Günün finali çok çarpıcı oldu. Ali Sami Yen Stadı'nda 7 gol vardı ve bunların 4'ü Galatasaray'dan geldi.
Maça Trabzonspor etkili presle başladı. Galatasaraylı futbolcular topu orta sahada yeteri kadar tutamadılar. Daha ziyade geride paslaştılar. İlk 15 dakikadaki bu amansız presin bitmesiyle birlikte Galatasaray da Trabzonspor kalesine inmeye başladı. Bu durum tabii sonuç getirdi ve etkili pozisyonlar ürettiler. Neticede de çok beklemeden Harry Kewell'ın golü geldi. Bu gole ayrı bir parantez açmak lazım. Harry Kewell, Sabri'nin güzel ortasını uzak direk dibinde sağ ayağıyla kontrol etti, döndü, soluna aldı, kaleye baktı, atacağı yeri kestirdi ve düzgün bir voleyle ağları gördü. Tüm bunları göstere göstere yaptı. Bu da Trabzon savunmasının ne kadar ağır olduğunun göstergesiydi. Bir türlü hamle yapamadılar. Ardından oyunun hakimiyetini elinden bırakmayan Galatasaray, Servet Çetin'le ikinci golünü buldu. Bu golle birlikte Servet de üst üste ikinci maçında golünü yazmış oldu. Bu ikinci gol sarı kırmızılılarda bir nebze olsun rehavete yol açtı tabii ki. Tribündekinden sahadakine tüm Galatasaraylılar "bu maçı aldık" diye düşünürken 44'te Tayfun Cora'yla golü buldu Trabzonspor.
İkinci yarı Trabzonspor'un yine dirençli oyunuyla başladı. Orta sahada üstünlüğü ele geçirdiler ve Colman'ın uzaktan attığı müthiş golle beraberliği de yakaladılar. Bu golle birlikte sinirler de gerildi. Galatasaray 69'da Baros'un indirdiği topa Arda'nın ayak koymasıyla golü bulmasa, belki öne bile geçebilirdi Trabzon. Nitekim Umut ve Serkan'la net pozisyonlara da girdiler. Maç zora girince Galatasaray savunmasında bir konsantrasyon kaybı oluyor sene başından bu yana. Bu durum bugün yine tekrar etti. Rijkaard Kewell'ın yerine Barış'ı sokup orta sahayı tutmak istedi ve başardı da. Barış'ın enerjisi bu takım için çok şeyi değiştiriyor. Nitekim aynı Barış, Arda'nın golünden kısa bir süre sonra kale sahası içindeki Baros'a çok güzel bir pas çıkardı ve Galatasaray tekrar 2 farklı üstün duruma geçti. İşte bu golle birlikte ilk yarıdaki hataya düşüldü tekrar. Maç bu saatten sonra dönmez, Trabzon da teslim olur düşüncesi çok şeye malolabilirdi. Bu bir anlık boş bulunma hali, Gustavo Colman'ın bu kez şansı yardımıyla attığı golle ödendi. Bu gol de çok enteresan. Colman'ın kale sahasında istediği gibi vuramadığı top, yüzüne gözüne çarpıp ağlara gitti. Bu gol bize biraz da vatandaşı Osvaldo Nartallo'yu hatırlatmadı değil hani. O da atardı böyle goller. Tabii bu golde Galatasaray savunması neredeydi, Leo Franco neden hamle yapmadı gibi sorular akla geliyor. Rijkaard'ın, oyunculardaki bu konsantrasyon problemini çözmesi gerek. Belli ki akıllar 25 Ekim'deki Fenerbahçe maçında. Ancak o maçtan önce bir de UEFA Avrupa Ligi maçı olacak. Haftaiçi oynanacak olan Dinamo Bükreş maçında da Fenerbahçe maçı düşünülürse durum vahim.
Maça Trabzonspor etkili presle başladı. Galatasaraylı futbolcular topu orta sahada yeteri kadar tutamadılar. Daha ziyade geride paslaştılar. İlk 15 dakikadaki bu amansız presin bitmesiyle birlikte Galatasaray da Trabzonspor kalesine inmeye başladı. Bu durum tabii sonuç getirdi ve etkili pozisyonlar ürettiler. Neticede de çok beklemeden Harry Kewell'ın golü geldi. Bu gole ayrı bir parantez açmak lazım. Harry Kewell, Sabri'nin güzel ortasını uzak direk dibinde sağ ayağıyla kontrol etti, döndü, soluna aldı, kaleye baktı, atacağı yeri kestirdi ve düzgün bir voleyle ağları gördü. Tüm bunları göstere göstere yaptı. Bu da Trabzon savunmasının ne kadar ağır olduğunun göstergesiydi. Bir türlü hamle yapamadılar. Ardından oyunun hakimiyetini elinden bırakmayan Galatasaray, Servet Çetin'le ikinci golünü buldu. Bu golle birlikte Servet de üst üste ikinci maçında golünü yazmış oldu. Bu ikinci gol sarı kırmızılılarda bir nebze olsun rehavete yol açtı tabii ki. Tribündekinden sahadakine tüm Galatasaraylılar "bu maçı aldık" diye düşünürken 44'te Tayfun Cora'yla golü buldu Trabzonspor.
İkinci yarı Trabzonspor'un yine dirençli oyunuyla başladı. Orta sahada üstünlüğü ele geçirdiler ve Colman'ın uzaktan attığı müthiş golle beraberliği de yakaladılar. Bu golle birlikte sinirler de gerildi. Galatasaray 69'da Baros'un indirdiği topa Arda'nın ayak koymasıyla golü bulmasa, belki öne bile geçebilirdi Trabzon. Nitekim Umut ve Serkan'la net pozisyonlara da girdiler. Maç zora girince Galatasaray savunmasında bir konsantrasyon kaybı oluyor sene başından bu yana. Bu durum bugün yine tekrar etti. Rijkaard Kewell'ın yerine Barış'ı sokup orta sahayı tutmak istedi ve başardı da. Barış'ın enerjisi bu takım için çok şeyi değiştiriyor. Nitekim aynı Barış, Arda'nın golünden kısa bir süre sonra kale sahası içindeki Baros'a çok güzel bir pas çıkardı ve Galatasaray tekrar 2 farklı üstün duruma geçti. İşte bu golle birlikte ilk yarıdaki hataya düşüldü tekrar. Maç bu saatten sonra dönmez, Trabzon da teslim olur düşüncesi çok şeye malolabilirdi. Bu bir anlık boş bulunma hali, Gustavo Colman'ın bu kez şansı yardımıyla attığı golle ödendi. Bu gol de çok enteresan. Colman'ın kale sahasında istediği gibi vuramadığı top, yüzüne gözüne çarpıp ağlara gitti. Bu gol bize biraz da vatandaşı Osvaldo Nartallo'yu hatırlatmadı değil hani. O da atardı böyle goller. Tabii bu golde Galatasaray savunması neredeydi, Leo Franco neden hamle yapmadı gibi sorular akla geliyor. Rijkaard'ın, oyunculardaki bu konsantrasyon problemini çözmesi gerek. Belli ki akıllar 25 Ekim'deki Fenerbahçe maçında. Ancak o maçtan önce bir de UEFA Avrupa Ligi maçı olacak. Haftaiçi oynanacak olan Dinamo Bükreş maçında da Fenerbahçe maçı düşünülürse durum vahim.
Galatasaray adına bugün en olumlu isim, şüphesiz Keita'ydı. Adam resmen isyan etti maça. Aslında pek de iyi başlamamıştı. Pasları yerini bulmuyor, ayağındaki toplar da Trabzon presi altında eriyordu. Ancak onun inatçılığı ikinci yarıda, özellikle de 2-2'den sonra, tüm arkadaşlarını ateşledi.
Trabzonspor'la ilgili konuşacak olursak, bugünkü motivasyonu tüm sezona yayarlarsa başarı gecikmez. Tabii savunmaya Song şart. Bir de haddinden fazla sert oynadılar. İlk yarıda Cale kırmızıyla çıkmalıydı mesela. Hatta Ceyhun'un da maçı bitirebilmesi bir mucize. Hakem kart konusunda cimri davrandı Trabzonlu futbolculara.
Derbi öncesi güzel bir maç oldu Galatasaray için. Hem sahadaki mücadele, hem istek, hem de 3 puan, önümüzdeki hafta için umut verdi. Konsantrasyon sorunlarını aşmaları lazım ama.
Trabzonspor'la ilgili konuşacak olursak, bugünkü motivasyonu tüm sezona yayarlarsa başarı gecikmez. Tabii savunmaya Song şart. Bir de haddinden fazla sert oynadılar. İlk yarıda Cale kırmızıyla çıkmalıydı mesela. Hatta Ceyhun'un da maçı bitirebilmesi bir mucize. Hakem kart konusunda cimri davrandı Trabzonlu futbolculara.
Derbi öncesi güzel bir maç oldu Galatasaray için. Hem sahadaki mücadele, hem istek, hem de 3 puan, önümüzdeki hafta için umut verdi. Konsantrasyon sorunlarını aşmaları lazım ama.
0 yorum:
Yorum Gönder