6 Mart 2010 Cumartesi

Diyarbakırspor - Bursaspor Maçının Düşündürdükleri


Öncelikle şunu söylemeliyim. Yazacaklarım şahsımı bağlar. Bolg'un tutumu ya da takınılan tavır olarak algılanmasın.

İlk maçtan sonra da söylemiştik ki, bir şeyler ifade edeceksek olanlarla alakalı, işin içine siyaset sokmak zorundayız bu tip durumlarda. Çekinecek bir tarafımız da yok. Okuyoruz, izliyoruz, biliyoruz, yaşıyoruz. Yeri geliyor dayak yiyoruz, yeri geliyor sokakları işgal ediyoruz. Yeri geliyor dersleri boykot ediyoruz, yeri geliyor okulumuza bile giremiyoruz. Hiçbr şeyin uzağında değiliz kısacası.

Öncelikle maçta yaşanan olaylarla ilgili kısa bir şeyler yazayım, daha sonra asıl kafamı bulandıran şeyleri yazacağım. Muhtemelen de tepki çekeceğim. Bu tip durumlarda yükselen "milliyetçilik" duygularına sahip olmadığımdan ötürü olacaktır bu da. Aklı selim eleştirileri, saygıyla karşılayıp, üzerine konuşmaktan çekinmeyeceğimi de şimdiden bildiririm.

Maçta, sahaya yabancı maddelerin atılmasını elbette tasvip etmiyorum. Nihayetinde oynanan bir "oyun". Taraftar olarak elde ettiğin, manevi bir hazzın dışında hiçbir şey. 3 gün sonrasına bile kalmayan bir haz hatta. Yani bu kadar sinir, stres sahibi olunabilecek bir durumu yok futbolun. Hepimiz kendimizi kaptırıyoruz evet ama insanlık dışı tepkiler vermemizi gerektirecek bir hadise olamaz bir "oyun".

Maçın başlatılması, muhtemelen "üst"lerin isteğidir. Maçtan önce "ne yap, et bu maçı oynat" talimatını almış bir hakemden söz ediyoruz çok büyük ihtimalle. O da bütün iyi niyetiyle denedi ama sahaya atılan taşlar, artık yaralıyıcı düzeyde olunca çaresiz kaldı.


Sadece şunu düşündüm o anlarda. Hiçbir zaman tamamen dolmamış Diyarbakırspor tribünleri, 3 gün önce bütün biletleri tüketmiş. Yani olağanüstü bir durum var. Ve ilk maç ortada. Tribünlerin önüne ağ gerilmesi kaç günlük iş olabilir ki?

Maçın tatil edilmesi çok normal. Diyarbakırspor taraftarının yaptığı çok büyük yanlış. Sanıyorum bu konuda aksi bir şey düşünen de çıkmayacaktır kanaatindeyim. Futbolla alakası olmayan bir kitle başarmak istediğini yine başarmış ve bundan Diyarbakır halkı, Diyarbakırspor, Bursaspor, biz futbolseverler ve ülke büyük zararlar görmüştür.

İlk tepkilere baktım. İstiklal Marşının ıslıklanılması yine en çok tepki çeken mevzu. "Benim ülkemde" diye başlayan cümleler var. Bu ülke hepimizin arkadaşlar. Bu cümleler "ıslıklıyorlar" diye bitiyor. Kim? Onlar. Eğer bizim için Diyabarkır insanı "onlar"sa, ıslıklarlar. Şaşırtan nedir?

Ayrıca bu ıslıklamanın direkt olarak ulusal marşa yönelik olduğunu da düşünmüyorum. Bence bir pankart açma hadisesi ve ona karşı gösterilen tepkinin ortaya çıkardığı sonuçtu. Diyelim ki böyle değil. Diyelim ki stadın yarısı ulusal marşı ıslıkladı. Yaşanan bir vaka'yı, vuku bulduğu yerden, vakanın aktörlerinden bağımsız olarak ele almak, bilimsel ve tarihsel açıdan yanlış sonuçlar doğurur. Yani "marşı ıslıkladılar, vatan hainleri" demek, siyaset yapmak olmaz. 7 yaşındaki beyinin gidebileceği son noktaya gitmektir bu.

Şimdi yazacaklarım ne kadar anlaşılır bilmiyorum. Yine de deneyeceğim. Birileri için kutsal olan bir değeri, birilerinin ıslıklaması elbette tasvip edilecek bir şey değil. Yani marşın ıslıklanması benim de tasvip etmediğim bir şey. Ama anlayabildiğim bir şey olduğunu söylemem lazım.

Maçlardan önce İstiklal Marşı'nın söylenmesi, 80 faşist darbesine dayanır. Basketbol, voleybol maçlarında bu türden bir uygulama yok iken, kitleleri peşinden sürüklediği için futbol maçlarında bu uygulanmıştır. Her sabah "Andımız" okumak nasıl saçma bir zihniyetin tezahürü ise, "İstiklal Marşı" hadisesi de aynı saçmalıktadır.

Yanlış anlaşılmasın. İstiklal Marşı'nın niteliği ile ilgili bir söylem değildir bu. Ama ota boka kendi ulusal marşını okutan başka bir ülke de yok şu dünyada. 7 yaşında "Varlığım, Türk varlığına armağan olsun" demek zorunda bırakılıyorsak ve anlamadan bunu tüm coşkumuzla ifade ediyorsak burada bir abukluk vardır. Profosyonel liglerde her hafta onlarca maç oynanıyor ve hepsinden önce "İstiklal Marşı" söyleniyor. Şimdi, bunun, her maçtan önce söylenmemesi gerektiğini savunmak mıdır; yoksa aynı tondan, ezberden, anlamadan ve belki de dinlemeden her hafta tekrarlamak mıdır marşın niteliğini korumak?

Gelelim yer olgusuna. Diyarbakır... Kürt kökenli insanların yoğun olarak yaşadığı yer. Yine 80 faşist darbesine dayanır, oradaki insanların "milliyetçi" sembollere karşı oluşturduğu tepki. Biz biliyoruz, dinledik, izledik... Türkçe konuşamadığı için dayak yiyenleri, işkence görenleri. Biz bildik zorla Türk bayrağı önünde fotoğrafları alınanları. Haydi beynim yıkandı benim ve bunları bu yüzden söyledim. Ben biliyorum, yaşadım 1 Mayıs 2008'de Kürt arkadaşlarıma İstiklal Marşı'nı söyletmeye çalıştıklarını, söylemeyince polis otobüsüne kapatılıp, üzerlerine biber gazı sıktıklarını.


80 darbesinin, faşist etkileri, günümüzde hala devam ederken hem de İstanbul, İzmir, Ankara diye ayırmazken; ben bayraklarla, marşlarla, Kürt kökenli insanlara yapılanları bilirken onları anlayamadığımı söyleyemem. Söylemem kolaycılık olur ama bu işin içinden çıkmak konusunda bir adım bile ileri taşımaz.

"Ama onlar da..." diye başlayan cümleleri de duyar gibiyim. PKK savunuculuğu yapmıyorum burada. Ama ezilen bir halkın olduğunu görmezden gelmek; akla, tarihe, sosyolojiye ihanettir. Taş atmaları, molotof atmaları, yakıp-yıkmaları elbette tasvip ettiğim ve savunduğum şeyler değiller. Sen bunu yaparsan, adam da bunu yapar demiyorum elbette. Ama anlayabiliyorum. Ayrıca ilk kimin bir şey yaptığı konusuna gelince, çoğunluğun haksız konuma düşeceğinden de eminim.

Son olarak, oraları, onları cehaletle suçlamak, oraların ve onların bilerek, planlı bir şekilde cahil bırakıldıkları gerçeğini değiştirmiyor maalesef.

Umarım biraz olsun anlaşılabilmiştir. Tekrar diyorum. Küfürler, hakaretler içermediği sürece, bu konular üzerine kafa yormak ve paylaşımlarda bulunmak fena olmayacaktır...

6 yorum:

Temur dedi ki...

Biz ve onlar. Marşımız ve ıslıklıyorlar. Dediğiniz gibi kutuplaşmayı ve karşılıklı olarak hastalıklı bakış açımızı gözler önüne seriyor bu söylemler. Herkes herkesi bir yerleden kovuyor. Allah sonumuzu hayreylesin.

Kerem Akbaş dedi ki...

Yaftalardan kurtulmak lazım. Eline sağlık. anlayana..

onur dedi ki...

Politikaya hiç girmeden bir yorum yapacağım: Ben artık her sene Diyarbakır'da arbede çıkmasından ve hemen ardından "aman bölünmeyelim" söylevlerini duymaktan sıkıldım...En sert ceza verilsin ve bu takım küme düşsün; para bulup kenetlenip adam olurlarsa tekrar çıkarlar zaten. Yok yapamazlarsa da ister 3.ligde oynasınlar ister Kuzey Irak mahalli liginde umurumda bile değil. Ben alnımın teri ile kazandığım para ile spor seyretmek istiyorum arbede değil!

Unknown dedi ki...

@ Temur: Tam dediğim de bu işte. Karşılıklı hastalıklı bakış açısını oluşturan etken 80 darbesinin ülkeyi şekillendirmesidir. Cumhuriyet dönemnde de bazı mevzular yaşanmıştır elbet. Ama milliyetçiliği hortlatmak Kenan Evren'in sağladığıdır. Bugüne kadar da hiçbir yarar sağlamamıştır. Bizden alıp götürdüğü aydınları ise saymakla bitiremeyiz.

@ Kerem Akbaş: Teşekkür ederim. Bence anlaşılması için tv'de, gazetelerde başka türlü adamlara tahammül edebilmek gerekmektedir. İktidar şakşakçıları veya muhalifleri dışında başka türlü insanlara. Başka bir dünya düşleyebilenlere.

Unknown dedi ki...

@ onur: kimse arbededen yana değil zaten. sadece anlaşılabilir bir tarafının olduğunu söylemeye çalışıyorum. diyarbakırspor futbol kuralları çerçevesinde düşsün ya da çıksın umrumda değil. ama adamlar yenildikleri denizlispor maçında tek bir olay çıkartmıyolar. gergin geçeceği ilk maçtan bu yana belli olan bursa maçını fırsat biliyorlar işte. fenerbahçe maçını tüm türkiye izleyecek diye, o maçta olanlar oluyor mesela. yani diyarbakırsporluk bir mevzu yok ortada. diyarbakırlılıkla ve kürtlükle alakalı bir durum var. bunu da siyasetten ve tarihten bağımsız yorumlayamayız. ne diyarbakır'dan vazgeçebiliriz, ne kürt kardeşlerimizden. bunun yolu da demokratikleşmeden geçer. ama birilerini dayattığı demokrasiden değil. özgür ve halk iradesine dayanan bir demokrasiden. o da başka bir dünya ile mümkün. onu hayal etmek de insanlık görevi bana kalırsa...

mhmtaliz dedi ki...

Adam akıllı bir yazı okudum ilk defa olayı sadece bir taraftan ele alınmamış ve bazı tabuları yıkmış... Teşekürler yazı için...

Kategoriler

201 afrika uluslar kupası 2010 dünya kupası 2014 dünya kupası a milli takım a2 ligi abdul kader keita abdullah avcı adana demirspor adanaspor adnan polat adriano ajax akhisarspor alanyaspor alex de souza alexis sanchez ali sami yen stadı almanya alpaslan dikmen altay amerika birleşik devletleri andre santos andrea pirlo ankaragücü ankaraspor anket antalyaspor arda turan arjantin arsenal arsene wenger as monaco atınç nukan atletico madrid aurelien chedjou avustralya aydın karabulut aykut erçetin aykut kocaman azerbaycan aziz yıldırım ballon d'or bank asya 1. lig barcelona başakşehir batuhan altıntaş batuhan karadeniz bayer leverkusen bayern münih bekir irtegün belçika benfica bertul kocabaş beşiktaş Beşiktaş ve City blogtivi bogdan stancu bolton wanderers boluspor borussia dortmund bosna hersek braga brezilya bucaspor bundesliga burkina faso bursaspor bülent ataman bülent korkmaz bülent uygun bülent ünder caner erkin celal kıbrızlı celtic cem sultan cesc fabregas ceyhun eriş ceyhun gülselam cezayir championship chelsea christoph daum claudio bravo claudio caniggia claudio pizarro claudio taffarel copa america corinthians cristiano ronaldo cska moskova cüneyt çakır çaykur rizespor daniel güiza danimarka david villa deniz kadah denizlispor deportivo la coruna didier drogba didier zokora diego maradona dirk kuijt diyarbakırspor doğaüstü futbol gerçekleri dunga dynamo dresden egemen korkmaz eintracht frankfurt elano elazığspor elvir baliç emiliano insua emmanuel emenike emre can erdoğan arıca eskişehirspor euro 2012 euro 2016 fabio bilica fanzin faryd ali mondragon fatih terim fc sion fc twente felipe melo fenerbahçe fernando muslera ferudun tankut fifa fildişi sahili formalar frank lampard frank rijkaard fransa franz beckebauer futbol sandığı galatasaray gana gaziantepspor gençlerbirliği genoa getafe gheorghe hagi giampaolo pozzo gine gino pozzo glasgow rangers gökhan inler gökhan töre gökhan ünal göztepe granada greuther fürth guillermo ochoa gurbetçi futbolcular guti guus hiddink güncel güney afrika güny kore güvenç kurtar haftanın ardından hakan arıkan hakan çalhanoğlu hakan şükür hakemler hamburg hamit altıntop hannover 96 harry kewell hasan kabze hayrettin demirbaş hertha berlin hırvatistan hikmet karaman hollanda honduras hugo almeida ibb ibrahim üzülmez ibrahima yattara iddaa ilkay gündoğan inceleme incleme ingiltere inter irlanda cumhuriyeti ispanya istanbulspor isveç isviçre italya ivica olic j-league japonya jerry akaminko johan elmander jose mourinho jupp heynckes juventus jürgen klopp kadir has stadı kamerun kardemir karabükspor karlsruhe karşıyaka kasımpaşaspor kasper hjulmand kayserispor keylor navas kıymeti bilinmeyenler kocaelispor kolombiya konyaspor kosta rika kulüpler birliği la liga lazio lefter küçükandonyadis leipzig lens ligue 1 lionel messi liverpool livorno lokomotif moskova lomana lualua los galacticos lucas neill lugano lyon maç öncesi maç yorumu mahmut özgener mainz mali mamadou niang manchester city manchester united manisaspor mario balotelli mario götze marius alexe marsilya martin palermo mateja kezman medhi benatia mehmet ali aydınlar mehmet ekici meksika melih gökçek mersin idman yurdu mert günok mesut bakkal mesut özil metin diyadin metin oktay metin tekin mevlüt erdinç mhk michael owen michael skibbe milan milan baros miroslav klose muhammed demirci muhammet reis mustafa denizli mustafa yücedağ nadir çiftçi napoli necati ateş necip uysal newcastle united nicolas anelka nijerya nostalji notts county nuri şahin nürnberg oğuz çetin oğuz sarvan oğuzhan özyakup olcan adın olympiakos orduspor orhan şam osc lille oscar cordoba ömer toprak panathinaikos paok paraguay pep guardiola pierre webo portekiz porto portsmouth premier league premier lig psg ptt 1.lig radamel falcao rafael benitez rais m'bolhi raymond domenech real madrid real sociedad rıdvan dilmen ricardo quaresma rigobert song river plate robert lewandowski roberto carlos robinson zapata roma romario ronaldinho ronaldo rosenborg sabri sarıoğlu sakıp özberk samet aybaba samir handanovic sampdoria samsunspor schalke 04 selçuk inan selçuk şahin semih şentürk senegal sercan sararer serdal adalı sergen yalçın serie a servet çetin sezer öztürk shakhtar donetsk sırbistan simao sabrosa simon kuper simon zenke sinan bolat sinan engin sivasspor slaven bilic slovakya slovenya spor basını sportivi st etienne stefan scepovic stoke city stsl stuttgart süleyman koç süper final şampiyonlar ligi şenol güneş şili tayfun korkut temur ketsbaia tff thierry henry tim howard tim krul tolgay arslan tolunay kafkas tottenham hotspur toulouse trabzonspor transfer tsg 1899 hoffenheim tsl tugay kerimoğlu tunus türk telekom arena twitter u20 udinese uefa uefa avrupa ligi ufuk ceylan unutulmaz ikililer uruguay ümit karan ümit kayıhan ünal aysal valencia vfl wolfsburg villarreal vincent enyeama volkan şen watford wayne rooney werder bremen wesley sneijder yekta kurtuluş yeni zelanda yeşil burun adaları yıldırım demirören yılmaz vural yunanistan yunanistan süper ligi yusuf şimşek yücel ildiz zenit ziraat türkiye kupası ziya doğan zlatan ibrahimovic zoran simovic zvjezdan misimovic

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails