Takım değerlendirmelerimizde sıra Başkent’in diğer temsilcisinde. Aslında Ankaragücü ile ilgili ne yazsak, eksik kalacağının farkındayız. Yönetim boyutuna girmeden, sadece saha içiyle yetinelim dersek, okuyucuyu tatmin etmeyecek. Zor bir durumda Ankaragücü ve Ankaragücü ile analiz yapmak da aynı oranda meşakatli. Yine de söyleyelim. Oyun alanı içerisindeki Ankaragücü daha çok konu olacaktır yazımıza. Bundan önce yaptığımız ve bundan sonra yapacağımız takım analizlerinde olduğu gibi…
Geçtiğimiz sezon olanları hepimiz hatırlarız. Ankaraspor’da istedikleri hedeflere ulaşamayacaklarını tahmin eden Gökçekler Ankaragücü’nü kuşatma altına aldılar ve bir kulübün faaliyetlerinin son bulmasına, birçok oyuncu ve kulüp çalışanın işsiz kalmasına, Ankaragücü’nde kaosa neden oldular. Taraftar ile yönetimin arası hala açık. Her maç teknik direktörle ilgili istifa talepleri. Ve son olarak yapılan seçimli genel kurulun iptal kararı… Daha fazla deşmeyelim mevzuları, olaylar herkesin malumu zaten. Önce istifa kararı alarak erdemli bir tutum göstereceğinin sinyallerini veren Ahmet Gökçek daha sonra devam kararı alarak babasının oğlu olduğunu ispat etmiştir…
Artık saha içine geçelim. Ankaragücü’nün ligde nasıl bir yol izlediğinden söz edelim. Ümit Özat takımın süratli ve hücuma dönük oynamasını istiyor. Zaman zaman becerebiliyorlar zaman zaman sistemleri de tam oturmadığı için sorun yaşıyorlar. Lige kötü başladıkları söylenemez. İlk sekiz haftada dört galibiyet almayı başardılar. Özellikle 8. haftada kazandıkları Ali Sami Yen’de Galatasaray maçıyla birlikte hem oyuncuları hem de oynadıkları oyu daha fazla dikkat çekmeye başladı. Genç bir kadroyla, cesaretli bir oyun oynamak istiyordu takım.
Fakat Galatasaray maçı bir anlamda da Ankaragücü’nün havaya girmesini ve haddini bilmemesini doğurdu. 8. Haftadan 16. Haftadaki Fenerbahçe maçına kadar Ankaragücü 3 puanı bir arada göremedi. Galatasaray maçından sonra “Çanakkale geçilmezi oynamanın alemi yok, çıkıp güzel oynayıp kazandık, bundan sonra da böyle olacak” demişti ama Fenerbahçe maçında özellikle ilk yarıda uygulattığı sistem bu sözlerinin aksini gösteriyordu bizlere. Bu sebepten ötürü Ankaragücü’nün ikinci yarıda nasıl bir oyun yapısıyla sahada yer alacağını çok da bilemiyoruz. Ama ilk yarıda kullandıkları sistem ve oyuncular üzerinden mevki mevki inceleme yapmayı deneyelim…
Senecky gibi çok önemli bir kaleci var kalede. Bence Türkiye’deki en iyi yabancı kalecilerden. Kalede güven veriyor. Onun olmadığı zamanlarda ise zaman zaman saçma sapan hatalar yapabilse de ligin tecrübeli isimlerinden, bir zamanlar milli takıma kadar yükselmiş Özden kaleyi devralıyor. Ankaragücü’nün kale konusunda hiçbir sıkıntısı yok.
Defansın sağında Uğur Uçar görev alıyor. Sakatlıklarından sonra hücum anlamında verebileceği katkılardan mahrum bıraksa da asıl görevini yerine getirmesi bakımında eksiği yok. Uğur Uçar’ın yokluğunda o bölgede Güven Varol veya Theo Weeks oynadı. Genç, gelişime açık bir sağ bek bulabilirse alternatif olarak takıma ekleyebilirler. Çünkü ne Güven Varol ne de Theo Weeks o bölgenin oyuncuları. İkisinden de asıl verim alınabilecek yer orta saha. Sol bekte Klukowski yer alıyor. O da Uğur gibi ekstra işler yapmadan görevini yerine getiren bir oyuncu. Alternatifi yine orta sahadan devşirme Özgür Çek. Bence buraya yapılacak bir transfer, sağ bek transferinden daha öncelikli konumda. Şu an ne iş yapar bilmiyorum ama Faruk Bayar ismi gelmedi değil aklıma.
