Dün akşam ne yazık ki Beşiktaş maçının sadece ilk yarısını izleyebildim. Yine pek farklı bir takım görmedim karşımda. Şuna üzülüyorum; her maçtan önce salak gibi ideal kadro yazıyoruz buraya. Daha bir kez bile o ideal gerçekleşmedi. Oysa Mustafa Denizli'nin huyuna da ters bu hareketler. Benim yıllardır bildiğim Mustafa Denizli, bildiğin gazete 11'i çıkaran, köşe yazarlarının genel geçer doğrularına itiraz etmeden kadroyu ona göre şekillendiren bir hocaydı. Ne var ki şimdi iyice enteresanlıklar peşinde koşmaya başladı. Dün bu enteresanlıklara bir yenisi eklendi Moskova'da.
Maçın teknik taktik analizine istesem de giremeyeceğim için, kısa özetlere ve önceki maçlara bakarak iki adet çözüm önerim olacak kendimce. Tabii çok bariz sorunlara değinmiyorum bile. Mesela Nihat ileride tek adammış; Ernst, orta sahada Fink'le beraber oynasa daha iyiymiş, Tabata'nın saçı Yusuf'un sakalı fazla uzunmuş gibi her maç tekrarlanan sorunlara girmeyeceğim.
Maçın teknik taktik analizine istesem de giremeyeceğim için, kısa özetlere ve önceki maçlara bakarak iki adet çözüm önerim olacak kendimce. Tabii çok bariz sorunlara değinmiyorum bile. Mesela Nihat ileride tek adammış; Ernst, orta sahada Fink'le beraber oynasa daha iyiymiş, Tabata'nın saçı Yusuf'un sakalı fazla uzunmuş gibi her maç tekrarlanan sorunlara girmeyeceğim.
Ancak ben Hakan Arıkan'ın değerlendirilmesinden yanayım. Büyük takımları düşündüğümüzde pek ciddiye alınan bir kaleci değildir Hakan Arıkan ancak bana göre Türkiye'nin en iyisidir. Belki biraz enteresan bir fikir olabilir ancak ben bir kalecide olması gereken ne varsa Hakan'da olduğuna inanıyorum. Tek sorun, üzerine düşülmemesi ve yeterli şansı bulamaması. Bu sezon oynadığı maçlara bakın. Liverpool'dan 8 yediğini de unutun. Güvenmez misiniz böyle bir kaleciye? Mesela Mondragon güvenilir bir kaleci değil miydi? O da 6 yemişti Fenerbahçe'den. Şimdi çoğu insanın kafasında Volkan Demirel var Türkiye'nin en iyi kalecisi olarak ancak ben Volkan'a verilen şansın ve kıymetin Hakan'a verilmesi halinde çok daha büyük bir kaleci kazanacağımızı düşünüyorum milli takım adına.
İkinci önerim de yeni bir teknik direktör üzerine. Ben Demirören'in yerinde olsam Mustafa Denizli'ye yeni kontrat önermezdim bir kere. Adam yazın zaten bırakmak istedi görevi. Üstelemeye gerek yoktu. Ama madem şimdi olan oldu, oturur hocayla konuşmak gerekir. Gerçekten ayrılmak istiyorsa da "yolun açık olsun" denmelidir. Yerine de gelecek olan isim ne Samet Aybaba olmalıdır ne de Ersun Yanal. Yanıldınız, Lucescu da değil. Temur Ketsbaia'yı getirmeli yönetim göreve. Anorthosis'te yarattığı Şampiyonlar Ligi mucizeleri ve ardından sezon başında Olympiakos'un başına geçmesinin ardından, o da ilginç bir olay yaşadı ve bu kulüpteki görevinden alındı. Başarısız mıydı? Asla... Gürcü hoca Ketsbaia'nın Olympiakos'taki 6 maçtaki performansı 5 galibiyet ve 1 beraberlikti. Yani gördüğünüz gibi mağlubiyet yoktu. Buna karşın bu 6 maçta 9 gol atılmış, ve hiç gol yenmemişti! Evet, Bırakın yenilmeyi, gol bile yememişti Ketsbaia'nın Olympiakos'u. Bu performansa rağmen neden kovulduğunu bilmiyorum, zaten bilsem de anlayamam. Bildiğim tek şey, bu adamı Türkiye'ye getirirdim ben yetkili olsaydım.
0 yorum:
Yorum Gönder