Galatasaray artık nasıl bir dönem geçiriyorsa, bu akşamki Denizlispor maçında kazanamayacağını, kazansa da zar zor 1-0 gibi bir skorla kazanabileceğini düşünmeye başlamıştım. Ancak korktuğum olmadı ve sarı kırmızılı takım rahat bir oyun sergileyerek maçı aldı. Yine de birçoğuna göre (başta maçı anlatan TRT spikeri) zorlanarak kazandı. Tabii ben bu zorlanma olayına katılmıyorum. Gayet rahat oynanan bir maçtı. Zorlanılan nokta kale önüne kadar getirilen topların gol yapılmasıydı.
Hagi'nin sahaya çıkardığı takım, birçoğumuzu şaşırttı doğal olarak. İdeal 11'den bir iki oyuncu yoktu sadece. Onun dışında as oyuncular sahadaydı. Lorik Cana stoper oynadı. Cana'nın stoperdeki performansını test edebileceğimiz bir maç olmadı. En net olarak görülen, Arnavut oyuncunun savunmayı ön tarafa çıkardığı ve topu oyuna sokarken zaman kaybetmeden, dikine oynamaya devam ettiğiydi. Bu güzel bir şey tabii. Nitekim ikinci gol de yine Cana'nın ayağında topu gevelemeden (yanındaki çok yapar bunu) orta sahada müsait durumdaki Elano'ya dikine bir top atması ve Elano'nun da geldiği günden bu yana kendisinden beklenen paslardan birini atıp Pino'yu pozisyona sokmasıyla geldi. Cana bunu orta sahada da yapıyor ve işte Mustafa Sarp'lı orta saha ile Cana'lı orta sahanın farkı budur. Sarp, topu aldığında geriye ya da yana oynayıp bir nevi geviş getirirken Cana direkt golü düşünür ve onun oyunda olduğu anlarda Galatasaray daha etkili pozisyonlar bulur. Sarp savunmanın arasına fazlaca gömülür ve bu sayede rakip, Galatasaray'ın üzerinde kolay baskı kurar ama Cana'nın olduğu orta saha hem daha dirençlidir hem de Cana'nın dikine etkili pasları rakip için bir tehdit unsuru olduğu için Galatasaraylı oyuncular kendi ceza sahaları önüne kümelenmek zorunda kalmaz.
Ve bugün Mustafa Sarp sakat olduğu için forma şansı bulan birinden daha bahsetmek lazım. O kişi Barış Özbek... Ben de çoğu zaman kızarım Barış'a. Bazen boyundan büyük işlere kalkışır ancak atletik yeteneği ve isteği Galatasaray için idealdir Barış'ın. İyi bir rotasyon oyuncusudur. Bugün bunu bir kez daha göstermiştir. Hem rakip savunmaya önde basmış, hem bu baskıy sayesinde çokça top kazanmış hem de bu kazandığı topları hücumda olumlu dağıtmıştır. Ve Barış aslında bunları her maç bir ölçüde yapar. Önemli olan, o ölçünün ne kadar tepede olduğudur, ki her zaman bugünkü kadar olsa yeter. Barış'lı orta saha, bugün Mustafa Sarp'lı orta sahadan çok daha etkili olmuştur. İkinci yarıda bir pozisyon var. Barış, rakip yarı alanın ortalarında topu kaleye sırtı dönük vaziyette alıyor ve hiç vakit kaybetmeden, hemen vücudunu döndürüp Kewell'a topu ulaştırıyor. Sarp olsa ne yapardı diye düşünüyorum. Aynı pası atmaya kalksa muhtemelen o kalın belin döndürene kadar mevsimler geçeceği için geç kalırdı. Bunu önceden sezerse de (ki genelde sezer) geriye oynardı (ki genelde geriye oynar).
Hagi'nin Kewell - Emre Çolak değişikliği birçoklarına göre 1-1'de geldiği için maç kurtarma hamlesiydi. Bence alakası yok. Bu, ezbere yapılmış bir değişiklikti. Kewell fizik olarak hazır değil, ve skor orada ne olursa olsun onun yerine Emre Çolak girecekti. Emre bugün A takıma çıktı çıkalı en olumlu futbolunu oynadı diyebiliriz. Solda çok etkili ataklar geliştirdi. Kendi efektif olduğu kadar Insua'yı da oyuna kattı ve o harika son golün güzel asistini yaptı.
Son golden bahsetmişken, Pino'dan bahsetmeden olmaz. Pino bugün iki güzel gol attı. Özellikle ikinci gol, bu topraklara ait değil. Tamamen yetenek kokuyor. Emre 'nin pası da çok güzel. Ancak bir sorunu var Pino'nun. Ayağının içiyle yumuşak bir vuruş yapmıyor hiç. Ya da topun dibine hafifçe girmiyor. Mutlaka bir tavana asma, topu kaleciyle birlikte içeri sokma isteği var. Bugün bu saydıklarımı yapsa 2 gol daha atabilirdi pekala. Onun dışında beğeniyorum ben kendisini. Ayağından topu almak zor (bu kendi takım arkadaşları için de geçerli ama olsun).
Yine de bence maçın oyuncusu Elano'ydu. Elano'nun her halinden huzursuz olduğu belli. Bugünü bir gol bir asistle kapattı. Onun dışında forvet arkasında çok etkiliydi. Sorumluluk aldı. Attığı golde yaşadığı duygu patlaması önemli. Bu tarz maçlarla güveni yerine geldikçe takıma olan aidiyet duygusu artacak ve katkısı da çoğalacaktır.
Netice itibariyle ölçü olacak bir maç olmadı. Ancak yine de moral açısından iyi oldu. İyi oynamaya ihtiyacı olanlar iyi oynadı. Darısı bugün oynamayan Misimovic'in de başına.
Hagi'nin sahaya çıkardığı takım, birçoğumuzu şaşırttı doğal olarak. İdeal 11'den bir iki oyuncu yoktu sadece. Onun dışında as oyuncular sahadaydı. Lorik Cana stoper oynadı. Cana'nın stoperdeki performansını test edebileceğimiz bir maç olmadı. En net olarak görülen, Arnavut oyuncunun savunmayı ön tarafa çıkardığı ve topu oyuna sokarken zaman kaybetmeden, dikine oynamaya devam ettiğiydi. Bu güzel bir şey tabii. Nitekim ikinci gol de yine Cana'nın ayağında topu gevelemeden (yanındaki çok yapar bunu) orta sahada müsait durumdaki Elano'ya dikine bir top atması ve Elano'nun da geldiği günden bu yana kendisinden beklenen paslardan birini atıp Pino'yu pozisyona sokmasıyla geldi. Cana bunu orta sahada da yapıyor ve işte Mustafa Sarp'lı orta saha ile Cana'lı orta sahanın farkı budur. Sarp, topu aldığında geriye ya da yana oynayıp bir nevi geviş getirirken Cana direkt golü düşünür ve onun oyunda olduğu anlarda Galatasaray daha etkili pozisyonlar bulur. Sarp savunmanın arasına fazlaca gömülür ve bu sayede rakip, Galatasaray'ın üzerinde kolay baskı kurar ama Cana'nın olduğu orta saha hem daha dirençlidir hem de Cana'nın dikine etkili pasları rakip için bir tehdit unsuru olduğu için Galatasaraylı oyuncular kendi ceza sahaları önüne kümelenmek zorunda kalmaz.
Ve bugün Mustafa Sarp sakat olduğu için forma şansı bulan birinden daha bahsetmek lazım. O kişi Barış Özbek... Ben de çoğu zaman kızarım Barış'a. Bazen boyundan büyük işlere kalkışır ancak atletik yeteneği ve isteği Galatasaray için idealdir Barış'ın. İyi bir rotasyon oyuncusudur. Bugün bunu bir kez daha göstermiştir. Hem rakip savunmaya önde basmış, hem bu baskıy sayesinde çokça top kazanmış hem de bu kazandığı topları hücumda olumlu dağıtmıştır. Ve Barış aslında bunları her maç bir ölçüde yapar. Önemli olan, o ölçünün ne kadar tepede olduğudur, ki her zaman bugünkü kadar olsa yeter. Barış'lı orta saha, bugün Mustafa Sarp'lı orta sahadan çok daha etkili olmuştur. İkinci yarıda bir pozisyon var. Barış, rakip yarı alanın ortalarında topu kaleye sırtı dönük vaziyette alıyor ve hiç vakit kaybetmeden, hemen vücudunu döndürüp Kewell'a topu ulaştırıyor. Sarp olsa ne yapardı diye düşünüyorum. Aynı pası atmaya kalksa muhtemelen o kalın belin döndürene kadar mevsimler geçeceği için geç kalırdı. Bunu önceden sezerse de (ki genelde sezer) geriye oynardı (ki genelde geriye oynar).
Hagi'nin Kewell - Emre Çolak değişikliği birçoklarına göre 1-1'de geldiği için maç kurtarma hamlesiydi. Bence alakası yok. Bu, ezbere yapılmış bir değişiklikti. Kewell fizik olarak hazır değil, ve skor orada ne olursa olsun onun yerine Emre Çolak girecekti. Emre bugün A takıma çıktı çıkalı en olumlu futbolunu oynadı diyebiliriz. Solda çok etkili ataklar geliştirdi. Kendi efektif olduğu kadar Insua'yı da oyuna kattı ve o harika son golün güzel asistini yaptı.
Son golden bahsetmişken, Pino'dan bahsetmeden olmaz. Pino bugün iki güzel gol attı. Özellikle ikinci gol, bu topraklara ait değil. Tamamen yetenek kokuyor. Emre 'nin pası da çok güzel. Ancak bir sorunu var Pino'nun. Ayağının içiyle yumuşak bir vuruş yapmıyor hiç. Ya da topun dibine hafifçe girmiyor. Mutlaka bir tavana asma, topu kaleciyle birlikte içeri sokma isteği var. Bugün bu saydıklarımı yapsa 2 gol daha atabilirdi pekala. Onun dışında beğeniyorum ben kendisini. Ayağından topu almak zor (bu kendi takım arkadaşları için de geçerli ama olsun).
Yine de bence maçın oyuncusu Elano'ydu. Elano'nun her halinden huzursuz olduğu belli. Bugünü bir gol bir asistle kapattı. Onun dışında forvet arkasında çok etkiliydi. Sorumluluk aldı. Attığı golde yaşadığı duygu patlaması önemli. Bu tarz maçlarla güveni yerine geldikçe takıma olan aidiyet duygusu artacak ve katkısı da çoğalacaktır.
Netice itibariyle ölçü olacak bir maç olmadı. Ancak yine de moral açısından iyi oldu. İyi oynamaya ihtiyacı olanlar iyi oynadı. Darısı bugün oynamayan Misimovic'in de başına.
0 yorum:
Yorum Gönder