Nihayet taraflardan biri puan kaybetti ve futbolumuzun son zamanlardaki en kofti gündemlerinden birisi de sona erdi. Dün gece Ali Sami Yen Stadı'na belki de daha önceki haftalarda olduğu gibi 7'de 7 stresiyle çıktı Galatasaraylı futbolcular. Stres bu tabii ki, takımı kötü etkiler ancak ne var ki son 3-4 maça nazaran çok daha etkili ve dengeli bir futbol oynadı takım. Yine de pozisyona girme konusunda yetersiz kalındı ve karşımıza da dün geceki skor çıkmış oldu.
Rakibe bakınca 4 adet hücum oyuncusu görüyoruz. Fakat maçtan önceki yazıda da belirttiğimiz gibi Rıza Hoca bu hücumcuların ikisini kanatlarda açık olarak kullanıyor. Burak ve Mehmet Yılmaz, sağ ve sol açıkta yer alırsa Galatasaray bu kanatlardan çok etkili hücum eder demiştik, ancak dozaj konusunda yanılmışız. Bence her şeye rağmen iyi savundu Eskişehirspor kanatlarını. Hoş, Galatasaray golü bir kanat baskınından gelse de ben başarılı buldum iki oyuncuyu da. Bu arada hazır gole değinmişken Keita hakkında da diyeceğimizi diyelim. Mükemmel bir asist yaptı dün. Hoş, topun dışarı çıkmış olma ihtimali var ancak yine de o ne çalımdır, ne depardır ve altıpas içine ne pastır... Yine maç öncesi yazımızda Nonda'nın yerine Baros'la başlamak daha iyi olur diye yazmıştık ve ben yineliyorum bu fikrimi. Nonda dün her ne kadar gol de atmış olsa, iyi de görünmüş olsa, Eskişehirspor'un ağır mı ağır defansının arasına o öldürücü koşuları yapamadı. Baros olsa çok daha farklı olurdu her şey. Nitekim Mustafa Sarp ve Keita iki sürpriz koşu sayesinde kaleciyle karşı karşıya kalmayı başardılar. Bir de orta sahada Ayhan'ı beklerken yine Sarp-Topal ikilisini bulduk karşımızda. Muhtemelen haftaiçine saklanıyor Ayhan. Elano da aynı şekilde...
Bu arada bu Eskişehirspor'un orta sahası dün gerçekten başarılıydı. Zaten takım olarak başarılılardı. Ali Sami Yen'e gelip kapanarak puan çıkarma derdindeki basit ve korkak Anadolu takımları gibi değillerdi. Akıllı savunma ve realist bir hücum anlayışıyla, nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadılar. Doğa Kaya'ya ayrı bir parantez açmak lazım. Dün de çok başarılıydı. Böyle giderse sezon sonunda bir büyüğe transfer yapabilir. Tabii Doğa'nın yükünü paylaşan Bülent Ertuğrul'u da unutmuyoruz.
Son sözüm de satırlarından kin akan dangalaklara. Fanatizme her türlü karşıyım. Herkes öncelikle kendi takımının başarısıyla ya da başarısızlığıyla ilgilenmeli. Hayatı Galatasaray'ın alacağı 1-2 kötü sonuca endeksli kuş beyinliler dün yine neşeden dört köşeydi. Tabii ki sevinsinler. Neticede rakibin puan kaybedince sevinmek kadar normal bir şey yoktur. Ancak tüm sevincini ya da kederini Galatasaray'a endeksleyerek dünkü maçın ardından işi hakaret boyutuna vardıranlara da dayanamıyorum. Umarım futbol ve futbolu seven herkes, arınır bu hastalıktan.
Rakibe bakınca 4 adet hücum oyuncusu görüyoruz. Fakat maçtan önceki yazıda da belirttiğimiz gibi Rıza Hoca bu hücumcuların ikisini kanatlarda açık olarak kullanıyor. Burak ve Mehmet Yılmaz, sağ ve sol açıkta yer alırsa Galatasaray bu kanatlardan çok etkili hücum eder demiştik, ancak dozaj konusunda yanılmışız. Bence her şeye rağmen iyi savundu Eskişehirspor kanatlarını. Hoş, Galatasaray golü bir kanat baskınından gelse de ben başarılı buldum iki oyuncuyu da. Bu arada hazır gole değinmişken Keita hakkında da diyeceğimizi diyelim. Mükemmel bir asist yaptı dün. Hoş, topun dışarı çıkmış olma ihtimali var ancak yine de o ne çalımdır, ne depardır ve altıpas içine ne pastır... Yine maç öncesi yazımızda Nonda'nın yerine Baros'la başlamak daha iyi olur diye yazmıştık ve ben yineliyorum bu fikrimi. Nonda dün her ne kadar gol de atmış olsa, iyi de görünmüş olsa, Eskişehirspor'un ağır mı ağır defansının arasına o öldürücü koşuları yapamadı. Baros olsa çok daha farklı olurdu her şey. Nitekim Mustafa Sarp ve Keita iki sürpriz koşu sayesinde kaleciyle karşı karşıya kalmayı başardılar. Bir de orta sahada Ayhan'ı beklerken yine Sarp-Topal ikilisini bulduk karşımızda. Muhtemelen haftaiçine saklanıyor Ayhan. Elano da aynı şekilde...
Bu arada bu Eskişehirspor'un orta sahası dün gerçekten başarılıydı. Zaten takım olarak başarılılardı. Ali Sami Yen'e gelip kapanarak puan çıkarma derdindeki basit ve korkak Anadolu takımları gibi değillerdi. Akıllı savunma ve realist bir hücum anlayışıyla, nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadılar. Doğa Kaya'ya ayrı bir parantez açmak lazım. Dün de çok başarılıydı. Böyle giderse sezon sonunda bir büyüğe transfer yapabilir. Tabii Doğa'nın yükünü paylaşan Bülent Ertuğrul'u da unutmuyoruz.
Son sözüm de satırlarından kin akan dangalaklara. Fanatizme her türlü karşıyım. Herkes öncelikle kendi takımının başarısıyla ya da başarısızlığıyla ilgilenmeli. Hayatı Galatasaray'ın alacağı 1-2 kötü sonuca endeksli kuş beyinliler dün yine neşeden dört köşeydi. Tabii ki sevinsinler. Neticede rakibin puan kaybedince sevinmek kadar normal bir şey yoktur. Ancak tüm sevincini ya da kederini Galatasaray'a endeksleyerek dünkü maçın ardından işi hakaret boyutuna vardıranlara da dayanamıyorum. Umarım futbol ve futbolu seven herkes, arınır bu hastalıktan.
0 yorum:
Yorum Gönder