31 Temmuz 2011 Pazar
Thiago Alcantara Devam Ediyor
30 Temmuz 2011 Cumartesi
Javier Pastore PSG'de(?), Maarten Stekelenburg Roma'da, Mirko Vucinic Juventus'ta


28 Temmuz 2011 Perşembe
Özlenen... / Galatasaray:3 Liverpool:0

Sergio "Kun" Agüero Manchester City'de

Öğlen saatlerinde bitti transfer. Real mi City mi derken o mavileri, muhtemelen biraz daha fazla parayı seçti. Belki de Real bonservisi için City kadar yukarılara çıkmamıştır. Neymar'ın dün attığı golden ve Agüero'nun City'e transferinden sonra içimden bir his Real Madrid'in Neymar'ı kaçırmayacağını söylüyor.
Emmanuel Emenike Spartak Moskova'da

Fabregas'ı Bırak, Thiago'ya Bak!

Barcelona, 2-3 sezondur, transfer döneminde alt yapısından yetişmiş olan Fabregas'ı yuvaya döndürmek için büyük uğraşlar veriyor. Oyuncular, arkadaşlıklarını kullanarak basına Fabregas'ın da dönmek istediğine dair açıklamalar veriyor.
Oysa ki durum çok net. Wenger bırakmak istemiyor. “Fazla uzatmayın diyor. Çok istiyorsanız da fiyatı şu, getirin parayı götürün Cesc'i.” Fabregas da mutsuz değil. “Barcelona'yı isterim ama gidemezsem de sorun değil, Arsenal'i seviyorum. Kalmam benim açımdan sorun yaratmaz, kulüp için yaratmıyorsa” diyor kendisi.
Kısacası 45 milyon euroyu verirse Barcelona, Fabregas Katalunya'ya dönecek. Sanchez transferiyle hemen hemen tüm bütçesini kullanan Barcelona ise pazarlık yapmaktan vazgeçmeyecek gibi. Ama artık oldukça can sıkmaya başladı bu transfer söylentisi.
Bu kadar uzun sürmesi, oyuncuların işin içine dahil olması, Wenger'in bırakmak istemiyoruz açıklaması ama Barca'nın inadı... Barcelona hiç olmadığı kadar antipatik oluyor benim gözümde.

Onu geçtim, Thiago Alcantara gibi bir yıldız yarattılar. Fabregas'ı alarak onu köreltmenin ne alemi var. 20 yaşında Thiago, aslen İtalya doğumlu ama İspanya'nın alt yaş milli takımlarında oynadı. Son olarak U-21 takımının şampiyon olmasında en önemli pay kendisinindi.
Geçtiğimiz iki gün boyunca da onu Audi Cup 2011'de izledik. İki maçta 3 gol attı. Dün attığı son gol gerçekten muhteşemdi. Pas alış verişi bir Barcelona oyuncusu için normal denilebilir ama A takım seviyesindekiler kadar pas alış verişine katkı sağlıyor Thiago.
Benim dikkatimi çeken en önemliği özelliği de topu alışı. Topu öyle bir alıyor ki 2-3 adım sonrasını yönlendirmeyi basit bir iş haline getiriyor. Ağabeyi Xavi'den öğrenmiş olsa gerek. Genelde oyuncular topu rakibin baskısından saklama amaçlı kontrol ederler. Xavi'nin ve biraz da Messi'nin Türkiye'de de azıcık Alex'in farkı burada diye düşünüyor. Sadece rakipten topu kaçırıp, topa sahip olmayı değil; topa sahip oldukları anda hükmedebilecek alan ve zamanı yaratmayı beceriyorlar bu oyuncular. Bu yüzden basit oynadıkları halde çok önemli işler yapabiliyorlar. Thiago'nun en önemli özelliği bu. Hem de daha yaşı 20. Xavi 20 yaşında, Guardiola'dan formayı kapmaya başladığı zamanlarda bu kadar etkili yapamıyordu bu işi.
Fazla uzatmayalım. Iniesta, Xavi varken, Keita da yeterli desteği sağlıyorken, arkalarında Mascherano ve Busquets gibi duvarlar da mevcutken, Thigo gibi bir yıldız doğuyorken, yeri geldiğinde Afellay'ı da o bölgede kullanabilecekken Fabregas transferi, bu maddi boyutlarda çok da gerekli durmuyor.
Fabregas benim en çok beğendiğim oyunculardan biridir, 45 milyon euro da eder belki ama Barca için değil. Barca bir stoper yedeği, bir sol bek yedeği, bir kaleci yedeği, hatta bir tane uç forvet yedeği gibi alternatiflere yönelse daha hayırlı olur gibime geliyor.
27 Temmuz 2011 Çarşamba
Benfica:2 Trabzonspor:0 / 35 Dakikalık Trabzon

