Bu hafta futbolseverler olarak kısmetimiz hakemlerden yana açılmış anlaşılan. Ya da hakemlerimiz Bünyamin Gezer'in TRT'den aldığı parayı duyduktan sonra şuurunu kaybetmiş ve bir an önce hızlı yoldan şöhret peşinde koşuyor. Bugün, ne yazık ki yine hakemin gölgesinde bir maç izledik.
Maç hızlı başladı. Fenerbahçe de Karabükspor da maçın hemen başında net pozisyonlar buldu. Derken henüz 6. dakikada o anı yaşadık. Alex, Nikolic'le girdiği ikili mücadelenin ardından kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Pozisyonu maç esnasında izlerken kartı haklı görmüş, bunu da Twitter'da belirtmiştim. Alex'in bir dirseği var muhakkak. Ancak topu koruma niyetiyle dirseğini
kullanmış Alex. Rakibe vurmamış. Sadece onun yaklaşmasını engellemek üzere pozisyon almış. Maçtan sonra bir kez daha izleyince fikrimi bu şekilde değiştirdim. Kırmızının ağır olduğunu düşünüyorum.
Bu kırmızı kart, Karabükspor'a yarar diye düşünürken, tam tersini gördük ve Fenerbahçe inanılmaz bir futbol oynadı ilk yarı boyunca. Müthiş bir pas organizasyonuyla, Alex'in yokluğunu hissettirmeden oynadılar. İki hafta önce, Mersin İdmanyurdu Teknik Direktörü Nurullah Sağlam, Fenerbahçe'nin acıdan beslendiğini söylerken çok doğru bir noktaya parmak basmış. Alex'in gördüğü haksız karttan sonra motivasyonu artan Fenerbahçeli futbolcular, hakikaten bu sezon hiç olmadığı kadar hırslı oynadılar.
Fenerbahçe ne kadar iyiyse, Karabükspor da o kadar kötüydü. Özellikle ilk yarıda iki pası arka arkaya yapamadılar. Aslında takım geçen seneki takım. Önemli parçalardan bir tek Emenike yok. Ancak oynanmaya çalışılan futbol çok farklı. Yücel İldiz'in takımı, geçen seneki pas futboluna zerre yaklaşabilmiş değil. Sahada birbirinden ürkek, ne yaptığını bilmeyen bir oyuncu sürüsü var. Takımda ne eksik diyecek olursak, birçok mevkiye transfer gerek diyebiliriz. Ancak bence sorun biraz daha yukarılarda saklı. Bana kalırsa artık Karabükspor'da bazı isimlerin tartışılmaya açılması lazım. Dokunulmaz konumdaki bazı profesyoneller, artık şapkalarını önlerine koymalı ve takımı nerelere sürüklediklerini düşünmeli. Her maçtan sonra topu futbolculara atmak kolay, kolay olduğu kadar da boş. Fenerbahçe'yi 10 kişi yakalamışsan, hele de Alex kırmızı kart görmüşse, bunu değerlendireceksin. Oyunu satranç oynar gibi oynayacaksın. Müdahale edeceksin. Takım oynasın diye beklemeyeceksin. Neyse, bu konu uzar, yaz yaz bitmez...
İkinci yarıda topu ağırlıklı olarak oynayan takım nihayet Karabükspor oldu. Bunda Bilal'in oyuna dahil olması da etiliydi. Tabii asıl etkili olan ayrıntı da birkaç gün önce zorlu bir derbiden çıkmış olan Fenerbahçe'ni yorgunluğu oldu. Karabükspor topla oynadı oynamasına ama oyun Fenerbahçe'nin istediği seyirde ilerledi. Karabükspor'un bulduğu birkaç cılız şut şansında da Volkan gole izin vermedi. İkinci yarıda Bienvenu çıktıktan Fenerbahçe 9 kişi kaldı. Semih Şentürk, hiçbir şekilde sahada yoktu. Hatta rahatlıkla söyleyebiliriz ki, sahadaki en etkisiz oyuncuydu Semih. Tabii Semih'in etkisiz olduğu kadar Caner'in de takımı sürüklediğini söylemek lazım. Caner Erkin, müthiş bir dönem geçiriyor. Ve işin acı yanı, Caner mecburen kazanıldı. Eğer şike mevzuları çıkmasa Caner muhtemelen yedek kulübesinde Selçuk'la birlikte battaniye altında çekirdek çitleyecekti.
Maçın hakemine değinmezsek olmaz. Kırmızı kart pozisyonunda da bahsettiğim gibi hatalı bir karar verdi. Bu hata, maçın iplerini elinde kaçırmasına neden oldu. O da ipleri daha fazla kaçırmamak için kartlarını devreye sokmak zorunda kaldı. Hata üzerine hata yaptı. İlk yarı boyunca müthiş agresif davranan ve kartı çoktan hak eden Emre'ye sessiz kalması ve ikinci yarıda yoktan yere sarı kart göstermesi, ayrı bir komediydi. Kırmızı kart pozisyonundaki hatası, maç boyunca dengesiz kararlar vermesine neden oldu. Bu durum hiçbir tarafa yaramadı haliyle. İki taraf da hakemin bu yetersizliğinden dolayı zarar gördü.
Netice itibariyle, Fenerbahçe şartları da göz önünde bulundurunca değerli bir iç saha galibiyeti aldı. Takımdaki azim, hırs ve inanç camiaya mutlaka bir güven vermiştir. Karabükspor ise çok daha zor günler yaşamaya aday ne yazık ki. Bu kafayla işleri çok zor. Bazı yenilenmeler şart...
2 yorum:
Samsunspordan sonra en kötü kadroya sahip olan karabük fizik olarakda geriliyor . Kadronun en az % 50'si süper ligde olmayi hak etmeyen futbolculardan olusuyor. Devre arasinda ciddi transferler yapilmazsa düsmemesi mücize olur .
Kadronun çok çekici olmadığı kesin. Ancak geçen sene de %70 oranında aynı futbolcular vardı. Emenike haricinde önemli bir kayıp yok. Hatta şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Emenike'nin sakat olduğu dönemde takım daha iyi, daha kollektif oynuyordu. Emenike varken kolaya kaçıp ona uzun pas atan takım, o yokken pas futbolu oynuyordu ve bunu gayet iyi beceriyordu.
Bu sene daha alternatifli bir kadro olmasına rağmen bu pas futbolu oynanamıyor. Ben bu nedenle kadronun yetersiz olduğuna katılmıyorum. Çünkü bu takımın iyi futbol oynayabileceğine şahit olduk. Bir sene boyunca iyi oynadılarsa, yine oynayabilirler. Ben, sorunun daha tepelerde olduğunu düşünüyorum. Sezon başında Shelton'u parayla kandırarak imza attırdılar. Adam şehri sevmedi. Yaşayacağı şehri beğenmeyen futbolcu oraya nasıl faydalı olsun? Para mıdır ilaç? Teknik yönetim de yetersiz kalıyor artık. Lige yeni çıkmış takımlar için en zor ve kritik sezon ikinci sezondur. Bunu sene başından bu yana yazıyorum Karabükspor'la ilgili bir konu olduğunda. Çok üzgünüm ki Yücel İldiz'in başında bulunduğu teknik yönetim bu zor sezonu kaldıramıyor. Umarım durum düzelir ancak ben bir değişim gerektiğini düşünüyorum.
Yorum Gönder