Bugün Galatasaray'daki gelişimin somut bir şekilde ortaya konduğunu gördük. Ligdeki durumdan, oynanan futboldan ya da yapılan ve yapılamayanlardan daha önemli olan şey de bu aslında. Şunu bir kenara yazalım ve maçı öyle yorumlayalım: Galatasaray bu şekilde gelişen bir maçı geçen sezon kazanamazdı.
Geçen sezonu ya da bir öncekini düşünüyorum. Galatasaray'ın kendi sahasında Bursaspor'a karşı daha fazla pozisyona girdiği de olmuştu. Ancak bugünkü Galatasaray'la o dönemin Galatasaray'ı arasında çok bariz bir özgüven farkı var. Bırakın Bursaspor'u, ligin en zayıf takımı da olsa Galatasaray yediği golün ardından dağılırdı. O maçı bir daha toparlaması mümkün olmazdı. Hatta 3-0 önde olduğu maçta bir gol yediğinde bile sendeler, son dakikaları kabir azabıyla geçirmemize neden olurlardı. İşte Galatasaray'ın
Fatih Terim döneminde elde ettiği en önemli kazanım budur. Kazanma alışkanlığı ve kötü oynarken de kazanmayı başarabilme becerisini aşıladı Fatih Terim bu takıma.
Bu tip galibiyetler, takıma da her geçen hafta farklı bir moral motivasyon kazandıracak. Artık bu gibi maçları tekrar çevirmek, daha olağan bir hal alacak ve zamanla da alışkanlığa dönüşecek. Bu, şampiyonluğa oynayan her takım için büyük avantaj. Fenerbahçe bu alışkanlığa sahip mesela. Her maçı son dakikaya kadar inatla ve sabırla kovalamanın ödülünü çok kez aldılar. Galatasaray da bu yolda artık.
Bugün ilk yarıda kelimenin tam anlamıyla "iyi" bir Galatasaray vardı. İlk dakikadaki pozisyon hariç rakibe fırsat dahi vermediler. Orta saha çok iyi çalıştı. Melo, Selçuk ve Engin müthiş bir uyum içinde. Bu üçlü 90 dakikayı bir arada çıkarmaya başladığı zaman her şey çok daha kolay olacak. Çok etkili bir pas trafiği oluşturuyorlar. Özellikle Selçuk, ne kadar önemli bir transfer olduğunu her geçen maç gösteriyor. Aslında her oyuncu kendi karakteristiğini sahaya yansıtıyor. Bu da takıma değer katan bir unsur. Melo'nun hırsı, Selçuk'un organizasyon kabiliyeti ve Engin Baytar'ın yaratıcı özellikleri tam da Galatasaray'ın ihtiyacı olan şeyler.
İlk yarıda daha fazla gol bulunabilirdi tabii. O günler de gelecektir. Bugün ortaya konması gereken bir diğer ayrıntı da takımın erken yorulması oldu. 45 dakikada gösterilen ağır efor, takımı ikinci yarıda sıkıntıya soktu. Ağırlaşan zeminle birlikte takım ilk yarıdaki becerilerini sahaya yansıtamadı. İkinci yarının uzun bir bölümü kargaşa halinde geçti. 65'ten sonra Bursa oyuna ağırlığını koydu. Daha çok pozisyon bulan taraf oldular. Bozuk zeminde daha iyi olmaları fizik olarak iyi olduklarını da gösterir.
Bursa'nın attığı gol öncesinde Sercan Yıldırım'ın ne yaptığını anlayan varsa beri gelsin. Artık bu heyecanını atması gerek. Bunun bir konsantrasyon eksikliğinden geldiğini sanmıyorum. Tamamen heyecan ve tecrübesizlik... Orada sakat yatan Hakan Balta'yı fark etmedi bile. Ne yaptığını bilmez halde ekstra işler peşinde koştu ve topu saçma bir şekilde kornere gönderdi. Tabii burada golün yenmesine sebebiyet verirken, birkaç dakika sonra atılan golde müthiş bir topuk pasıyla takımın kazanmasına katkıda bulundu.
Galatasaray adına maçın yıldızı hiç şüphesiz ki Johan Elmander oldu. Bir gol ve bir asist üretti bugün ve yine çok fazla koştu. Yıllarca Hakan Şükür'ün çok koşmasına ve çalışkanlığına duyulan özlem, sanırım Elmander'le gideriliyor. Hatta bir kıyas yapacaksak, Elmander'in çok daha farklı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Müthiş bir oyuncu. Rakip savunmayı dağıtıyor ve yıpratıyor. Ve oyuna taptaze bir halde giren Milan Baros da gereğini yapıp ya golünü atıyor ya da penaltı yaptırıyor. Baros'un kazanılması adına çok önemli bir gol izledik bugün. Sağlam ve iyi bir Baros'un rakibi yok bu ligde. O da en kısa sürede eski çizgisine geri döner umarım ki.
Bursaspor'a gelince, Batalla'dan öncelikli olarak bahsetmek lazım. Takımın şüphesiz ki en önemli parçası Batalla. Geldiği ilk günden de çok farklı. Artık daha olgun. Ne yaptığını daha iyi biliyor ve Türk futbolunu da çok iyi tanıyor. Ozan'ın da katkısıyla bu sezon çok daha iyi işler yapabilirler. Ancak bunun için Sestak'ın da eski çizgisini yakalaması ve hatta Bangura'nın geri dönmesi lazım. Bursa geçirmesi gereken değişimi bu sezon biraz zoraki de olsa geçirdi diyebiliriz. Daha iyi olacaklardır...
0 yorum:
Yorum Gönder