Baronlar böyle istedi!
Bu vesileyle, bu defa düşüncelerimi değil de zihnimin bana söyletmek ya da sordurmak istediklerini (affınıza sığınarak) kaleme almak isterim.
Zihnimin, benimle girdiği bu diyaloğa biraz da sizler kulak kabartın. Bakalım ben de 'şike' ve 'şaibe' sözcükleriyle psikolojisi alt üst olanlardan mıyım?
1)Tüm sanık avukatları, "Nasıl bir iddianame hazırlayacaklar çok merak ediyoruz" cümlesinin altına imza atarken, gerçek suçluların kim ya da kimler olduğuna nasıl kanaat getireceksin? Sen kanaat getiremiyorsun da medya nasıl bu kadar hızlı?
2)Nisan yasasının tek tabanca mağdurlarının Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım olarak gösterilmesinin arkasında yatan başka nedenler olup olmadığından yeterince emin misin?
3)Aziz Yıldırım'ın hastane hastane gezdirilmesinin esas sebebi, kendisiyle daha rahat iletişmek için olabilir mi? Baksana, dört gündür hastanede ve '9 Ağustos' tarihi Aziz Yıldırım dışarıdayken kararlaştırıldı. Parmaklıklar arkasındaki biriyle başka nasıl irtibata geçilebilirdi ki?
Al hastaneye, kapat kapıları, istediğin kararı da al!..
4)9 Ağustos tarihinin anons edilmesinin üzerinden henüz yirmi dört saat bile geçmemişken, TFF Başkanı'nın Bank Asya Lig'i takımları kulüp başkanlarıyla görüşmesi (hem de ilk kez) ne alaka?
Üstelik toplantı bitiminde mikrofonlara konuşan kulüp başkanı, "Alınmış bir karar yok, sadece maddi olanaksızlıkları dile getirdik" diyor... İyi de bu yeni bir şey değil ki… Herkes biliyor alt liglerin maddi olanaksızlıklarını. Bunca gündemin içerisinde bunun sırası mıydı peki?
Burada zihnimin komplolarını bir kenara bırakalım ve gelin sizlerle bir soru soralım ve cevap arayalım...
İşte sorumuz: "Diyelim ki bu ülkede futbolun baronları var ve sen de bu baronlardan birisin, söyle bakalım; alt ligleri daha çok izlenebilir hale getirmek için ne yaparsın?"
Cevap oldukça basit: "Önce kırmızı düğmeye basardım!"
Nasıl mı?
Futbola dikkat çekmek için önce Anadolu devrimini başlatırım, ki bu sonraki sezon daha fazla dekoder satılması anlamına da gelecektir...
Daha sonra, son yıllarda en çok gelir sağlamış takımı, hali hazırda yayıncı kuruluş rekor paraları da yatırmışken şampiyon yaparım ve sonradan o kulübü günah keçisi olarak ilan ettirir bir alt lige düşürürüm!
İşte şikenin, bırakın yazar kimliğimi bir futbolsevere fısıldadıkları ancak bunlar olabilir. E ne bekliyordunuz ki? Hizmet olmadan kalite mi olur?
“Kuşkular, bize mutluluğu haram etmeye yararlar.” Andre Gide
Dede Eskişehirspor'da / Açmayın Dedeler?

