Bir garip derbi izledik temmuz ortasında. Uzun yıllardır yılın bu döneminde bu iki takım karşılaşmıyordu. TSYD Kupası falan olurdu eskiden. Onlar sayesinde sezon öncesinde birbirlerine oranla durumlarının ne ölçüde olduğunu görürdük. Sonra TSYD Kupası kalktı, yaz derbileri de bitti diyorduk. Bu maçla bizi şaşırttılar. Sadece bizi şaşırtsalar iyi. Fenerbahçe kaptanı Alex de ne kadar şaşırdığını kendi web sitesine yazmıştı dün.
Neyse, biz maça geçelim. Öncelikle peşin peşin söyleyeyim. Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki maçların ağırlığını ancak yerli hakemler kaldırabilir. Bugün bunu net bir şekilde gördük. Çünkü normal olmuyor bu maçlar. Eminim Alman hakemin (ismini hatırlayamadım-lazım da değil hani) hafızasından hiç silinmeyecek bir maç oldu bu akşam. Adam resmen şaşırdı ve açıkçası maçın da tadını kaçırdı. Kartları bu kadar kolay çıkarıp öyle her pozisyona da düdüğünü çalmamalıydı. Ayrıca meşaleler nedeniyle maça ara vermesi de tuz biber oldu. Şimdi işin teknik yanına bakarsak, eğer bir lig maçı olsaydı bütün kartları haklı görebilirdim. Ancak bana göre verdiği tek haklı kart, Selçuk Şahin'e gösterdiği ikinci sarı kart. Orada Selçuk her ne kadar "hakem ayağıma takıldı" dese de basbayağı çelmeyi basmış bizim Hans'a. Hatta kırmızıyı çıkarmasını engellemek için eline yapışan Andre Santos'a da bir kart gösterse olacaktı hani. Onun dışında ne Selçuk'un ilk sarı kartı ne de diğerleri gösterilmeliydi. Bu pozisyonlar kartsız idare edilebilirdi. Hazırlık maçı altı üstü. Takımlar kendilerini sınayacak. Artı sahada o an mevcut olan sertlikten kimsenin şikayeti yok. Oyuncular gergin değil. Ha tabii gerilmediler mi maç boyu? Gerildiler ama emin olun hakemin marifetiydi bu gerginlik. Üstüne üstlük bir de maçı hiç uzatmadan bitirdi. Enteresan bir hakemdi. Hadi adam Alman, o yüzden kurallara fazlasıyla bağlı kaldı diyeceğim ama o zaman uzatmaları da oynat be adam... Madem o kadar kuralcısın, erken bitirme maçı yahu...
Hakemi bırakıp takımlara geçelim en iyisi. Yoksa adamı anlat anlat bitmez. Maçın galibi Fenerbahçe'den başlayalım. Eksikler çoktu Fenerbahçe'de. Hissedildiler de. Öncelikle söylemek gerekir ki, Lugano takıma döndükten sonra bu Bilica büyük olasılıkla yedek kalır. İlhan gayet iyiydi. Bilica'yı da yeterince toparladı bence. Bu kadar olacağını beklemiyordum. Lugano'nun yeni ortağı İlhan Eker olursa şaşırmayalım. Bekir de sağ bek oynamaya alışıyor yavaş yavaş. Tabii ki özellikle hücuma çıkışları çok sınırlı. Ancak zaten oradaki ilk alternatif Gökhan Gönül olacak. Bekir de Gökhan'ı başarıyla yedekler bu sezon boyunca. Solda ise Andre Santos'la Caner Erkin ikilisini izleyeceğiz sezon boyunca. Bu ikiliden Caner, henüz uyum sürecinde. Andre Santos ise kesinlikle hazır değil. Golü atmış olmasına bakmayın. İleriyi bir kez zorladı ve onda da böyle bir gol buldu. Güçlendikçe bu bindirmeleri daha çok yapacaktır. Fenerbahçe'nin hücum gücü açısından bir zenginlik tabii bu. Ancak savunma konusunda bu bölgede sıkıntı yaşanacağı aşikar. Galatasaray çokça geldi her iki kanattan da. Orta sahada ise Emre Belözoğlu takıma girince büyük fark yaratacaktır. Selçuk, fizik olarak iyi ama mental olarak ne derece zor durumda olduğunu bugün görmüş olduk. Cristian da aynen Andre Santos gibi hücuma bir kez çıktı, onda da vatandaşına asist yaptı. Bence daha çok denemeli bu tarz patlamaları. Kazım yine bildiğimiz Kazım. Bir maç iyi bir maç kötü de olsa götürecektir sezonu. Zaman zaman da yeni transfer Issiar Dia'yla rotasyona girerler. Bugün daha çok sol açıkta gördüğümüz Stoch'u ise oldukça beğendim. Savunmaya da çok yardımcı oluyor. O olmasa Andre Santos çok zor durumlara düşebilirdi özellikle ilk yarıda. Zamanla daha da iyi olacak belli ki. Forvete bakacak olursak, kesinlikle transfer şart diyebiliriz. Gökhan Ünal oraya ilaç olacak adam değil. Semih de öyle. Hatta Gökhan Ünal'ın kadroda fazlalık olduğunu düşünüyorum.
