Üç parçadan oluşacak olan ilk yarının en iyileri ve en kötüleri sersinin ikinci kısmında Kayserispor, Beşiktaş, Kardemir Karabükspor, Sivasspor, Gençlerbirliği ve Ankaragücü takımlarını inceleyeceğiz. Yine bir üstten bir alttan takım sırasıyla incelemeye başlayalım.
Kayserispor
En İyi: Serdar Kesimal
Kayserispor, enteresan bir takım yapısına sahip. Son birkaç senedir çok akıllıca bir iş yapıp yerli oyuncuların hemen hemen tamamını gurbetçilerin arasından seçiyorlar. Bu, altyapısını Almanya'da almış ve futbolun basit ama önemli kurallarını kusursuzca özümsemiş oyuncularla birlikte dikkat çekici bir taktik disiplin yakalamış durumdalar. Takımdaki onca eksiğe rağmen "futbolu bilen" kadro ilk yarıyı 4. sırada tamamladı. Bu kadronun en önemli yapıtaşlarından biri de yine bir gurbetçi futbolcu olan Serdar Kesimal. Aslında Serdar'la birlikte Hasan Ali Kaldırım ve Aleksandr Amisulashvili de kafamı karıştırdı ancak zor da olsa Serdar'da karar kıldım. Genç oyuncu, bu sezon futbolunu gözle görülür bir şekilde geliştirdi ve milli takıma kadar seçildi. Türk futbolunun son dönemdeki en acil ihtiyaçlarından biri olan savunma oyuncusu eksiğini kapatabilecek alternatiflerden biri olduğunu kanıtladı.
En Kötü: Abdullah Durak
Aslında bu takımda öyle çok da kötü bir isim yok. Abdullah da diğer takımlardaki kötülerle kıyaslarsak fazla kötü sayılmaz. En kötülerin en iyisi diyebiliriz. Onu "en kötü" seçme sebebimse, daha fazlasını verebileceğine inanıyor olmam. 23 yaşındaki oyuncu çok yetenekli. Hem hücum hem de savunmada standart üstü işler yapabilecek bir oyuncu. Ancak nedense o yapması gereken sıçramayı halen yapamadı. Halen yerinde sayıyor. Yine faydalı oluyor. Ancak normalde yapabileceğinin üçte birini yapabiliyor şu anda.
Sivasspor
En İyi: Ziya Erdal
Ziya, mecburiyetten çıkan bir oyuncu desek yeridir. Sivasspor sol bekinde yıllardır Hayrettin Yerlikaya'yı görürüz. Hayrettin, vasat bir adamdır. Fazla inişleri çıkışları olmaz. Takım iyiyse o da iyidir falan... Ancak Ziya öyle değil. Ekstra özellikleri var. Takımın devre sonuna doğru yaşadığı toparlanmada pay sahibi oyunculardan birisi. En önemlisi başarıya aç. Yaşı genç çünkü. Hayrettin'in yokluğunda kaptığı formayı bir daha bırakmaması lazım. Bunun bilincinde olmasını umuyorum. Ki zaten o da öyle düşünüyorsa sorun yok.
En Kötü: Sedat Bayrak
Sedat, bu ligdeki oyun zekası en düşük oyunculardan birisidir. İyi fiziği vardır. Serttir. Sinirlerine hakim olamaz. Aslında düzgün kullanılabilir. Sivasspor gibi takımlar için biçilmiş kaftandır. Ancak bu sezon öyle olmadı ne yazık ki. Sivasspor, savunmada istikrarı sağlayamadıysa biraz da Sedat'ın payı vardır bunda. Gördüğü gereksiz kartlar ve sık sık cezalı duruma düşmesi, takımı da ister istemez kötü etkilemiştir. Hani cezası bitince oynamamış olsa neyse. Öyle de olmuyor. Hoca kim olursa olsun Sedat'a formayı veriyor. Sedat ertesi maç yine ceza alıyor...
