Dün akşam iki takımımız da önümüzdeki hafta kendilerine yetecek skorları aldılar. Tabii ki çok kolay olmayacak, ama birkaç gün önce sandığımızdan daha kolay olacak. Kısa kısa yorumlayalım maçları:
OSC Lille 2 - 1 Fenerbahçe
Maç yazısında Lugano'yla ilgili bir cümle kurmuştum. Hoş, birçok futbolsever de aynı şeyi düşünmüştür ama olsun ben yine de kendime pay çıkarayım. Lugano oynamazsa sıkıntı olur Fener için demiştim. Lugano hem oynadı, hem oynamadı. Uruguaylının sakatlığının talihsiz bir şekilde tekrar etmesi neticesinde Deniz Barış oyuna girdi ve bizleri yanıltmadı. Aslında şunu da itiraf etmem gerekir ki, Deniz umduğumdan hatasız oynadı dün. Yine de o hata olmasa rakibin 2. golü bulacağı yoktu.
OSC Lille 2 - 1 Fenerbahçe
Maç yazısında Lugano'yla ilgili bir cümle kurmuştum. Hoş, birçok futbolsever de aynı şeyi düşünmüştür ama olsun ben yine de kendime pay çıkarayım. Lugano oynamazsa sıkıntı olur Fener için demiştim. Lugano hem oynadı, hem oynamadı. Uruguaylının sakatlığının talihsiz bir şekilde tekrar etmesi neticesinde Deniz Barış oyuna girdi ve bizleri yanıltmadı. Aslında şunu da itiraf etmem gerekir ki, Deniz umduğumdan hatasız oynadı dün. Yine de o hata olmasa rakibin 2. golü bulacağı yoktu.
Şu bir gerçek ki, Lille dün Fenerbahçe'den çokça çekindi. Bu büyük bir avantaj ve Fenerbahçe'nin de bunun rakiplerine hissettirebiliyor oluşu bir başarıdır. Eminim ki rakip kendisine biraz daha güveniyor olsa daha tehlikeli ataklar izleyebilirdik Fenerbahçe kalesinde. Bu arada unutmadan, ikinci golde Deniz ne kadar hatalıysa ilk golde de Volkan en az o kadar hatalı. Volkan her ne kadar iyi bir kaleci olsa da böylesi önemli maçlarda bu tarz hatalar yaparak çok şeye maloluyor.
Çok şeye malolan bir diğer isimse herkesin belirttiği gibi Güiza. Okçu diye getirilen ancak hallice bir overlokçudan başka bir şey olmayan bu sözümona golcü arkadaş, dün yine saç baş yoldurdu. Artık neleri kaçırdığını anlatmama gerek yok. Zira ezberledi herkes. Ancak şu bir gerçek ki, piç edilen o asistlerden sonra Alex'in yerinde olmak istemezdim dün akşam. Cristian da vasatın altındaki isimlerdendi. Orta sahada Emre'nin yırtıcılığı sayesinde ayakta kaldı Fenerbahçe. Özer ve Dos Santos ise pek etliye sütlüye karışmadan, göze çarpmadan tamamladılar geceyi. Zaten alınan skor ve oyuncuların çoğunluğunun bireysel olarak yokları oynamalarına bakınca, Fenerbahçe'nin pek takım oyunu oynamadığı sonucuna varabiliriz. Düne dair en olumlu detay, savunmanın sert ve temiz oluşuydu. Asıl sorun, top Fenerbahçe'nin ayağındayken yaşandı ve Kadıköy'de de topla Fenerbahçe'nin oynaması gerekiyor. Bilmem anlatabildim mi...
Atletico Madrid 1 - 1 Galatasaray
Gecenin ikinci maçında ise daha avantajlı bir skorla döndük İstanbul'a. Sakatlıklardan dolayı haftalardır oluşturulan karamsar tablonun ardından, bir de rakibin haftasonu elde ettiği Barca galibiyeti gelince eminim ki pek kimsenin beklemediği bir skor aldı dün Galatasaray. Pek iyi oynamadığını söyleyenler de var ancak ben katılmıyorum.
