi futbolcular Barcelona'da olmak zorundadır ve umuyorum ki ben de onlardan biri olacağım.

Ben buraya herkesin bildiği özelliklerim sayesinde geldim. Maharetli bir oyuncuyum. Barca da maharetli bir futbol sergiliyor ve ben bu maharetli futbolumu tıpkı Inter'de olduğu gibi burada da tekrarlamak istiyorum. Benim nasıl bir futbolcu olduğumu bilen herkes, neler verebileceğimi de biliyordur.

Bundan sonra Barca'nın nasıl oynadığını öğrenmeye çalışacağım. Her mevkide şampiyonlara sahipler ve ben de onlardan öğrenebileceğim her şeyi öğrenmek istiyorum.

Buraya her şeye hazır bir şekilde geldim ve insanların keyif alması için de elimden gelenin en iyisini yapacağım."

Transferde Bu Haberler Gündemde - 4

*Hollanda basınına göre Fenerbahçe'nin henüz sözleşme yenilemediği Diego Lugano'ya bu kez Ajax talip. Transferdeki aracı isimse, oyuncunun Uruuguay milli takımından arkadaşı ve aynı zamanda Ajax forması giyen Luis Suarez...

*Milan'ın santrfor arayışı Galatasaray'ın orta saha oyuncusu arayışına ya da ne bileyim, Trabzonspor'un teknik direktör arayışına benzedi. Her yeni gün yeni isimler gündeme geliyor ve hiçbiri ile henüz bir sonuca varılabilmiş değil. Son aday Napoli'den Ezequiel Lavezzi. Ayrıca David Trezeguet de gündemdeki bir diğer isim.

*Mali sebeplerden ötürü takımı iyice dağıtan Diyarbakırspor'un transfer çalışmaları da sürüyor. Öncelikle İbrahim Ege, Risp ve Ayman ile anlaşan Diyarbakır, şimdi de Necati Ateş'le anlaşmak üzere. Ayrıca Galatasaray'ın genç futbolcusu Erhan Şentürk de geçtiğimiz sezon kiralık olarak forma giydiği Diyarbakırspor'a geri dönecek gibi.

*Ibrahimovic - Eto'o takası her an gerçekleşebilir. İşin sadece resmiyete dökülmesi kaldı. Barca, resmi sitesinden Ibra'nın bugün sağlık kontrolünden geçeceğini duyurdu. Inter bu transferden alacağı 40 milyon euro nakit paranın bir bölümünü Cassano transferinde kullanacak.

*Barcelona'nın yeni transfer ettiği ve bu sene kiralık olarak başka bir kulübe göndereceği Keirrison için Porto ve Ajax'ın sırada beklediği söylenmekte.

*Lorik Cana'nın Sunderland'e transferi resmiyet kazandı. Premier Lig ekibi için gayet yerinde bir transfer oldu.

*Real Madrid, Liverpool'un sol beki Alvaro Arbeloa'ya her an imza attırabilir.

*Shevchenko Chelsea'da kalmak istediğini açıklamış. Bu takımda kalmak için neye güvendiğini de açıklasaymış daha güzel olurmuş aslında. Tamam, Ancelotti'yle arası iyi olabilir ancak özellikle son iki sezon göster(eme)diği performansı kendisini hiç düşündürmüyor mu acaba?

*Real Madrid'in gözden çıkardığı Huntelaar için en istekli kulüp Tottenham.

*Roma tekin direktörü Spaletti'nin gündemindeki isim Liverpool'da önümüzdeki sezon forma bulma şansı çok az olan Andriy Voronin. Düşününce mantıklı geliyor böyle bir transfer. Ancak daha da mantıklı olanı, birkaç stoper transfer etmeleri olacak. Kaldı ki ellerinde sadece Mexes var bu bölgede oynayabilecek.

*Valencia tarafından sözleşmesi henüz yenilenmeyen Fernando Morientes, Marsilya'nın kıskacında. Deschamps, daha önce beraber Monaco forması giydikleri golcüyü takımda görmeyi çok istiyor.

*Galatasaray teknik direktörü Rijkaard'ın Shabani Nonda'yı gözden çıkardığı söyleniyor. Kongolu futbolcu, alacaklarına karşılık bonservisi verilerek gönderilebilir. Yerine de başka bir santrfor alınacaktır tabii ki.

25 Temmuz 2009 Cumartesi

Nilmar Villarreal'de

Nilmar Honorato da Silva, yani futbol piyasasında kullanılan ismiyle Nilmar, yeniden Avrupa sahalarına çıkmaya karar verdi ve tercihini La Liga'dan yana kullandı. Brezilyalı futbolcu önümüzdeki sezon Nihat Kahveci'nin eski takımı Villarreal formasını giyecek. Bence İspanyol takımlarına uygun tarzıyla başarılı olacaktır. Gençken şu adamın üzerine düşmeyen kulüplerimiz de dertlerine yansın tabii.

23 Temmuz 2009 Perşembe

Galatasaray:2 FC Tobol:0

Aslar takıma girince fark da ortaya çıktı bugün. Arda, Hakan Balta, Baros, ikinci yarıda Kewell ve hatta Linderoth... Takımın bu sene oynadığı hazırlık maçlarını ve ilk Tobol maçını düşününce herhalde en güzel oyunu bu akşam izledik. Oyun sıkışınca oluşturulan üçgenler, hızlı ve dikine pas trafiği, savunmanın dengesi -Sabri'nin bölgesi hariç- gayet iyiydi ve ilerleyen günler için umut vericiydi.

Özellikle ilk yarıda aksayan tek yer sağ kanattı. Gerek Yaser'in henüz yeterince özgüven edinmemiş olması, gerekse de Sabri'nin savunmayı resmen savsaklaması nedeniyle bu bölgede sıkıntı yaşadı Galatasaray. İlerleyen zamanlarda takıma girecek olan Keita ve zamanla gerçek kapasitesine ulaşacak olan Uğur'u (hatta belki de sağ beke yapılabilecek yeni bir transfer) düşününce buradaki sorunun da aşılabileceğini düşünmek mümkün.

Sakatlanana kadar oyunda kaldığı sürece Serdar Eylik'i de beğendim ben bugün. Ali Sami Yen'de ilk maçına çıkmasına rağmen özellikle ilk yarıda takımın en etkili isimlerindendi genç futbolcu. Bu arada sakatlandığı pozisyonda rakibin fazlasıyla kontrolsüz olması onun da en büyük şanssızlığı oldu. Maç içinde sıkça tekrarlandı bu kontrolsüz hareketler. Hakem de bu duruma müsamaha göstermedi değil hani.

Golü atan Mustafa Sarp da geldiği günden bu yana en iyi futbolunu oynadı diyebiliriz. Orta sahadaki kesiciliği olsun, topu dikine ve çabuk oynama gayreti olsun, gayet takdire değerdi. Zaten bu performansının meyvesini de attığı golle aldı.

Çiçeği burnunda kaptan Arda da bugünün iyilerindendi. Alışık olmadığı bir bölgede oynamasına rağmen oldukça etkiliydi. Hoş, rakip zayıftı diyenler olacaktır muhakkak ama zayıf oldukları kadar da serttiler. Böyle rakiplere karşı Arda gibi teknik oyuncular risk altındadır her zaman ve biraz daha saklanarak oynarlar. Arda bugün saklanmadı ve takımı gayet başarılı bir şekilde yönlendirdi.

Netice itibariyle tur biraz zor da olsa gelmiş oldu. Umutlu olmak için her sebep mevcut. Her geçen gün göze daha hoş gelen ve daha sağlam bir futbol oynanıyor sarı kırmızılılar tarafından. Hele ki bir de takımı sahada tam kadro görebilirsek değmeyin keyfimize.

Transferde Bu Haberler Gündemde - 3

*John Arne Riise'nin sağ açık kardeşi Bjorn Helge Riise Fulham'la anlaştı. Yeni nesil Riise'nin iyi bir piyasası olacağı söyleniyor ilerisi için.

*Milan, Luis Fabiano işini kotaramayınca bu kez de hedefini AZ Alkmaar'ın santrforu Dembele'nin peşine düştü. Bu sene Milan'ın işi zor. Transferde umduklarını bulmuş değiller. Bir de üzerine ellerindeki en büyük yetenek Kaka'dan oldular. Bakalım taraftarın gönlünü nasıl alacak Galliani ve arkadaşları.