Beşiktaş
En İyi: Ersan Adem Gülüm
Beşiktaş'ta aslında iyiler de kötüler de çoktu. Ersan'ın yanında Ernst ve Guti gibi isimleri de sayabiliriz aslında. Ancak bu isimler arasında işi daha zor olan Ersan'dı. Kolay değil, bir alt ligden geliyorsun. Yaşın genç ve tanınmıyorsun. Fazla bir kredin yok. İlk oynadığın maçta çuvallarsan bir daha formayı bulamayabilirsin mesela. Ersan da o ilk maçı çok iyi değerlendirdi. Sonrasında hemen hemen her maç şans buldu. Yoklukta ilaç gibi geldi. Hem Beşiktaş, hem de milli takım sağlam ve topu oyuna iyi sokabilen bir stoper kazandı.
En Kötü: Nihat Kahveci
Geçen sezon Nihat'ı hep savundum. Sezon öncesi kampa katılamamıştı. Yanlış yerde oynatılıyordu. Üzerinde gereksiz baskı kurulmuştu vs. Ancak bu sezon iş değişti. Nihat sezon öncesi hazırlık kampına katıldı. Sezona da fena başlamadı. Kendisini rahatlatacak goller attı. Ancak sonra ne olduysa yine durdu. Ardından gelen sakatlıkla beraber de sesi yine kesildi. Nihat'ın bunu yapma lüksü yok. Genç bir oyuncu değil. Daha soğukkanlı düşünmesi lazım. Gol atamıyorsa da sorun etmemesi lazım. Ancak o, yaşının gereğini yapmak yerine gol atamazsa dünya başına yıkılacak bir yeni yetme gibi tepkiler verdi. Sonrasında da çırpındıkça işler daha kötü bir hal aldı. Bundan sonra düzelir mi bilmem ama Nihat koca bir ilk yarıyı böyle böyle yedi...
Gençlerbirliği
En İyi: Oktay Delibalta
Takımın şüphesiz en iyisiydi ilk yarı boyunca. Onca eksiğe rağmen o hiç yıkılmadan savaştı durdu. Savunma yaptı. Hücum yaptı. Her taşın altına elini soktu. Süper Lig tecrübesi olmamasına rağmen hiç sırıtmadan sorumluluk aldı. Eğer ikinci yarı ona ayak uyduran birkaç isim çıkarsa Gençlerbirliği'nde yüzler güler.
En Kötü: Mile Jedinak
Billy Mehmet mi Jedinak mı diye düşündüm ve lige aşinalığı daha fazla olan ve burada başarılı performanslar da sergilemiş olan Jedinak'ı seçmeye karar verdim. Geçen seneki performansını mumla aratıyor. Felaket derecede silik bir görüntüsü var. Bir an önce toparlanması lazım.
Kardemir Karabükspor
En İyi: Emmanuel Emenike
Herhalde şüphe götürmeyecek seçimlerden birisi de bu oldu. Emenike, ilk yarının bitimiyle birlikte gol krallığının en tepesindeki isim. Geçen sezon Bank Asya liginde gösterdiği başarının daha fazlasını ortaya koydu şu ana kadar. Oynadıkça da kendine geliyor, daha iyi oynuyor. Sezon sonunda muhtemelen iyi para kazandıracaktır kulübüne. Onu fazla uzun bir şekilde anlatmaya gerek yok.
En Kötü: Armand Deumi
Ligi tanıyan, tecrübeli bir stoper olduğu düşünülünce şaşırtıcı tabii. Yaptığı bireysel hatalarla Karabükspor'un ilk yarıda 6-7 puanını yedi resmen. Eskiden beğenirdim. Ancak bu sezon ne adamını tutabiliyor, ne ayağındaki topa sahip çıkabiliyor. Tek bir gerçek var, o da iyi niyetle mücadele ettiği. Ancak artık yaşı ilerledi ve bu iyi niyetli mücadelesi yetmiyor.
Ankaragücü
En İyi: Stanislav Sestak
Sestak, şöhretine yaraşır bir ilk yarı geçirdi. Galatasaray ve Fenerbahçe'yi yıkan isim oldu. Ligde kalitesiyle kendini belli etti. Onca olumsuzluğun içinde seyre değer şeyler onun ve Sapara'nın imzasını taşıyordu.
En Kötü: Aydın Toscalı
Aydın, aslında ligin en tecrübeli ve kaliteli stoperlerinden. Ancak ne var ki sezon başında transfer olduğu Ankaragücü'nde bunu gösteremedi. Artık bir uyum sorunu mudur yoksa başka bir problemden dolayı mıdır bilemiyorum ancak Aydın, alması gereken sorumluluğu alamadı ve inanılmaz silik bir görüntü verdi.