Galatasaray'a gelelim. Kalede Ufuk vardı bu akşam. Galatasaray taraftarı aylardır onu bekliyor. Yediği gol, kapattığı köşeden. Yani hatalı. Zaman zaman heyecanına yenik düştüğü anlarda oldu ancak sezgileri sayesinde iyi çıkışlar yapıp kurtardığı pozisyonlarda var. Bence hata yapacaksa Ufuk yapsın. Geçen sene Leo yapıyordu, çıldırıyorduk. Bu sene Ufuk yaparsa sabrederiz. Göbekte Servet'le Gökhan Zan'ı beğendim açık söylemek gerekirse. Tabii Neill gelecek, her şey daha iyi olacak. Kimbilir, oraya belki bir transfer daha düşünülüyordur. Olmasa da sorun değil ama bence. Sağ bek olarak oynayan Ali Turan, çok istekliydi. Ancak heyecanlı bir görüntü verdi. Golde hatası var. Kötü kaçırdı Andre Santos'u. Hücuma vermeye çalıştığı destekse takdire şayan. Zamanla formaya alıştıkça daha yararlı olur. Soldaki Serkan Kurtuluş'sa beni şaşırtan oyunculardan oldu bugün. Normalde sağ bek ama Rijkaard'ın geçen sezon Uğur Uçar'ı sol bek oynattığını düşününce Serkan'ı da orada görmek normal geliyor. Savunma olarak kendisini çok geliştirmiş. Kazım'la iyi mücadele etti. Ancak ters kanatta olduğu için hücuma istediği desteği veremedi. Bu sezon daha iyi olacak gibi. En azından bazı kolay maçlarda yorulan oyunculara nefes aldırsın yeter. Orta saha baştan oluşuyor neredeyse. Bugün oynayan Musa Çağıran ve Lorik Cana, biraz daha zamana ihtiyaçları olduğunu gösterdiler. Ancak rahatlıkla gözlemlenebilen bir durum var ki, o da Galatasaray orta sahasının artık çok daha sert olduğu. İki oyuncu da gözünü budaktan sakınmıyor. Musa ofansif olarak daha etkili. Bir de Mustafa Sarp-Lorik Cana ikilisi yan yana oynamak yerine birbirini alternatifi olarak düşünülürse daha verimli bir durum çıkar ortaya. Top yapmakta zorlandılar. Ayhan ikinci yarıda nefes aldırdı ve kurulan baskıda etkili oldu. Arda formda. Onun hakkında fazlaca yoruma gerek yok. Bu formunu sürdürdüğü sürece, kafası da rahatsa Galatasaray'ın en büyük silahı olacaktır. İlk yarı sağda ikinci yarıda solda hücum eden Serdar Özkan ise beni en çok sevindiren ve yeniler arasında en hazır isim olarka sivrildi. Gerçekten çok etkiliydi. Mental olarak biraz daha kendini geliştirir ve kafası rahat olursa çok faydalı olacak belli ki. Mehmet Batdal ise ürkek göründü. Ancak ondan da umutluyum. Fiziğini daha iyi kullanmayı öğrendiğinde ligdeki en etkili yerli santrfor olabilir. Korkmaması lazım onun da. Tabii şu da bir gerçek ki, Galatasaray'ın mutlaka ama mutlaka Baros-Batdal ikilisiyle rotasyona girebilecek genç bir golcü alması şart. İki oyuncu koca sezonu götüremez. Emre Çolak ve Barış'ı da oyunda oldukları sürece beğendiğimi söylemeliyim.
