Gollü olarak kabul edebileceğimiz bir haftayı geride bıraktık. Kadrolar yenilendi. Takımlar, bu sezon için son şanslarını da kullandı ve iş sadece performansa kaldı. Artık söz daha çok futbolcularda ve teknik ekiplerde.
Haftanın sonuçlarına geçmeden önce, yukarıda da gördüğünüz puan cetvelinde yavaş yavaş bazı şeylerin şekillendiğini görebiliyoruz. Tepedekiler ve diptekiler biraz daha belirginleşiyor. Sergilenen oyunlara da bakınca, kimlerin düşmeye oynayacağı, kimlerin birkaç hafta sonra çok rahat nefes alacağını kestirmek pek de güç değil.
Antalyaspor 0 - 1 Beşiktaş
İBB 4 - 2 Kasımpaşa
Diyarbakırspor 1 - 2 Trabzonspor
Manisaspor 0 - 0 Ankaragücü
Bursaspor 3 - 1 Eskişehirspor
Gaziantepspor 0 - 1 Kayserispor
Sivasspor 1 - 5 Fenerbahçe
Denizlispor 1 - 2 Galatasaray
Lider Fenerbahçe, bu hafta muazzam bir skorla döndü Sivas'tan. Tabii bu güzel skor ve rahat futbolun çeşitli nedenleri var. Ben ilk neden olarak takımdaki cezalı yabancıların yerine oynayan yerli rotasyon oyuncularının azmini, yabancılar oynadığında iyice sümsükleşen takımın ısıran bir takıma dönüşmesini ve ardından da diğer neden olarak Sivasspor sahasının alttan ısıtma sistemi sayesinde buzlanma yapmadan, futbol oynamaya elverişli hale getirilmiş olmasını görüyorum. Sezon başından bu yana yüzlerine bakılmayan Uğur Boral ve Semih Şentürk ikilisi 2'şer golle maçı getirdi resmen. Ancak iki hafta sonra yabancılar oynayacak duruma geldiğinde kulübeye oturacaklar bir şekilde. Sivasspor ise beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. En azından bir beraberlik bekliyordum eksik Fenerbahçe'ye karşı. Ancak dirençleri iyice zayıflamış. Tek bir olumlu gelişme var. O da kaptan Mehmet Yıldız'ın golle dönmesi oldu. İlerleyen haftalarda kaptanın ne ölçüde katkı yapacağını hep birlikte göreceğiz.
Galatasaray da bu hafta düşme hattındaki bir takım olan Denizlispor'la oynadı. Herkes galibiyete inanıyordu. Nitekim öyle de oldu. Tabii yine burnumuzdan gelerek. Yani böyle bir maçta öne de geçmişken neden berabere duruma gelinir de rakip umutlandırılır, saldırması sağlanır. Hiç yapamayacakları kadar iyi oynamalarına çanak tutulur? Adamlar kendi kalemlerindeki takımlara karşı oynamadıkları kadar hırslı oynadılar Galatasaraylı oyuncuların işi savsaklaması sayesinde. Ki o dediğim takımlara da Galatasaray'a karşı ortaya koydukları mücadeleyle karşı koysalar şimdi 7 puanları değil, belki 27 puanları olacaktı. Galatasaray'da yeni transferler Neill, Jo ve Dos Santos forma giydiler. Neill ve Jo bence her maç daha çok alışıyorlar. Zaten Jo da golünü attı. Sonradan oyuna giren Dos Santos ise kendisini gösterme telaşındaydı. Birkaç gereksiz top kaybı yaptı ancak uyum sürecini atlattığında çok faydalı olacak belli ki.
Bursaspor, evinde Eskişehirspor'u yenerken, hiç de şaşırtmadı. Yine etkili ve istekliydiler. Bol bol da pozisyona girmişler özetlerden izlediğimiz kadarıyla. Sezon sonuna kadar bu çizgide giderler bir aksilik çıkmadığı takdirde. Eskişehirspor ise işleri biraz daha sıkı tutmalı. Son olarak Aydın Yılmaz'ı kiralanmışlar. İyi bir seçim olabilir. Eğer Rıza Çalımbay gerektiği gibi tatlı sert davranırsa, Aydın kendisini tekrar kanıtlama gayretiyle Eskişehir'e katkı yapabilir.
Kayserispor da bu haftayı kayıpsız geçerek, arayı açan zirve takımları arasına ismini yazdırdı. Makukula boş geçmiyor. Yine çok rahat bir pozisyon ve yine net bir gol... Sakatları da takıma katıldıktan sonra çok daha etkili bir Kayserispor izleyeceğiz.