Kayserispor
En İyi: Serdar Kesimal
Kayserispor, enteresan bir takım yapısına sahip. Son birkaç senedir çok akıllıca bir iş yapıp yerli oyuncuların hemen hemen tamamını gurbetçilerin arasından seçiyorlar. Bu, altyapısını Almanya'da almış ve futbolun basit ama önemli kurallarını kusursuzca özümsemiş oyuncularla birlikte dikkat çekici bir taktik disiplin yakalamış durumdalar. Takımdaki onca eksiğe rağmen "futbolu bilen" kadro ilk yarıyı 4. sırada tamamladı. Bu kadronun en önemli yapıtaşlarından biri de yine bir gurbetçi futbolcu olan Serdar Kesimal. Aslında Serdar'la birlikte Hasan Ali Kaldırım ve Aleksandr Amisulashvili de kafamı karıştırdı ancak zor da olsa Serdar'da karar kıldım. Genç oyuncu, bu sezon futbolunu gözle görülür bir şekilde geliştirdi ve milli takıma kadar seçildi. Türk futbolunun son dönemdeki en acil ihtiyaçlarından biri olan savunma oyuncusu eksiğini kapatabilecek alternatiflerden biri olduğunu kanıtladı.
En Kötü: Abdullah Durak
Aslında bu takımda öyle çok da kötü bir isim yok. Abdullah da diğer takımlardaki kötülerle kıyaslarsak fazla kötü sayılmaz. En kötülerin en iyisi diyebiliriz. Onu "en kötü" seçme sebebimse, daha fazlasını verebileceğine inanıyor olmam. 23 yaşındaki oyuncu çok yetenekli. Hem hücum hem de savunmada standart üstü işler yapabilecek bir oyuncu. Ancak nedense o yapması gereken sıçramayı halen yapamadı. Halen yerinde sayıyor. Yine faydalı oluyor. Ancak normalde yapabileceğinin üçte birini yapabiliyor şu anda.
Sivasspor
En İyi: Ziya Erdal
Ziya, mecburiyetten çıkan bir oyuncu desek yeridir. Sivasspor sol bekinde yıllardır Hayrettin Yerlikaya'yı görürüz. Hayrettin, vasat bir adamdır. Fazla inişleri çıkışları olmaz. Takım iyiyse o da iyidir falan... Ancak Ziya öyle değil. Ekstra özellikleri var. Takımın devre sonuna doğru yaşadığı toparlanmada pay sahibi oyunculardan birisi. En önemlisi başarıya aç. Yaşı genç çünkü. Hayrettin'in yokluğunda kaptığı formayı bir daha bırakmaması lazım. Bunun bilincinde olmasını umuyorum. Ki zaten o da öyle düşünüyorsa sorun yok.
En Kötü: Sedat Bayrak
Sedat, bu ligdeki oyun zekası en düşük oyunculardan birisidir. İyi fiziği vardır. Serttir. Sinirlerine hakim olamaz. Aslında düzgün kullanılabilir. Sivasspor gibi takımlar için biçilmiş kaftandır. Ancak bu sezon öyle olmadı ne yazık ki. Sivasspor, savunmada istikrarı sağlayamadıysa biraz da Sedat'ın payı vardır bunda. Gördüğü gereksiz kartlar ve sık sık cezalı duruma düşmesi, takımı da ister istemez kötü etkilemiştir. Hani cezası bitince oynamamış olsa neyse. Öyle de olmuyor. Hoca kim olursa olsun Sedat'a formayı veriyor. Sedat ertesi maç yine ceza alıyor...
Beşiktaş
En İyi: Ersan Adem Gülüm
Beşiktaş'ta aslında iyiler de kötüler de çoktu. Ersan'ın yanında Ernst ve Guti gibi isimleri de sayabiliriz aslında. Ancak bu isimler arasında işi daha zor olan Ersan'dı. Kolay değil, bir alt ligden geliyorsun. Yaşın genç ve tanınmıyorsun. Fazla bir kredin yok. İlk oynadığın maçta çuvallarsan bir daha formayı bulamayabilirsin mesela. Ersan da o ilk maçı çok iyi değerlendirdi. Sonrasında hemen hemen her maç şans buldu. Yoklukta ilaç gibi geldi. Hem Beşiktaş, hem de milli takım sağlam ve topu oyuna iyi sokabilen bir stoper kazandı.
