Aslında çok önceden yazmalıydım bu yazıyı. Ama bekledim. Belki de iyi oldu bu bekleme süreci. En azından tahminlerimde ve kaygılarımda haklı olduğumu görmüş, afaki konuşmamış oldum.
Konu milli takım. Basit basit geçelim. Milli takım için bir teknik direktör aranıyordu. Ve o teknik direktör Rusya'da bulundu. Dünyanın peşinden koştuğu isim Guus Hiddink, Ağustos'tan itibaren bir aksilik olmazsa Türkiye milli takımının başında olacak. Dört dörtlük bir seçim. Bahsettiğimiz adam, tam bir milli takım hocası. Neyse, Hiddink hakkındaki yorumlar zaten her yerde yeterince var. Adamın Fenerbahçe günleri bile fazlasıyla anımsandı. Biz onları tekrar etmek yerine, diğer ayrıntılara gelelim.
Hiddink'in yardımcıları Oğuz Çetin ve Engin İpekoğlu olmuş. Bir de Hollandalı yardımcısı olacakmış (İhtimalen Pierre Van Hooijdonk). Engin, kaleci antrenörü olarak görev alacak. Bu zamana kadar kaleci antrenörlüğü yapmış bir isim değil hatırladığım kadarıyla. Ancak kaleciliğini aklımıza getirdiğimizde, umutlu olmamak için bir sebep kalmıyor. Engin konusunda olumsuz konuşacak bir durumda değiliz. Göreceğiz.
Gelelim, yazıyı yazma nedenim olan Oğuz Çetin'e... Oğuz Çetin, futbolculuğu döneminde çok farklı bir stile sahip, anlatmaya bile gerek olmayan, ülkenin en klas 1-2 oyuncusundan birisiydi. Kendisini canlı izleyebilmiş olmam, kendimi şanslı görmem için yeterlidir. Çok başkaydı Oğuz. Ancak ne var ki, teknik adamlığında aynı çizgiyi bir türlü tutturamadı. Fenerbahçe'nin başına geitirildiğinde büyük umutlar besleniyordu. Olmadı. Oradan Diyarbakırspor'a gitti. Belki tecrübe kazanır dedik. Olmadı. Sonra Fatih Terim'in yanında milli takımda görevde başlayınca kendisini geliştirebilmek için son bir şansı olabileceğini düşündük. Görülen o ki, o da olmadı. Oğuz'un futbol bilgisinden şüphem yok. Olamaz da. Ancak bir teknik direktörde bulunması gereken liderlik özelliklerinden hiçbirini taşımadığı apaçık ortada. Bunu Fatih Terim'le çalışırken verdiği pasif görüntüsünden, konuşmalarından ve tavırlarından rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Neden tekrar Hiddink'in yardımcısı yapıldığını anlayabilmiş değilim. Milli takımın geçtiğimiz günlerde Honduras'la yaptığı maçtan önceki gün düzenlenen basın toplantısında verdiği bazı cevaplardan bile bu işte ne kadar verimsiz olacağı ortaya çıkıyor. "Yaşınız ve kariyeriniz itibariyle bir Süper Lig ekibinin başında olmanız gerektiğini düşünüyor musunuz?" gibi bir soru geldi mesela. Oğuz'un cevabı "Evet, ama durum bunu gerektirdi" oldu. Bu kadar açıkça belli ediyor memnuniyetsizliğini. Memnuniyetsizliğin dışında bir de hayal kırıklığı var tabii. Neticede milli takımdaki görevi bıraktıkları günden sonra tek bir teklif gelmedi kendisine. Belki de böyle bir teklif gelse havada kapacaktı. Ancak olmadı. "Mecburen" geri döndü milli takım antrenörlüğüne. Muhtemelen 1. isim de olmayacak kendisi. Pierre göreve başlarsa Hiddink'in asıl yardımcısı Pierre olacaktır.
Neyse, buraları da geçelim ve gelelim Oğuz'un neden lider karakterli olmadığına. Sağda solda bunlar da az çok eleştirildi gerçi ancak biz yine de bir araya getirelim. Oyuncu seçimleri burada en büyük örnektir bizim önümüzde. Madde madde gidebiliriz:
Konu milli takım. Basit basit geçelim. Milli takım için bir teknik direktör aranıyordu. Ve o teknik direktör Rusya'da bulundu. Dünyanın peşinden koştuğu isim Guus Hiddink, Ağustos'tan itibaren bir aksilik olmazsa Türkiye milli takımının başında olacak. Dört dörtlük bir seçim. Bahsettiğimiz adam, tam bir milli takım hocası. Neyse, Hiddink hakkındaki yorumlar zaten her yerde yeterince var. Adamın Fenerbahçe günleri bile fazlasıyla anımsandı. Biz onları tekrar etmek yerine, diğer ayrıntılara gelelim.