Sonuç olarak, Fenerbahçe 75 dakika 10 kişi oynayınca Galatasaray daha fazla hücum eder göründü ve bu yanıltıcı bir durum. Buna rağmen sarı lacivertliler maçı kazanmayı bildi. Tebrik etmek lazım verdikleri mücadeleden ötürü.
Neyse, biz maça geçelim. Öncelikle peşin peşin söyleyeyim. Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki maçların ağırlığını ancak yerli hakemler kaldırabilir. Bugün bunu net bir şekilde gördük. Çünkü normal olmuyor bu maçlar. Eminim Alman hakemin (ismini hatırlayamadım-lazım da değil hani) hafızasından hiç silinmeyecek bir maç oldu bu akşam. Adam resmen şaşırdı ve açıkçası maçın da tadını kaçırdı. Kartları bu kadar kolay çıkarıp öyle her pozisyona da düdüğünü çalmamalıydı. Ayrıca meşaleler nedeniyle maça ara vermesi de tuz biber oldu. Şimdi işin teknik yanına bakarsak, eğer bir lig maçı olsaydı bütün kartları haklı görebilirdim. Ancak bana göre verdiği tek haklı kart, Selçuk Şahin'e gösterdiği ikinci sarı kart. Orada Selçuk her ne kadar "hakem ayağıma takıldı" dese de basbayağı çelmeyi basmış bizim Hans'a. Hatta kırmızıyı çıkarmasını engellemek için eline yapışan Andre Santos'a da bir kart gösterse olacaktı hani. Onun dışında ne Selçuk'un ilk sarı kartı ne de diğerleri gösterilmeliydi. Bu pozisyonlar kartsız idare edilebilirdi. Hazırlık maçı altı üstü. Takımlar kendilerini sınayacak. Artı sahada o an mevcut olan sertlikten kimsenin şikayeti yok. Oyuncular gergin değil. Ha tabii gerilmediler mi maç boyu? Gerildiler ama emin olun hakemin marifetiydi bu gerginlik. Üstüne üstlük bir de maçı hiç uzatmadan bitirdi. Enteresan bir hakemdi. Hadi adam Alman, o yüzden kurallara fazlasıyla bağlı kaldı diyeceğim ama o zaman uzatmaları da oynat be adam... Madem o kadar kuralcısın, erken bitirme maçı yahu...
Hakemi bırakıp takımlara geçelim en iyisi. Yoksa adamı anlat anlat bitmez. Maçın galibi Fenerbahçe'den başlayalım. Eksikler çoktu Fenerbahçe'de. Hissedildiler de. Öncelikle söylemek gerekir ki, Lugano takıma döndükten sonra bu Bilica büyük olasılıkla yedek kalır. İlhan gayet iyiydi. Bilica'yı da yeterince toparladı bence. Bu kadar olacağını beklemiyordum. Lugano'nun yeni ortağı İlhan Eker olursa şaşırmayalım. Bekir de sağ bek oynamaya alışıyor yavaş yavaş. Tabii ki özellikle hücuma çıkışları çok sınırlı. Ancak zaten oradaki ilk alternatif Gökhan Gönül olacak. Bekir de Gökhan'ı başarıyla yedekler bu sezon boyunca. Solda ise Andre Santos'la Caner Erkin ikilisini izleyeceğiz sezon boyunca. Bu ikiliden Caner, henüz uyum sürecinde. Andre Santos ise kesinlikle hazır değil. Golü atmış olmasına bakmayın. İleriyi bir kez zorladı ve onda da böyle bir gol buldu. Güçlendikçe bu bindirmeleri daha çok yapacaktır. Fenerbahçe'nin hücum gücü açısından bir zenginlik tabii bu. Ancak savunma konusunda bu bölgede sıkıntı yaşanacağı aşikar. Galatasaray çokça geldi her iki kanattan da. Orta sahada ise Emre Belözoğlu takıma girince büyük fark yaratacaktır. Selçuk, fizik olarak iyi ama mental olarak ne derece zor durumda olduğunu bugün görmüş olduk. Cristian da aynen Andre Santos gibi hücuma bir kez çıktı, onda da vatandaşına asist yaptı. Bence daha çok denemeli bu tarz patlamaları. Kazım yine bildiğimiz Kazım. Bir maç iyi bir maç kötü de olsa götürecektir sezonu. Zaman zaman da yeni transfer Issiar Dia'yla rotasyona girerler. Bugün daha çok sol açıkta gördüğümüz Stoch'u ise oldukça beğendim. Savunmaya da çok yardımcı oluyor. O olmasa Andre Santos çok zor durumlara düşebilirdi özellikle ilk yarıda. Zamanla daha da iyi olacak belli ki. Forvete bakacak olursak, kesinlikle transfer şart diyebiliriz. Gökhan Ünal oraya ilaç olacak adam değil. Semih de öyle. Hatta Gökhan Ünal'ın kadroda fazlalık olduğunu düşünüyorum.