25 Temmuz 2011 Pazartesi
Audi Cup 2011

2009'da 100. yılının şerefine düzenlemişti Audi firması ilk kupayı. Gayet güzel maçlar izlemiştik. 4 büyük takım 4 güzel maç. Bayern ile Milan 2009'daki gibi turnuvaya katılıyorlar yine. Boca ve Manchester United ise yerlerini Barcelona ve Internacional'e bırakmış.
Jeremy Menez PSG'de, Peki Ya Mevlüt?

Copa America 2011'in Ardından / Şampiyon Uruguay

Copa America dün oynanan final maçıyla sona erdi. İlk maçlarla birlikte birçok seyirci kaybettiğine eminim. Favori takımların kötü performansları, sıkıcı geçen maçlar, gol görmek için uzun süre beklememiz vesaire...
Fakat turnuva ilerledikçe, oyunlar da daha zevkli hale gelmeye başladı. Arjantin ve Brezilya hayal kırıklığı yaratsalar da özellikle Venezuela yaptığı sürprizle önemli bir çıkış yakaladı.
Takım takım değerlendirmemize geçelim. Uruguay final maçında Paraguay'ı 3-0 gibi rahat bir skorla geçti. Oyunun hakkının bu skor olduğu tartışılır ama Uruguay'ın en önemli farkı çok hızlı kale önüne gitmesi. Eveleyip gevelemeden topu öndeki ikiliyle(Cavani bu maçta yedekti) buluşturmayı denediler ve ilk yarıdan maçı garantilediler. Arjantin'i çeyrek finalde penaltılarla geçmelerinin ve Brezilya'nın Paraguay'a elenmesinin ardından turnuvanın favorisi konumuna geçmişlerdi zaten.
Cavani'nin turnuva boyunca beklenen performansı sergileyemediğini söyleyelim. Forlan ve Suarez takımı sırtladılar. Muslera da kalede güven verdi. Gruptan çıktıktan sonra oynadıkları 3 maçta da gol yemedi Uruguay. Luis Suarez final maçının ve turnuvanın en değerli oyuncusu seçildi. Coates de en iyi genç oyuncu oldu.
Paraguay da penaltılarla Brezilya'yı geçince onlara da final yolu açılmış oldu. Venezuela'yı da penaltılarla geçtiler. Finalde ise gol atamama özellikleri pahalıya mal oldu. Vilar en iyi performansı gösteren oyuncuydu Uruguay adına. Bu performans ona en iyi kaleci ödülünü de getirdi.
Üçüncü Peru ise çok dengesiz bir kadroya sahip. Vargas gibi önemli bir yıldıza sahipler ama hiç iş yapamayan birçok oyuncusu da var. Kolombiya'yı 2-0 ile geçmeleri sürpriz olarak nitelendirilebilir. 3.lük maçında da Venezuela'yı rahat geçtiler. Fakat turnuva boyunca akılda kalacak bir gelişim gösteremediler. Guerrero 5 golle turnuvanın gol kralı olmayı başardı.
Venezuela ise 3.lük maçına kadar gayet iyi bir turnuva geçirdi. Kimse onlardan böyle bir performans sergilemelerini beklemiyordu. Teknik direktörlerinin katkısı büyük.
Arjantin'de Messi üzerinden dönen tartışmalar devam ediyor. Çok önemli kopukluklar yaşıyor Arjantin oyun içinde. Takım olarak hareket etmeyi beceremiyorlar. Orta sahası dünyadan ayrı bir alemde. Ne savunmaya ne de hücuma gerekli yardımı sağlıyorlar. Öndeki üçlüde kim varsa, şahsi becerileriyle iş yapmaya çalışıyor. Böyle olunca da durdurulması kolay bir takım haline geliyor Arjantin. Pastore daha çok kullanılabilirdi. Ev sahibi oldukları turnuvada hiç iyi değillerdi.
Brezilya da iyi olmayan takımlardan. Ganso ve Neymar'a fazla yük bindirmişler sanki. Genç oyuncular da kaldıramadılar bu yükü. Net bir golcü eksikliğini de hissettiler. Rivaldo, Kaka, Ronaldinho gibi önemli 10 numaralarla oynamaya alışmış bir takım için Ganso yeteri kadar katkı da sağlayamayınca Brezilya eli boş döndü. Bu takımın beraber oynayarak zaman geçirmeye ihtiyacı var. Bir de net golcüye. Robinho, Neymar, Pato müthiş isimler ama oyunu tutan, atakları olgunlaştıran ve arkadaşlarına alan ve zaman yaratan yapıdan çok uzaktalar.
Şili Sanchez'e, Kolombiya da Falcao'ya dayamışlar sırtlarını. Tek başlarına ilerleyemedi tabii bu oyuncular. Kolombiya'da Guarin'in hakkını yemeyelim. Elinden gelenin en iyisini yaptı Porto takımının oyuncusu.
Sonuç itibariyle en çok hakeden şampiyon oldu. Büyükler hayal kırıklığı yarattı. Böyle bir 11 seçilmedi ama ben turnuvanın 11'ini de şöyle belirliyorum.
--------------------------Vilar---------------------------
Perez---------Da Silva-------Coates-------A. Santos
---------Guarin-----E. Gonzalez-----Vargas----------
---------Suarez-------Guerrero-------Arrango--------
Bu arada turnuvada atılan 54 gol için Unicef'e 54 bin dolar bağış yapıldı.
23 Temmuz 2011 Cumartesi
Sen İnsansan Bizdekiler Ne? Vol.6 / Ralf Fährmann

Sead Sabotiç / Yanlış Zaman, Doğru İnsan

22 Temmuz 2011 Cuma
Felipe Melo Galatasaray'da

21 Temmuz 2011 Perşembe
Hazırlık (!) Rezillik(!)

Başlık atmak da yazıyı yazmak da oldukça zor. Fenerbahçe, Shaktar Donetsk ile hazırlık maçı yapacaktı bu akşam ama kimin umrunda? Adamların ligi başlamış, iki hafta geçmiş yine de Lucescu'nun Türkiye sevgisinin ön ayak olduğu centilmenlikle İstanbul'a gelmişler.
Alexis Sanchez Barcelona'da

20 Temmuz 2011 Çarşamba
Şimdiden Olanlar ve Olması İmkansızlar / Galatasaray:0 Twente:1

3 Temmuz İdeolojisi (HERKES OKUSUN!)
diyebilirim çünkü etrafta bu kadar cevaplanması güç sorular varken, bir aklın çıkıp bana ya da bizlere önderlik edebileceğinden bir hayli şüpheliyim...
Gelelim bu yazıyı kaleme alış sebebime... Öncelikle, daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere ben bir mercii değilim, bunu tüm okuyucularımın kendilerine arada bir hatırlatmalarını şiddetle rica ederim. Naçizane, aklım yettiğince futbolla ilgilenirim, yorumlarım ve yazmadan duramadığım için de futbola dair düşüncelerimi tereddüt etmeksizin kaleme alırım. İşin özü; benim hakkımdaki ana fikriniz,"Bu adam amatör bir yazar" olmalıdır... 3 Temmuz'da patlak veren şike olayları vesilesiyle bir şeyi anlamış vaziyetteyim ki; sayısını sayamadığım birçok eş dost(sağolsunlar) beni arayıp "Son olaylara ne yorum getiriyorsun" şeklinde benzer sorular yöneltmekteler. Fikrimi soruyor olduğunuz için hepinize minnettarım o ayrı konu, ancak ben bu yazıyı küçük ulusuma(dostlara) bir sesleniş olarak görmek istiyor ve tüm sorularınıza, son günlerin en popüler akımından(komplo teorisi üretme sanatı) faydalanarak, soruyla cevap vermeyi uygun buluyorum. Bakalım komplo teorileriyle harmanlanıp hazırlanmış sorulara sizler ne cevaplar vereceksiniz.
Yayıncı Kuruluşu İlgilendiren kısımdır:
1)Lig Tv vicdanlı bir kurum mudur ya da yayıncı kuruluşun vicdanlı olması ne demektir? (bkz: "Seneye seninle çalışamayız kızım-oğlum, senin yüzün eskidi" söylemi.)
2)Lig TV, Türk futboluna gerçek ederini (450milyon dolar) mi ödüyordur yoksa kaz gelecek yerden tavuk esirgenmiyor mudur?
3)HD ve 3 boyutlu yayının esas sebebi seyir keyfini artırmak mıdır yoksa bir dekoder referans etme sanatı mıdır?
4)Kimsenin kafasına düşmeyecekse (burası Türkiye), örümcek kameranın ve 3 boyutlu gözlüklerin haftalarca reklamının yapılmasının GS-FB maçının öncesine denk getirilmesi, safiyane bir satış marifeti olarak mı algılanmalıdır yoksa üzerine düşünülmeli midir?
5)Çok değerli bir insan olduğuna diyecek tek sözüm yok ancak bir anlık bile olsa Şansal Büyüka'nın Fenerbahçeli oluşu, Türk futboluna olumlu ya da olumsuz etki etmiş midir?
