13 Aralık 2013 Cuma

Tepeden Tırnağa Golcü: Stefan Scepovic

 

Bu sayfada daha önce bazı gurbetçi oyuncuları tanıtmaya çalıştım. Bu isimlerin içinde, o dönemler birçok futbolsever için kim oldukları belirsiz olan, hiç tanınmamış Olcay Şahan, Sefa Yılmaz, Sercan Sararer, Hakan Çalhanoğlu ve Aras Özbiliz gibi futbolcular vardı. Şu anda okuduğunuz yazıda da bir futbolcu tanıtacağım ancak bu kez merceği bir gurbetçiye değil, Sırbistan milli takımına yeni yeni entegre edilmeye çalışılan Stefan Scepovic'e tutacağız. 

Scepovic, 23 yaşı bitmek üzere olan bir forvet oyuncusu. Boyu 1,86 ve İspanya 2. Ligi'nde kiralık olarak Sporting Gijon forması giyiyor. Bonservisi Partizan Belgrad kulübünde. Bu sezon, Gijon formasıyla oynadığı 15 lig maçında 11 gol atıp 5 de asist yapma başarısını gösterdi. Oyuncunun 23 yaşında olmasına bakmayın. Bugüne kadar Sampdoria ve Club Brugge de dahil olmak üzere

19 Kasım 2013 Salı

Bize Babadan Önce Bir Sistem Gerek


Bu sayfaya uzun süredir bir şeyler yazma fırsatı bulamıyordum. Aslında ne zamandır aklımdaydı. İnsan boşlamak da istemiyor ancak vakit olmayınca da yapacak bir şey yok. Neyse ki birkaç gündür ülke futbolunun en temel sorunlarından biri olduğuna inandığım bir konuda peş peşe haberler çıktı da böylelikle blog için vakit yaratmak biraz da mecburi hale geldi. 


Beni uzun aradan sonra blog yazısı yazmaya iten konu futbolumuzdaki baba figürü ve bu figüre olan tehlikeli bağımlılığımız... İlk olarak, bir zamanlar penaltı atışları esnasında kale çizgisindeki kartal duruşuyla ünlenen, ancak kariyeri Halilagic'in geri pası gibi ayaklarının altından kaydıktan sonra hafızalara daha çok kale direklerine kafa atarken kazınan Fevzi Tuncay'ın başına gelen talihsiz bir olayla gündeme geldi bu konu. Beşiktaş'ın eski kalecisi, eski eşine ödemesi gereken bir para nedeniyle göz altına alınmış ve eski futbolcu arkadaşları bu parayı aralarında toplayıp, Fevzi'nin serbest kalmasını sağlamıştı. Buraya kadar her şey, insanımızın anladığı şekilde vefa ile açıklanabilecekken Fevzi Tuncay'la ilgili bir başka haber de Fatih Terim cenahından geliyordu. Milli takımların yeni hocası, eski öğrencisini bu zor gününde TFF çatısı altında istihdam etme kararı almıştı ve Fevzi Tuncay'ın Milli Takımlar İzmir Bölge Antrenörü olarak göreve başlayacağı söylenir olmuştu. Tabii ki bu da kulağa ilk anda hoş gelen,

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Emre Can, Ümit Davala ve Galatasaray'ın Transfer Politikası Üzerine

Dün ilginç bir transfer gelişmesi yaşandı. Bayern Münih'in gelecek vaat eden oyuncusu Emre Can, Bayer Leverkusen'e transfer oldu. Alman milli takımının alt yaş kategorilerinde kaptanlık yapan oyuncunun ismi son dönemde oldukça moda. Oyuncuyu ciddi anlamda tanıyan fazla kimse yok oysa ki. Çünkü halen daha bizim basınımızda "genç stoper", "yetenekli sol bek" gibi sıfatlarla lanse ediliyor. Anlayacağınız üzere oyuncu tam bir joker. Emre Can'ın bu özelliği aslında sandığımızdan da önemli. Detaylara birazdan gireriz...

Öncelikle kabul etmek gerekir ki Bayer Leverkusen çok iyi bir transfer yaptı. Zaten bunu kendisine direkt olarak 10 numaralı formayı vermelerinden de anlayabiliyoruz. Bayern, bu transfere Emre Can'ı geri alma opsiyonuyla izin verdi. Yani kesinlikle oyuncuyu gözden çıkarma gibi bir durum yok. Onun da Toni Kroos gibi oynayıp tecrübe kazanarak takıma geri dönmesini ve ilk 11'in bir parçası olmasını bekliyorlar. Ancak oyuncuyu geri almak öyle çok da kolay değil. Bavyeralılar, sözleşme gereği oyuncuyu

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Karabükspor Tolunay Kafkas'a Emanet


Karabükspor bugün nihayet yumak olmuş sorunları arasından bir tanesini çözdü ve takımın teknik direktörlüğüne Tolunay Kafkas'ı getirdi. Şimdi hızlandırılmış bir şekilde transferi çözmek, arada da yönetimi seçip istikrarlı bir yapıya bürünmelk gerekiyor.

