Sabahtan bu yana tv ve internet başında şike olayını takip ediyoruz çoğumuz. Türk futbolunda milat olabilecek bir günü yaşıyoruz. Bu saate kadar çok şey yazmak istedim, ancak şimdiye kadar bekledim. Çok ciddi bir konu ve erken yorum yapmak, bizleri çok yanlış yerlere götürebilir. Ancak günün resmi ana hatlarıyla ortaya çıktığı için bazı yorumlarda bulunmazsak olmaz.
Önce bugün göz altına alınan başlıca isimleri hatırlayalım. Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım, yönetici Şekip Mosturoğlu, Fenerbahçe'nin muhasebe müdürü, Sivasspor başkanı Mecnun Odyakmaz, Eskişehirspor teknik direktörü Bülent Uygun, geçtiğimiz sezon Eskişehirspor forması giyen ve futbolu bırakıp kulübün sportif direktörü olan Ümit Karan, geçen sezon Eskişehirspor'da oynayıp Fenerbahçe'ye transfer olan Sezer Öztürk, geçen sezon Kardemir Karabükspor'da oynayıp Fenerbahçe'ye transfer olan Emmanuel Emenike, geçen sezon Sivasspor'da oynayıp Boluspor'a transfer olan kaleci Korcan Çelikay ve yine geçen sezon Sivasspor'da oynayıp Eskişehirspor'a transfer olan Mehmet Yıldız. Ayrıca Serkan Çalık ve Serdar Kulbilge gibi oyuncular da soruşturma kapsamında adı geçenler arasında...
İsimlerden de anlaşılacağı üzere, Eskişehirspor-Fenerbahçe, Kardemir Karabükspor-Fenerbahçe ve Sivasspor-Fenerbahçe maçları inceleniyor. Taraflar arasındaki şike konuşmalarının da şifreli yapıldığı söyleniyor. Eskişehirspor'da Bülent Uygun, Sezer Öztürk ve Ümit Karan'ın toplam 800 bin TL aldığı iddiaları var. Emenike'nin durumu da malum. Transfer vaadi ile o dönemki takımı Karabükspor'un Fenerbahçe'ye karşı çıktığı maçta oynamaması sağlandığı iddia ediliyor. Deliller arasında sadece telefon dinlemeleri değil, para alışverişini gösteren videolar olduğu da söyleniyor.
Öncelikle ne olursa olsun, şikeyi kim yapmışsa en ağır cezayı almalı. Tabii ki bir Galatasaraylı olarak, Fenerbahçe'nin küme düşme cezası alması beni üzer. Ciddi anlamda üzer. Böyle bir cezayı almalarını sağlayacak durumlar olmamasını istiyorum ancak şimdilik görüntü Fenerbahçe'nin şike olayında suçlu olduğu yönünde. Ancak şunu söylemek lazım. Eğer küme düşmelerini gerektiren bir durum varsa düşürülsünler. Bu işin ucu Beşiktaş'a, Trabzonspor'a ve hatta Galatasaray'a kadar uzanıyorsa bu kulüpler de düşürülsün. Profesyonel hayatı bitirilmesi gerekenler varsa onlar için de gereken yapılsın. Hatta açık açık isim de vereyim. Bülent Uygun'un bu olaydaki suçu ispat edilirse bu adamın futboldan para kazanmaması için her şey yapılmalı. Bir değil iki değil. Daha geçtiğimiz sezon menajerlik yaptığı için ceza almış bir insan bu. Şimdi de şike yaptığı ortaya çıkarsa profesyonel hayatı bitmeli. Normalde burada ismi geçenlerin suçları ispat edilene kadar masum kabul edilmeleri gerektiğine inanıyorum ancak Bülent Uygun'un durumu diğerlerinden ayrılıyor.
Bir de Fenerbahçeli taraftarların durumu var tabii. Kesinlikle zor bir durum. Onların içinde bulunduğu durumu tahmin etmek zor değil. Ancak aralarındaki bazı taraftarların kendi masumiyetlerini ispat etmeye çalışırken diğer kulüpleri suçlamaları asla kabul edilemez bir davranış. Umarım korktukları başlarına gelmez ancak bu süreçte de desteksiz atmanın bir alemi yok. "Bulunan delilleri polisin oraya koymadığı ne malum" diyen var. İnsaf...
İlerleyen günlerde, göz altıların daha da artacağı söyleniyor. Diğer yandan Ankaragücü-Fenerbahçe maçından önce Emre Belözoğlu'nun Kağan Söylemezgiller'e gönderdiği iddia edilen SMS, Ankaraspor'un cezasının Aziz Yıldırım'ın da arabulucuğuyla affedilmesi ve Melih Gökçek'le arası iyi olmayan Aziz Yıldırım'ın böyle bir girişimde buluşmuş olması akla başka şeyler getirmiyor değil. Yine de hiçbir şey belli olmadan bu tarz yorumlara girmek de fazla doğru olmadığı için bu konudaki yorumları sonraya saklamakta fayda var.
Umarız ki ceza çekmesi gereken herkes cezasını tamamen çeker ve suçsuz olanlar da alınlarının akıyla çıkmasını bilirler. Şu anda söylenecek tek şey, bu durumdan Türk futbolunun minimum zararla sıyrılmasını dilemek olacaktır. Umarım ki bu olaylar bizi 80'lere döndürmez.
0 yorum:
Yorum Gönder