Haftanın karlı takımlarından biri de Beşiktaş oldu. Normalde galibiyete uzak bir futbol sergilemelerine rağmen, hakemin de hediyesi diyebileceğimiz bir penaltı golüyle 3 puanı aldılar. Bu takımda herkes Ernst, herkes Fink olduğu zaman işler çok rahatlayacak. Neyseki Ferrari dönüyor. En azından Ernst ve Fink'in yanına aynı verimi verebilecek bir kişi daha ekleniyor. Bu arada yabancı konusu çok sıkıntılı. Delgado için hangi oyuncu gönderilecek diye düşünürken, bir anda Delgado'nun tekrar askıya alınmasıyla sonuçlandı olay. Burada en zayıf halka Tabata'ydı ancak teknik yönetim, ona güvendiğini tescillemiş oldu bu hareketle. Bundan sonra iş Tabata'ya kalıyor.
Şenol Güneş'le tekrar çıkışa geçen Trabzonspor, çok zorlu bir deplasman olan Diyarbakır'dan 3 puan çıkararak zor bir işe imza attı. Puan kaybı olsa kimse fazla tepki göstermezdi herhalde. Karşılarında her soruna rağmen her maçta fazlasıyla istekli oynayan, ve kolay teslim olmayan bir Diyarbakırspor vardı. Engin Baytar da böyle zamanlarda gerekirse maç alması gerektiğini hatırlamış olsa gerek. Onda o yetenek var...
İBB, ilk yarısını 2-0 geride kapattığı maçta Kasımpaşa'yı 4-2 ile geçti. Fazla bir şey söylemeye gerek var mı? Burada söylenecek şey, genç oyuncuların oynaması ve Tevfik'in gol atması. Türk futbolunun bir golcü çıkarması gerektiği şu zamanlarda Tevfik'in performansı çok önemli.
Haftanın en sıkıcı maçı şüphesiz Manisaspor-Ankaragücü maçıydı. Ankaragücü'nde yeni transfer Rothen de forma giydi. İki takım, bu gollü haftanın golsüz tek maçının taraflarıydı. Düşme mücadelesinde önümüzdeki haftalarda zor bir yarış içerisinde olacaklar.
Haftanın Takımı: Fenerbahçe, İBB
Haftanın Golü: Engin Baytar'ın ilk golü
Haftanın Futbolcusu: İskender Alın (İBB)
Haftanın Olayı: Yıldırım Demirören'in tekrardan Beşiktaş Başkanı olması
Haftanın Hayal Kırıklığı: Yıldırım Demirören'in tekrardan Beşiktaş Başkanı olması
Haftanın sonuçlarına geçmeden önce, yukarıda da gördüğünüz puan cetvelinde yavaş yavaş bazı şeylerin şekillendiğini görebiliyoruz. Tepedekiler ve diptekiler biraz daha belirginleşiyor. Sergilenen oyunlara da bakınca, kimlerin düşmeye oynayacağı, kimlerin birkaç hafta sonra çok rahat nefes alacağını kestirmek pek de güç değil.
Antalyaspor 0 - 1 Beşiktaş
İBB 4 - 2 Kasımpaşa
Diyarbakırspor 1 - 2 Trabzonspor
Manisaspor 0 - 0 Ankaragücü
Bursaspor 3 - 1 Eskişehirspor
Gaziantepspor 0 - 1 Kayserispor
Sivasspor 1 - 5 Fenerbahçe
Denizlispor 1 - 2 Galatasaray
Lider Fenerbahçe, bu hafta muazzam bir skorla döndü Sivas'tan. Tabii bu güzel skor ve rahat futbolun çeşitli nedenleri var. Ben ilk neden olarak takımdaki cezalı yabancıların yerine oynayan yerli rotasyon oyuncularının azmini, yabancılar oynadığında iyice sümsükleşen takımın ısıran bir takıma dönüşmesini ve ardından da diğer neden olarak Sivasspor sahasının alttan ısıtma sistemi sayesinde buzlanma yapmadan, futbol oynamaya elverişli hale getirilmiş olmasını görüyorum. Sezon başından bu yana yüzlerine bakılmayan Uğur Boral ve Semih Şentürk ikilisi 2'şer golle maçı getirdi resmen. Ancak iki hafta sonra yabancılar oynayacak duruma geldiğinde kulübeye oturacaklar bir şekilde. Sivasspor ise beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. En azından bir beraberlik bekliyordum eksik Fenerbahçe'ye karşı. Ancak dirençleri iyice zayıflamış. Tek bir olumlu gelişme var. O da kaptan Mehmet Yıldız'ın golle dönmesi oldu. İlerleyen haftalarda kaptanın ne ölçüde katkı yapacağını hep birlikte göreceğiz.
