Rijkaard herhalde Türkiye'deki en zor gününü yaşadı bugün. Bir gün önce Florya'da doğumgünü pastasının mumlarını üflerken, bugün Karabük'te babasının ölüm haberini alıyor, akşamına da ligin en zor deplasmanlarından ve en bozuk zeminlerinden birinde takımının başında sahaya çıkıyordu. Üstelik maçın ilk 10 dakikasında da olmayan bir penaltı ve öncesinde olmayan bir faulle kalesinde 2 gol birden görüyordu. Hakikaten zor bir durum olsa gerek...
Maça dair kesilecek ahkamlar, Galatasaray kadrosunda liderlik yapması gereken, oyunu yönlendirmesi beklenen Misimovic'in ne kadar silik olduğu üzerine yoğunlaşacaktır kanımca. Gerçekten de boşnak oyuncu neyi bekliyor bilemiyorum. Belki de fazla ileride oynamasının yarattığı sıkıntılardır bunlar. Belki de onu Beşiktaş'ta Guti'nin üstlendiği role soyundurmak gerekiyordur. Bu şekilde devam edecekse hem kendisinin hem de yönetimin çok başı ağrıyacak yine. Barcelona'ya gelmiş de ondan önce sorumluluk alması gereken 40 tane futbolcu varmış gibi davranmamalı Misimovic. Galatasaray'da oyunu yönlendirecek olan adam o... Bunun farkına varması için bakalım kim tokat atıp uyandıracak kendisini.
Maça başlayan 11'deki Barış Özbek ismi benim için bir sürpriz oldu açıkçası. Ben, doğru bulmasam da Aydın'la başlanır diye tahmin ediyordum. Bana göre doğru olan ise sağda Pino, solda ise Arda Turan rolündeki Serdar Özkan'la başlanmasıydı. O zaman daha dengeli hücum organizasyonları gerçekleştirilebilirdi bana göre. Ayrıca Cana'nın bugün gününde olmayışı ve erkenden oyundan çıkarılışı da düşündürücü. Bugün yaşadıklarının üzerine Rijkaard'ın eleştirilmesi konusunda biraz çekimser olsam da Cana'nın çıkışını çok da doğru bulduğum söylenemez. Her hata yapan çıkacaksa basketbol gibi sınırsız değişiklik hakkı gerekiyor Galatasaray'a.
İkinci yarı, biraz daha olması gerektiği gibiydi Galatasaray. Tabii sadece hücum anlamında. Geride herhangi bir sakatlığı olmadığını bildiğimiz Lucas Neill'in yerine Ali Turan'la başlıyordu Rijkaard. Bu değişiklik de ne derece gerekliydi, tartışılır. Kaldı ki Ali Turan da savunmaya çare olamadı. Rakibe bol pozisyon verildi. Yine de bunu takımın risk almasına bağlayabiliriz. Bu devrede Pino biraz daha toparlanmış bir görüntü veriyordu. Aydın da etkili koşularla rakip savunmayı zaman zaman sıkıntıya soktu diyebiliriz. Galatasaray adına maçta ne yaptığını bilen tek oyuncu Harry Kewell'dı herhalde. Ancak onun da kalabalık Karabük savunması arasında yapabilecekleri kısıtlıydı. Nitekim sonucu etkileyemedi Kewell.
Bu takıma Baros ve Baros olmadığında onun yerine gözü kapalı koyulabilecek bir yedek santrfor şart. Böylece belki Kewell'ı da daha etkili olduğu yerlerde kullanmak mümkün olabilir. Ayrıca Arda'nın da bir an önce kafası da sağlıklı bir halde takıma dönmesi iyi olacak. Savunmaya gelince, Servet'in yokluğunun hissedilmediğini söyleyebiliriz. Yenilen gollerde Servet'in de pek bir şey yapabileceğini sanmıyorum.
Karabükspor'a gelecek olursak, her ne kadar gollerde hakem hatası olsa da galibiyeti hak edecek bir beceri ve efor sarfettiklerini gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Herkesin Cernat-Emenike ikilisini kilitle, Karabük'ü durdur tezine en başında bu yana karşı çıkıyor ve Karabükspor'un etkili bir pas futbolu oynadığını iddia ediyordum. Bugün bu iddiamda yanılmadığımı görmüş oldum. Cernat'tan Hakan Özmert'e, Tozo'ya ve hatta Seriç'e kadar herkes harika bir uyum içinde, sakin bir şekilde paslaşıyor. İkinci yarı verilen açıklar normaldir. Neticede karşıdaki takım Galatasaray. Ben bugün orta sahada aklını sahaya yansıtma becerisini gösteren Cernat ve Galatasaray defansının dengesini alt üst eden Emenike'nin yanı sıra Tozo'yu da çok beğendim. Galatasaray orta sahasında bugün Tozo ayarında top oynayan bir oyuncu olsaydı bazı şeyler değişebilirdi. Gerektiği yerde top kazandı. Gerektiği kadar sertti ve çok makul toplar kullandı. Biraz daha fazla inisiyatif alsa çok daha fazla göze batar herhalde. Ama o böyle sade oynamayı seçiyor. Bu, kendi kariyeri açısından bir kusur. Şu an daha iyi yerlerde olabilirdi biraz daha fazla sorumluluk almaya yanaşsa. Ayrıca sezonun başından bu yana yaptığı hatalarla rakiplere kolay goller bulduran savunma, bugün başarılı bir görüntü verdi. Deumi geldiğinden beri en başarılı maçını oynadı. Muhammet Özdin de o bildik sakin görüntüsünü sergiledi ve savunmayı başarıyla organize etti. Hakan Özmert'in de gollerine devam ettiğini ekleyelim. Üst üste 3. maçında 3. golü oldu bugün.
Yazıyı bitirmeden, Dr. Necmettin Şeyhoğlu Stadı'nın zemininden bir kez daha bahsetmek istiyorum. Bu konu acilen çözülmeli. Kardemir Karabükspor yönetimi bunu çözecek imkanlara sahip. Bu takıma yazık edilmesin. Tribün çalışması bir an önce bitirilsin ve zemin de düzeltilsin. Geçen sene halı gibi bir zemin vardı. Bu sene karda kışta ne olacağını tahayyül edemiyorum. Benim duyduklarıma göre yaz aylarında Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nden torpili olan bir güruh, geceleri bu stadda top oynamış. Böyle amatörlük, böyle cahillik olmaz. Takımlarına karşı daha duyarlı olmaları gerekiyor. Sırf politik bağlantıları sayesinde bir yerlere gelen insanların nelere yol açtığı ortada. Bugün bunlardan birine daha şahit olduk sadece.
İki takıma da bu kötü zeminde verdikleri mücadeleden ötürü teşekkür etmek lazım. Galatasaray, şanssızlıkları atlattıktan sonra toparlayacaktır. Önemli olan bu süreyi en kısa haliyle atlatmak... Karabükspor ise özellikle kendi sahasında ligdeki her takımı yenebilecek güçte. Bugün bunu bir kez daha gördük. Aynı ciddiyetle çalışırlar umarım. Hakemin rezalet yönetimini de es geçmeyelim. Bir süre alt liglerde takılsa fena olmayacak gibi...
Maça dair kesilecek ahkamlar, Galatasaray kadrosunda liderlik yapması gereken, oyunu yönlendirmesi beklenen Misimovic'in ne kadar silik olduğu üzerine yoğunlaşacaktır kanımca. Gerçekten de boşnak oyuncu neyi bekliyor bilemiyorum. Belki de fazla ileride oynamasının yarattığı sıkıntılardır bunlar. Belki de onu Beşiktaş'ta Guti'nin üstlendiği role soyundurmak gerekiyordur. Bu şekilde devam edecekse hem kendisinin hem de yönetimin çok başı ağrıyacak yine. Barcelona'ya gelmiş de ondan önce sorumluluk alması gereken 40 tane futbolcu varmış gibi davranmamalı Misimovic. Galatasaray'da oyunu yönlendirecek olan adam o... Bunun farkına varması için bakalım kim tokat atıp uyandıracak kendisini.
Maça başlayan 11'deki Barış Özbek ismi benim için bir sürpriz oldu açıkçası. Ben, doğru bulmasam da Aydın'la başlanır diye tahmin ediyordum. Bana göre doğru olan ise sağda Pino, solda ise Arda Turan rolündeki Serdar Özkan'la başlanmasıydı. O zaman daha dengeli hücum organizasyonları gerçekleştirilebilirdi bana göre. Ayrıca Cana'nın bugün gününde olmayışı ve erkenden oyundan çıkarılışı da düşündürücü. Bugün yaşadıklarının üzerine Rijkaard'ın eleştirilmesi konusunda biraz çekimser olsam da Cana'nın çıkışını çok da doğru bulduğum söylenemez. Her hata yapan çıkacaksa basketbol gibi sınırsız değişiklik hakkı gerekiyor Galatasaray'a.
