Seriye uzun bir süre ara vermiştim. Bu süre zarfında kendimizi toparlayalım, gözümüzü gönlümüzü bu erkek güzellerimizden biraz arındıralım dedikten sonra bugün tam 8 kişilik bir liste inceleyeceğiz. Hepsi de gerçekten birbirinden iddialı ve eminim gece bir yerlerde karşılaşsalar kendi tiplerine bakmadan kaçacak durumdalar.
Kolombiya milli takımının 90'lı yıllarındaki kaptanı Carlos Valderrama'yla listeye giriş yapalım istiyorum. Valderrama, yıllar boyu güzel futbolunun yanısıra artık fenomen olmuş saçlarıyla da yeşil sahalarda gözümüzü okşamış bir futbol emektarı. Lakabı -tabii ki saçlarından ötürü- Beyaz Gullit'ti. Onun taa 20 yıl önce amatör ruhla keşfettiği saç modeli şimdi bir bankanın kredi kartının imajı olmuş durumda.
Güney Amerika'dan ayrılmadan devam edelim. İkinci isim, çok kısa bir süre ülkemizde de top koşturan ve buna rağmen hemen hemen kimsenin unutmadığını düşündüğüm Amaral. Amaral'ı neden unutmadık sizce? Yoksa burada gördüğünüz fotoğrafın bize hissettirdiği sıcaklıktan olmasın?
Madem Amaral'la Beşiktaş'a da ucundan bucağından dokunduk, hemen siyah beyazlıların 80'li yıllarına ufak bir geçiş yapalım. Fotoğraftaki erkek güzelini tanıdınız mı? Cevap: Şimdilerde zaman zaman ekranlarda gördüğümüz, bir ara Beşiktaş'ta menajerlik de yapmış olan Kadir Akbulut. Oynadığı dönemde savunmanın solunda görev alması nedeniyle rakip sağ açıklara sahayı dar etmişti Kadir. Sağda da serinin önceki yazılarından birinde kendisini andığımız Recep Çetin. Varın gerisini siz düşünün. En güzeli Beşiktaş'a karşı atak yaparken, bu babyfacelerin olduğu bölgeleri kullanmak yerine ortadaki Gökhan Keskin'i zorlamaktı sanırım.
Beşiktaş'a kadar gelmişken Galatasaray'a da bir uğrayalım tabii. İkinci Fatih Terim döneminin enteresan transferlerinden Abel Xavier'i hatırlayalım. Yıllarca imajını değiştirmedi Xavier. O da çirkin bir futbolcunun yapması gereken en akıllıca işi yapıp savunmada oynadı kariyeri boyunca. Doğal olarak başarılı oldu ve Liverpool ile Everton gibi iki ezeli rakipte birden forma şansı bularak bunu tescilledi. Saçları ve sakallarını sarıya hiç boyamasa muhtemelen ülkesi Portekiz'de Braga ya da Sporting Lizbon gibi bir takımda takılır dururdu.
Xavier'den sonra bir de Javier'den bahsedelim ki fonetik uyum konusunda güzel bir örnek olsun. Sırada West Ham United takımında bir dönem forma giymiş Şilili savunma oyuncusu Javier Margas var. Zannediyorum ki Margas da bu imaj işine bilerek ve isteyerek eğilenlerden. Rakiplerini -ve eminim ingiliz futbolseverlerini de- saç stili ve renkleriyle kendisinden nefret ettirmiş bir futbolcu oldu hep. Birebirde geçmek istemezsiniz yani, o derece...
Şimdi yazıyı yazarken anladım ki, Britanya çirkin futbolcular açısından tam bir cennet. Sıradaki ismi okurken sakın aktör olan adaşından bahsettiğimi sanmayın. Bir dönem Nottingham Forest formasıyla ismini duyuran Jason Lee'den bahsediyorum. Şu sıralar halen daha Corby Town isimli bir takımda oynayan 38 yaşındaki futbolcu, bir dönem saç stiliyle İngiltere'de yeni bir trend başlatmıştı. Özenilen neydi, bu saçla neler başarıldı bilemiyorum ama en azından bir insan bu sayede meşhur oldu diyebiliriz.
Sıradaki isim, en azından saçları kadar spekülatif bir yüz ifadesine sahip bir futbolcu olan ispanyol Ivan Campo. Real Madrid'in hiç bitmeyen savunma zaaflarına çare olması beklenirken, bir maç esnasında saçlarının arasından yüzünün görünmesiyle birlikte taraftarın gözünden düşmesi bir oldu Campo'nun. İspanyollar, kendisini kelimenin tam anlamıyla sınırdışı ederek çirkin futbolcuların birer mülteci gibi akın ettiği İngiltere'ye yolladılar. İngilizlerin meşhur "yüzü güzel olacağına ruhu güzel olsun" mantığı sayesinde de 2002 senesinden bu yana Ada'da ikamet ediyor Campo.
Tabii Real Madrid Ivan Campo'yu gönderince ezeli rakibi Barcelona tam tersini yapmalıydı ve yaptı da. Hemen Carles Puyol adında bir genç çıkardılar piyasaya. Bu gencin çirkinlik bakımından Ivan Campo'dan hiçbir eksiği yoktu ve üstelik futbolcu olarak da daha yetenekli bir savunma oyuncusuydu. Yıllar geçtikçe Puyol da olgunlaştı ve her geçen sene futbolunun üzerine biraz daha koymasını bildi. Neden derseniz, görünümü gitgide daha da korkunç bir hal alıyordu ve o da çareyi bu eksikliğini futboluyla kapatmakta bulmuştu doğal olarak.
Şaka bir yana, burada bahsi geçen oyuncuların %85'inin yetenek bakımından oldukça dolu olduklarını düşünüyorum ben. Vedat İnceefe gibi bu listeye ucundan kıyısından bile giremeyecek bir savunma oyuncusu yerine bir Carles Puyol'u, efendime söyleyeyim bir Ivan Campo'yu tercih etmek hiç de akıl dışı değil tabii ki. Ne de olsa defans dediğin çirkin olmalı.
Şaka bir yana, burada bahsi geçen oyuncuların %85'inin yetenek bakımından oldukça dolu olduklarını düşünüyorum ben. Vedat İnceefe gibi bu listeye ucundan kıyısından bile giremeyecek bir savunma oyuncusu yerine bir Carles Puyol'u, efendime söyleyeyim bir Ivan Campo'yu tercih etmek hiç de akıl dışı değil tabii ki. Ne de olsa defans dediğin çirkin olmalı.
0 yorum:
Yorum Gönder