Çok başka yerlerden çok çok başka yerlere giden bir maç izledik bugün. Galatasaray tam da stressiz, rahat bir maç kazanıyor diyecekken son 15-20 dakika yine aksiyondan aksiyona koştuk. Ve önümüzdeki iki maçta da enteresan aksiyonlar göreceğimizin müjdesini aldık.
Aslında yazıda Engin Baytar'ın, Galatasaray'a transfer olduğu gün yazdığım yazıyı bana nasıl yedirdiğini falan yazacaktım. Ancak bir bakmışım ki ben hiçbir şey yememişim. Sadece korktuğum şeyler gerçekleşmiş. Hoş, oynadığı futbol beni halen daha şaşırtıyor. Daha doğrusu bugün sahada yaptıklarının onun yetenek sınırları içinde olduğunu zaten biliyordum ama bu yetenekleri böylesine istikrarla sergileyebileceği aklımın ucundan geçmemişti. Engin Baytar, sadece ilk yarıda orta sahada 4-5 önemli top kaptı ve takımın orta sahadaki mücadele gücüne katkıda bulundu. Top ayağındayken de genelde olumlu kullandı ve son dakikada çok akıllıca bir gol attı. İkinci yarıda da bu iyi oyununu devam ettiriyordu ki, bir anda özüne döndü ve Sivas kalecisi Milan Borjan'ın burnuna kafayı yapıştırıverdi. Haliyle hakem de bu hareketi kırmızıyla cezalandırdı. Ben yine de bu zamana kadar dayanmasını bile olumlu buluyorum. Engin'in yaptığı büyük hata tabii. Ama iyi performansta gösterdiği istikrar, Engin'in geri plana düşmesini engelleyecektir. Şimdi minimum iki maç ceza alır. Gençlerbirliği ve Fenerbahçe'ye karşı oynayamaz ve Galatasaray, orta sahada bu eksikliği derin bir şekilde hisseder. İşte bir futbolcuda zekanın ne derece önemli olduğuna bir örnek. Sen takımın en yaratıcı oyuncusu ol ve bir anlığına aklının yerine duygularınla hareket ettiğin için Fenerbahçe maçını kaçır. Türkiye'de bunu kim yapar deseler, herkes Engin Baytar'ı da sayacağı oyuncuların içine dahil eder.
Hadi Engin'i anladık. Mizacı bu. Ve bunu bile bile aldı Galatasaray kendisini. Peki Johan Elmander'e ne oluyor? Engin'in kırmızıyı gördüğü pozisyonun ardından takım arkadaşına tepki gösteren Elmander, hemen sonrasında nasıl olur da kırmızı kart görür? Pozisyonu tekrar tekrar izlerseniz, Elmander'in sadece topa baktığını görürsünüz ancak bu kırmızıya engel olmamalı bana göre. Nitekim olmadı da... Rakibin aşil kemiğine basmanın cezası pek tabii kırmızı kart olmalı. Bu kadar dikkatsiz ve tedbirsiz olmak, hiçbir futbolcunun hakkı değil. İsminiz ister Engin Baytar olsun, ister Elmander... Bu kartı görmek hata oğlu hata...
Kart gören futbolculara söylenmesi gerekeni söyledik. Ancak bence onlardan bir adım daha önde olan, işin asıl suçlusu olan bir başka isim var. Bu isim tabii ki Fatih Terim... Fatih Terim eğer bugün oyuna zamanında müdahale edebilseydi bunların hiçbiri yaşanmayacaktı büyük ihtimalle. Galatasaray orta sahası 60. dakikadan itibaren düşmeye başladı. Ki normaldir: Sezon boyunca yanında Felipe Melo gibi baskın bir oyuncuyla oynamaya alışmış olan Selçuk, bu kez Engin'le oynuyordu ve savunmanın büyük yükü onun omuzlarındaydı. Engin her ne kadar özveriyle savunma yapsa ve faydalı olsa da yanında Melo gibi bir oyuncunun olmadığını bilmek bile Selçuk'u tedirgin etti. Ve kaçınılmaz olarak Selçuk-Engin ikilisi yoruldu. 65. dakikadan golün geldiği 70. dakikaya kadar muazzam bir Sivasspor baskısı izledik. Rıza Çalımbay, Anadolu'nun Ayhan Akman'ı diyebileceğimiz Mehmet Nas'ı ve sağ kanattan fuleli koşularla etkili ataklar geliştiren Milan Cerny'i oyuna sokarak, Grosicki'yi sola, Erman Kılıç'ı da ortaya aldı ve oyun üstünlüğünü eline geçirdi. Eğer Fatih Terim 65 olmadan oyuna müdahele edip orta sahaya direnç katabilseydi bu baskı büyük ihtimalle daha kolay bertaraf edilecek ve Galatasaray, sinirlerin gerilmesini sağlayan o golü ağlarında görmeyecekti. Bu noktada Fatih Terim'in oyunu doğru okumadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Sonrası zaten malum. Şaşkınlık, panik, yorgunluk ve bozulan sinirlerle gelen iki haklı kırmızı kart...
Kırmızı kartlara kimse itiraz edemez. İkisi de doğru karar. Ancak Bülent Yıldırım'ın kartlardan sonraki özgüvensiz tavırları yine mideleri bulandırdı. Ayhan'ın kendisini bırakmasına ve ardından Riera lehine çaldığı fauller, gösterdiği kartların arkasında duramaması olarak yorumlanabilir. İki tane çok doğru karar vermişsin, arkasında dur işte.
Galatasaray'da Semih Kaya'dan bahsetmeden olmaz. İki hata yaptı maç boyunca. Teki gol oldu. Olsun, sorun değil. Yeter ki bu hatalarından gerekli çıkarımları yapsın. Bugün, topu oyuna ne kadar başarılı bir şekilde soktuğunu gördük. Gelişime açıklığı devam ediyor ve Semih de gelişim gösteriyor. Bu çok sevindirici. Umarım ki bozmaz bu çizgisini...
Bugün galibiyete rağmen ağır yara alan Galatasaray, zor bir periyoda giriyor. Haftaya Gençlerbirliği deplasmanı ve üç cezalı oyuncu (Ujfalusi, Engin ve Elmander), ardından Fenerbahçe maçı ve en iyi ihtimalle iki cezalı oyuncu (Engin ve Elmander) var. Fatih Terim kadro kurmakta zorlanacak. Üstelik Semih de kart sınırında devam ediyor. Haftaya kart görmesi halinde Fenerbahçe'ye karşı yok. Bakalım bu iki kritik maçta bizleri neler bekliyor...
0 yorum:
Yorum Gönder