Taş yerinde ağırdır diye bir atasözü vardır. Harika bir söz bu. Bugünkü maçı da tamamen açıklayan bir cümle. Galatasaray'da bugün herkes yerli yerindeydi ve geç de olsa sonucu gördük.
Fatih Terim, geçen haftadan farklı olarak Sabri'yi olması gereken yerde, yani sağ bekte oynattı. Ondan doğan boşluk, geçen haftanın sol açığı Eboue'yle doldu. Sol açığa ise geçen hafta oynamayan Albert Riera geldi. Bu düzen, Galatasaray'ın doğru dizilişiydi. Sabri yerinde, Ujfalusi yerinde, Eboue yerinde ve sol açık da gerçek bir sol açık olan Riera... Haliyle sahada gördüğümüz şey futbola daha çok benzedi. Daha eli yüzü düzgün bir oyun oynandı.
Samsunspor'un hücumu hiç düşünememesi, bugünkü manzara açısından önemli bir belirleyici faktör oldu. Orta sahada Mustafa Sarp ve Michael Fink gibi top kullanmada sorunlu iki oyuncu olunca, bu da normal oluyor. Herkes Selim Teber'e baktı haliyle. O
da elinden geldiğince takımı oynatmaya çalışsa da, Galatasaray orta sahasında Felipe Melo gibi bir canavar vardı. Melo, azami sayıda top kaparken, kaptığı topları da büyük bir verimle oyuna soktu. Brezilyalı, gerçekten dört dörtlük bir transfer. Takıma uyumu ilerledikçe katkısı da çok fazla olacak. Ki şu haliyle bile oyuna ağırlığını fazlasıyla koyuyor. Oyunu açışı, dar alandaki yaratıcılığı, hırsı ve attığı gol, kesinlikle izlenmeye değerdi. Melo bu kadar övgüye değer bir görüntü verirken, Eboue'yi de eklemeyi unutmayalım. Sakatlanana kadar canla başla oynadı. Orta sahaya direnç, enerji ve denge kattı. O da zamanla daha iyi olacak.
Kazım'da hafif de olsa bir düşüş var. Aynı şekilde Riera da ilk maçı olması nedeniyle fazla etkili olamayınca, kanatlar olması gerektiği gibi çalışmadı. Riera çok etkili olamadı dedik ancak ilerisi için ışık verdiğini de söyleyelim. Kanatlardaki bu kısmi sıkıntı, Sabri ve Hakan Balta'nın önde oynamalarıyla çözülmeye çalışıldı. Yine de Baros'un yeterli topları alabildiğini söylemek güç. Baros, yedek kalma korkusunu fazlasıyla hissediyor olmalı. Müthiş iştahlıydı ancak bir o kadar da gergin... Üzerindeki baskı onu olumsuz etkiliyor zaman zaman. Ancak şunu kabul etmek lazım ki çok yalnız kaldı. Yanında Elmander'le başlasa daha farklı olabilirdi. Nitekim Elmander de oyuna girdikten sonra Arif Erdem etkisi göstererek maçı koparan isim oldu. Attığı golde Sercan'la olan uyumu gözlerden kaçmamıştır. Sercan'ın Galatasaray günlerine istekli başlaması güzel. Bazı şeylerin farkında olduğunu düşünüyorum. Galatasaray, bu çift forvet işini daha sık denemeli. Bazı maçlarda takıma inanılmaz bir anahtar olacaktır çift forvetle oynamak. Ki bugün oldu bile...
Samsun'un golüne gelecek olursak, yine basit bir hatanın az kalsın çok şeye malolacağını söyleyebiliriz. Galatasaray ucuz atlattı bugün. Üstelik golü atanın Mustafa Sarp olması ayrıca manidar. Mustafa Sarp'ın gol sevincini de abartılı ve uygunsuz buldum. Taraftara yapılan işaret, tamamen bir kişilik bozukluğuna örnek. Bu taraftar Mustafa Sarp'ın hakkını yemedi. Kötüydü, Galatasaray formasını hak etmemişti ve bu dile getirildi. Şu yeteneğiyle Bank Asya'da zor oynayacak olan Mustafa Sarp, bugün halen bir Süper Lig takımında oynayabiliyor, evine iki kuruş fazla para götürebiliyorsa bu Galatasaray sayesindedir. Yatsın kalksın Galatasaray'a dua etsin. Mesela Lorik Cana'nın böyle bir gol attığını düşünüyorum, golden sonra ne tepki vereceğini düşünüyorum ve geçen sezon Sarp'ın yerine Cana'nın oynaması için sayfalarca yazı yazmamın ne kadar doğru bir hareket olduğunu bir kez daha anlıyorum. Karakter, bazı şeylerden önde gelir. Bugün, karaktersizliğin ete kemiğe bürünmüş haline şahit olduk Mustafa Sarp sayesinde.
Başlıkta da yazdığı gibi, her şey yerli yerinde güzel. Sabri yerinde güzel. Eboue yerinde güzel. Ujfalusi, Elmander yerlerinde güzel. Mustafa Sarp yerinde değildi iki senedir. O çirkinlik de bitti, güzel... Kenardan maçı çevirmek için oyuna alınan oyuncunun Aydın Yılmaz olmaması da bir başka güzel...
0 yorum:
Yorum Gönder