Galatasaray da bu hafta düşme hattındaki bir takım olan Denizlispor'la oynadı. Herkes galibiyete inanıyordu. Nitekim öyle de oldu. Tabii yine burnumuzdan gelerek. Yani böyle bir maçta öne de geçmişken neden berabere duruma gelinir de rakip umutlandırılır, saldırması sağlanır. Hiç yapamayacakları kadar iyi oynamalarına çanak tutulur? Adamlar kendi kalemlerindeki takımlara karşı oynamadıkları kadar hırslı oynadılar Galatasaraylı oyuncuların işi savsaklaması sayesinde. Ki o dediğim takımlara da Galatasaray'a karşı ortaya koydukları mücadeleyle karşı koysalar şimdi 7 puanları değil, belki 27 puanları olacaktı. Galatasaray'da yeni transferler Neill, Jo ve Dos Santos forma giydiler. Neill ve Jo bence her maç daha çok alışıyorlar. Zaten Jo da golünü attı. Sonradan oyuna giren Dos Santos ise kendisini gösterme telaşındaydı. Birkaç gereksiz top kaybı yaptı ancak uyum sürecini atlattığında çok faydalı olacak belli ki.
Bursaspor, evinde Eskişehirspor'u yenerken, hiç de şaşırtmadı. Yine etkili ve istekliydiler. Bol bol da pozisyona girmişler özetlerden izlediğimiz kadarıyla. Sezon sonuna kadar bu çizgide giderler bir aksilik çıkmadığı takdirde. Eskişehirspor ise işleri biraz daha sıkı tutmalı. Son olarak Aydın Yılmaz'ı kiralanmışlar. İyi bir seçim olabilir. Eğer Rıza Çalımbay gerektiği gibi tatlı sert davranırsa, Aydın kendisini tekrar kanıtlama gayretiyle Eskişehir'e katkı yapabilir.
Kayserispor da bu haftayı kayıpsız geçerek, arayı açan zirve takımları arasına ismini yazdırdı. Makukula boş geçmiyor. Yine çok rahat bir pozisyon ve yine net bir gol... Sakatları da takıma katıldıktan sonra çok daha etkili bir Kayserispor izleyeceğiz.
Haftanın karlı takımlarından biri de Beşiktaş oldu. Normalde galibiyete uzak bir futbol sergilemelerine rağmen, hakemin de hediyesi diyebileceğimiz bir penaltı golüyle 3 puanı aldılar. Bu takımda herkes Ernst, herkes Fink olduğu zaman işler çok rahatlayacak. Neyseki Ferrari dönüyor. En azından Ernst ve Fink'in yanına aynı verimi verebilecek bir kişi daha ekleniyor. Bu arada yabancı konusu çok sıkıntılı. Delgado için hangi oyuncu gönderilecek diye düşünürken, bir anda Delgado'nun tekrar askıya alınmasıyla sonuçlandı olay. Burada en zayıf halka Tabata'ydı ancak teknik yönetim, ona güvendiğini tescillemiş oldu bu hareketle. Bundan sonra iş Tabata'ya kalıyor.
Şenol Güneş'le tekrar çıkışa geçen Trabzonspor, çok zorlu bir deplasman olan Diyarbakır'dan 3 puan çıkararak zor bir işe imza attı. Puan kaybı olsa kimse fazla tepki göstermezdi herhalde. Karşılarında her soruna rağmen her maçta fazlasıyla istekli oynayan, ve kolay teslim olmayan bir Diyarbakırspor vardı. Engin Baytar da böyle zamanlarda gerekirse maç alması gerektiğini hatırlamış olsa gerek. Onda o yetenek var...
İBB, ilk yarısını 2-0 geride kapattığı maçta Kasımpaşa'yı 4-2 ile geçti. Fazla bir şey söylemeye gerek var mı? Burada söylenecek şey, genç oyuncuların oynaması ve Tevfik'in gol atması. Türk futbolunun bir golcü çıkarması gerektiği şu zamanlarda Tevfik'in performansı çok önemli.
Haftanın en sıkıcı maçı şüphesiz Manisaspor-Ankaragücü maçıydı. Ankaragücü'nde yeni transfer Rothen de forma giydi. İki takım, bu gollü haftanın golsüz tek maçının taraflarıydı. Düşme mücadelesinde önümüzdeki haftalarda zor bir yarış içerisinde olacaklar.
Haftanın Takımı: Fenerbahçe, İBB
Haftanın Golü: Engin Baytar'ın ilk golü
Haftanın Futbolcusu: İskender Alın (İBB)
Haftanın Olayı: Yıldırım Demirören'in tekrardan Beşiktaş Başkanı olması
Haftanın Hayal Kırıklığı: Yıldırım Demirören'in tekrardan Beşiktaş Başkanı olması
0 yorum:
Yorum Gönder