28 Kasım 2011 Pazartesi

Zoraki Kazanımlar / Atilla Aybars Garhan Üzerinden Bir Altyapı Eleştirisi


Son üç haftadır, Ankaragücü formalı bir genç parıldıyor ligde. 20 yaşında ilk kez A takım kadrosunda yer alan, artık ilk on birde maçlara çıkan ve son üç maçta da rakip takımların ağlarını sarsmayı başaran bu genç futbolcunun adı Atilla Aybars Garhan...

Aslında bu yazıyı yazma sebebim, Atilla Aybars'ı anlatmak değil. Çünkü henüz anlatılacak bir şeyi yok.20 yaşında, iyi fizikli, kaleye sırtı dönük ve yüzü dönük oynayabilen, gol vuruşları iyi, gol sezgisi üst düzey, soğukkanlı ve duyduğu heyecanı size hissettiren bir çocuk Atilla Aybars. Haa, bir de 19 Yaş Altı Milli Takım forması giymiş ve Ankaragücü alt yapısının bir mahsulü. Onunla ilgili söylenebilecekler bundan ibaret. Fazlasına da gerek yok. Bu zamana kadar nice genç futbolcu, bir iki hafta iyi oynadılar diye bulutların üzerine çıkarılıp, balon gibi şişirildikten bir paçavra gibi sağa sola atılmadı mı? Daha olmadan, olmuş muamelesi gören bu gençlerden birisi olmasın Atilla Aybars. Ki zaten ülkemizde insanları kazanmak çok zorken, onları kaybetmek de bu denli kolay aslında.

Atilla Aybars Garhan özelinde anlatmak istediğim şey de aslında bu kazanımlarla ilgili. Ankaragücü'nün sezon başında yaşadıklarını çoğumuz az çok biliyoruz. Bir transfer yasakları vardı ve Gökçek ailesinin oyuncağı muamelesini gördükleri için koca kulüp bir mali darboğazın göbeğindeydi. Bu ekonomik krizin getirisi de transfer yasağı oldu ve eldeki oyuncular da alacaklarını tahsil edemedikleri için kulüpten bedelsiz ayrılma hakkı kazandılar. İnanılmaz bir kadro erozyonuna uğrayan ancak buna rağmen
elindeki kadro da fena olmayan Ankaragücü'nde en büyük eksik hücum hattındaydı. Sezon başında bu bölgeye devşirme oyuncularla yapılmaya çalışılan müdahale sonuç vermeyince A2 takımdan 20 yaşındaki Atilla Aybars Garhan kadroya dahil edildi ve yıldızını parlattı. 

Şimdi sorulması gereken soru şu: Eğer her şey yolunda olsa ve kadroda çok değil, iki tane (hatta belki de bir tane) saf kan santrfor olsaydı 20 yaşına gelmiş Atilla Aybars bu şansı elde edebilecek miydi? Bugün Mario Götze 18-19 yaşındaki haliyle  dünyanın devlerini peşinden koşturuyorsa kendisine güvenilmesinden ve doğru yönetilmesinden dolayı olmuştur. Ve aslında dünya standartlarına göre bakarsak, Atilla Aybars'ın A takımda yer bulması da oldukça gecikmiş bir hadisedir. Sorunun cevabını verelim. Eğer kadroda bir santrfor olsaydı Atilla Aybars bu sezon A2 maçlarına çıkacak ve belki de seneye 2. Lig (dikkat edin, Bank Asya 1. Lig bile değil) takımlarından birinde soluğu alacaktı. Yani sonuç şu: Ankaragücü, Atilla Aybars Garhan'ı zoraki kazandı. Mecbur kaldığı için kazandı. Ve belki Türk futbolu da aynı şekilde. Biz de bugün elimizde böyle bir golcü olduğunu bir tesadüf eseri öğrenmiş olduk. Umalım ki Atilla Aybars doğru yönetilsin ve gelişim çağı bitmemişken eksiklerini kapatıp ekstra özellikler edinsin. 

Bu zoraki kazanım olayı Ankaragücü-Atilla Aybars ilişkisiyle sınırlı değil. Aynı takımdan bir Tonia Tisdell de aynı şekilde kazanılıyor. Hatta o kadar uzaklaşmayalım. Fenerbahçe'de bu sezonun en formda ismi olan Caner Erkin, eğer şike olayları patlamasa ve takımdan önemli oyuncular ayrılmasaydı veya Fenerbahçe sezon öncesinde öngördüğü transferleri gerçekleştirebilmiş olsaydı böyle bir çıkış yakalayıp milli takıma kadar yükselebilecek miydi? 