6)Lig Tv'nin, 'Fenerbahçelileşiyor' söylemleri ilk kimler tarafından zikredilmiştir ve altında yatan neden nedir?
7)İlerleyen yıllarda rekabete girerek yayın haklarını Lig Tv'den alabilecek bir kurumun ortaya çıkabilme ihtimali nedir?
8)Lig Radyo'ya konuk alınan kişiler her istediğini dile getirebilirler mi yoksa bazen konuklar bile titizlikle mi seçilirler?
9)Maç görüntüleri artık neden diğer kanallarda yayınlanamıyor? Serhat Ulueren'in de dediği gibi (eğer yanlış hatırlamıyorsam) üç dakikalık maç bantının saniyesi gerçekten 5.000 $ ile 15.000$ arasında mı?
Biraz da genel kamuoyu yoklaması yapalım:
10)Göreve geldikten sonra kucağında bomba bulan çiçeği burnunda TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar neden istifa etmiyor? 3 Temmuz sabahı olacaklardan önceden haberdar mıydı?
11)Galatasaray geçtiğimiz sezon lig düşürülmek istendi mi?
12)Galatasaray'ın eksi avarajla ligi tamamladığı bir sezonda Fenerbahçe'nin 18'de 17 yapması sadece bir tesadüf müdür?
13)Galatasaray'ın en kötü idare edildiği sezonda Fenerbahçe en iyi şekilde mi idare edilebilmişti?
14)Hakan Şükür, Arda'yı neden sakat olduğu bilindiği halde oynamamakla eleştirdi ve nasıl Meclis'te koltuk sahibi oldu?
15)Arda'nın forma video'su nasıl basına sızdırıldı ve üstelikte TRT bunu nasıl ve neden haber yaptı?
16)Demirören'in iki gazeteye ortak olma sebebi ne?
17)Yıldırım Demirören, Mourinho'yu neden ziyaret etti?
18)Yıldırım Demirören neden C. Ronaldo ile ortak olmak istedi?
19)Yıldırım Demirören Türk futbolunun yeni Aziz Yıldırımı mı yapılmaya çalışılıyor?
En tehlikelisi:
20)River Plate ve Monaco lig düştüler. Türkiye'den de Galatasaray mı düşürülmek istenmişti? River Plate Arjantin Lig'inin göz bebeğiydi, düştü (?) Monaco Fransız deviydi, düştü (?) Galatasaray Türkiye'nin tek Avrupa fatihiydi, düşürülemedi!..
Şimdi sıkı durun:
21)"Esas amaç alt liglere düşen ya da düşürülmek istenen takımlarla daha fazla dekoder satıp, alt ligleri bile parayla izlenebilir hale getirmek miydi? Galatasaray'ı düşürmeyi beceremeyenler 3 Temmuz'da düğmeye basıp B planlarıyla şimdi Fenerbahçe'yi, Trabzonspor'u ve Beşiktaş'ı alt lige mi düşürmek istiyorlar? Amaç gerçekten Bank Asya Ligi'ni dekoderli hale getirmek olabilir mi? Bu uğurda Aziz Yıldırım aslında şeriatin kestiği parmak mıdır?
Sağlıcakla.
19.07.2011'de, Fenerbahçe taraftarlığını utanç duyduğu için bırakan kimse!
Emre KARATAŞ
[Posted with iBlogger from my iPhone]
19 Temmuz 2011 Salı
Fernando Muslera Galatasaray'da