*Tim Borowski, Bayern Münih'te geçirdiği bir sezonun ardından eski kulübü Werder Bremen'e geri döndü. Werder açısından da Borowski açısından da Bayern açısından da iyi oldu diyebiliriz.

*İbracadabra-Eto'o takası her an gerçekleşebilir. Kamerunlu futbolcu ikna edildi diyebiliriz. Artık bıraksın şu inadı da gerçekleşsin şu transfer. Biz bile sıkıntıya girdik burada.

*Kolombiya'da çok enteresan bir transfer gerçekleşti. Aslında tam olarak transfer de denemez buna. America Cali takımı, 10 önce futbolu bırakmış olan forvet oyuncusu Anthony de Avila'yı yeniden futbola döndürdü. Çiçeği burnunda futbolcunun yaşı ise 46.

*Gerek İngiliz, gerekse de Türk basınına göre Galatasaray'ın yeni bombası Chelsea'nin Portekizli oyuncusu Deco. Hoş, Haldun Üstünel'den her şey beklenir. Gider yine en ummadık adamı getirir ama bu iş ciddi sanırım.

*Arap takımı Manchester City, peşinde olduğu Chelsea kaptanı John Terry'e haftalık tam 1 milyon pound önerecekmiş. Gel de reddet. O paraya ne bayrak adamlık kalır ne de kaptanlık.

*Beşiktaş'ın elden çıkarmak istediği Zapotocny Bursaspor'la anlaşmak üzere. Bakalım yeşil beyazlılar, yıldızlarının bir türlü barışmadığı rakiplerini bu yabancı kontenjanı belasından kurtaracak mı...

*Barcelona forvet transferinde sonunda bir imza attırdı. Tabii henüz İbrahimovic değil bu isim. Katalanlar, Brezilyalı oyuncu Keirrison'la sözleşme imzaladı. Tabii muhtemelen bir sene kiraya verirler. Son derece gelecek vaadeden bir isim Keirrison.

Besle Kargayı...

"Birkaç maçını izlemeden, Manchester City için 'İlk dörde girer' diyemem. Zor; ancak yapabilirler. Umarım ligi Arsenal’in üzerinde bitirebilirler"

Bu sözler Arsenal'in eski futbolcusu Ashley Cole'a ait. Kendisi de şu sıralar iyi dileklerini belirttiği Manchester City gibi bir transfer obezi olan Chelsea'de forma giymekte olan Cole, Arsenal'le kötü ayrılmasının sonucunda kulübe karşı nasıl kinlendiğini de göstermiş olmuş. Ancak yine de bir futbolcunun bu sözleri söylemesi trajikomik bence. Bir yana Arsenal'i ve orada oluşturulan, işleyen sistemi koyun, diğer tarafa da parayı bastırıp 3 ayda takım kuran Arap ve Rus zenginlerini.

Fenerbahçe 2009-2010 Sezonu Formaları

Yeni sezonda kullanacağı formaları tanıtan bir diğer kulüp de Fenerbahçe oldu. Geçtiğimiz hafta Beşiktaş'ın başına gelen forma felaketinin ardından, Fenerbahçe'nin bugünkü tanıtımı merakla bekleniyordu. Adidas, sarı lacivertli kulüp için çok fazla riske girmeden, sade ve şık denilebilecek tasarımlar hazırlamış.

Sanırım ilk seçenek yine klasik çubuklu forma olacak. Zaten bu formayla kimsenin bir alıp veremediği yok. Bu sebeple, 1-2 ufak detay dışında üzerinde bir değişiklik de yapılmamış gibi. Tanıtımı yapılan formalar arasında bir de sarı beyaz çubuklu forma var. Bu da Fenerbahçe'nin iki sezon önce giydiği forma aslen. Bunda da birkaç küçük değişiklik olabilir ama ben farketmedim açıkçası.

Muhtemelen sarı lacivertliler için bu gece en değişik forma düz lacivert şekilde tasarlanan forma oldu. Fenerbahçe taraftarları eminim bu formaya ilgi gösterecektir. Hiçbir ekstra özelliği yok ama bence şık olmuş.

