Türkiye Milli Takımı, yine bir play
off maçında daha karşımızda. Bu şaşırtıcı değil aslında.
Katılabildiğimiz tüm büyük turnuvalara bu yollardan geçerek
gittik. Kuralar çekildiğinde Almanya ile birincilik mücadelesi
yapabileceğimizi savunanlar hatta burada oynadığımız Almanya
maçı öncesinde şansımızın hiç de az olmadığını
söyleyenler bile; o maç sonrasında Almanya'nın başka bir boyutta
olduğunu kabul ettiler ve grup ikinciliğine sevinir duruma
geldiler...
Evet, en gerçekçi hedef bu gurubu
ikinci olarak tamamlaktı. Milli Takım bunu başardı ama bu yolda
gösterdiği performans hiç de iç açıcı değil. İkincilik adına
en önemli rakiplerimizi içerde oynadığımız maçlarda yenip,
onlarla oynadığımız deplasman maçlarını kaybetmesek de;
dışarda aldığımız Azerbaycan mağlubiyeti, içerde oynadığımız
Kazakistan maçını 90+'larda gelen bir golle yenmemiz ve yine
içerde oynadığımız Azerbaycan maçını tek farkla ve zar zor
kazanabilmemiz bizleri Milli Takım konusunda umutsuz olmaya itti.
En basit değerlendirmeyle yaratıcılık
konusunda çok kısır olduğumuzu ve gol yollarında çok etkisiz
kaldığımızı söyleyebiliriz. Bu anlamda takıma yardımcı olan
iki isim var sadece. Arda ve Burak... Burak bu sezon özellikle çok
yüksek bir form düzeyinde ve en güvendiğimiz isim. Arda'nın ise
hangi maçı nasıl oynayacağını bizi bırakın, kendisi bile
kestiremiyordur muhtemelen... Bu iki oyuncuyu besleyen tek kaynak da
Selçuk İnan maalesef ki. Geri kalan oyuncuların niyetlerinden
şüphemiz yok elbette(Servet hariç) ama fazla kontrollü oynamak,
bizim gibi duygularıyla hareket eden bir takım için kısırlaştırıcı
bir faktör haline dönüşüyor ne yazık ki...
Servet hariç dedim. Bunun sebepleri
var tabii ki. Katılırsınız ya da katılmazsınız bilemem. Sadece
Almanya maçında yaptığı hataları kastederek söylemiyorum bu
tespiti. Hatırlarsanız Rijkaard döneminde; teknik direktörlerin
kendilerine olan yaklaşımının performanslarını etkilediğini
söylemişti. Kısacası, kendi adına çok da profosyonel olmadığını
ilan etmişti. Ben, Servet'in Milli Takım'daki Euro 2012 Elemeleri
hikayesini, bu perspektiften değerlendirmek gerektiğini
düşünüyorum. Servet'in yapabildikleri ve yapamadıkları var.
Yapabildikleri konusunda geriye gitmesi, sadece motivasyonunu
kaybettiği zamanlarda mümkün oluyor. Daum zamanında ve Rijkaard
zamanında gördük bunları. Bence Hiddink de Servet'in, onun için
oynamayı istemediği teknik adamlardan biri... Bu yüzden elinden
gelebilecekleri de sahaya yansıtamadığı kanısındayım...
Biraz da Hırvatistan'a bakalım.
Hırvatistan'da Lovren, Strinic, Petric ve Kranjcar kadroda değiller.
Özellikle Lovren ve Kranjcar'ın kadroda bulunmaması onlar için
büyük bir handikap. Aslında çok iyi bir 11 çıkarabilirler ama
alternatif yaratma konusuna girince iş, bizim kadar derinlikli bir
kadroya sahip değiller. Hırvatistan'ı gözümüzde fazla
büyütmemizin nedeni de bu zaten. İlk 11'inde önemli isimlerin yer
alması. Ama işte sakatlık, cezalar gibi durumlar söz konusu
olduğunda sıkıntıya düşüyorlar.
Hırvatistan 10 maçta 22 puan
toplayarak geldi buraya. Grubun en güçlü takımı Yunanistan'a
karşı iki maçta 5 puan kaybettiler. Bir de Gürcistan
deplasmanından mağlubiyetle döndüler. Burdan, zorluk derecesi
yüksek maçlarda, istediklerini yapamadıkları sonucu çıkabilir.
Hırvatistan için bunu söylemek doğru olabilir fakat başlarındaki
teknik direktörle ve oyuncu kadrosuyla uzun süredir beraber
oynadıklarını ve tecrübe edindiklerini belirtmek gerekir.
Güncel değerlendirme yaparsak da çok
formda ve korku yaratacak bir oyuncuları da yok açıkçası. Evet,
Eduardo, Modric, Rakitic, Mandzukic, Perisic gibi yıldızları var
takımın ama hiçbiri bu sene kendi standartlarını aşacak bir
performans göstermediler henüz...
2008'in intikamı mevzularına girme
klişesine kapılmak istemiyorum. Bilic de zaten “Türkiye o maçta
ahlaksızca bir şey yapmadı. Maçın sonuna kadar kovaladılar ve
başardılar. Karakterlerini yansıttılar. O yüzden intikam
kelimesi yanlış olur. Bizim tek motivasyon kaynağımız Euro 2012
Avrupa Şampiyonası.” diyerek bu saçmalığa bir son verdi.
Furbolcuların rüyaları, açıklamaları ve hırsları ise sadece
kendilerine zarar verir. Bizim buradan olumlu şeyler çıkarmaya
çalışmamıza gerek yok. Onlar, olumsuzluklarıyla mücadele
etsinler eğer öyle hissediyorlarsa....
Almanya maçından önce bir konudan
söz etmiştik. Bu durum bugünkü maç için de geçerli... Emre,
Sabri, Servet, Hakan, Selçuk Şahin, Kazım, Arda, Burak ve Hamit
sarı kart gördükleri takdirde rövanş maçını kaçıracaklar...
Alternatifi olmayan isimler var bu listede. O yüzden dikkat etmekte
fayda var. Yalnız yukarıda bir yerde de söylediğimiz gibi dikkat,
kontrol gibi profosyonelliğin gereği olarak içimize sindirmemiz
gereken kavramlar, bizim takım için bir takoz görevi görmekte...
Umarım bugün böyle bir şey yaşanmaz...
Muhtemel 11'leri de yazarak yazımızı
sonlandıralım...
Yayın saat 21.05'te, Star TV'de...
1 yorum:
hiç umutlu değilim malesef :(( saygılar(mustafa)
Yorum Gönder