Defansın ortasında Rajnoch’un yeri garanti. Yanında Zewlakow veya Aydın Toscalı oynuyor. Üç isim için de bu ligi kaldırabilecek kapasitede olduklarını söyleyebilirim ama Zewlakow’un yaşı 34. Genç bir Türk stoper bulabilirlerse ve bu sezondan pişirmeye başlarlarsa fena olmaz. Yine de elzem değil.
Orta sahada bir defansif bir de ofansif orta saha oyuncusu ve iki kanat oyuncusu kullanıyor Ümit Özat. Oldukça riskli bu sistem ki Ankaragücü’nün yediği 29 golün açıklaması buradan geçiyor diye düşünüyorum. Alan daraltma konusunda haklı olarak sıkıntı çekiyor takım. Defansif görevleri yüklenen orta saha oyuncusu Adem Koçak oluyor genellikle. İki alternatifi vardı bu ismin lakin Hürriyet’in sözleşmesi feshedildi. Theo Weeks, Adem’in tek alternatifi. Sağda Güven Varol oynuyor genellikle. Kağan ve Turgut Doğan sağ kanatta veya sağ içte görev yapabilecek diğer isimler. Ankaragücü’nün bu kaotik orta saha yapısında yeri belli olan iki adam da sol kanatta görev alıyor. Özgür Çek ve Gabric sol kanat elemanları. Özgür çek hem yetenekli hem de genç bir oyuncu olarak göze çarpıyor ve oldukça formda. Orta sahanın hücuma dönük elemanı ise Sapara. Ligimizin en değerli oyun kurucularından. Ankaragücü için bir nimet.
Ankaragücü orta sahayı kalabalık tutmak istediğinde veya Sapara yoksa; üçlü bir orta saha kuruyor Güven, Kağan ve Adem ile. Önlerinde de üçlü bir hücum hattı kurabiliyorlar. Sestak, Metin ve Özgür bu mevkiler için ideal. Aslına bakılırsa Turgut da bu üçlünün kanatlarında görev alıyor daha çok. Yani Ankaragücü orta sahası takımın 4-4-2, 4-1-2-1-2, 4-3-1-2 veya 4-3-3 oynayabilmesini sağlayacak özellikte oyunculardan kurulu. Sapara varken ve yokken diye ikiye ayırmalıyız sadece. Çünkü Sapara özelliklerinde başka bir oyuncuya sahip değiller. Bu tipte bir alternatif oyuncu transferi düşünülebilir. Ama geri kalan bölgelere yapılacak transferler, genç ve gelişime açık oyuncuların önüne engel çekmek olacaktır.
Forvet ikilisi belli takımın. Sestak ve Metin oynuyorlar. Metin iyi bir yedek olabilir ancak. Zaten normal şartlarda yani sakatlık olmasa o bölgenin tek sahibi Vittek. Sestak-Vittek ikilisi bu bölgede lig seviyesinin üstünde bile diyebiliriz. Metin ve Turgut da yedekleri olurlar ki gayet yeterli. Önemli olan Vittek’in ne zaman döneceği ve sakatlığın nüksetme riskinin olup olmadığı. Bunu hesaba katarlarsa ve Vittek’i güvenilmez bulurlarsa Metin’in yerine direkt oynayabilecek bir oyuncu bulmaları şart.
Ankaragücü küme düşmeyecektir diye düşünüyorum. Taraftarın yönetimi ve Ümit Özat’ı unutup takımına sahip çıkması ve oyuncuların büyük takımlarla oynadıkları maçlarda gösterdiği konsantrasyonu diğer maçlarda da yakalaması halinde orta sıraların üstlerinde bile bitirebilirler ligi.
0 yorum:
Yorum Gönder