Öncelikle şunu söylemek lazım: Çok geç kalındı. Tüm takımlar hazırlık kamplarına başlamış, kadrolarını aşağı yukarı oluşturmuşken Karabükspor'un ilk imzasını bugün attırabilmesi aslında büyük dram. Ne zaman planlama yapılacak, oyuncular ve hoca birbirlerini ne zaman tanıyacak ve takımın oyun felsefesi (ki uzun süredir hasret kaldığımız bir kavramdır) ne zaman oturacak? Ligin başlamasına gerçekten çok kısıtlı bir süre ve bu kısa sürede Tolunay Kafkas'ın yapması gereken bir dünya iş var. Üstelik arada kaybedilen 2-3 haftalık süre de cabası... Bilindiği gibi şu an göreve gelmesi beklenen Mustafa Yolbulan yönetimi Tolunay hocayla çok daha önce anlaşma noktasına gelmiş ancak amatörlük dolu saçma kararları nedeniyle 2-3 hafta boyunca

30 Mayıs 2013 Perşembe

Aurelien Chedjou Galatasaray'da


Günlerdir beklenen resmi açıklama geldi ve Aurelien Chedjou resmen Galatasaray'ın futbolcusu oldu. Öncelikle şunu söyleyebiliriz ki, Galatasaray kesinlikle güvenilir, Şampiyonlar Ligi seviyesinde bir stopere sahip oldu. Transferin önemi büyük. 

KAP'a yapılan açıklamaya göre Lille kulübüne 6,3 milyon Euro sözleşme fesih bedeli, dört yıllık sözleşme imzalanan oyuncuya da senelik 2,2 milyon Euro garanti para, 10 bin Euro maç başı ücreti ve 200 bin Euro imza parası ödenmiş. Bu rakamlar, günlerdir basında çıkan rakamlardan düşük. En azından bonservisin 8 milyon Euro civarında olacağı haberleri vardı basında. Oyuncunun profili düşünüldüğünde uygun bir bedel karşılığında kadroya katıldığını söyleyebiliriz. 

Oyuncunun özelliklerinden kısaca bahsedecek olursak, fizik olarak kuvvetli, havadan ve yerden etkili, sert bir savunmacı olduğunu söyleyebiliriz. Sert oyuncu ama kırmızı kart görmek gibi bir huyu yok. Bu da onun topa sert olduğunu gösteriyor. İlk dikkati çeken

23 Nisan 2013 Salı

Mario Götze Bayern Münih'te!


Yılın belki de en sansasyonel transfer haberi bu sabah Almanya'dan geldi. İlk olarak Bild'in internet sitesinde yer alan habere göre, 2012-2013 sezonunu şampiyon olarak bitiren Bayern Münih, son iki sezonun şampiyonu Borussia Dortmund'un genç yıldızı Mario Götze'yi sözleşmesindeki bir maddeden yararlanarak transfer ediyordu. 

Oyuncunun Dortmund'la 2016 Haziran ayına kadar olan sözleşmesini feshedip Bayern'e gitmesine olanak tanıyan maddeye göre, Bavyeralıların ödemesi gereken tutar tam 37 milyon Euro. Bild, Dortmund'dan yıllık yaklaşık 5 milyon Euro almakta olan Götze'nin yeni kulübünden 7 milyon Euro civarı bir yıllık ücret alacağını da yazmıştı. Tam da bu "haber acaba doğru mudur" derken,

16 Nisan 2013 Salı

Kulüpler Birliği mi Yoksa Çete mi?


Türk futbolunun gelişmesi için sabah akşam beyin fırtınası yapan(!), azami derecede entelektüel insanlardan kurulu (!) kulüpler birliği, dün yine toplanıp aşırı mühim kararlara imza atmış.

Toplantı yine kulüplerin gelirlerinin arttırılması, İddaa'dan alınacak payın çoğaltılması kısır döngüsünde geçmiş her zamanki gibi. Fakat alınan en ciddi ve üzerinde konuşulası karar teknik direktörlerle ilgili. Trabzonspor ve Kayserispor haricindeki 16 kulübün yetkililerinin katıldığı toplantıda bir teknik direktörün bir sezonda en fazla bir takım çalıştırmasına dair kulüpler arasında bir prensip kararı alınmış. Buna göre örnek vermek gerekirse sezona Gaziantepspor'da başlayan Hikmet Karaman'ın sezon ortasında istifa

11 Nisan 2013 Perşembe

Ustaya Saygı / Claudio Pizarro Atmaya Devam Ediyor


2000'lerin başında Paraguaylı Roque Santa Cruz ve Brezilyalı Giovanni Elber ve Perulu Claudio Pizarro'dan oluşan Bayern Münih hücum hattını yaşı müsait olup da hatırlamayan pek yoktur herhalde. Bu üçlüden Elber futbolu bırakalı belli bir zaman oldu ancak Santa Cruz ve Pizarro halen daha yeşil sahada görevlerini yapıyor.

