En sonunda söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim. Maç boyunca Rıdvan Dilmen'in de söylediği gibi, bu şartlar altında alınabilecek en iyi sonuçlardan biriyle bitti maç. Eğer çok büyük bir aksilik olmazsa Fenerbahçe turu geçecektir gibi görünüyor ama yine de Kadıköy'de temkinli olmak lazım.
Şimdi gelelim ayrıntılara...
Fenerbahçe inanılmaz kötü oynadı bu gece. Belki de rakip fazla iyi oynadı. Bilemiyorum. Ancak şurası kesin ki, terazide hafif kaçan kısım hep sarı lacivertliler oldu. Tek mevkii hariç... Kale... Rakip takımda 19'luk tecrübesiz yedek kaleci sahadayken Fenerbahçe'nin kalesinde Volkan Demirel fark yaratan bir performans sergiledi. Sarı lacivertliler bu avantajı iyi kullandı. Neredeyse 2 kez rakip kaleye gittiler. İkisinde de Young Boys kalecisi kırmadı onları.
Geri kalan her bölgede Young Boys takımının üstünlüğünü izledik 90 dakika boyunca. Savunmaları dengeli, orta sahaları çabuk ve diri, hücumcuları ise agresif ve şanssızdı. Eğer kalede Volkan yerine ortalama bir kaleci olsa ve İsviçre takımının oyuncuları bu kadar şanssız olmasa skor 5'leri 6'ları görecekti. Direkten dönenler, Volkan'ın kurtardıkları, savunmaya çarpanlar ve boş kaleye atılamayanlarla birlikte tonla gol kaçtı Young Boys adına.
Fenerbahçe'de eksikler çoktu. Aykut Kocaman, başta Lugano olmak üzere, Gökhan Gönül, Özer Hurmacı, Mehmet Topuz gibi oyuncularından faydalanamadı. Peki bu durum futbolu bu kadar etkiler mi? Kesinlikle etkiler. Mesela Gökhan Gönül oynasa sağ kanatta böylesi etkisiz olunmaz, Kazım belki kırmızı kart görmezdi. Aynı şekilde Özer ve Mehmet Topuz oynayabilecek durumda olsaydı en azından son dakikalarda Aykut Kocaman sünepe Deivid'den medet ummaz, oyunu tutacak bu iki diri oyuncusundan yararlanabilirdi.
Kazım'ın kırmızı kartı sonrası takım fazlasıyla geriye gömüldü. Normal bir durum tabii bu. Gömülü savunmada Bilica-Bekir ikilisi fena direnmedi açıkçası. Hoş, rakip bol pozisyon buldu ancak ikinci yarının bir 30 dakikasını çok iyi kilitledi Fenerbahçe. Ancak hem yorgunluk, hem de rakibin kendi sahasından mağlubiyetle ayrılmak istememesi nedeniyle saldırması, bolca pozisyonu beraberinde getirdi.
Es geçmemek gereke bir nokta var ki, o da bu sezon eğer o bölgeye bir transfer yapılmazsa Fenerbahçe'nin sol kanattan çok atak yiyeceğidir. Geçen sezon ağırlıklı olarak Santos-Vederson önlü arkalı oynamış, ve sol kanat savunmasında sorun yaşanmamıştı. Ancak bugün gördük ki rakibin sağ beki de hücumcuysa Fenerbahçe sol beki paspasa dönecek. Sutter-Degen ikilisi bugün bunun ilk örneğini sergiledi. Sol öne mutlaka savunmaya yardım edecek birini bulmalı Fenerbahçe. İkinci yarı bu açığı Selçuk'la kapatmaya çalıştı Aykut Kocaman. Fakat o da çözüm değil. 1-2 maç belki bu şekilde idare edersiniz ama 3. maçta Selçuk patlar. Nitekim bugün penaltı yaptırarak bu konudaki ilk ışığını verdi kendisi de.
Stoch yine kötü değildi bu maçta. Ancak onun da savunma konusunda zaafları var. Alex de sahadayken fazlasıyla riskli oluyor bu durum. Bir de forvet konusu var tabii. Yönetimin daha fazla geç kalmadan oraya birini getirmesi gerekiyor. Gökhan Ünal katil edecek yoksa Fener taraftarını. Semih de aynı şekilde fazlasıyla zayıf kalıyor. Zaten onun kafa başka yerde bariz bir şekilde. Bakalım ne zaman Fenerbahçe'ye konsantre olabilecek.
Başta da dediğim gibi sonuç çok iyi. Fenerbahçe bu şansı taraftarı önünde çöpe atmayacaktır diye tahmin ediyorum. Rövanşa sakatlıklarda düzelme olursa avantaj. Tabii yine de sakatlıklar düzelse dahi doğru düzgün idman yapamamış oyunculardan ne gibi bir verim alınabileceği muamma. Ancak en azından Lugano'yu sahaya sürebilmeye bakmalılar. Çok büyük bir aksilik olmazsa turu atlayacaktır Fenerbahçe.
