Beşiktaş'ta kupanın kazanılmasıyla birlikte önümüzdeki sezon kadroda yer almayacak olan futbolcular da ufaktan belli olmaya başlıyor.
İlk olarak Nihat Kahveci'nin kontratının feshedildiği haberi geldi bugün. Ardından Manuel Fernandes'in arkadaşlarıyla bonservisinin alın
mayacağını ve arkadaşlarıyla vedalaştığını öğrendik. Bir olumlu bir olumsuz haber diyebiliriz. Nihat'ın artık yararlı olacabileceğini iddia edecek kimse yoktur herhalde. Manuel Fernandes ise bir kayıptır diyebiliriz.
Nihat Kahveci'den başlayalım. Geçen sezonun başında "Beşiktaş'ın çocuğu" gazıyla dönmüştü Nihat. İspanya'da oynadığı dönemde sakatlıkla başı dertteydi. Güzel de bir para karşılığında ikna edildi ve yuvaya döndü. Hepimiz katkı sağlayacağını düşünüyorduk ancak kimsenin tahmin ettiği gibi olmadı. Bana kalırsa bunun iki ana sebebi var. İlk sebep olarak o dönemin teknik direktörü Mustafa Denizli'yi görüyorum ben. Mustafa Denizli iyi hocadır, akıllı insandır, tecrübelidir falan ama Nihat'ı en çok yıpratan hareketi de o yapmıştır. Nihat'ın o dönemde -belki de yokluktan- tek santrfor oynamış olması, üstelik bunu askerliğinden dolayı takımın yaz kampına katılmamış, dolayısıyla hem fiziksel hem de psikolojik anlamda hazır olmadığı dönemde yaşamış olması bu başarısızlıktaki en büyük etkendir. Bu hatanın bir numaralı sorumlusu da Denizli'dir. Neticede Nihat'ın nasıl bir oyun tarzına sahip olduğunu ve hangi pozisyonda daha başarılı olabileceğini çok defa izlediğimiz maçlarında gördük. Nihat asla tek santrfor olamaz. Real Sociedad'da da olmadı, Villarreal'de de olmadı, milli takımda da olmadı. Yanında hep hedef santrfor rolünü oynayabilen, Nihat'a duvar olabilen başka forvet oyuncuları oldu. Kovacevic bunun en güzel örneğidir mesela. Nihat'ı tek başına rakip savunmanın kucağına atarsanız, hem bir kişi eksik oynarsınız, hem de ona en büyük haksızlığı yaparsınız.
Diğer etken de Nihat'ın psikolojik olarak kendisini toparlayamaması oldu. Zaman zaman goller attı ve dikkat edin, her golünde üzerindeki baskıyı taraftara fazlasıyla hissettirdi. Dişlerini sıktı, yumruğunu sıktı, eliyle koluyla bir şeyler yaptı. Hep bir kabuğunu kırma hissi verdi izleyenlere. Biz de hangi takımdan olursak olalım, "hah bu kez Nihat döndü" işte dedik birkaç kez. Ancak ne yazık ki hiçbirinde dönememişti. Oynadıkça yıpranması ve sinirlenmesi, sonunda bu sinirlerin patlamasına sebep oldu ve sahadaki o malum tartışmayı gördük. Üzerine bir de aldığı paranın iki senedir dillere yapışması canına tak edince Turgay Demir'le polemiğe girdi. Yani hem dış etkenler sebebiyle hem de kendi duygusal yapısından dolayı bu duruma geldi Nihat. Bundan sonra huzur bulacağı yer de tabii ki İspanya olacaktır. Orada bir orta sıra takımında kafası rahat bir şekilde futbolunu oynar ve belki de çıkışa bile geçebilir. Yaşı çok fazla değil ne de olsa...
Manuel Fernandes'e gelecek olursak, aslında söylenecek çok da bir şey yok. Oynadığında farkını hissettirdi her daim. Savunma ve hücum arasında çok iyi bir şekilde köprü oldu. Oyun içinde zaman zaman devamlılık sorunları yaşasa da ikinci yarıda, özellikle de son maçlarda Beşiktaş'ın göze batan oyuncularından biriydi. Kupa maçındaki oyununu kolay kolay unutabilecek olan çıkmaz mesela. Bonservis için Valencia'nın indirime gitmediği söyleniyor. Rakam da haberlere göre 8 milyon avro. Çok para gibi görünebilir ancak bakalım Beşiktaş aynı bölgeyi doldurmak için ne kadar para harcayacak. Elde 5-6 aydır Türkiye'de bulunan ve takıma uyum sağlamış, ülkeye adapte olmuş bir oyuncu varken, yeni bir maceraya girmek ne derece doğru olacak, göreceğiz. Umarım ki bu karardan dolayı pişman olunmaz. Bu arada Manuel Fernandes'in de Galatasaray ya da Fenerbahçe'den birine transfer olmasını isterim Türk futbolu adına.
0 yorum:
Yorum Gönder