Galatasaray'a gelelim. Kalede Ufuk vardı bu akşam. Galatasaray taraftarı aylardır onu bekliyor. Yediği gol, kapattığı köşeden. Yani hatalı. Zaman zaman heyecanına yenik düştüğü anlarda oldu ancak sezgileri sayesinde iyi çıkışlar yapıp kurtardığı pozisyonlarda var. Bence hata yapacaksa Ufuk yapsın. Geçen sene Leo yapıyordu, çıldırıyorduk. Bu sene Ufuk yaparsa sabrederiz. Göbekte Servet'le Gökhan Zan'ı beğendim açık söylemek gerekirse. Tabii Neill gelecek, her şey daha iyi olacak. Kimbilir, oraya belki bir transfer daha düşünülüyordur. Olmasa da sorun değil ama bence. Sağ bek olarak oynayan Ali Turan, çok istekliydi. Ancak heyecanlı bir görüntü verdi. Golde hatası var. Kötü kaçırdı Andre Santos'u. Hücuma vermeye çalıştığı destekse takdire şayan. Zamanla formaya alıştıkça daha yararlı olur. Soldaki Serkan Kurtuluş'sa beni şaşırtan oyunculardan oldu bugün. Normalde sağ bek ama Rijkaard'ın geçen sezon Uğur Uçar'ı sol bek oynattığını düşününce Serkan'ı da orada görmek normal geliyor. Savunma olarak kendisini çok geliştirmiş. Kazım'la iyi mücadele etti. Ancak ters kanatta olduğu için hücuma istediği desteği veremedi. Bu sezon daha iyi olacak gibi. En azından bazı kolay maçlarda yorulan oyunculara nefes aldırsın yeter. Orta saha baştan oluşuyor neredeyse. Bugün oynayan Musa Çağıran ve Lorik Cana, biraz daha zamana ihtiyaçları olduğunu gösterdiler. Ancak rahatlıkla gözlemlenebilen bir durum var ki, o da Galatasaray orta sahasının artık çok daha sert olduğu. İki oyuncu da gözünü budaktan sakınmıyor. Musa ofansif olarak daha etkili. Bir de Mustafa Sarp-Lorik Cana ikilisi yan yana oynamak yerine birbirini alternatifi olarak düşünülürse daha verimli bir durum çıkar ortaya. Top yapmakta zorlandılar. Ayhan ikinci yarıda nefes aldırdı ve kurulan baskıda etkili oldu. Arda formda. Onun hakkında fazlaca yoruma gerek yok. Bu formunu sürdürdüğü sürece, kafası da rahatsa Galatasaray'ın en büyük silahı olacaktır. İlk yarı sağda ikinci yarıda solda hücum eden Serdar Özkan ise beni en çok sevindiren ve yeniler arasında en hazır isim olarka sivrildi. Gerçekten çok etkiliydi. Mental olarak biraz daha kendini geliştirir ve kafası rahat olursa çok faydalı olacak belli ki. Mehmet Batdal ise ürkek göründü. Ancak ondan da umutluyum. Fiziğini daha iyi kullanmayı öğrendiğinde ligdeki en etkili yerli santrfor olabilir. Korkmaması lazım onun da. Tabii şu da bir gerçek ki, Galatasaray'ın mutlaka ama mutlaka Baros-Batdal ikilisiyle rotasyona girebilecek genç bir golcü alması şart. İki oyuncu koca sezonu götüremez. Emre Çolak ve Barış'ı da oyunda oldukları sürece beğendiğimi söylemeliyim.
Sonuç olarak, Fenerbahçe 75 dakika 10 kişi oynayınca Galatasaray daha fazla hücum eder göründü ve bu yanıltıcı bir durum. Buna rağmen sarı lacivertliler maçı kazanmayı bildi. Tebrik etmek lazım verdikleri mücadeleden ötürü.
0 yorum:
Yorum Gönder