Yazıyı yazma sebebim aslında Santa Cruz'dan öte Pizarro'nun yaptıkları. 2007-2008 sezonunda bir hevesle gittiği Chelsea'de beklediğini bulamayıp ilk çıkış yaptığı Werder Bremen'e tabir-i caizse her şeye sıfırdan başlamayan dönen Pizarro, bu yeni başlangıcı çok iyi değerlendirerek bugün içinde bulunduğu şartlara göre zirve olarak kabul edilebilecek bir noktaya ulaşmayı başardı. Chelsea'deki kabus gibi sezonun ardından tekrar Bundesliga'ya dönüp kendini baştan ispat etmek, bu süre içinde 4 sezonda 100 civarı gol atıp tekrar Almanya futbolunun zirvesi olara kabul edilebilecek Bayern Münih'e transfer olmak, üstelik bu transferi 34 yaşında gerçekleştirmek hiç de kolay bir iş değil. 

Aslında Bayern'de de sezona çok iyi bir başlangıç yapamamıştı Perulu futbolcu. Hücumdaki iki "Süper Mario", Mandzukic ve Gomez'le girdiği rekabet zaten yeterince yıpratıcıydı ve forma giydiği ilk haftalarda gol bulamamıştı sezona başlarken. Sonra

10 Nisan 2013 Çarşamba

Epik Galibiyet / Galatasaray:3 Real Madrid:2


Müthiş bir geceyi daha geride bıraktık dün. 2001 yılındaki çeyrek finalde alınan 3-2'lik galibiyetin bir benzerini de dün aldık. Rakip aynıydı, senaryo da hemen hemen aynı oldu. Tabii ki elenilmesine rağmen yaşanan gurur da...

Aslında ilk maçtaki 3-0'lık yenilgiye rağmen anlatmak istediğimiz tam olarak buydu. Takım, bu yılın başında koyulan hedefi aşarak Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finali bulmuştu ve bu zaten başlı başına bir başarıydı. Dün mesele turu geçmek değil, sahaya bir karakter koyup Galatasaray'a ait geleneği devam ettirmekti. Nitekim öyle de oldu. Turu geçemez miydi Galatasaray? İmkansız değildi. Bunun olabileceği de defalarca dile getirildi ancak birçokları bunu dalga geçerek karşıladı. Bazı şeyler pek gerçekçi olmayabilir ancak Türk futbolundaki başarıların hiçbiri en başta gerçekçi değildi. Ne Şampiyon Kulüpler Kupası'ndaki yarı final, ne UEFA Kupası, ne Süper Kupa... Ne Neuchatel Xamax maçı, ne Arsenal finali, ne 2001'de ilk yarısını 2-0 yenik kapattığımız maçın ikinci yarısında Real'e üç gol atmamız ne de dün akşamki skor... Bu gerçekçi olmayan senaryoları gerçeğe çeviren, bazı şeylerin başarılabileceğini gösteren takım da bugüne kadar hep Galatasaray olmuştur. 

Dün de skor 3-1 olduğu anda "kalan 20 dakikada iki gol daha atılabilir" düşüncesi muhtemelen taraflı tarafsız herkesin aklının bir köşesinde yer etmiştir. İşte insanları buna inandırabilmek, onlara bu duyguyu yaşatabilmek mesele. Bunu başaracak kuvvet de

4 Nisan 2013 Perşembe

Neden Üzülmeli

 
Dün gece Türk futbol tarihinin önemli maçlarından birine çıktı Galatasaray. Malum, her sene Şampiyonlar Ligi çeyrek finalini gören bir ülke değiliz. Sırf bu yüzden bile saygı duyulması ve tadının çıkarılması gereken bir geceyi yaşadık.

Sonuç, rakibin adını düşününce pek de şaşırtıcı olmayan, hatta maçtan önce Galatasaray'ı tutan ya da tutmayan birçok kişinin tahmin ettiği şekilde gelişti. Peki ya oyun? Sahada yaşananlar asla 3-0'ın açıklaması olamazdı. Bu bağlamda üzülmeli miyiz yoksa üzülmemeli miyiz ikiliminde kaldığımı söylemem gerek. Sezon başında "Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Real Madrid'e eleneceksiniz" deseler "Eyvallah, gayet iyiymiş" der geçerdim. Dünkü maçtan sonra bu konuda böylesine rahat olmadığımı düşünmeye başladım. Neden üzülmeliyiz sorusunun cevaplarını aslında çoğumuz biliyoruz ancak tekrar hatırlamakta fayda var.

Öncelikle "neden üzülmemeliyiz" diye sorduğumuzda vereceğimiz cevaplar belli. Takım, bu sezon beklentinin üzerinde bir Şampiyonlar Ligi performansı sergiledi. Hem bireysel olarak hem de takım olarak verimli bir dönemdi ve bu verimli dönemim mali getirileri de oldukça ciddi boyuttaydı. Hedefleri aşmış olmanın ve sonraki hedefler için kazanılan zamanın önemi çok büyük. Ayrıca Real Madrid gibi bir rakibe karşı oynuyor olmak da önemli. Orası artık farklı bir sınıf. Her ne kadar eskiden Real Madrid'i fazlasıyla üzmüş olsak da aradaki kategori farkını inkar etmenin bir anlamı yok. Yine de rövanşta tur olmaz belki ama galibiyet neden olmasın?

Şimdi "neden üzülmeliyiz" ya da "neden üzülüyoruz" sorusunun cevaplarını arayalım. Öncelikle oynanmaya çalışılan futbol gerçekten saygı duyulacak, cesur bir futboldu. Rakibin ismi büyüktü ancak Fatih Terim'in sahaya yansıtmaya çalıştığı oyun anlayışı bu büyük isme yakışır bir rekabet sunmayı hedefleyen cinstendi. Zaten daha önceki Şampiyonlar Ligi maçlarında da Galatasaray hiçbir zaman mahkum bir görüntü sergilememişti. Bu seneden örnek vermek gerekirse deplasmandaki Manchester

23 Mart 2013 Cumartesi

Durma Bertul Kocabaş, Devam!


Bugün U21, yani daha da bilinen adıyla Ümit Milli Futbol Takımımız özel maçta Makedonya ile karşılaştı. Rakiplerine karşı maç boyunca üstün oynayıp sahadan 5-3'lük rahat bir galibiyetle ayrılan ümitler, dün akşam sapır sapır dökülen abilerine de nasıl takım olunur, heyecan ve istek duyunca neler olurun dersini verdi adeta. 

Milli takımda Oğuzhan Özyakup, Kamil Ahmet Çörekçi, Orhan Gülle, Emrah Başsan ve Atila Turan gibi birçok geleceği parlak yıldız adayı var. Ancak benim bugün üzerinde duracağım oyuncu Bertul Kocabaş. Bertul, yaklaşık 5-6 aydır U21 milli takımına seçiliyor ve son dönemde takımın en heyecan verici oyuncularından biri. Milli takım tecrübesi arttıkça performansını da arttırıyor ve son milli maçlarda takımın en golcü ismi olarak dikkat çekmekte. Bugün de takımın ilk iki golünü atıp üçüncü golde asisti yapan oyuncu oydu. Bu çizgisini ilerleyen dönemde sürdürmesi halnde çok güzel yerlere gelmesi kaçınılmaz.

Bertul Kocabaş'ı benim için özel kılan durumlardan birisi de kendisinin benim tavsiyemle Türkiye'ye getirilmiş olması. Onu geçen sezon Karabükspor'a tavsiye etmiş ve transfer edildiğinde de fazlasıyla sevinmiştim. Michael Skibbe döneminde özellikle kupa maçlarında süre almış, hatta sağ bek bile oynayıp başarılı olmuştu. Dönemin U21 hocası Tolunay Kafkas da ona milli takım

13 Mart 2013 Çarşamba

Destan / Schalke 04:2 Galatasaray:3



Müthiş bir zafer gecesini daha geride bıraktık. Galatasaray ikinci kez Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde oynamaya hak kazandı. Büyük bir başarı bu. Belki bundan sonrası gelmeyecek ama şu yaşanan duygular da birçok şeye bedel...

Galatasaray'ın işi çok zordu bu gece. İlk maçta İstanbul'da alınan 1-1'lik beraberliğin ardından Gelsenkirchen'de mutlaka gol bulmak gerekiyordu. Rakip, Şampiyonlar Ligi'nde bu sezon hiç yenilmemiş, her maçta gol atmış bir Schalke 04 vardı karşı tarafta. Her şeyden öte bir Alman takımı... Müthiş tempo yapabilen, üst düzey bir takım. Son dönemde form grafiklerindeki yükseliş de ortada. İşte bu rakibe karşı gollü beraberlik ya da galibiyet almak gerekiyordu.

Karşılaşma öncesinde Galatasaray'ın dizilişinin nasıl olacağı çok tartışıldı ancak konuşulanların aksine, Sneijder ve Drogba'nın transfer edildiği ilk günlerde sıklıkla bahsettiğimiz 4-3-1-2'ye yakın bir diziliş gördük. Melo biraz daha derinde oynuyordu sadece. İlk yarı müthiş bir başlangıç yaptı takım. Ardı ardına pozisyonlara girildi. Gol bir türlü gelmiyordu. Schalke savunması çözülmüştü ancak gol yoktu. Derken Riera'nın gereksiz yere riske girmesi ve topu taca atmak yerine kontrol etmeye çalışıp kornere atması sebebiyle Schalke'nin golü geldi. Klasik bir duran top golüydü bu. Sezon başından bu yana bolca yemiştik zaten bunlardan. Ancak hiçbir şey bitmiş değildi. Schalke'nin gol atacağını çoğumuz tahmin ediyorduk. Galatasaray denemeye, zorlamaya devam

12 Mart 2013 Salı

Patlamayı Bekleyen Bomba / Hakan Çalhanoğlu


Bu sezon Karlsruhe forması giyen Hakan Çalhanoğlu'yu çoğumuz heyecan ve merakla bekliyoruz. Oyuncunun bu zamana kadar ortaya koydukları, vaadettiği potansiyel ve hakkında yapılan yorumlara bakınca Almanya'da yetişen en yüksek profilli birkaç Türk futbolcusundan birinin gelişimine şahitlik ettiğimiz şüphe götürmez bir gerçek.