Çok şeye malolan bir diğer isimse herkesin belirttiği gibi Güiza. Okçu diye getirilen ancak hallice bir overlokçudan başka bir şey olmayan bu sözümona golcü arkadaş, dün yine saç baş yoldurdu. Artık neleri kaçırdığını anlatmama gerek yok. Zira ezberledi herkes. Ancak şu bir gerçek ki, piç edilen o asistlerden sonra Alex'in yerinde olmak istemezdim dün akşam. Cristian da vasatın altındaki isimlerdendi. Orta sahada Emre'nin yırtıcılığı sayesinde ayakta kaldı Fenerbahçe. Özer ve Dos Santos ise pek etliye sütlüye karışmadan, göze çarpmadan tamamladılar geceyi. Zaten alınan skor ve oyuncuların çoğunluğunun bireysel olarak yokları oynamalarına bakınca, Fenerbahçe'nin pek takım oyunu oynamadığı sonucuna varabiliriz. Düne dair en olumlu detay, savunmanın sert ve temiz oluşuydu. Asıl sorun, top Fenerbahçe'nin ayağındayken yaşandı ve Kadıköy'de de topla Fenerbahçe'nin oynaması gerekiyor. Bilmem anlatabildim mi...
Atletico Madrid 1 - 1 Galatasaray
Gecenin ikinci maçında ise daha avantajlı bir skorla döndük İstanbul'a. Sakatlıklardan dolayı haftalardır oluşturulan karamsar tablonun ardından, bir de rakibin haftasonu elde ettiği Barca galibiyeti gelince eminim ki pek kimsenin beklemediği bir skor aldı dün Galatasaray. Pek iyi oynamadığını söyleyenler de var ancak ben katılmıyorum.
Yine de biz olumsuzluklardan başlayalım. Bir hafta içinde çözüm bulunması gereken şeyler daha önemli çünkü. Öncelikle Mustafa Sarp, Mehmet Topal ve Servet Çetin'in ayaklarında top tutmamaları gerekiyor artık. Her maç başımıza bela açılıyor bu yüzden. Topu kontrol ederken üzerine basıp düşmeler, topu ayağına dolaştırmalar, rakibin baskısıyla panikleyip sersem sepelek paslar atmalar hatta pası dahi atamadan topu rakibe teslim etmeler, olmadık yerde çalıma girip izleyenlere adrenalin pompalamalar... Bütün hepsi bu üçlüde. Biraz daha yeteneklerinin bilincinde ve basit oynamalılar oysaki. Neyseki dün gece yanlarına Elano geldi sık sık ve bol bol top aldı kendilerinden. Bu bile yetmedi. Düşünün artık.
Diğer bir olumsuzluk, (aslında dün olumlu yansıdı takıma) beklerin çakılı oyunlarıydı. Hoş, bu sayede dün kanatlarda fazla açık vermedik ama Hakan ve Uğur'da o bölgede fazla bir hücum organizasyonu beklememek gerek.
Bir de Gio dos Santos meselesi var tabii. Evet, yetenekli oyuncu, geleceği var. Ancak şu bir gerçek ki, dün sahada yokları oynadı. Uyum dönemi halen atlatılabilmiş değil. Tabii kendisiyle hemen hemen aynı dönemlerde takıma katılmış olan Lucas Neill hemen hemen çözdü bu sorunu ama Gio, gençliğinin de verdiği tecrübesizlik nedeniyle sıkıntılar yaşıyor belli ki. Takımla arasında henüz bir harmoni yok. Bu sebeple çok ayrı tellerden çalmaları da normal. Dün bu sebeple 10, hadi bilemediniz 10,5 kişi oynadı Galatasaray.
İyi olanlara gelecek olursak, Leo Franco'dan başlayabiliriz. Golde hatasını göremiyorum. Orada 10 kişilik baraj da kursa, o top o köşeden girecekti. Reyse, fena bir top çıkardı. Maçın geri kalan kısımlarında da çok başarılıydı. Panathinaikos ve Beşiktaş maçlarındaki starndardına yakındı. Bir de üstüne geldi demiyorlar mı? Orada durmasa üstüne de gelmezdi herhalde. Pozisyon almayı biliyor demek daha doğru sanırım. Umarım geri kalan maçlarda da bu konsantrasyonu korur ve başarılı olur.
