Dün akşam alınan kararla Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmeyeceği açıklandı. Bu haberi aldığımda arkadaşımla Kadıköy sokaklarında Türkiye - Yeni Zelanda basketbol maçını izleyebilecek bir yer arıyorduk. Gittiğimiz mekandan içeri girince televizyondaki son dakika ibaresini gördüm. Paşa mı tutuklandı? Ergenekon'dan bir dalga daha mı? Balyoz mu? Andıç mı? Yoksa Hrant'tan sonra bir suikast daha mı? Borsa mı tepetaklak? Altın mı fırladı? Pkk ile mi çatışıldı? İnanın bunların hepsi 2-3 saniye içerisinde aklınızdan geçebiliyor.
Böyle bir memlekette yaşamamızı sağladıkları için en çok bugünkülere geriye dönük tüm idarecelerimize teşekkür ederim. İçki içmeye, keyif almaya ve eğlenmeye gittiğinizde bile, bir tehlike anında kafanızda bin tane şey belirebiliyor. Böyle bir ülkede mutluluk, özgürlük? Neyse ki ileri demokrasi!!!
Oturdum sandalyeme. Mekanın sahibine “Abi ne oluyor?” dedim. Haberi görmüştüm. Ama neye dayandırıldığını anlamamıştım. Dedi ki adam “UEFA bastırmış, TFF yollamıyor.” TFF Fenerbahçe'yi Avrupa'ya yollamıyor mu? TFF Başkanı değil miydi daha 3-5 gün önce kulüplerin kendi tasarrufundadır açıklamasını yapan? O değil miydi elimizde karar vermemizi sağlayacak kadar ciddi ve yeterli delil yok diyen? Eee o zaman Fenerbahçe neden men ediliyor Avrupa Kupaları'ndan?
Sonra yine döndüm adama dedim ki? Eee Beşiktaş'a noldu? Yok onlarla ilgili bir şey dedi. Yine anlamadım. Teknik direktörleri, asbaşkanları falan tutuklu değil mi bu kulübün? Madem tutukluluk üzerinden kendilerine isnat edilen suçları kabul ediyorsunuz; Beşiktaş'ı niye men etmiyorsunuz?
Sonra Trabzosnpor'un Şampiyonlar Ligi'ne katılacağını duydum. Vayy dedim. Sen git Benfica'ya elen sonra Şampiyonlar Ligi'ne git. Peki Trabzonspor'u eleyen Benfica, dün Twente'ye elenseydi ne olacaktı? Trabzonspor'u eleyen Benfica Avrupa Ligi'ne, Benfica'ya elenen Trabzonspor Şampiyonlar Ligi'ne gidecekti yani öyle mi? UEFA'nın ciddiyetini sorgulamak gerek...
Peki TFF kendisinde bulunan 26 klasöre rağmen, elimizde küme düşürmeye yeterli ciddiyette ve kesinlikte bir kanıt yok açıklamasını yapabilirken; UEFA nasıl sadece bir gün boyunca yaptığı incelemelerle Fenerbahçe'nin men edilmesi konusunda bir talep oluşturabildi? UEFA'nın bildiği, TFF'nin bilmediği kanıtlar nelerdir? Ayrıca ülkemizde çok da umursanılmayan fakat UEFA'nın bu süreçte 2-3 kere altını çizdiği “masumiyet karinesi” ilkesi neden ve nasıl bir kenara itildi yine UEFA tarafından?
Hak yerini buldu!, adamlar doğruyu yaptı!, al işte arkadaş bu iş böyle yapılır gibi yorumlar, Türkiye toplumunun ortalama refleksidir. Ecnebiler yapmışsa iyidir. Hele ortada bir anti varsa ve yaptırım onun üzerinde gerçekleşmişse davullar, zurnalar! Farklı bir şey beklemiyorduk zaten ama hak, doğru falan bir insanın, kurumun, topluluğun üzerine atılmış suçların iddiasının, doğru olması kabülünden geçecekse bundan sonra; geleceğim hakkında daha fazla endişe duyuyorum artık.
Parasız eğitim isteyenler terörist, gazeteciler darbeci... Hiç mücadele etmeyelim. Şeyim hıyar diyene, tuzla gittiğimiz için ve yeni nesil savcıların birçoğu şeyim hıyar demekten çekinmediği için, tuzumuzu eksik etmeyelim...
Şampiyonlar Ligi önemlidir demiş bir de Mehmet Ali Aydınlar. Süper Lig önemli değil demek gibi bir şey oluyor bir bakıma. O halde bu önemsiz ligde çok önemli olan Fenerbahçe'nin yer almaması gerekmektedir. Kendilerini önemsiz organizasyonlarında önemli hissedenler birbirlerini yesinler. Kulüp şu dakika itibariyle futbol şubesine kapatsa bile üzülmem. Bütün hevesimizi, zevkimizi aldınız. Alex oynasa ne oynamasa ne şu dakikadan sonra. Gökhan, Emre, Volkan, Mehmet gibi Türkiye'nin en iyi yerlilerini barındırmanın ne anlamı var? Niang ve Santos klasını konuştursa ne olacak? Dia ve Stoch yardırsa?
Fenerbahçe 100 yılı aşkın tarihiyle çok büyük bir kulüptür. Verilmesi gereken bir hukuk savaşı vardır. Yöneticilerin patır patır istifa etmek yerine, organize olmayı başarabilmemeleri gerekmektedir. Taraftardan feyz almalıdır ve basiretli davranmalıdırlar. 3 Temmuz'dan bu güne dek, yapılan bütün hukuksuzluklara, bazen ayarı kaçırıp doğru olmayan davranışlarda bulundularsa da, tepkisini koymaktan çekinmeyen, bas bas bağıran Fenerbahçe taraftarı, şu dakikadan itibaren kulübünün boyun eğmemesinden başka hiç bir şey istememektedir.
Ezeli rakipler, decoderler, süper lig, TFF, UEFA hepsi yerin dibine girsin! Yeter ki Fenerbahçe'nin bu kadar kolayca ezilip geçilemeyeceğini gösterebilsin idareciler. Ellerinden geleni yapsınlar, olumlu sonuç almaları da şart değil. Ama pes etmesinler...
Son bir ekleme yapmam lazım. Fenerbahçe idarecelerinin şike yapmış olabileceğini ve buna şaşırmayacağımı, şike soruşturması ilk başladığında yine bu blogta yazmıştım. Hala diyorum. Şike, teşvik primi olmamıştır demiyorum. Ama kanıtsız, delilsiz, saçma sapan, hukuksuz, Fenerbahçe küme düşürülmemişken, ligler başlayacakken, kura çekimine 1 gün kala... Yapmayın lütfen! Elinizi vicdanınıza koyun! Kalmışsa vicdanınız...
Ha bir de şu var! Fenerbahçe ligden çekilirse ne olurmuş? Hiçbir şey olmaz. Ceza mı yermişiz? Yiyelim. Bir daha oynayamazmıymış, oynamasın. Şubeyi mi kapatırmış, kapatsın. Sizin tehditlerinize, iki tane daha fazla decoder satılsın diye boyun eğe eğe bu hale geldi bu ülkenin futbolu. Sen UEFA'nın hukuksuzluğuna boyun eğebilirsin TFF olarak. Ama umarım Fenerbahçe'm sizin hukuksuzluklarınıza boyun eğmeyecek bir duruş geliştirebilir...
0 yorum:
Yorum Gönder