Onu bizim kadar heyecanla bekleyen başkaları da var tabii. Öncelikle önümüzdeki sezondan itibaren formasını giyeceği Hamburg, ve halen daha aklını çelmeye çalışan Alman Milli Takım yetkilileri... Hakan, Die Welt'e bu ve benzeri konulara değindiği bir röportaj vermiş. Röportajda söylediklerinden kısaca bahsedeceğim bu yazıda ancak öncelişkle Hakan'ın ve takımı Karslruhe'nin son durumu hakkında birkaç bilgi vermekte fayda var. Karlsruhe, 29. haftasını geride bıraktığımız Almanya 3. liginde 60 puanla lider durumda. 51 golle ligin en çok gol atan ikinci takımı, 18 golle de en az yiyen takımı konumundalar. Gol konusundaki bu başarılı performanslarında 19 yaşındaki Hakan Çalhanoğlu'nun katkısı çok büyük. Hakan, bu sezon 28 maçta görev yapmış ve 12 gol, 10

2 Mart 2013 Cumartesi

Beşiktaş - Fenerbahçe / Zirveye Tutunmak


Uzun zamandır bu bloga katkı sağlamıyordum fakat ani bir kararla geri döndüm. Sağolsun Tansu da onayladı ve blogu bir diğer tarafa çekiştirecek olan adam yazmaya başlıyor :) Sebepsizce yazmayı bıraktığım bloga dönme isteğimi nedenlerini bile sormadan kabul eden "kral"a teşekkürler...

Geçelim artık maça...İnönü Stadı yeni haline kavuşmadan önceki son büyük maça ev sahipliği yapacak Pazar akşamı. İki takım için de oldukça kritik bir maç. Şampiyonluk iddiasını sürdürmek isteyen iki takım da kazanmak için her şeylerini koymak adına sahada yer alacak.

28 Şubat 2013 Perşembe

3 Maçlık Eyyam


Son oynanan Orduspor maçının ikinci yarısını hakemin kararıyla tribünden izleyen Fatih Terim'in cezası bugün belli oldu. PFDK, olayın faturasını 3 maç olarak belirledi.

Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım, neresinden tutarsak elimizde kalan bir kararla karşı karşıyayız. 3 maçlık ceza ne Galatasaraylıları, ne de diğer takım taraftarlarını memnun edebildi. Bir taraf 3 maçlık cezanın fahiş olduğunu savunurken, diğer taraf cezanın yetersiz olduğunu, hatta geçen seneden ertelenen 2 maçlık cezanın da buna eklenmesi gerektiği görüşünde. Ancak bana kalırsa kimse olayı net bir objektiflikle değerlendirmiyor. 

O gün yaşananlarla ilgili bir tv kaydı yok. Ancak hakem raporunda Fatih Terim'in küfrettiğine dair bir ibare olmadığı biliniyor. Bazı gazetecilerin verdiği bilgilere göre, Fatih Terim devre arasında soyunma odasına giderken hakeme "aferin, ikinci yarıyı ilk yarıdan daha kötü yönet" şeklinde bir tepki veriyor. Hakemin de bu tavır üzerine Fatih Terim'i ikinci yarıya başlarken tribüne gönderdiği söyleniyor. Ne kadar doğrudur bilinmez, ancak söylenenler bu yönde olduğuna göre ve hakem raporunda küfür olmadığına göre

25 Şubat 2013 Pazartesi

Bazen Hakemi de Yenmen Gerekir / Galatasaray:4 Orduspor:2


Uzun zamandır böyle bir maça denk gelmiyorduk. Müthiş bir gece oldu. Dip de görüldü, zirve de... Akılda kalacak olanlar, Muslera'nın büyük hatası, hakemin maçı berbat etmesi ve ikinci yarıda başta Selçuk ve Burak olmak üzere takımın duruma isyan edişiydi. 

Fatih Terim, takımı enteresan bir şekilde kurgulamıştı bugün. Daha önceki maçlarda forvet arkası ve sol kanat oynayan Sneijder, bugün de orta sahada hücuma dönük ve sola yakın oynadı. Amrabat tam sol çizgideydi. Hamit ise sağ tarafta içe daha meyilli bir roldeydi. Savunmanın önünde de Selçuk yer alıyordu. Takım her ne kadar sola yığılmış gibi görünse de Eboue'nin çıkışları ve Burak'ın zaman zaman sağ tarafa yapacağı koşular, diğer kanadı da etkin kılacaktı. Ancak Eboue sezon başından bu yana sürdürdüğü umursamaz ve uyuşuk tavrını ne yazık ki bugün de devam ettirdi. Bir iki pozisyon haricinde topla çıkmaya tenezzül etmedi. Ya da enerjisi yoktu, bilemiyorum. Ancak kesin olan bir şey var ki, şu son 4-5 maçın yıldızı olan Sabri'yi fazlasıyla arattı. 