Diğer bir olumsuzluk, (aslında dün olumlu yansıdı takıma) beklerin çakılı oyunlarıydı. Hoş, bu sayede dün kanatlarda fazla açık vermedik ama Hakan ve Uğur'da o bölgede fazla bir hücum organizasyonu beklememek gerek.
Bir de Gio dos Santos meselesi var tabii. Evet, yetenekli oyuncu, geleceği var. Ancak şu bir gerçek ki, dün sahada yokları oynadı. Uyum dönemi halen atlatılabilmiş değil. Tabii kendisiyle hemen hemen aynı dönemlerde takıma katılmış olan Lucas Neill hemen hemen çözdü bu sorunu ama Gio, gençliğinin de verdiği tecrübesizlik nedeniyle sıkıntılar yaşıyor belli ki. Takımla arasında henüz bir harmoni yok. Bu sebeple çok ayrı tellerden çalmaları da normal. Dün bu sebeple 10, hadi bilemediniz 10,5 kişi oynadı Galatasaray.
İyi olanlara gelecek olursak, Leo Franco'dan başlayabiliriz. Golde hatasını göremiyorum. Orada 10 kişilik baraj da kursa, o top o köşeden girecekti. Reyse, fena bir top çıkardı. Maçın geri kalan kısımlarında da çok başarılıydı. Panathinaikos ve Beşiktaş maçlarındaki starndardına yakındı. Bir de üstüne geldi demiyorlar mı? Orada durmasa üstüne de gelmezdi herhalde. Pozisyon almayı biliyor demek daha doğru sanırım. Umarım geri kalan maçlarda da bu konsantrasyonu korur ve başarılı olur.
Lucas Neill de gecenin güzelliklerinden birisiydi. Soğukkanlı, ne yaptığını bilen ve becerikliydi. Hep, olması gereken yerde ve zamandaydı. Büyük kazanç.
Orta saha oyuncularının savunma becerisini de es geçmemek lazım. Gerek Mustafa Sarp, gerekse de Mehmet çok iyi kesicilik yaptılar. Topla oynarken de aynı beceriyi gösterseler, herhalde galibiyet kaçınılmaz olacaktı.
Elano'ya ayrı bir paragraf açmak lazım. Takımın en sert ve yıldırıcı adamıydı dün. Kart görmediğine dua etmek lazım. Ancak böyle oynamak da gerekiyor zaman zaman. Bile isteye faul yaparak ancak rakibi sakatlamadan da savunma yapılabilir, yapılmalıdır.
Keita... Dün ikinci yarıda adeta çıldırdı. Böylesine maça isyan eden bir oyuncuya sahip olduğu için çok şanslı Galatasaray. Attığı gol, golden önceki bindirmeleri ve Ujfalusi'yi doğduğuna pişman etmesi uzun süre unutulmayacak. Hırsı gözlerinden okunuyordu dün yine.
Netice itibariyle geceyi karlı kapattık. Umarım ki haftaya firesiz devam ederiz...
Orta saha oyuncularının savunma becerisini de es geçmemek lazım. Gerek Mustafa Sarp, gerekse de Mehmet çok iyi kesicilik yaptılar. Topla oynarken de aynı beceriyi gösterseler, herhalde galibiyet kaçınılmaz olacaktı.
Elano'ya ayrı bir paragraf açmak lazım. Takımın en sert ve yıldırıcı adamıydı dün. Kart görmediğine dua etmek lazım. Ancak böyle oynamak da gerekiyor zaman zaman. Bile isteye faul yaparak ancak rakibi sakatlamadan da savunma yapılabilir, yapılmalıdır.
Keita... Dün ikinci yarıda adeta çıldırdı. Böylesine maça isyan eden bir oyuncuya sahip olduğu için çok şanslı Galatasaray. Attığı gol, golden önceki bindirmeleri ve Ujfalusi'yi doğduğuna pişman etmesi uzun süre unutulmayacak. Hırsı gözlerinden okunuyordu dün yine.
Netice itibariyle geceyi karlı kapattık. Umarım ki haftaya firesiz devam ederiz...
0 yorum:
Yorum Gönder