En Kötü: Nihat Kahveci
Geçen sezon Nihat'ı hep savundum. Sezon öncesi kampa katılamamıştı. Yanlış yerde oynatılıyordu. Üzerinde gereksiz baskı kurulmuştu vs. Ancak bu sezon iş değişti. Nihat sezon öncesi hazırlık kampına katıldı. Sezona da fena başlamadı. Kendisini rahatlatacak goller attı. Ancak sonra ne olduysa yine durdu. Ardından gelen sakatlıkla beraber de sesi yine kesildi. Nihat'ın bunu yapma lüksü yok. Genç bir oyuncu değil. Daha soğukkanlı düşünmesi lazım. Gol atamıyorsa da sorun etmemesi lazım. Ancak o, yaşının gereğini yapmak yerine gol atamazsa dünya başına yıkılacak bir yeni yetme gibi tepkiler verdi. Sonrasında da çırpındıkça işler daha kötü bir hal aldı. Bundan sonra düzelir mi bilmem ama Nihat koca bir ilk yarıyı böyle böyle yedi...
Gençlerbirliği
En İyi: Oktay Delibalta
Takımın şüphesiz en iyisiydi ilk yarı boyunca. Onca eksiğe rağmen o hiç yıkılmadan savaştı durdu. Savunma yaptı. Hücum yaptı. Her taşın altına elini soktu. Süper Lig tecrübesi olmamasına rağmen hiç sırıtmadan sorumluluk aldı. Eğer ikinci yarı ona ayak uyduran birkaç isim çıkarsa Gençlerbirliği'nde yüzler güler.
En Kötü: Mile Jedinak
Billy Mehmet mi Jedinak mı diye düşündüm ve lige aşinalığı daha fazla olan ve burada başarılı performanslar da sergilemiş olan Jedinak'ı seçmeye karar verdim. Geçen seneki performansını mumla aratıyor. Felaket derecede silik bir görüntüsü var. Bir an önce toparlanması lazım.
Kardemir Karabükspor
En İyi: Emmanuel Emenike
Herhalde şüphe götürmeyecek seçimlerden birisi de bu oldu. Emenike, ilk yarının bitimiyle birlikte gol krallığının en tepesindeki isim. Geçen sezon Bank Asya liginde gösterdiği başarının daha fazlasını ortaya koydu şu ana kadar. Oynadıkça da kendine geliyor, daha iyi oynuyor. Sezon sonunda muhtemelen iyi para kazandıracaktır kulübüne. Onu fazla uzun bir şekilde anlatmaya gerek yok.
En Kötü: Armand Deumi
Ligi tanıyan, tecrübeli bir stoper olduğu düşünülünce şaşırtıcı tabii. Yaptığı bireysel hatalarla Karabükspor'un ilk yarıda 6-7 puanını yedi resmen. Eskiden beğenirdim. Ancak bu sezon ne adamını tutabiliyor, ne ayağındaki topa sahip çıkabiliyor. Tek bir gerçek var, o da iyi niyetle mücadele ettiği. Ancak artık yaşı ilerledi ve bu iyi niyetli mücadelesi yetmiyor.
Ankaragücü
En İyi: Stanislav Sestak
Sestak, şöhretine yaraşır bir ilk yarı geçirdi. Galatasaray ve Fenerbahçe'yi yıkan isim oldu. Ligde kalitesiyle kendini belli etti. Onca olumsuzluğun içinde seyre değer şeyler onun ve Sapara'nın imzasını taşıyordu.
En Kötü: Aydın Toscalı
Aydın, aslında ligin en tecrübeli ve kaliteli stoperlerinden. Ancak ne var ki sezon başında transfer olduğu Ankaragücü'nde bunu gösteremedi. Artık bir uyum sorunu mudur yoksa başka bir problemden dolayı mıdır bilemiyorum ancak Aydın, alması gereken sorumluluğu alamadı ve inanılmaz silik bir görüntü verdi.
0 yorum:
Yorum Gönder