Muslera'nın müthiş hatası, spor televizyonlarında vakit öldürmek için koyulan komik videolardaki güzide yerini mutlaka alacaktır. Gerçekten müthiş bir şanssızlık ancak olay sadece şanssızlıkla açıklanacak gibi değil. Burada ciddi bir dikkatsizlik de var. En azından böyle bir musibetin Şampiyonlar Ligi yerine ligde yaşanması da bir şanstır diyelim ve olayı tekrardan şansa bağlamış

21 Şubat 2013 Perşembe

Mehmet Ekici: "Münih'e Tatile Değil, Çalışmaya Gidiyoruz"



Bundesliga'da önümüzdeki Cumartesi günü keyifli geçmeye aday bir karşılaşma var. Bu sezon önüne ne çıkarsa silip süpüren lider Bayern Münih, sahasında Werder Bremen'i ağırlayacak. Konuk takımın gurbetçi oyuncusu Mehmet Ekici de şans bulursa eski takımına karşı forma giymiş olacak.

Werder Bremen, her ne kadar sezon boyunca istediği performansı bir türlü sabitleyememiş olsa da zaman zaman beklenmedik iyi skorlara imza atabilen bir takım. Hücuma dönük futbol oynadıkları için maçları da haliyle gollü geçiyor. Bu hafta da güzel futbol ve bol gol izleyeceğimizi şimdiden söylemek mümkün. Şartlar ne olursa olsun, bu karşılaşmada pozitif futbol oynamaya çalışacaklar. Kulübün resmi internet sitesine açıklamalrda bulunan Mehmet Ekici de aynı şeyleri savunuyor. Bayern alt

1 Şubat 2013 Cuma

Sercan Sararer Stuttgart'ta


Bu blogu takip edenler bilir. Sercan Sararer benim favori gurbetçilerimden birisidir. Onu bundan iki yıl önce hiçbir yerde adı geçmezken burada tanıtmıştım. Müthiş yetenekli oyuncudur.

Bugün, Stuttgart'ın resmi sitesinden yapılan açıklamaya göre, Sercan önümüzdeki sezondan itibaren Stuttgart forması giyecek. Greuther Fürth'le olan sözleşmesi zaten bu sezon sonunda sona eriyordu. Yeni takımıyla dört yıllık bir anlaşma yapmış. Fredi

28 Ocak 2013 Pazartesi

Didier Drogba Galatasaray'da



Bağıra bağıra geldi Didier Drogba. Muhtemelen bundan bir ay önce Galatasaray Drogba'yı almış diye duyumlar gelse kimse inanmazdı. Ancak Wesley Sneijder transferinin ardından Drogba söylentileri de ayyuka çıkınca pek kimse "yalandır" diyemedi. 

Bu akşam itibariyle Didier Drogba transferinin de mutlu sona ulaştığı resmi olarak bildirildi. Müthiş bir transfer. Maliyeti de müthiş. Toplamda 1,5 senelik sözleşme yapıldı. imza parası olarak 4 milyon Euro. Bu sezonun sonuna kadar 2 milyon Euro, önümüzdeki sezon için 4 milyon Euro ve maç başı 15 bin Euro tutarında bir maliyet altına girdi Galatasaray. Üstelik oyuncunun yaşı da 35... Normalde kapıyı bacayı yaktıracak paralardan bahsediyoruz ancak bu kez hiç de öyle düşünmüyorum. Söz konusu isim, hiç de

20 Ocak 2013 Pazar

Wesley Sneijder Galatasaray'da


Uzun süredir transfer postu girmiyordum. Sneijder gibi gerçek bir dünya yıldızı gelince kayıtsız kalmak olmazdı tabii ki :) 

Bugün KAP'a yapılan bildirimde, Inter ve Sneijder'le Galatasaray'ın kesin olarak anlaştığı ve oyuncunun sağlık kontrolünden sonra sözleşme imzalayacağı bilgisine yer verildi. Uzun süredir gündemi meşgul ediyordu bu transfer. Hatta yönetimle hoca arasındaki gerginliğin sebeplerinden birisi olduğunu dahi söyleyen var. 

Fatih Terim'in eli bu transferle çokça güçlendi. Artık yepyeni oyun kurgularına yelken açılabilir. Çift forvetin arkasına Sneijder, onun arkasına da Hamit-Melo-Selçuk üçlüsü koyulup 96-2000 dönemindeki dizilişe dönülebilir. Tek forvetin arkasında Sneijder,

19 Ocak 2013 Cumartesi

Bundesliga'nın Yeni Gurbetçisi: Deniz Kadah


Dün akşam, Schalke 04'le Hannover 96 arasında oynanan maçla birlikte Bundesliga'da sezonun ikinci yarısı başladı. Schalke'nin 5-4 gibi binde bir denk gelecek bir skorla kazandığı maçın son dakikalarında bizleri de ilgilendiren bir oyuncu sahadaki yerini aldı.

Oyuncunun ismi Deniz Kadah. Kendisi hakkında sezonun ilk haftalarında Twitter üzerinden bazı bilgiler vermiştim. Tekrar toparlamak gerekirse: Sezonun bundan önceki bölümünü Hannover 96 rezerv takımında geçirdi. Toplamda 18 maça çıktı ve 18 golün yanında iki de asist üretti. 1.86 boyunda ve 26 yaşında. Bu zamana kadar genelde hep bölgesel ligde oynadı. Tabii böyle

Fatih Terim - Ünal Aysal Gerginliği Üzerine


Dün sıradan bir lig maçı oynadı Galatasaray. Karşısında ligin kadrosu iyi, futbolu sıradan takımlarından Kasımpaşa vardı. İyi oynamadı ve ilk golü atan taraf olmasına rağmen 90 dakikanın bitiş düdüğü çaldığında tabelada Kasımpaşa'nın 2-1'lik üstünlüğü yer alıyordu. Üstelik ikinci yarıda rakip biraz daha şanslı olsa skor 4'ü ya da 5'i bulabilirdi.

