Geçen sezon bittiğinde kafamızda oluşturduğumuz gidecekler-kalacaklar listesinin ilk sıralarında yer verilen isimdi Hasan Şaş. Benim çevremdeki Galatasaraylıların %90'ı kendisini her ne kadar sevse de artık takımda yeri olmadığını düşünüyordu ve nitekim yönetim de bu yönde bir karar alarak Hasan'la kontrat yenilemedi. O da "bana göre" oldukça omurgalı bir hareket yaparak futbolu bıraktı. Başka bir kulüple görüşmüştür ya da görüşmemiştir, o beni bağlamaz. Neticede futbolu sarı kırmızı formayla bıraktı ve biz de kendisinin hakkında o zamanlar linkteki postu hazırladık.
Ben kendisinden antrenörlük adına bir şeyler yapmasını bekliyordum ancak geçtiğimiz günlerde öğrendik ki o da futbolu bırakan diğer arkadaşlarına özenip tv yorumcusu olmuş. Hatta o da tv yorumculuğu yapan iki Hakan gibi Galatasaray'a sallıyor duruyor. Konuşmalarının ekseni şu yönde:
“G.Saray çok güçlendi. Lig şampiyonluğu başarı sayılmaz, UEFA'yı kazanmak zorundalar”
Ben kendisinden antrenörlük adına bir şeyler yapmasını bekliyordum ancak geçtiğimiz günlerde öğrendik ki o da futbolu bırakan diğer arkadaşlarına özenip tv yorumcusu olmuş. Hatta o da tv yorumculuğu yapan iki Hakan gibi Galatasaray'a sallıyor duruyor. Konuşmalarının ekseni şu yönde:
“G.Saray çok güçlendi. Lig şampiyonluğu başarı sayılmaz, UEFA'yı kazanmak zorundalar”
“Transfere parayı nasıl buluyorlar bilmem. Herhalde bizden sonra Florya’da petrol bulundu”
“Ben 11 sene G.Saray forması giydim kaptanlık vermediler. Takımda en eskisi de bendim”
“Aziz Yıldırım, F.Bahçe için büyük bir şanstır. Onun icraatlarını beğeniyor ve destekliyorum”
Bunlar, Hasan'ın kafa yormaması gereken şeyler. Öncelikle yorumcu olarak işin teknik kısmına ağırlık verecek. Haa futbolculuğun zamanında da işin gücün kulis ve dedikoduysa bu tarz mevzular yorumculuğunda da ilgini çekecektir tabii. Hasan'ın öyle olmadığını umuyorum. Yanılıp yanılmadığımı zaman gösterecek.
Ayrıyeten, futbolcu olmasa hiçbir türlü kalifiye bir meslek yapamayacak seviyede bir eğitim, görgü, kültür ve bilgi birikimine sahip bu insanlara birçoğumuzun ömrünün sonuna kadar bir arada göremeyeceği para, ün ve sosyal statü veren Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi kulüplere yapılan bu tarz saldırılar, hele ki öz evlatları sandıklarından gelince fazlasıyla çirkin ve üzücü oluyor. Zaten futbolu bıraktıktan sonra tv yorumcusu olmayı seçenlerle antrenörlük yapanların farkı da burada. Bir taraf kinini kusuyor, diğer taraf işini yapıp bir gün gönül verdiği renklerin başına geçmeyi hedefliyor.
Ben yine de Hasan'a kendi vicdanımda bir şans daha verme tarafındayım. Onca güzel günün ve akıtılan terin hatrına kendisi hakkında bu sözlerinden ötürü oluşan fikrimi sabitlemeyeceğim. Haa ne kadar önemlidir? Sadece ben söz konusu olduğumda tabii ki hiç önemli değildir ancak benimle aynı fikirdeki "bir dünya" Galatasaray taraftarını düşünürsek, önemli olmalıdır. Hasan da oturup düşünmelidir. Bugün *Küçüğün kovulma haberi geldi NTV'den...
*konuyla ilgili yazı extensor'a aittir.
Ayrıyeten, futbolcu olmasa hiçbir türlü kalifiye bir meslek yapamayacak seviyede bir eğitim, görgü, kültür ve bilgi birikimine sahip bu insanlara birçoğumuzun ömrünün sonuna kadar bir arada göremeyeceği para, ün ve sosyal statü veren Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi kulüplere yapılan bu tarz saldırılar, hele ki öz evlatları sandıklarından gelince fazlasıyla çirkin ve üzücü oluyor. Zaten futbolu bıraktıktan sonra tv yorumcusu olmayı seçenlerle antrenörlük yapanların farkı da burada. Bir taraf kinini kusuyor, diğer taraf işini yapıp bir gün gönül verdiği renklerin başına geçmeyi hedefliyor.
Ben yine de Hasan'a kendi vicdanımda bir şans daha verme tarafındayım. Onca güzel günün ve akıtılan terin hatrına kendisi hakkında bu sözlerinden ötürü oluşan fikrimi sabitlemeyeceğim. Haa ne kadar önemlidir? Sadece ben söz konusu olduğumda tabii ki hiç önemli değildir ancak benimle aynı fikirdeki "bir dünya" Galatasaray taraftarını düşünürsek, önemli olmalıdır. Hasan da oturup düşünmelidir. Bugün *Küçüğün kovulma haberi geldi NTV'den...
*konuyla ilgili yazı extensor'a aittir.
0 yorum:
Yorum Gönder