Farkındayım, bir kısmınız bu ismi hiç hatırlamıyor ama hafızası sağlam olanlar mutlaka hatırlayacaklardır Hikmet'i. 29 Ekim 1976 doğumlu olan Hikmet, Kuşadası ve Sakarya'da biraz piştikten sonra 21 yaşında o dönem Nihat Kahveci gibi bir yıldızı yetiştiren Beşiktaş altyapısından A takıma sessizce yükseldi. Ertuğrul Sağlam'ı savunmada oynatmak gibi fantastik işlerin adamı John Benjamin Toshack, hiç anlamadığımız bir anda Hikmet'i orta sahanın değişilmez ismi ilan ettiğinde çoğu kişi umutluydu aslında, fakat ben 15 yaşımın verdiği paleliğe rağmen hemen anlamıştım kendisinin tırtoya bağlayacağını, zira kendisi futbol yıldızından ziyade içimizden biri gibiydi, memleketim olan Çanakkale'deki Aygaz bayii Ercan Abi'den hiçbir farkı yoktu. 97-98 ve 98-99 sezonlarında kırka yakın maçta forma giyen Hikmet, yüzümü kara çıkartmayarak hiçbir şey yapmayarak Beşiktaş formasını bu kadar uzun süre giyme rekorunu kırmış, ardından Hikmet'ten bir biyonik adam yaratma umudu taşıyan Toshack'ın gidişi ile beraber o meşhur Beveren ekibi ile Belçika'nın yolunu tutmuş, orada da tutunamayarak Rize, Çorlu, Kayseri, Hatay, Muğla gibi illerimizi gezinerek futbolun Evliya Çelebilerinden olmuştur. En son olarak 33 yaşında top tepme kariyerine Şanlıurfaspor'da devam eden Hikmet, geçtiğimiz aylarda oradan da ayrılarak özgür bir birey kimliğini kazanmıştır.
Türk futbolundaki gelişim sürecini izleyerek nereden nereye geldiğimizi görmemiz adına mihenk taşı rolü gören nice Hikmetleri saygıyla anıyor, selamlar ediyorum. Nerede Hikmet, nerede Ernst...
0 yorum:
Yorum Gönder