Bunlar önemli değil. 34 haftalık sezon içerisinde bu tarz yenilgiler alınabilir. Her sene alınıyor. Geçen sene de alınmıştı. Yenersin, yenilirsin... Yenildiğinde tekrar ayağa kalkar ve mücadelene devam edersin. Sezon sonunda şampiyon olursun ya da olmazsın. Bunlar önemli değil. Galatasaray'ın çok daha büyük sorunları var. Ne zamandır dillendiriliyor, ancak kimse bu konuda somut açıklamalar yapmıyordu. Taa ki dün geceye kadar... Olayların başrolündeki isimlerden Fatih Terim, dün gayet esaslı bir açıklama yaptı. Fatih Terim'in dünkü halinde de muhakkak eleştirilebilecek noktalar vardır. Eleştireceğiz de, ancak olayların genel gidişatını terazinin iki kefesine koyduğumuzda Fatih Terim'in ağırlıklı olarak haklı olduğunu düşünüyorum. 

Şimdi bundan iki sene öncesine gidelim. Adnan Polat yönetiminde kıvranıp duran bir kulüp ve depresif bir taraftar topluluğu vardı ortada. Neredeyse hiçbir branşta başarı gelmiyordu. Kulübün ekonomik yapısı inceden iyiye gidiyordu belki ama hem stat

11 Ocak 2013 Cuma

Nuri Şahin Yuvaya Döndü


1,5 yıl aradan sonra Nuri Şahin yuvası Borussia Dortmund'a döndü. Bu, onun ikinci dönüşü ama ilkinden çok daha esaslı bir dönüş olacağı kesin. Sarı siyahlılar, eski kaptanlarını 1,5 yıllığına, satın alma opsiyonuyla birlikte kiraladı.

Nuri için birçok kafadan çok çeşitli sesler çıkıyor. Henüz tam olarak kendisini ispatlamadan Real Madrid'e gittiğinden, Borussia Dortmund dışında kolay kolay hiçbir kulüpte başarılı olamayacağından bahsediliyor. Ben bunlara pek katılmıyorum. Bir futbolcuya herhangi bir zamanda Real Madrid ya da Barcelona ayarında bir kulüpten teklif gelirse, bu teklifin değerlendirilmeme olasılığı binde bir bile değildir herhalde. Bu teklifi 23-24 yaşlarındaki Nuri Şahin de kabul eder, 30'una merdiven dayayan Hamit Altıntop da... Real Madrid'de tutunabilirler ya da tutunamazlar. Orası çok da önemli değil. Önemli olan o takımın bir parçası olmaya layık

5 Ocak 2013 Cumartesi

Mehmet Ekici'nin Son Şansı Üzerine


Zor bir dönem bekliyor Mehmet Ekici'yi. Bundan 1,5 yıl önce kiralık olarak formasını giydiği Nürnberg'te yaptıklarıyla adından çokça söz ettirmiş, hatta adaşı Mehmet Scholl'un yeni versiyonu olabileceğinden bile bahsedilmişti. O dönemki formu, Mehmet'i beş milyon avro gibi bugün bile konuşulan bir rakam karşılığında Werder Bremen'e taşımıştı.

Ancak işler hiç de istediği gibi gitmedi. Werder'e transfer olduğu dönemde yaşadığı ağır sakatlık ve sezon öncesi hazırlık kampını kaçırması, ardından tam toparlanacak derken devre arasın hazırlık kampında da sakat olması ve Marko Marin'in müthiş formu onun adına tüm planları alt üst ediyordu. Fakat bu dönemde Mehmet'in en büyük şansı da kulüpte ona karşı olan güvendi. Gerek hocası Thomas Schaaf, gerekse de o dönemki menajer Klaus Allofs, sürekli olarak Mehmet'e inandıklarını beyan ediyorlar ve

