Eskiden daha çoktu bu adamlardan. Futbol, daha çok tekniğe dayalıydı tabii o zamanlar. Şimdiki gibi sahada kilometrelerce koşmaya gerek yoktu. İşte o zamanlarda, bu tarz futbolcular rahatlıkla elleri bellerinde bekleyebilirlerdi ve kimsenin de gıkı çıkmazdı bu durum karşısında.
Aslında böyle bir yazı yazmak, dün buradan da ulaşabileceğiniz Donato yazısını yazdıktan sonra aklıma geldi. Bir düşündüm, fizikleri benimki gibi ancak adamlar resmen koşup oynamışlar senelerce. Kariyer yapmışlar. Ciddi paralar kazanmışlar. Bir tanesinin de aklına zayıflamak gelmemiş. Tabii gençlik yıllarında gayet iyiymiş fizikleri ancak yaşlandıkça basbaya şişman diyebileceğimiz insanlar olmuşlar.
Mesela benim ve birçoklarının gözünde dünyanın en büyük futbolcusu olan Maradona. Adam Napoli yıllarından sonra ve özellikle de kariyerinin sonlarındaki Amerika 94 Dünya Kupası esnasında resmen bir tosun. Peki bu sahadaki etkisini etkilemiş mi. Biraz süratten düşmüş ancak vurunca da yıkılmamış. Etki bu...
Gelelim bizim Maradonamız Sergen Yalçın'a. Onun da ilk zamanlarını hatırlarım. Gayet incecik, hatta belki olması gerekenden de ince bir yapısı vardı. Son yıllarını hatırlayalım, 3 tane ince Sergen yan yana gibi değil miydi? 2002 yılında Galatasaray'da oynarken katıldığı şampiyonluk kutlamalarında 103 kilo olduğu söylenmişti mesela. Kaç kiloydu bilemem ama hakikaten formaya sığmıyordu adam.
Mesela eskilere gidersek, Fenerbahçe'nin 80'ler ve 90'ların başlarındaki en önemli yerli oyuncularından Müjdat Yetkiner'i de hatırlayabiliriz Kuğu Gölü Futbolcuları arasında. O da gayet kalın ve hantal bir vücuda sahip olmasına rağmen modern anlamda ön libero işlevi gören ilk türk futbolculardandı. Bıyıklar tabii ayrı bir hava katıyordu oyununa ve görsel ahengine.
Şimdilerde onun yerini Tayfun Türkmen almış durumda mesela. Ama artık futbol değiştiği için oynadığı kulüp Fenerbahçe değil. Boy ve göbek bakımından, kendisine bol kepçe verilmiş olan bir futbolcu Tayfun. Hem santrfor, hem de stoper oynadığı iddia ediliyor. Stoper oynar hakikaten ama santrfor herhalde işin magazinel yanı.
Haa göbekli santrfor olmaz mı? İlla ki olur. Al sana Ronaldo. 33 yaşına geldi ve artık resmen sarkık bir göbeği var. Ama Corinthians formasıyla gollerini sıralıyor mu, sıralıyor. Haa belki spor yaparak kilo veremiyor ancak yağlarını aldırdığına dair bir dedikodu var son günlerde. Faydacı bir bakış açısıyla bu hareketin de en azından kilo vermek için bir iyi niyetten kaynaklandığını iddia edebiliriz.
Tabii Ronaldo'nun bu fiziğe rağmen halen üst düzey olarak kabul edebileceğimiz bir takımda futbol oynuyor olması, herkeste aynı olacak anlamına gelmemekte. Senelerce Bundesliga'da oynamış ve bir golcü olarak hatırı sayılır bir saygınlık kazanmış olan Ailton, bu sene Çin'de forma giyecek. Evet, hatırlayabileceğiniz gibi, Ailton da oldukça şişman.
Netice itibariyle, bir Lincoln, bir Delgado kilolu değil de ne yapıyor? Kilolu değiller ama sorunlular. Hepimizin hem kilolu hem de sorunlu diye bildiği Sergen daha yararlı değil miydi bu adamlardan? En azından fiziksel eksiğini çalışkanlıklarıyla ya da yetenekliyse de bu yeteneklerini sergileme konusundaki bonkörlükleriyle kapatıyor bu tarz adamlar. Saygı duyuyorum ben...
0 yorum:
Yorum Gönder