Yani kısaca özetlemek gerekirse ne etliye ne de sütlüye karışan, denenmiş ve kabul görmüş bir kreasyon sergilenmiş bugün. Bakalım ayın 27'sinde yapılacak Galatasaray forma tanıtımında neyle karşılaşacağız. Şimdilik Beşiktaş, forma tasarımı konusunda çuvallamış durumda. Fenerbahçe'ye de geçer not verebiliriz.

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Başkentli Vassell

Ankaragücü nihayet muradına erdi ve İngiliz futbolcu Darius Vassell'le 2 yıllık sözleşmeyi imzaladı.

"Fazla konuşmak istemiyorum. Futbol oynamak istiyorum. Ankaragücü'nün başarısı için çalışacağım." Bu sözler başkent ekibinin yeni transferine ait.

Tabii ki Vassell bu sene 30 gol atacak değil ancak takımın sahaya çıkarken daha bir özgüvenle çıkmasını sağlayacak olması bile önemli. Bunun yanında kariyer bakımından ortam görmüş diye tabir edebileceğimiz bir futbolcu olması da sarı lacivertliler için büyük bir avantaj. Ayrıca kulübü yıllardır süregelen Cemal Aydın hegomonyasından ve ataletinden kurtaran ve kendi çapında da olsa bir vizyon kazandırmaya çalışan başkan Cengiz Topel Yıldırım'ı da kutlamak gerek.

Premier Ligteki kariyeri baş aşağı düşüşte olan bir futbolcu olsa da Turkcell Süper Lig için gayet standart üstü bir yabancı transfer oldu Vassell. Umarım kontratı bitmeden kaçan/kovalanan şöhretlerin arasına katılmaz.

Yeşil Bursa Kızıl Bursa Olacak!..

Ertuğrul Sağlam yönetimindeki Bursaspor, yakın tarihin en değişik futbolcularından birini renklerine bağladı. Bu futbolcu Ivan Ergic.

1981 yılında Yugoslavya'da (bugün Hırvatistan topraklarında yer alan) Sibenik'te dünyaya gelmiş. Savaştan ötürü önce Sırbistan daha sonra da Avustralya yolunu tutmuş. İlk profesyonel olduğu takım da Avustralya'nın "Perth Glory" takımı. Burada ilk sezonunda 32 maçta 10 gol bulup, takımını ikinciliğe taşıyınca Avrupa kendisine kucak açmış.

Bu genç yeteneği kadrosuna katan ise Juventus olmuş. Forma şansı bulamadan da Basel'e kiralanmış. Daha sonra tekrar Juventus'a dönecekken çeşitli sakatlıklar ve rahatsızlıklar yaşamış. Ta ki bu yaza kadar Basel'den başka bir kulübe gitmemiş Ergic... 4 İsviçre Ligi şampiyonluğu ve 4 İsviçre Kupası mevcut. Basel'in de takım kaptanıydı.

İşte Bursaspor'un yeni transferinin kariyeri. Peki onu farklı kılan kariyeri mi? Yazının sonrasını okuduktan sonra siz karar verirsiniz...

Ivan Ergic 2003 yılında Şampiyonlar Ligi'nde çok önemli performanslar gösterirken, Juventus'a dönüş hayallerine sakatlığı sebebiyle ara vermek durumunda kaldı. Bu sakatlık beklenenden uzun sürdü ve etkileri fazla oldu.

2004 yılında Ergic bu sefer psikolojik bir rahatsızlıkla boğuştu. Bütün yazını bir klinikte, tedavi altında geçirdi Ergic. Genel-geçer düzene ayak uyduramayanlardandı kısacası. Gördüğü tedaviye 4 ay sonunda cevap veren Ergic tekrar sahalara döndü ve Basel'in kaptanlığına kadar yükseldi. 150. maçının sonunda da şampiyonluğu elde etmesi ayrı bir sevinç kaynağı oldu. Lakin Basel'in başına Torsten Fink geldi ve Ergic'i takımdan gönderdi...

Ivan Ergic babadan sosyalist. Karl Marx sempatizanı olduğunu hiç gizlemiyor. Öyle sadece Marx'ı bilip de solcuyum diye çıkanlardan ya da yeni dünya düzeninin oluşturduğu "solcu"lardan değil.