Şimdi gelelim ayrıntılara...
Fenerbahçe inanılmaz kötü oynadı bu gece. Belki de rakip fazla iyi oynadı. Bilemiyorum. Ancak şurası kesin ki, terazide hafif kaçan kısım hep sarı lacivertliler oldu. Tek mevkii hariç... Kale... Rakip takımda 19'luk tecrübesiz yedek kaleci sahadayken Fenerbahçe'nin kalesinde Volkan Demirel fark yaratan bir performans sergiledi. Sarı lacivertliler bu avantajı iyi kullandı. Neredeyse 2 kez rakip kaleye gittiler. İkisinde de Young Boys kalecisi kırmadı onları.
Geri kalan her bölgede Young Boys takımının üstünlüğünü izledik 90 dakika boyunca. Savunmaları dengeli, orta sahaları çabuk ve diri, hücumcuları ise agresif ve şanssızdı. Eğer kalede Volkan yerine ortalama bir kaleci olsa ve İsviçre takımının oyuncuları bu kadar şanssız olmasa skor 5'leri 6'ları görecekti. Direkten dönenler, Volkan'ın kurtardıkları, savunmaya çarpanlar ve boş kaleye atılamayanlarla birlikte tonla gol kaçtı Young Boys adına.
Fenerbahçe'de eksikler çoktu. Aykut Kocaman, başta Lugano olmak üzere, Gökhan Gönül, Özer Hurmacı, Mehmet Topuz gibi oyuncularından faydalanamadı. Peki bu durum futbolu bu kadar etkiler mi? Kesinlikle etkiler. Mesela Gökhan Gönül oynasa sağ kanatta böylesi etkisiz olunmaz, Kazım belki kırmızı kart görmezdi. Aynı şekilde Özer ve Mehmet Topuz oynayabilecek durumda olsaydı en azından son dakikalarda Aykut Kocaman sünepe Deivid'den medet ummaz, oyunu tutacak bu iki diri oyuncusundan yararlanabilirdi.
Kazım'ın kırmızı kartı sonrası takım fazlasıyla geriye gömüldü. Normal bir durum tabii bu. Gömülü savunmada Bilica-Bekir ikilisi fena direnmedi açıkçası. Hoş, rakip bol pozisyon buldu ancak ikinci yarının bir 30 dakikasını çok iyi kilitledi Fenerbahçe. Ancak hem yorgunluk, hem de rakibin kendi sahasından mağlubiyetle ayrılmak istememesi nedeniyle saldırması, bolca pozisyonu beraberinde getirdi.
Es geçmemek gereke bir nokta var ki, o da bu sezon eğer o bölgeye bir transfer yapılmazsa Fenerbahçe'nin sol kanattan çok atak yiyeceğidir. Geçen sezon ağırlıklı olarak Santos-Vederson önlü arkalı oynamış, ve sol kanat savunmasında sorun yaşanmamıştı. Ancak bugün gördük ki rakibin sağ beki de hücumcuysa Fenerbahçe sol beki paspasa dönecek. Sutter-Degen ikilisi bugün bunun ilk örneğini sergiledi. Sol öne mutlaka savunmaya yardım edecek birini bulmalı Fenerbahçe. İkinci yarı bu açığı Selçuk'la kapatmaya çalıştı Aykut Kocaman. Fakat o da çözüm değil. 1-2 maç belki bu şekilde idare edersiniz ama 3. maçta Selçuk patlar. Nitekim bugün penaltı yaptırarak bu konudaki ilk ışığını verdi kendisi de.
Stoch yine kötü değildi bu maçta. Ancak onun da savunma konusunda zaafları var. Alex de sahadayken fazlasıyla riskli oluyor bu durum. Bir de forvet konusu var tabii. Yönetimin daha fazla geç kalmadan oraya birini getirmesi gerekiyor. Gökhan Ünal katil edecek yoksa Fener taraftarını. Semih de aynı şekilde fazlasıyla zayıf kalıyor. Zaten onun kafa başka yerde bariz bir şekilde. Bakalım ne zaman Fenerbahçe'ye konsantre olabilecek.
Başta da dediğim gibi sonuç çok iyi. Fenerbahçe bu şansı taraftarı önünde çöpe atmayacaktır diye tahmin ediyorum. Rövanşa sakatlıklarda düzelme olursa avantaj. Tabii yine de sakatlıklar düzelse dahi doğru düzgün idman yapamamış oyunculardan ne gibi bir verim alınabileceği muamma. Ancak en azından Lugano'yu sahaya sürebilmeye bakmalılar. Çok büyük bir aksilik olmazsa turu atlayacaktır Fenerbahçe.
0 yorum:
Yorum Gönder