Somut Adımlar / Süper Kupa Ertelendi

Temiz kalmayı istemek, benim hakkım!..
Öncelikle birileri şike yapar ve o birileri Metris'te bile olsa daha çok kazanmaya devam eder,
medya gereken alt yapıyı hazırlar ve cahillerine altın tepside ikramda bulunur,
bu defa kadife ellerle kurulmuş olan kurguya bir de ikinci dalga eklenir, ki burada esas amaç; yurdum cahiline, 'sonraki dalgalar için hazırlıklı olun' mesajını vermektir ve yine cahille orantılı olarak pek tabi başarılı da olunulur,
tam üçüncü dalga başlayacak derken Türk insanının bile itibar etmekten ürker olduğu TFF'ye, UEFA güvendiğini açıklar,
her köşe başında komplo teorileri üretilirken dolmuş şöförü de ağzına geleni söylemeye başlar, ki bunları aslında duymak dahi istemezsin,
bir yandan marabası, köylüsü ve kasabalısı duymaya devam eder ama asla yorumlayamayacaktır ve sonuç: "iki ucu birbirine benzer pis, içinden çıkılamaz bir değnek!"
Gidip formasını alıp, cebimdeki parayı o takım elbiselilerin cebine koymaktansa; çok sevdiğim ama artık bir o kadar da şüphe ettiğim takımım Fenerbahçe'yi, bana ihanet ettiği için ve yüzümü öne eğdirdiği için gönül rahatlığıyla bırakırım, oralı bile olmam!
Temiz kalmayı istemek, benim hakkım!..
[Posted with iBlogger from my iPhone]
17 Temmuz 2011 Pazar
Galatasaray 2011-2012 Sezonu Formaları

14 Temmuz 2011 Perşembe
Fenerbahçe 2011-2012 Sezonu Formaları





13 Temmuz 2011 Çarşamba
"Bu Ateş Üfleyerek Sönmez" / Ünal Aysal'ın Açıklamaları ve Tepkiler Üzerine

11 Temmuz 2011 Pazartesi
Gervinho Arsenal'de, Gökhan İnler Napoli'de

10 Temmuz 2011 Pazar
Aziz Yıldırım'ın Tutuklanması Üzerine

Taraftarı olduğumuz kulübün, önemli işler yapmış başkanı Aziz Yıldırım herkesin malumu olduğu üzere bugün itibariyle tutuklandı. Açıkçası sağlık sorunlarından dolayı tutuksuz yargılanmasını ummadım değil. Mahkeme gözünün yaşına bakmamış başkanın ve başkan artık içeride.