Frankfurt Okulu'na olan merakıyla tanınıyor Ergic. Jean Paul Sartre hayranı kendisi. Adorno ve Horkheimer'i de seviyor ve takip ediyor.

Ayrıca fırsat buldukça futbolcuların ve bu sektörün içinde yer alanların çok fazla paralar kazandığını düşündüğünü belirtiyor...

Böyle bir adam geldi Bursa'ya. Maç sonu röportajlarında "Önümüzdeki maçlara bakacağız" diyen futbolculardan başka bir futbolcu. Söyledikleri kimin canını yakar? Hangi çevirmen doğru çevirir? bilinmez ama umarız Bursaspor takımına ve çevresine yeni ufuklar açabilir. Tekrar depresyona girmesi an meselesi de olsa...


Ve son söz... Ertuğrul Sağlam'ın "Fethullahçı" olduğu söylenir, durur.. Ama en iyi ihtimalle muhafazakar olduğu kesindir. Bu futbolcunun bu özelliklerini bilip de tercih etmişse, "muhafazakar demokrat"ların şahı olmuştur kendisi.. Ve evet... Karar veren "Fetocu" Ertuğrul, uymak durumunda olan "Marksist" Ergic... Değişen bir şey yok.. Biz yine de yazalım...


Uludağ'ın eteğinde bir cehennem şehri var


Bir şehir ki, burjuvalar, "Yeşil Bursa" diyorlar, hayda hay!



Dar sokaklarında gezer, işşizlik tırpan ile


Fabrikalar ipek boyar, genç kızların kanıyla, hayda hay!



Biz çıkarız Uludağ'a, bir kucak odun için


Onlar orda dolaşırlar, zevk için, oyun için, hayda hay!



Milyonları yaratırken, işçinin iş kuvveti


Bir avuç burjuva yutar, doğan bütün serveti, hayda hay!



Biz çalışıp kazanırken, keyfi için onların


Bugün böyle, fakat, böyle olmayacaktır yarın, hayda hay!



İşçi, saray mahlesinde, uzatarak elini


Mustafa Suphi yoldaşın dikecek heykelini, hayda hay!



"Yeşil Bursa" kurtulacak, Kızıl Bursa olursa


Olursa değil, mutlaka, Kızıl Bursa olacak! hayda hay!

Taze Free Agent: Cassio Lincoln

İki sezon önce büyük hayallerle başlayan Galatasaray-Lincoln ilişkisi bu hafta itibariyle sona ermiş gibi duruyor. Tabii taraflar bundan sonra kozlarını hukuki alanda paylaşacaklar. İlk raunttan Galatasaray galip çıkmış gibi görünüyor. Lincoln'ün sözleşmesini feshettiğini ve bu feshin gerekçelerini Futbol Federasyonu'na belirtmiş sarı kırmızılı kulüp. Federasyon da bu durumu onaylamış. Şimdi söz FIFA'da olacak gibi. Bakalım kim kime tazminat ödeyecek. Aslında normal şartlarda Lincoln kabahatli tabii, tartışmaya dahi gerek yok ama Adnan Polat'ın birkaç hafta önce Brezilyalı futbolcu için yaptığı "kulübün kapısından giremez" açıklaması karşı taraf tarafından koz olarak kullanılmaktaymış.

Bakalım, önümüzdeki aylarda çıkar işin kokusu. Şimdi söylenebilecek tek şey, Galatasaray'ın çok yetenekli bir oyuncuyu kaybettiği ancak buna karşın çok da büyük bir sorundan kurtulduğu.

Batuhan Karadeniz Gaziantepspor'da

Türk futbolunun şu sıralar yaşıtları arasındaki belki de en yetenekli ancak mental olarak da en az gelişmiş futbolcusu Batuhan, henüz 19'unu bitirmeden 3. kulübünü değiştirerek Gaziantepspor'la anlaştı.

Geçen sezonun ikinci yarısında formasını giydiği Eskişehirspor da çok istedi ancak genç oyuncunun yolu Antep'e düşmüş oldu. Aslında Hollanda ya da Almanya gibi bir ülkeye gitse çok daha iyi olurdu gelişimi açısından. Tabii halen daha geç kalınmış bir şey yok. Olaya Gaziantepspor açısından bakarsak, Batuhan'ın da gelişiyle birlikte kağıt üzerinde vasat üstü bir hücum hattı oluşturmuş oldular. Buraya 1 alternatif daha ekleyebilirlerse sorunsuz bir sene geçirecekler gibi. Tabii dediğim gibi, bu sadece kağıt üzerinde görünen. Önce Batuhan'ı kontrol altında tutabilmeleri gerekecek.

21 Temmuz 2009 Salı

Al-Portsmouth!!

Ruslar ve Arapların futbola karşı olan arsızca ilgisi bu kez Portsmouth'u satın aldı. Birleşik Arap Emirlikleri uyruklu Süleyman El Fehim kulübü satın almış durumda. Premier Lig'te Manchester City'den sonraki ikinci Arap takımı oldu Portsmouth. Keşke sistemli bir yapılanma ile gelişimlerini gerçekleştirmeye çalışsalar ama önceki örneklere bakınca Portsmouth'un da transfer obezi olacağı gerçeğini görmek çok zor değil.

Nereye Gidecek?

Fotoğraftan da anlayacağınız üzere Achille Emana insan değil, insan suretinde bir melek. Sahadaki futbolu da öyle. Hani bu sene dilimize pelesenk olan "oyunu iki yönüyle de oynayabilen" bir futbolcu.

Malum, kendisinin top koşturduğu Real Betis, geçtiğimiz sezon La Liga'ya veda etti. Takımın önemli oyuncuları da birer birer kendilerine başka gelecek planları kurup uygulamaya çalışıyorlar. Mesela bir tanesine bu gördüğünüz linkte değinmiştik.

Tabii ki Emana da seneye büyük bir ihtimalle Betis formasını giymeyecek. Ancak nedense transferinde de bir sessizlik söz konusu. Transfer sezonunun geçtiğimiz haftalarında ismi türk takımlarıyla da anılıyordu. Özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe kendisini getirmek için ciddi girişimlerde bulundular gerçekten de. Ligimiz için iyi bir etiket olabilecek bir isim Emana. Ancak gerek Galatasaray Başkanı Adnan Polat'ın transferle ilgili açıklamaları, gerekse de Fenerbahçe'nin aynı mevkiye yaptığı Cristian Oliveira transferi sanki bu oyuncunun kulüplerimizin gündeminden çıktığını işaret ediyor gibi. Bir de birkaç hafta öncesinde basına yansıyan Bolton dedikoduları var tabi oyuncuyla ilgili.

Bakalım Emana önümüzdeki sezon hangi formayı ıslatacak. Betis eğer inadından vazgeçip oyuncunun bonservisinde indirime giderse kim için olursa olsun çok verimli bir transfer gerçekleşeceğine inanıyorum. Tabii gönlümüzden de Turkcell Süper Lig geçmiyor değil kendisi için.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Andre Dos Santos ve Cristian Oliveira Fenerbahçe'de

Fenerbahçe yabancı transferinde nihayet imzaları attırdı. Fenerbahçe TV'den verilen haberlere göre Corinthians takımından Andre dos Santos ve Cristian Oliveira önümüzdeki sezon Fenerbahçe forması giyecekler.

Bu futbolculardan 26 yaşındaki ve 1.83 boyundaki Cristian Mark Junio Nascimento Oliveira orta sahada savunmaya yönelik görev yapıyor.

André Clarindo dos Santos ise sol bek. Bu oyuncu da 26 yaşında ve boyu 1.79.

Rebrov Veda Etti

Hey gidi... Bu sene bırakan bırakana. Bir dönem Fenerbahçe'de de oynamış olan ve Ukrayna'nın Shevchenko'dan sonraki en büyük golcüsü Sergei Rebrov da futbolu bırakanlar kervanına katıldı. En son bizim çocuklar Gökdeniz ve Hasan Kabze'yle birlikte Rubin Kazan için ter döküyordu ve 35 yaşında "artık bitsin" dedi. Teknik adamlık kariyerine de eski kulübü Dinamo Kiev'in rezerv takımının yardımcı antrenörü olarak başlayacakmış.

Tövbe Konuşmam!

Sivasspor teknik direktörü Bülent Uygun'un beyanat problemine geçtiğimiz aylarda burada ayrıntılı bir şekilde değinmiştik. Geçen zaman zarfında kendisinin fikirlerinde ufak tefek değişiklikler olmuş olacak ki çok önemli kararlar almış.

Bülent Uygun, bundan sonra çenesiyle değil de yaptıklarıyla gündeme geleceğini beyan etmiş ve bu sene öyle her hafta konuşmama kararı almış. Sözlerine noktayı koymadan da sanırım jübile mahiyetinde birkaç bomba salmış futbol gündemine. İlk olarak Arda Turan'a Aziz Yıldırım tarafından yapılmış transfer teklifi hakkındaki ulu görüşlerini bizlerle paylaşmış. Ona göre Galatasaray, geçen sene Sivasspor'a yaptıklarının cezasını çekebilirmiş. 2008-09 sezonu ikinci yarısında yokları oynayan Mehmet Yıldız'ın bu form düşüklüğünün sebebi devre arasında kendisine Galatasaray'dan gelen transfer teklifiymiş. Şimdi Mehmet'le aynı duyguları Arda yaşayacakmış. Bir çeşit ilahi adalete bağlamış yani olayı Bülent Hoca. 28 yaşındaki Mehmet'le 22'lik Arda'yı dünya görüşü ve ortam görmüşlük olarak aynı kefeye de koydu ya, daha ne denebilir ki? E daha geçtiğimiz gün de hazırlık maçlarını yöneten hakem için "Anderlecht'i tutuyormuş, üstelik PSV formasıyla geziyormuş" ve "embesil" gibi iki enteresan ifade kullanmıştı. Bugün de konuşmamaya dair alınan kararlardan bahsediliyor.

Netice itibariyle garip bir adam bu Bülent Uygun. Hem elindeki sınırlı imkanları maksimum, hatta maksimum ötesi derecede kullanarak takdirimizi kazanıyor, hem de ölçüp biçmeden, tartmadan ve düşünmeden konuşarak antipati kazanıyor. Şu an için antipati takdirin ötesinde. Umarım ilerleyen zamanlarda sadece takdirle anarız kendisini.

Vedat Okyar'ı Kaybettik


Beşiktaş'ın unutulmaz futbolcusu ve spor yazarı Vedat Okyar ne yazık ki kanser tedavisi gördüğü hastanede hayata gözlerini yumdu.

Önce hiç umulmadık anda Orhan Şengürbüz, bugün de Vedat Okyar. Spor basını iki tane seviyeli insanı kaybetti. Umarız bu kötü haberler uzunca bir süreliğine kesilir.
Mekanı cennet olsun...

Kategoriler

201 afrika uluslar kupası 2010 dünya kupası 2014 dünya kupası a milli takım a2 ligi abdul kader keita abdullah avcı adana demirspor adanaspor adnan polat adriano ajax akhisarspor alanyaspor alex de souza alexis sanchez ali sami yen stadı almanya alpaslan dikmen altay amerika birleşik devletleri andre santos andrea pirlo ankaragücü ankaraspor anket antalyaspor arda turan arjantin arsenal arsene wenger as monaco atınç nukan atletico madrid aurelien chedjou avustralya aydın karabulut aykut erçetin aykut kocaman azerbaycan aziz yıldırım ballon d'or bank asya 1. lig barcelona başakşehir batuhan altıntaş batuhan karadeniz bayer leverkusen bayern münih bekir irtegün belçika benfica bertul kocabaş beşiktaş Beşiktaş ve City blogtivi bogdan stancu bolton wanderers boluspor borussia dortmund bosna hersek braga brezilya bucaspor bundesliga burkina faso bursaspor bülent ataman bülent korkmaz bülent uygun bülent ünder caner erkin celal kıbrızlı celtic cem sultan cesc fabregas ceyhun eriş ceyhun gülselam cezayir championship chelsea christoph daum claudio bravo claudio caniggia claudio pizarro claudio taffarel copa america corinthians cristiano ronaldo cska moskova cüneyt çakır çaykur rizespor daniel güiza danimarka david villa deniz kadah denizlispor deportivo la coruna didier drogba didier zokora diego maradona dirk kuijt diyarbakırspor doğaüstü futbol gerçekleri dunga dynamo dresden egemen korkmaz eintracht frankfurt elano elazığspor elvir baliç emiliano insua emmanuel emenike emre can erdoğan arıca eskişehirspor euro 2012 euro 2016 fabio bilica fanzin faryd ali mondragon fatih terim fc sion fc twente felipe melo fenerbahçe fernando muslera ferudun tankut fifa fildişi sahili formalar frank lampard frank rijkaard fransa franz beckebauer futbol sandığı galatasaray gana gaziantepspor gençlerbirliği genoa getafe gheorghe hagi giampaolo pozzo gine gino pozzo glasgow rangers gökhan inler gökhan töre gökhan ünal göztepe granada greuther fürth guillermo ochoa gurbetçi futbolcular guti guus hiddink güncel güney afrika güny kore güvenç kurtar haftanın ardından hakan arıkan hakan çalhanoğlu hakan şükür hakemler hamburg hamit altıntop hannover 96 harry kewell hasan kabze hayrettin demirbaş hertha berlin hırvatistan hikmet karaman hollanda honduras hugo almeida ibb ibrahim üzülmez ibrahima yattara iddaa ilkay gündoğan inceleme incleme ingiltere inter irlanda cumhuriyeti ispanya istanbulspor isveç isviçre italya ivica olic j-league japonya jerry akaminko johan elmander jose mourinho jupp heynckes juventus jürgen klopp kadir has stadı kamerun kardemir karabükspor karlsruhe karşıyaka kasımpaşaspor kasper hjulmand kayserispor keylor navas kıymeti bilinmeyenler kocaelispor kolombiya konyaspor kosta rika kulüpler birliği la liga lazio lefter küçükandonyadis leipzig lens ligue 1 lionel messi liverpool livorno lokomotif moskova lomana lualua los galacticos lucas neill lugano lyon maç öncesi maç yorumu mahmut özgener mainz mali mamadou niang manchester city manchester united manisaspor mario balotelli mario götze marius alexe marsilya martin palermo mateja kezman medhi benatia mehmet ali aydınlar mehmet ekici meksika melih gökçek mersin idman yurdu mert günok mesut bakkal mesut özil metin diyadin metin oktay metin tekin mevlüt erdinç mhk michael owen michael skibbe milan milan baros miroslav klose muhammed demirci muhammet reis mustafa denizli mustafa yücedağ nadir çiftçi napoli necati ateş necip uysal newcastle united nicolas anelka nijerya nostalji notts county nuri şahin nürnberg oğuz çetin oğuz sarvan oğuzhan özyakup olcan adın olympiakos orduspor orhan şam osc lille oscar cordoba ömer toprak panathinaikos paok paraguay pep guardiola pierre webo portekiz porto portsmouth premier league premier lig psg ptt 1.lig radamel falcao rafael benitez rais m'bolhi raymond domenech real madrid real sociedad rıdvan dilmen ricardo quaresma rigobert song river plate robert lewandowski roberto carlos robinson zapata roma romario ronaldinho ronaldo rosenborg sabri sarıoğlu sakıp özberk samet aybaba samir handanovic sampdoria samsunspor schalke 04 selçuk inan selçuk şahin semih şentürk senegal sercan sararer serdal adalı sergen yalçın serie a servet çetin sezer öztürk shakhtar donetsk sırbistan simao sabrosa simon kuper simon zenke sinan bolat sinan engin sivasspor slaven bilic slovakya slovenya spor basını sportivi st etienne stefan scepovic stoke city stsl stuttgart süleyman koç süper final şampiyonlar ligi şenol güneş şili tayfun korkut temur ketsbaia tff thierry henry tim howard tim krul tolgay arslan tolunay kafkas tottenham hotspur toulouse trabzonspor transfer tsg 1899 hoffenheim tsl tugay kerimoğlu tunus türk telekom arena twitter u20 udinese uefa uefa avrupa ligi ufuk ceylan unutulmaz ikililer uruguay ümit karan ümit kayıhan ünal aysal valencia vfl wolfsburg villarreal vincent enyeama volkan şen watford wayne rooney werder bremen wesley sneijder yekta kurtuluş yeni zelanda yeşil burun adaları yıldırım demirören yılmaz vural yunanistan yunanistan süper ligi yusuf şimşek yücel ildiz zenit ziraat türkiye kupası ziya doğan zlatan ibrahimovic zoran simovic zvjezdan misimovic

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails