Dün Serdal Adalı'nın basın toplantısı vardı. Belki bu toplantıya değinmek için biraz geç oldu ancak şimdi vakit bulabildim. Ağzım açık izledim, gazetelerden de ağzım açık okuyorum.
Serdal Adalı'yı çok fazla tanımam. Belki Beşiktaşlılar daha öncelerden tanıyordur kendisini ama benim için yeni bir figür. Yaptığı transferlerden biliyorum daha çok. Ve düne kadar bende bıraktığı intiba iş bitirici, vizyon sahibi ve akıllı bir yönetici olduğuydu. Hatta transferdeki başarısı nedeniyle de Haldun Üstünel'den daha yararlı bulurum kendisini. Bunun nedeni de bitmiş yıldız (Elano, Gio, Jo) almak yerine halihazırda oynayan (Simao, Almeida) yıldızları getirmesi, ve hatta bu adamları çok daha ucuza mal etmesidir.
Ancak dün öyle bir basın toplantısı yaptı ki, gözümdeki yeri bir anda değişti. Adam bildiğimiz 80'lerden fırlamış at gözlüklü, sabit fikirli, fanatik ve afaki bir yöneticiymiş meğer. Evet, Beşiktaş'ın hakemden canı yanmıştır. Karabük maçında da yanmıştır, öncesinde de... Ancak Karabük maçından bahsederken sanki hakem beraberliği Karbükspor'a bahşetmiş gibi davranmak hangi kafada yaşamayı gerektirir, bilemedim. Serdal Adalı toplantıda sadece Almeida'nın verilmeyen golünü konuştu. Sanki İbrahim Toraman kırmızı kart görmeyi hak etmemiş, sanki Emenike'ye özellikle ikinci yarıda ki pozisyonda yapılan penaltı pozisyonu hiç yokmuş gibi davrandı. Bu, fanatizmin de ötesinde bir şeydir. En koyu Beşiktaşlı bile bugün maçı yorumlarken bu pozisyonları inkar etmiyor. Serdal Adalı ise lafını bile etmiyor. İlginç...
Hakem odası basmak konusundaki fikirleri de şaşırttı beni Adalı'nın. Bu külhanbeyivari hareketlerden bıkmadık mı hepimiz? Evet, hakem odası basana karşıyız. Ancak "madem onlar yapıyor, ben en alasını yaparım ulan" tavrı komiklikten başka bir şey değil. Yakışmıyor Beşiktaş'a.
Bir de stat konusu var tabii ki. Serdal Adalı, Beşiktaş'ın yapacağı yeni stadı hakkında konuşurken Şükrü Saraçoğlu ve Ali Sami Yen Spor Kompleksi TT Arena için "kaçak yapı" ve "devletin parasıyla yapılan stat" tanımlarını kullandı. Fenerbahçe'nin stadının ne kadar kaçak olduğunu bilemem. Çok detaylı bilgim yok ama TT Arena'ya bugün halen daha "devletin parasıyla yapıldı" diyorsanız ya gündemden kopuksunuzdur ya da art niyetli. O stat karşılığında Galatasaray Spor Kulübü'nün neler verdiği ortada. Tekrar tekrar anlatacak değiliz. Ancak Serdal Adalı hükümet ağzıyla konuşmakta ısrarcıysa kendi bilir. Galatasaray'ın Seyrantepe'de maçlarını oynayarak bölgedeki kamu arazilerinin değerlerini ne derece arttırdığına da hiç girmiyorum. Düşünebilen, kolaylıkla idrak edebilir.
Kısacası hayal kırıklığı yaratan açıklamalar dinledik Adalı'dan. Onun da 25-30 sene önceki yönetici tipinin bir temsilcisi olduğunu, bazı şeyleri zoraki olarak hükümetin başarısı olarak göstermeye meraklı olanlardan olduğunu ve aba altından sopa gösteren bir kabadayı olma sevdası taşıdığını üzülerek öğrenmiş bulunduk.
0 yorum:
Yorum Gönder