Hiddink'in yeni milli takımı bugün ilk kez sahaya çıktı ve çok da kötü olmayan bir sınav verdi. Bu merhabalaşma, şüphesiz ki yaz başında yapılan Amerika kampında olmalıydı. Şimdi acaba bu yeni oyuncuların mevcut takıma entegrasyonu nasıl olacak? Muhtemelen bu oyuncuların bazıları kademe kademe takıma monte edileceklerdir.
Bugünkü performanslara bakacak olursak, öncelikle Serdar Kesimal'ın mutlaka bu takıma kazandırılması ve ona kalıcı bir yer verilmesi gerekiyor. Serdar'ın dışında Burak Yılmaz ve Umut Bulut da yeni nesil milli takımda yeri olması gereken oyuncular. Ayrıca Nuri Şahin'in de kadroda süs olmaktan öte, saha içinde sorumluluk alan bir unsur olması gerekiyor. Bugünkü en net pozisyonumuz olan, Nuri'nin ara pasında Burak Yılmaz'ın rakip savunma arkasına sarkışı ve yarattığı tehlike, gerçekten umut verici.
Hiddink'in yeni takımının bu maçta uyguladığı bir başka şeyse, ön alanda (özellikle topun kaptırıldığı alanda) bir anda çoğalarak rakibe baskı yapmaktı. Bu şekilde çok top kazanıldı ancak bu kazanılan toplarla hazırlıksız yakalanabilecek rakip savunmanın yaşayacağı zaaflar değerlendirilemedi. Tabii bunun en net sebeplerinden biri de takımın yeni oluşu ve oyuncuların birbirlerine olan alışkanlıklarının henüz yeterli seviyede olmaması. Bunlar zamanla aşılacak şeyler. Benim anlamadığım nokta ise Hiddink'in bu tarz yenilikleri denemek için neden bugüne kadar beklediği... Keşke resmi maçlar başlamadan bunların provası yapılabilseydi.
Ancak şu da var ki, özellikle ilk yarının ilk 20 dakikasında bize çokça top kazandıran bu yöntem, ikinci yarıda kuyumuzu kazdı. İkinci 45 dakikanın başlamasıyla birlikte aynı ön alan presini Hollanda uyguladı ve bizim topla oynama özürlü savunma oyuncularımız, topu rakibin ayağına verip golü yememize neden oldu. İşin daha da enteresan tarafı, özellikle Servet'in, topla oynama konusundaki onca sorununa ve yetersizliğine rağmen, topu ayağında çıkarmama konusunda gösterdiği cüret... Nitekim golden önce rakibin baskısı nedeniyle topu verecek bir arkadaşını bulamayan Servet, sonunda İsmail Köybaşı'na saçma sapan bir pas attı. İsmail de aynı saçmalıkla topu rakibe teslim etti. Acaba tehlike anında topu uzaklaştırsalar ne kaybederlerdi? Öyle de böyle de kendileriyle bu işin olmayacağı anlaşıldı. Bu takıma acilen yeni stoperler ve iyi bir sol bek gerek. Keşke ikinci yarıda ayağına hakim bir stoper görüntüsü veren Ersan Adem Gülüm denenseydi.
Yine de her şeye rağmen yararlı bir tanışma maçı oldu diyebilirim. Tabii bunların daha da sıklaşması ve oyuncuların birbirlerini özümsemesi şart. Güzel bir sonuç alınabilir gibi duruyor. En azından sahadaki adamlar doymuş, hırsını kaybetmiş adamlar değil. Bunlara 1-2 ek yapılarak güzel işler yapılabilir. Hiddink bugün net olarak yararlı olabileceğini gösterdi. Umarım ki devamı gelir.
Bugünkü performanslara bakacak olursak, öncelikle Serdar Kesimal'ın mutlaka bu takıma kazandırılması ve ona kalıcı bir yer verilmesi gerekiyor. Serdar'ın dışında Burak Yılmaz ve Umut Bulut da yeni nesil milli takımda yeri olması gereken oyuncular. Ayrıca Nuri Şahin'in de kadroda süs olmaktan öte, saha içinde sorumluluk alan bir unsur olması gerekiyor. Bugünkü en net pozisyonumuz olan, Nuri'nin ara pasında Burak Yılmaz'ın rakip savunma arkasına sarkışı ve yarattığı tehlike, gerçekten umut verici.
Hiddink'in yeni takımının bu maçta uyguladığı bir başka şeyse, ön alanda (özellikle topun kaptırıldığı alanda) bir anda çoğalarak rakibe baskı yapmaktı. Bu şekilde çok top kazanıldı ancak bu kazanılan toplarla hazırlıksız yakalanabilecek rakip savunmanın yaşayacağı zaaflar değerlendirilemedi. Tabii bunun en net sebeplerinden biri de takımın yeni oluşu ve oyuncuların birbirlerine olan alışkanlıklarının henüz yeterli seviyede olmaması. Bunlar zamanla aşılacak şeyler. Benim anlamadığım nokta ise Hiddink'in bu tarz yenilikleri denemek için neden bugüne kadar beklediği... Keşke resmi maçlar başlamadan bunların provası yapılabilseydi.
Ancak şu da var ki, özellikle ilk yarının ilk 20 dakikasında bize çokça top kazandıran bu yöntem, ikinci yarıda kuyumuzu kazdı. İkinci 45 dakikanın başlamasıyla birlikte aynı ön alan presini Hollanda uyguladı ve bizim topla oynama özürlü savunma oyuncularımız, topu rakibin ayağına verip golü yememize neden oldu. İşin daha da enteresan tarafı, özellikle Servet'in, topla oynama konusundaki onca sorununa ve yetersizliğine rağmen, topu ayağında çıkarmama konusunda gösterdiği cüret... Nitekim golden önce rakibin baskısı nedeniyle topu verecek bir arkadaşını bulamayan Servet, sonunda İsmail Köybaşı'na saçma sapan bir pas attı. İsmail de aynı saçmalıkla topu rakibe teslim etti. Acaba tehlike anında topu uzaklaştırsalar ne kaybederlerdi? Öyle de böyle de kendileriyle bu işin olmayacağı anlaşıldı. Bu takıma acilen yeni stoperler ve iyi bir sol bek gerek. Keşke ikinci yarıda ayağına hakim bir stoper görüntüsü veren Ersan Adem Gülüm denenseydi.
Yine de her şeye rağmen yararlı bir tanışma maçı oldu diyebilirim. Tabii bunların daha da sıklaşması ve oyuncuların birbirlerini özümsemesi şart. Güzel bir sonuç alınabilir gibi duruyor. En azından sahadaki adamlar doymuş, hırsını kaybetmiş adamlar değil. Bunlara 1-2 ek yapılarak güzel işler yapılabilir. Hiddink bugün net olarak yararlı olabileceğini gösterdi. Umarım ki devamı gelir.
0 yorum:
Yorum Gönder