İkinci yarı, biraz daha olması gerektiği gibiydi Galatasaray. Tabii sadece hücum anlamında. Geride herhangi bir sakatlığı olmadığını bildiğimiz Lucas Neill'in yerine Ali Turan'la başlıyordu Rijkaard. Bu değişiklik de ne derece gerekliydi, tartışılır. Kaldı ki Ali Turan da savunmaya çare olamadı. Rakibe bol pozisyon verildi. Yine de bunu takımın risk almasına bağlayabiliriz. Bu devrede Pino biraz daha toparlanmış bir görüntü veriyordu. Aydın da etkili koşularla rakip savunmayı zaman zaman sıkıntıya soktu diyebiliriz. Galatasaray adına maçta ne yaptığını bilen tek oyuncu Harry Kewell'dı herhalde. Ancak onun da kalabalık Karabük savunması arasında yapabilecekleri kısıtlıydı. Nitekim sonucu etkileyemedi Kewell.
Bu takıma Baros ve Baros olmadığında onun yerine gözü kapalı koyulabilecek bir yedek santrfor şart. Böylece belki Kewell'ı da daha etkili olduğu yerlerde kullanmak mümkün olabilir. Ayrıca Arda'nın da bir an önce kafası da sağlıklı bir halde takıma dönmesi iyi olacak. Savunmaya gelince, Servet'in yokluğunun hissedilmediğini söyleyebiliriz. Yenilen gollerde Servet'in de pek bir şey yapabileceğini sanmıyorum.
Karabükspor'a gelecek olursak, her ne kadar gollerde hakem hatası olsa da galibiyeti hak edecek bir beceri ve efor sarfettiklerini gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Herkesin Cernat-Emenike ikilisini kilitle, Karabük'ü durdur tezine en başında bu yana karşı çıkıyor ve Karabükspor'un etkili bir pas futbolu oynadığını iddia ediyordum. Bugün bu iddiamda yanılmadığımı görmüş oldum. Cernat'tan Hakan Özmert'e, Tozo'ya ve hatta Seriç'e kadar herkes harika bir uyum içinde, sakin bir şekilde paslaşıyor. İkinci yarı verilen açıklar normaldir. Neticede karşıdaki takım Galatasaray. Ben bugün orta sahada aklını sahaya yansıtma becerisini gösteren Cernat ve Galatasaray defansının dengesini alt üst eden Emenike'nin yanı sıra Tozo'yu da çok beğendim. Galatasaray orta sahasında bugün Tozo ayarında top oynayan bir oyuncu olsaydı bazı şeyler değişebilirdi. Gerektiği yerde top kazandı. Gerektiği kadar sertti ve çok makul toplar kullandı. Biraz daha fazla inisiyatif alsa çok daha fazla göze batar herhalde. Ama o böyle sade oynamayı seçiyor. Bu, kendi kariyeri açısından bir kusur. Şu an daha iyi yerlerde olabilirdi biraz daha fazla sorumluluk almaya yanaşsa. Ayrıca sezonun başından bu yana yaptığı hatalarla rakiplere kolay goller bulduran savunma, bugün başarılı bir görüntü verdi. Deumi geldiğinden beri en başarılı maçını oynadı. Muhammet Özdin de o bildik sakin görüntüsünü sergiledi ve savunmayı başarıyla organize etti. Hakan Özmert'in de gollerine devam ettiğini ekleyelim. Üst üste 3. maçında 3. golü oldu bugün.
Yazıyı bitirmeden, Dr. Necmettin Şeyhoğlu Stadı'nın zemininden bir kez daha bahsetmek istiyorum. Bu konu acilen çözülmeli. Kardemir Karabükspor yönetimi bunu çözecek imkanlara sahip. Bu takıma yazık edilmesin. Tribün çalışması bir an önce bitirilsin ve zemin de düzeltilsin. Geçen sene halı gibi bir zemin vardı. Bu sene karda kışta ne olacağını tahayyül edemiyorum. Benim duyduklarıma göre yaz aylarında Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nden torpili olan bir güruh, geceleri bu stadda top oynamış. Böyle amatörlük, böyle cahillik olmaz. Takımlarına karşı daha duyarlı olmaları gerekiyor. Sırf politik bağlantıları sayesinde bir yerlere gelen insanların nelere yol açtığı ortada. Bugün bunlardan birine daha şahit olduk sadece.
İki takıma da bu kötü zeminde verdikleri mücadeleden ötürü teşekkür etmek lazım. Galatasaray, şanssızlıkları atlattıktan sonra toparlayacaktır. Önemli olan bu süreyi en kısa haliyle atlatmak... Karabükspor ise özellikle kendi sahasında ligdeki her takımı yenebilecek güçte. Bugün bunu bir kez daha gördük. Aynı ciddiyetle çalışırlar umarım. Hakemin rezalet yönetimini de es geçmeyelim. Bir süre alt liglerde takılsa fena olmayacak gibi...
0 yorum:
Yorum Gönder