Hiddink'in yardımcıları Oğuz Çetin ve Engin İpekoğlu olmuş. Bir de Hollandalı yardımcısı olacakmış (İhtimalen Pierre Van Hooijdonk). Engin, kaleci antrenörü olarak görev alacak. Bu zamana kadar kaleci antrenörlüğü yapmış bir isim değil hatırladığım kadarıyla. Ancak kaleciliğini aklımıza getirdiğimizde, umutlu olmamak için bir sebep kalmıyor. Engin konusunda olumsuz konuşacak bir durumda değiliz. Göreceğiz.
Gelelim, yazıyı yazma nedenim olan Oğuz Çetin'e... Oğuz Çetin, futbolculuğu döneminde çok farklı bir stile sahip, anlatmaya bile gerek olmayan, ülkenin en klas 1-2 oyuncusundan birisiydi. Kendisini canlı izleyebilmiş olmam, kendimi şanslı görmem için yeterlidir. Çok başkaydı Oğuz. Ancak ne var ki, teknik adamlığında aynı çizgiyi bir türlü tutturamadı. Fenerbahçe'nin başına geitirildiğinde büyük umutlar besleniyordu. Olmadı. Oradan Diyarbakırspor'a gitti. Belki tecrübe kazanır dedik. Olmadı. Sonra Fatih Terim'in yanında milli takımda görevde başlayınca kendisini geliştirebilmek için son bir şansı olabileceğini düşündük. Görülen o ki, o da olmadı. Oğuz'un futbol bilgisinden şüphem yok. Olamaz da. Ancak bir teknik direktörde bulunması gereken liderlik özelliklerinden hiçbirini taşımadığı apaçık ortada. Bunu Fatih Terim'le çalışırken verdiği pasif görüntüsünden, konuşmalarından ve tavırlarından rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Neden tekrar Hiddink'in yardımcısı yapıldığını anlayabilmiş değilim. Milli takımın geçtiğimiz günlerde Honduras'la yaptığı maçtan önceki gün düzenlenen basın toplantısında verdiği bazı cevaplardan bile bu işte ne kadar verimsiz olacağı ortaya çıkıyor. "Yaşınız ve kariyeriniz itibariyle bir Süper Lig ekibinin başında olmanız gerektiğini düşünüyor musunuz?" gibi bir soru geldi mesela. Oğuz'un cevabı "Evet, ama durum bunu gerektirdi" oldu. Bu kadar açıkça belli ediyor memnuniyetsizliğini. Memnuniyetsizliğin dışında bir de hayal kırıklığı var tabii. Neticede milli takımdaki görevi bıraktıkları günden sonra tek bir teklif gelmedi kendisine. Belki de böyle bir teklif gelse havada kapacaktı. Ancak olmadı. "Mecburen" geri döndü milli takım antrenörlüğüne. Muhtemelen 1. isim de olmayacak kendisi. Pierre göreve başlarsa Hiddink'in asıl yardımcısı Pierre olacaktır.
Neyse, buraları da geçelim ve gelelim Oğuz'un neden lider karakterli olmadığına. Sağda solda bunlar da az çok eleştirildi gerçi ancak biz yine de bir araya getirelim. Oyuncu seçimleri burada en büyük örnektir bizim önümüzde. Madde madde gidebiliriz:
- Kaleci alternatifi olarak yeni yapılanması gereken milli takımda Volkan Demirel'den başka isim düşünmedi Oğuz Çetin. Trabzonspor formasıyla çok başarılı maçlar çıkarmış ve büyük gelişim kaydetmiş olan Onur Kıvrak her ne kadar kadroya alınmış olsa da, sonradan bile olsa oyuna alınmadı mesela. Volkan'ın son dönemdeki form durumu belliyken, kendisini bu kadar alternatifsiz hissettirmek zaten başlı başına bir hata. Ayrıca senin elinde alternatif olarak şu anda en üst düzey organizasyonlarda başarıyla forma giymiş ve adından bolca söz ettirmiş olan bir Sinan Bolat var. Neden düşünülmüyor Sinan? Oğuz Çetin gibi futbol adamlarımız Türkiye sınırları dışına hakim değiller de onlar.
- Fatih Terim'le kişisel husumetleri olan İbrahim Toraman, Fatih Tekke ve Gökdeniz Karadeniz gibi isimlar, Oğuz Çetin tarafından da kadroya alınmadı. Özellikle Gökdeniz, çok formdaydı Rusya ligi kapanırken. Tamam, bir süredir lig olmadığı için oynamıyor olabilir ama çağır da bir son durumunu gör. Defansta aylardır sakat Sabri'ye, bir sağlam bir sakat Emre Güngör'e, formsuz ve konsantrasyonsuz Servet'e güvenene kadar en azından milli takım tecrübesi olan ve takımında düzenli oynayan İbrahim Toraman'ı da çağır ki alternatifin olsun. Ya da İbrahim olmazsa Kasımpaşa savunmasını aylardır tek başına taşımaya çalışan genç yetenek Barış Başdaş'a bir bakmayı dene. Bursalı İbrahim'e bir bakmayı dene.
- Fatih Terim'le kişisel husumetleri olan İbrahim Toraman, Fatih Tekke ve Gökdeniz Karadeniz gibi isimlar, Oğuz Çetin tarafından da kadroya alınmadı. Özellikle Gökdeniz, çok formdaydı Rusya ligi kapanırken. Tamam, bir süredir lig olmadığı için oynamıyor olabilir ama çağır da bir son durumunu gör. Defansta aylardır sakat Sabri'ye, bir sağlam bir sakat Emre Güngör'e, formsuz ve konsantrasyonsuz Servet'e güvenene kadar en azından milli takım tecrübesi olan ve takımında düzenli oynayan İbrahim Toraman'ı da çağır ki alternatifin olsun. Ya da İbrahim olmazsa Kasımpaşa savunmasını aylardır tek başına taşımaya çalışan genç yetenek Barış Başdaş'a bir bakmayı dene. Bursalı İbrahim'e bir bakmayı dene.
- Forvet alternatifi olarak Kazım, Mevlüt, Semih ve Halil'den başkasını almak yasakmış gibi davranıldı yine. Elde sahaya çıktığında neyi var neyi yoksa vermeye çalışan, 2010 yılında attığı 10 golle adından söz ettirmiş bir Umut Bulut var mesela. Umut'u beğenirsiniz, beğenmezsiniz; gösterdiği performans sizce de milli takımın şu kadrosuna girmeyi hak ettirmiyor mu?
- Ön libero alternatiflerimizden biri yine Mehmet Aurelio. Aurelio'nun futbolculuğunu ben de çok beğeniyorum ancak kendisinin İspanyol 2. ligi'nde ne yaptığına dair ne kadar bilgimiz var? Bundesliga'da bu sezon adından çokça bahsettiren ve takımında kaptanlığa kadar yükselmiş Nuri Şahin 13 dakikalığına mı çağrıldı? Mehmet Topal nerede? Son haftalarda Kasımpaşa'yı taşımış olan Yekta neden orada yok?
- Olumlu gördüğüm yenilikler, Necip, Volkan Şen ve Ozan İpek'in takıma alınmış olması. Ama yetmez. Kadronun daha çok yenilenmesi, geleceğe daha uygun hale getirilmesi ve hakkaniyetle oluşturulması lazım.
Bakalım Hiddink gelince neler olacak. Bir Barış Başdaş'ı, bir Yekta Kurtuluş'u, bir Sinan Bolat'ı, bir Serdar Kesimal'ı ya da bir Mustafa Pektemek'i kadroda görebilecek miyiz bakalım. Yoksa Fatih Terim güdümündeki, ne düşündüğünü söyleyemeyen (ya da kendisi bir şey düşünemeyen) Oğuz Çetin'in tavsiyeleriyle aynı bilindik isimleri mi göreceğiz...
- Ön libero alternatiflerimizden biri yine Mehmet Aurelio. Aurelio'nun futbolculuğunu ben de çok beğeniyorum ancak kendisinin İspanyol 2. ligi'nde ne yaptığına dair ne kadar bilgimiz var? Bundesliga'da bu sezon adından çokça bahsettiren ve takımında kaptanlığa kadar yükselmiş Nuri Şahin 13 dakikalığına mı çağrıldı? Mehmet Topal nerede? Son haftalarda Kasımpaşa'yı taşımış olan Yekta neden orada yok?
- Olumlu gördüğüm yenilikler, Necip, Volkan Şen ve Ozan İpek'in takıma alınmış olması. Ama yetmez. Kadronun daha çok yenilenmesi, geleceğe daha uygun hale getirilmesi ve hakkaniyetle oluşturulması lazım.
Bakalım Hiddink gelince neler olacak. Bir Barış Başdaş'ı, bir Yekta Kurtuluş'u, bir Sinan Bolat'ı, bir Serdar Kesimal'ı ya da bir Mustafa Pektemek'i kadroda görebilecek miyiz bakalım. Yoksa Fatih Terim güdümündeki, ne düşündüğünü söyleyemeyen (ya da kendisi bir şey düşünemeyen) Oğuz Çetin'in tavsiyeleriyle aynı bilindik isimleri mi göreceğiz...
0 yorum:
Yorum Gönder