Geçen sezona gidelim. Yıllardır yedek kulübesinde oturmaktan paslanmaya yüz tutmuş, ve hatta en son oynadığı dönemde yaptığı sakarlıklardan ötürü kimseye güven vermeyen Trabzonspor kalecisi Tolga Zengin, takımın genç ve çıkıştaki kalecisi Onur Kıvrak sakatlanmasaydı o kalede devleşip bugün Şampiyonlar Ligi'nde bile parladıktan sonra Real Madrid gibi bir kulüple anılabilecek miydi? Tolga'yı da bir tesadüf eseri kazanmadı mı Türk futbolu.

Sanırım en büyük sorunumuz bu. Tesadüflere kalmışız. Türk futbolundaki sistem öyle köhnemiş ve öyle başına buyruk bir halde bırakılmış ki, milli takımda bile direkt oynayabilecek yetenekleri ancak tesadüfen kazanabiliyoruz. Öte taraftan Almanya'ya baktığımızda, onların böyle oyuncuları bir sistem dahilinde ortaya çıkarıp kazandığını görüyoruz. Yukarıda Mario Götze örneğinde olduğu gibi, oyuncuyu tam zamanında piyasaya çıkarıp, bulutların üzerini göstermeden, kusursuz bir kariyer planlamasıyla Avrupa'daki futbol arenasına sürmeyi başarıyorlar. Geçen sezon zayıf denebilecek fiziğiyle tutunmaya çalışan Mario Götze'nin, bu sezon fizik olarak nasıl geliştiği ve fizik olarak gelişirken tekniğinden de nasıl bir şey kaybetmediğini Almanya ile oynadığımız milli maçta da acı bir şekilde deneyimledik. Henüz 20'sinde bile olmayan Götze, bizim dünya yıldızımız Arda Turan'ın ayağındaki topları omzu vurduğu gibi almadı mı? Götze'nin omuzları gelişirken Arda'nın göbeğinin ve gıdısının gelişmesinin getirisi değil miydi tüm bunlar?

Ve her şeyden de öte, bizde potansiyel olarak Götze'den daha yetenekli çocuklar yok mu? Elbette vardır. Önemli olan bu çocuklara zamanında şans vermek, kariyer planlarını doğru yapmak ve gelişimlerini sürekli izlemektir. Bunun için gerekiyorsa bu işi başarıyla yapanlardan profesyonel yardım alınmalı ve Türkiye'ye bir alt yapı sistemi kurulmalıdır. 

Eğer bu sistem kurulmaz da mevcut düzende devam edersek (ki bu işi Abdullah Avcı da yapmazsa kimse yapmaz) 100 tane Atilla Aybars'tan belki bir tanesi tesadüfen kazanılır, geri kalan 99'u ise alt liglerde sürünmeye mahkum edilir. 

2 yorum:

Celal Abbas dedi ki...

Hocam çok güzel bir yazı olmuş. Hocam Genç çocuklarımızda işin farkında değiller. Galatasaraydan örnek vermek gerekirse Bir emre çolak ,bir aydın yılmaz mesela herşey var çocuklarda. çıktın maça istediklerini yapamadın. olmadı.
- neden olmadı fiziğinmi yetersiz bunun için talep et en azından.
- yanlış kararlarmı verdin. kararlarını gözden geçir. o anda ne yapmalıydın.
- Sakinliğinimi koruyamadın. sakinliğimi korumalıyımın farkına var. bence şu 3 maddenin farkına varsa genç çocuklar belli standartın üzerinde futbolcu olurlar bence. hatta şu stresle baskıyla başetmeyi bir numaraya alsak sorunların belkide %90 ı çözülecek.

geriside çorap söküğü gibi gelir.

Futbol federasyonundan çok değil 2 şeyi yapsa ne olur.
- Sporcuların sağlığı ,beslenmesi ,sakatlıklarında federasyonca finanse edilen bir sağlık kompleksi. Sırf bu işle ilgilenecek gerektiğinde uzman kişiler buraya destek verecek. 2.lig ve altındaki liglerde genç çocuklar yaşadıkları talihsiz sakatlıklar yüzünden takımların imkansızlıkları nedeniyle futbol spor hayatları bitebiliyor. burası sayesinde sporcularımız çok kaliteli profesyonel yardım alabilecek.
- birde genç sporcuların eğitimi ,yetiştirilmesi için profesyonel bir merkez. Futbol eğitimi yanında ,bilinçlendirme çalışmaları yapacak profesyonel bir ekip. mentör gibi.

Bu ikisi için federasyondan belli bir miktar kaynak sağlansa ve işi ehil insanlara verseler bir süre sonra buradaki masraflar yapılan yatıırmların geridönüşüyle aamorti edilecektir.

Tansu Gürsel dedi ki...

Yorumlarınız için teşekkür ederim. Ben de aklım erdiğince sizin yazdıklarınıza bir yorum getirmeye çalışacağım.

Oyuncuların yapması gerekenlerle ilgili düşüncelerinizi makul buluyorum. Katılamadığım tek bir nokta var. Genç oyuncuların, sizin çizdiğiniz yol ölçüsünde öz eleştiri yapabilecek durumda olduklarından şüpheliyim. Daha doğrusu Türkiye'de ortalama eğitim alan (Ki futbolcular ortalama altı eğitim alıyor) kimse, o yaşlarda kendi hayatlarıyla ilgili derinlemesine analiz yapma ya da hatalarının bilançosunu çıkarma yetisine sahipmiş gibi gelmiyor bana.

Tabii bir de işin sosyo-kültürel boyutu var. Bu genç arkadaşlarımız o yaşta elde ettikleri imkanlar, şan şöhret gibi getirilerin de etkisiyle birden "ne oldum delisi" dediğimiz pozisyona geliyorlar. Ki genelde ekonomik anlamda sorun yaşayan ailelerden gelmeleri de, hayal edemeyecekleri paraları banka hesaplarında gördükten sonra şirazelerinin kaymasına sebep oluyor.

Bunun çözümü bence yine kulüplerde. Kulüpler, genç oyuncular için birer rehabilitasyon merkezi olmalı aynı zamanda. Profesyonel rehberler eşliğinde bu iş yürütülmeli. 20 yaşında tüm dünyanın ayakları altında olduğu/olacağı yanılgısına düşmüş bu çocukların, içine girdikleri bunalımları atlatmasını bu profesyoneller sağlamalı. Dolayısıyla, hatalarını ve neyi doğru yapıp neyi yanlış yaptıklarını da onlar tespit etmeli.

TFF konusundaki önerilerinize gelince, yazdıklarınıza tamamen katıldığımı söylemek istiyorum. İhtiyacımız olan şey, bir altyapı kazanım sistemi. Ve bu sistemin arkasında durmalıyız. Aslında Ersun Yanal'ı göreve getirip olumlu bir adım atmıştı Mahmut Özgener federasyonu. Ancak Mehmet Ali Aydınlar, göreve geldikten sonra bu oluşumu feshetti. Yanal'ın yerine Tolunay Kafkas'ı getirdi. Kafkas da genç oyuncular için bir şanstır. Ersun Yanal kadar birikimli olmasa da, en azından o yoldadır. Ve milli takım teknik direktörlüğüne genç oyuncular konusunda olumlu yaklaşımları olan Abdullah Avcı'nın getirilmesi de bir şans. Eğer Abdullah Avcı'ya yeterli sabır gösterilirse, bunun etkilerini orta vadede görebileceğimize inanıyorum.

Kategoriler

201 afrika uluslar kupası 2010 dünya kupası 2014 dünya kupası a milli takım a2 ligi abdul kader keita abdullah avcı adana demirspor adanaspor adnan polat adriano ajax akhisarspor alanyaspor alex de souza alexis sanchez ali sami yen stadı almanya alpaslan dikmen altay amerika birleşik devletleri andre santos andrea pirlo ankaragücü ankaraspor anket antalyaspor arda turan arjantin arsenal arsene wenger as monaco atınç nukan atletico madrid aurelien chedjou avustralya aydın karabulut aykut erçetin aykut kocaman azerbaycan aziz yıldırım ballon d'or bank asya 1. lig barcelona başakşehir batuhan altıntaş batuhan karadeniz bayer leverkusen bayern münih bekir irtegün belçika benfica bertul kocabaş beşiktaş Beşiktaş ve City blogtivi bogdan stancu bolton wanderers boluspor borussia dortmund bosna hersek braga brezilya bucaspor bundesliga burkina faso bursaspor bülent ataman bülent korkmaz bülent uygun bülent ünder caner erkin celal kıbrızlı celtic cem sultan cesc fabregas ceyhun eriş ceyhun gülselam cezayir championship chelsea christoph daum claudio bravo claudio caniggia claudio pizarro claudio taffarel copa america corinthians cristiano ronaldo cska moskova cüneyt çakır çaykur rizespor daniel güiza danimarka david villa deniz kadah denizlispor deportivo la coruna didier drogba didier zokora diego maradona dirk kuijt diyarbakırspor doğaüstü futbol gerçekleri dunga dynamo dresden egemen korkmaz eintracht frankfurt elano elazığspor elvir baliç emiliano insua emmanuel emenike emre can erdoğan arıca eskişehirspor euro 2012 euro 2016 fabio bilica fanzin faryd ali mondragon fatih terim fc sion fc twente felipe melo fenerbahçe fernando muslera ferudun tankut fifa fildişi sahili formalar frank lampard frank rijkaard fransa franz beckebauer futbol sandığı galatasaray gana gaziantepspor gençlerbirliği genoa getafe gheorghe hagi giampaolo pozzo gine gino pozzo glasgow rangers gökhan inler gökhan töre gökhan ünal göztepe granada greuther fürth guillermo ochoa gurbetçi futbolcular guti guus hiddink güncel güney afrika güny kore güvenç kurtar haftanın ardından hakan arıkan hakan çalhanoğlu hakan şükür hakemler hamburg hamit altıntop hannover 96 harry kewell hasan kabze hayrettin demirbaş hertha berlin hırvatistan hikmet karaman hollanda honduras hugo almeida ibb ibrahim üzülmez ibrahima yattara iddaa ilkay gündoğan inceleme incleme ingiltere inter irlanda cumhuriyeti ispanya istanbulspor isveç isviçre italya ivica olic j-league japonya jerry akaminko johan elmander jose mourinho jupp heynckes juventus jürgen klopp kadir has stadı kamerun kardemir karabükspor karlsruhe karşıyaka kasımpaşaspor kasper hjulmand kayserispor keylor navas kıymeti bilinmeyenler kocaelispor kolombiya konyaspor kosta rika kulüpler birliği la liga lazio lefter küçükandonyadis leipzig lens ligue 1 lionel messi liverpool livorno lokomotif moskova lomana lualua los galacticos lucas neill lugano lyon maç öncesi maç yorumu mahmut özgener mainz mali mamadou niang manchester city manchester united manisaspor mario balotelli mario götze marius alexe marsilya martin palermo mateja kezman medhi benatia mehmet ali aydınlar mehmet ekici meksika melih gökçek mersin idman yurdu mert günok mesut bakkal mesut özil metin diyadin metin oktay metin tekin mevlüt erdinç mhk michael owen michael skibbe milan milan baros miroslav klose muhammed demirci muhammet reis mustafa denizli mustafa yücedağ nadir çiftçi napoli necati ateş necip uysal newcastle united nicolas anelka nijerya nostalji notts county nuri şahin nürnberg oğuz çetin oğuz sarvan oğuzhan özyakup olcan adın olympiakos orduspor orhan şam osc lille oscar cordoba ömer toprak panathinaikos paok paraguay pep guardiola pierre webo portekiz porto portsmouth premier league premier lig psg ptt 1.lig radamel falcao rafael benitez rais m'bolhi raymond domenech real madrid real sociedad rıdvan dilmen ricardo quaresma rigobert song river plate robert lewandowski roberto carlos robinson zapata roma romario ronaldinho ronaldo rosenborg sabri sarıoğlu sakıp özberk samet aybaba samir handanovic sampdoria samsunspor schalke 04 selçuk inan selçuk şahin semih şentürk senegal sercan sararer serdal adalı sergen yalçın serie a servet çetin sezer öztürk shakhtar donetsk sırbistan simao sabrosa simon kuper simon zenke sinan bolat sinan engin sivasspor slaven bilic slovakya slovenya spor basını sportivi st etienne stefan scepovic stoke city stsl stuttgart süleyman koç süper final şampiyonlar ligi şenol güneş şili tayfun korkut temur ketsbaia tff thierry henry tim howard tim krul tolgay arslan tolunay kafkas tottenham hotspur toulouse trabzonspor transfer tsg 1899 hoffenheim tsl tugay kerimoğlu tunus türk telekom arena twitter u20 udinese uefa uefa avrupa ligi ufuk ceylan unutulmaz ikililer uruguay ümit karan ümit kayıhan ünal aysal valencia vfl wolfsburg villarreal vincent enyeama volkan şen watford wayne rooney werder bremen wesley sneijder yekta kurtuluş yeni zelanda yeşil burun adaları yıldırım demirören yılmaz vural yunanistan yunanistan süper ligi yusuf şimşek yücel ildiz zenit ziraat türkiye kupası ziya doğan zlatan ibrahimovic zoran simovic zvjezdan misimovic

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails