Tüm Avrupa'da ligler sona erdi ve şampiyonlar kimseyi şaşırtmadı. Fransa'da Lille sürprizi dışında. En dikkat çekici olan ise küme düşen takımlardı. Bir zamanlar sadece yerel olarak değil uluslararsı anlamda da başarılar elde etmiş güzide kulüpler teker teker küme düştüler. Bu takımların küme düşmeleri, doğru yapılanma olmadığı zaman büyük takımların bile ne hale gelebileceğini gösterdi.
SAMPDORIA
Sampdoria ile başlayalım. Her şey ellerindeydi. Kendi sahalarında oynadıkları son iki maçta, küme düşmüş Brescia ve iddiası kalmayan Palermo'yu yenebilselerdi kümede kalma şansları çok yüksekti. Sampdoria bu iki maçtan sadece 1 puan alabildi. Kendi sahalarında oynadıkları son 7 maçta 6 yenilgi 1 beraberlik alabilen Sampdoria'nın küme düşmesi kaçınılmaz oldu.
Tarihinde; 1 lig şampiyonluğu(90-91 sezonu), 7 İtalya Kupası finali(4'ünde mutlu sona ulaştılar), 1 İtalya Süper Kupası, 1 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu(91-92 sezonu) ve 2 Uefa Kupası finali(1'inde kupayı almayı başardılar) olan bir takımın gözünün yaşına bakmadı hiç kimse. Sampdoria 98-99 sezonunda da küme düşmüştü. Yani efsanevi sezonlardan sadece 7 sene geçmişken. Serie A'ya yükselmek için 02-03 sezonuna kadar beklemek durumunda kaldılar. O sene Serie B'yi lider olarak tamamlayıp, Serie A'ya yükselebilmişlerdi.
Zaman kimseye acımıyor yani. Galatasaray'ın halini de böyle değerlendirebiliriz. Hala 2000 ve 2001'de elde edilen başarılarla övünmekte Galatasaray camiası. Sonuna kadar hakkıdır. Ama Galatasaraylılar dahil herkes farkında ki, o başarılardan sonra bir türlü model oluşturamayan Galatasaray'ın geçtiğimiz sezon düşme tehlikesi atlatması, eksi averajla ligi bitirmesi, mağlubiyet sayısının rekor seviyede ve galibiyet sayısından fazla olması, Avrupa'da görülmedik durumlar değil.
Gelelim batan geminin mallarına. Sampdoria, devre arasında Pazzini'yi Inter'e, Cassano'yu Milan'a vererek düşüş yaşayacağının sinyallerini vermişti. Takımda kalan oyunculardan en değerlileri arasında yer alan Reto Ziegler de Juventus'a transfer oldu. Kalan oyunculardan dikkat çekenler ise Palombo, Koman ve Tissone. Tecrübeli başka isimler de var ama yaşları itibariyle pazarlarının yüksek olacağını tahmin etmiyorum.
Palombo 29 yaşında ve çok ideal bir defansif orta saha. Her takımda oynayabilecek kapasitede. Maliyeti biraz fazla olacaktır. Milli takımın da kadrosunda yer alıyor. Serie A'dan bir takım kendisine kapılarını açacaktır diye tahmin ediyorum. Hatta Juventus için yine yerli yerinde bir transfer olur.
Koman ise geçtiğimiz gençler Dünya Kupası'nda parmak ısırtmıştı gerçekten. Çok başarılı bir sezon geçirmese de önemli yeteneklere sahip. İki kanatta da oynayabiliyor Macar oyuncu. O da ilk aşamada orta sınıf bir Serie A takımında kendisine yer bulabilir. Geleceğinin daha parlak olduğunu düşünüyorum.
Tissone ise tekniği yüksek ve oyun bilgisi üst düzeyde olan bir orta saha oyuncusu. Arjantinli'nin de Serie B'de oynamaya devam edeceğini düşünmüyorum.
DEPORTIVO LA CORUNA
Küme düşen bir büyük takım da İspanya'dan. 2000'li yılların başında oynadıkları futbol ile damga vurmuşlardı. Makaay, Mauro Silva, Donato, Djalminha, Valeron ve Molina ilk aklıma gelen isimler. İnanılmaz bir takımdı Deportivo. Top göstermiyorlardı. Valeron'un bir Galatasaray maçında %100 pas isabeti yakaladığını dahi hatırlarım. Bu takım 10 sene sonra küme düştü. Zaman acımıyor demiştik işte. 1 La Liga şampiyonluğu, 2 Kral Kupası ve 1 de Intertoto Kupası var mazisinde. Yazık oldu...
Gelelim oyunculara. Açıkçası bu seneki kadroları oldukça zayıftı ve küme düşmeleri sürpriz olmadı benim açımdan. Buradan iyi bir transfer yaparak kariyerinde atlama yaşayabilecek bir oyuncu olacak mı çok emin değilim.
İlk aday tabii ki Meksikalı Guardado. Sol kanatta daha çok hücumcu olarak oynayan bir oyuncu. Üst düzey bir ligde oynamaya devam edecektir. Sol kanadında sıkıntısı olacak Türk takımları için de ideal olabilir. Örneğin, Arda bir başka takıma gidecekse, Galatasaray'ın sol kanadı için şeker gibi bir transfer olur. Maliyetinin çok çok çok yüksek olacağını düşünmediğim için, sorunlu Engin, istikrarsız Alanzinho'dansa Guardado diyebilirim Trabzonspor'un sol kanadı için.
Pablo ve Valeron yaşlarından dolayı kalacaklardır Riazor'da. Ben ikinci bir isim göremiyorum iyi transfer yapabilecek. 30 yaşındaki Riki aslında yetenekli ama bu sezon diplerdeydi. 24 yaşındaki savunma oyuncusu Aythami, La Liga'da kendisine yer bulabilir...
AS. MONACO
Son hafta kendi sahalarında Lyon'u geçebilselerdi, kümede kalacaklardı. Dün gece Lyon 2-0 yenince Monaco'yu, kırmızı beyazlılar küme düştüler. En son onları 03-04 sezonu CL finalinden hatırlıyoruz. Giuly, Morientes, Evra, Rothen, Cisse, Nonda, Adebayor vesaire... Hemen hepsi bu finalden sonra büyük transferler yaparak takımdan ayrılmışlardı. Monaco da o günden bugüne belini doğrultamadı.
7 lig şampiyonluğu, 10 kupa finali ve 5 kupası, 2 lig kupası finali, CL finali, 92' Kupa Galipleri Kupası şampiyonluğu bulunuyor bu kulübün. Şimdi Ligue 2'de devam edecekler...
24 yaşındaki kaleci Ruffier, bu takımda kalmayacaktır. Galatasaray ile adı anılıyor. Türkiye olmasa bile Ligue 1'den bir takımla kariyerini sürdürecektir. Yetenekli bir kaleci, gelişime açık...
Devre arasında takıma katılan M. Diarra da pazarı her zaman bulunan bir oyuncu. O da kendisine Ligue 1'de bir takımda yer bulacaktır. 2-3 sene önceki maliyeti de olmayacaktır. Kim alırsa alsın iyi bir transfer olacaktır. Ya derinlik yaratır ya da tecrübesiyle önemli katkı sağlar.
Koreli Park, sezona çok iyi başlamıştı. Sonra devamı gelmedi. Ama onun da golcülük meziyetleri, kendisine bir kulüp bulma yolunda avantaj sağlayacaktır. Henüz 25 yaşında. Yatırım yapılabilir yani.
Bu takımlardan ve Galatasaray örneğinden de gördüğüm üzere, büyük kulüp olmak yetmiyor; doğru yapılanma şart. Zaman geçtikçe makas daralıyor. Dikkat etmekte fayda var...
0 yorum:
Yorum Gönder