Bugün yine büyük sevap aldığımız bir günü daha geride bıraktık. Azerilere futbol tarihlerindeki en büyük zaferlerden birini yaşattık. Bizim gibi cennetlik ülke az bulunur.Maçın teknik taktik tartışılacak pek bir şeyi yok. Yani Azeri takımına karşı "şunu yaptık, bunu yapamadık, şöyle yapmamız lazımdı" falan gibi cümleler kurmak muhakkak ki boşa nefes tüketmek olacaktır. Daha genel şeylerden bahsetmek gerekiyor. Bugün halen daha geçen maçta olanları görmesine rağmen sahaya Özer Hurmacı ile çıkma mankafalığındaysak, bu takımda tartışılması gereken şeyin genel zihniyet olduğunun da bir zahmet farkına varmamız gerek.
Daha önceki yazılarımızda da üzerine basa basa yazdık. Bir kez daha yazalım. TFF, Hiddink'le yaptığı sözleşmenin ayrıntılarını açıklasın. Hiddink'ten neler bekleniyor, görev tanımı nedir, O.Ç. denen yardımcının görev tanımı nedir? Bunların birer birer açıklanması lazım kamuoyuna. Yoksa biz halen daha umutla bekleyeceğiz ki şu takımdan bir şey olsun. Eğer Hiddink sadece maçtan 2 gün önce Türkiye'ye geldikten sonra maçta taktik verip gidecekse bir zahmet hiç gelmesin. Eğer ipler O.Ç. denen yardımcının elinde olacaksa bir zahmet söylesinler de biz de adam gibi bir sistem kurulana kadar umutlanmayalım bu takımdan.
Hiddink basın toplantılarında esip gürlemeyi iyi biliyor. Dün de Dünya klasmanında 1. olmadığımızdan falan bahsetmişti. Bugün bizim sahada madara olarak yenildiğimiz takım acaba Dünya klasmanında kaçıncı? Bunun cevabı var mı acaba kendisinde? Daha önce de Arda Turan konusunda asabiyet yapmıştı Hollandalı. Arda'nın milli takımda sakatlanmadığını, zaten sakat sakat kampa geldiğini söylemişti. Bir kişi de "kardeşim sen sakat adamı nasıl takıma çağırıyorsun da çift kaleye çıkarıyorsun" diye sormamıştır. Neyse, ayrıntılarla vakit kaybetmeye gerek yok. Hiddink'teki bu agresifliğin, başarısızlıktan ve kendi içinin rahat olmamasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum ben.
Aslında Hiddink'ten de umudu tamamen kesmiş değilim. Tamam, takımda yeni bir yapılanma oluşturacak, gençleşmeye gidecek bir hoca olmadı hiç. Ama bunu yapmaya niyeti olana da köstek olacak biri olduğuna inanmıyorum. Bana kalırsa çözüm O.Ç. olacak adamın bir an önce milli takımdan gönderilmesi ve Ersun Yanal'ın aktif hale getirilmesi olacaktır. Türkiye'de hangi futbolcunun ne durumda olduğunu ondan iyi bilecek hoca yoktur ve Hiddink'e bu anlamda ciddi ciddi yardım edebilir. Grubun bundan sonraki maçlarında Nihat'la, Semih'le, Özer'le ya da diğer eskimiş yüzlerle bir yere varmamız imkansız. Bu takıma yeni ve başarıya aç isimlerin entegrasyonu ancak Ersun Yanal'ın aktif olarak takıma dahil edilmesiyle mümkün. Bu konu ciddi ciddi düşünülmeli.
Ve düşünülmesi gereken bir diğer nokta da devşirme oyuncular. Bir süredir Emmanuel Emenike ile ilgili yazılar yazıyoruz gerek burada gerek Twitter'da. Zaten son günlerde bu iş ciddiye de binmiş durumda görünüyor. Aynı şekilde Vederson da bu takıma dahil edilmeli. Hatta ilerisi için Jerry Akaminko da potansiyel vaadediyor bana göre. Bu alternatifler ciddi ciddi düşünülmeli çünkü yerli oyuncu yetiştiremiyoruz.
Yüzü eskiyen, verimliliğini kaybeden oyuncularla da bir an önce yollar ayrılmalı. Hakan Balta, Nihat Kahveci, Halil Altıntop gibi isimlerin arıtk milli takımla işi olmamalı.
Bu tarz bir değişim tabii ki çok çabuk olması mümkün bir şey değil ve cesaret istiyor açıkçası. Birilerinin yine de onca riske rağmen bu cesareti taşıması ve değişimin fitilini yakması lazım. Yoksa biz daha çok madara oluruz böyle abuk subuk kayıplarla.
0 yorum:
Yorum Gönder