Kategoriler

201 afrika uluslar kupası 2010 dünya kupası 2014 dünya kupası a milli takım a2 ligi abdul kader keita abdullah avcı adana demirspor adanaspor adnan polat adriano ajax akhisarspor alanyaspor alex de souza alexis sanchez ali sami yen stadı almanya alpaslan dikmen altay amerika birleşik devletleri andre santos andrea pirlo ankaragücü ankaraspor anket antalyaspor arda turan arjantin arsenal arsene wenger as monaco atınç nukan atletico madrid aurelien chedjou avustralya aydın karabulut aykut erçetin aykut kocaman azerbaycan aziz yıldırım ballon d'or bank asya 1. lig barcelona başakşehir batuhan altıntaş batuhan karadeniz bayer leverkusen bayern münih bekir irtegün belçika benfica bertul kocabaş beşiktaş Beşiktaş ve City blogtivi bogdan stancu bolton wanderers boluspor borussia dortmund bosna hersek braga brezilya bucaspor bundesliga burkina faso bursaspor bülent ataman bülent korkmaz bülent uygun bülent ünder caner erkin celal kıbrızlı celtic cem sultan cesc fabregas ceyhun eriş ceyhun gülselam cezayir championship chelsea christoph daum claudio bravo claudio caniggia claudio pizarro claudio taffarel copa america corinthians cristiano ronaldo cska moskova cüneyt çakır çaykur rizespor daniel güiza danimarka david villa deniz kadah denizlispor deportivo la coruna didier drogba didier zokora diego maradona dirk kuijt diyarbakırspor doğaüstü futbol gerçekleri dunga dynamo dresden egemen korkmaz eintracht frankfurt elano elazığspor elvir baliç emiliano insua emmanuel emenike emre can erdoğan arıca eskişehirspor euro 2012 euro 2016 fabio bilica fanzin faryd ali mondragon fatih terim fc sion fc twente felipe melo fenerbahçe fernando muslera ferudun tankut fifa fildişi sahili formalar frank lampard frank rijkaard fransa franz beckebauer futbol sandığı galatasaray gana gaziantepspor gençlerbirliği genoa getafe gheorghe hagi giampaolo pozzo gine gino pozzo glasgow rangers gökhan inler gökhan töre gökhan ünal göztepe granada greuther fürth guillermo ochoa gurbetçi futbolcular guti guus hiddink güncel güney afrika güny kore güvenç kurtar haftanın ardından hakan arıkan hakan çalhanoğlu hakan şükür hakemler hamburg hamit altıntop hannover 96 harry kewell hasan kabze hayrettin demirbaş hertha berlin hırvatistan hikmet karaman hollanda honduras hugo almeida ibb ibrahim üzülmez ibrahima yattara iddaa ilkay gündoğan inceleme incleme ingiltere inter irlanda cumhuriyeti ispanya istanbulspor isveç isviçre italya ivica olic j-league japonya jerry akaminko johan elmander jose mourinho jupp heynckes juventus jürgen klopp kadir has stadı kamerun kardemir karabükspor karlsruhe karşıyaka kasımpaşaspor kasper hjulmand kayserispor keylor navas kıymeti bilinmeyenler kocaelispor kolombiya konyaspor kosta rika kulüpler birliği la liga lazio lefter küçükandonyadis leipzig lens ligue 1 lionel messi liverpool livorno lokomotif moskova lomana lualua los galacticos lucas neill lugano lyon maç öncesi maç yorumu mahmut özgener mainz mali mamadou niang manchester city manchester united manisaspor mario balotelli mario götze marius alexe marsilya martin palermo mateja kezman medhi benatia mehmet ali aydınlar mehmet ekici meksika melih gökçek mersin idman yurdu mert günok mesut bakkal mesut özil metin diyadin metin oktay metin tekin mevlüt erdinç mhk michael owen michael skibbe milan milan baros miroslav klose muhammed demirci muhammet reis mustafa denizli mustafa yücedağ nadir çiftçi napoli necati ateş necip uysal newcastle united nicolas anelka nijerya nostalji notts county nuri şahin nürnberg oğuz çetin oğuz sarvan oğuzhan özyakup olcan adın olympiakos orduspor orhan şam osc lille oscar cordoba ömer toprak panathinaikos paok paraguay pep guardiola pierre webo portekiz porto portsmouth premier league premier lig psg ptt 1.lig radamel falcao rafael benitez rais m'bolhi raymond domenech real madrid real sociedad rıdvan dilmen ricardo quaresma rigobert song river plate robert lewandowski roberto carlos robinson zapata roma romario ronaldinho ronaldo rosenborg sabri sarıoğlu sakıp özberk samet aybaba samir handanovic sampdoria samsunspor schalke 04 selçuk inan selçuk şahin semih şentürk senegal sercan sararer serdal adalı sergen yalçın serie a servet çetin sezer öztürk shakhtar donetsk sırbistan simao sabrosa simon kuper simon zenke sinan bolat sinan engin sivasspor slaven bilic slovakya slovenya spor basını sportivi st etienne stefan scepovic stoke city stsl stuttgart süleyman koç süper final şampiyonlar ligi şenol güneş şili tayfun korkut temur ketsbaia tff thierry henry tim howard tim krul tolgay arslan tolunay kafkas tottenham hotspur toulouse trabzonspor transfer tsg 1899 hoffenheim tsl tugay kerimoğlu tunus türk telekom arena twitter u20 udinese uefa uefa avrupa ligi ufuk ceylan unutulmaz ikililer uruguay ümit karan ümit kayıhan ünal aysal valencia vfl wolfsburg villarreal vincent enyeama volkan şen watford wayne rooney werder bremen wesley sneijder yekta kurtuluş yeni zelanda yeşil burun adaları yıldırım demirören yılmaz vural yunanistan yunanistan süper ligi yusuf şimşek yücel ildiz zenit ziraat türkiye kupası ziya doğan zlatan ibrahimovic zoran simovic zvjezdan misimovic

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails