Türkiye, bugün bir golcünün geri dönüşüne şahit oldu. Belki bugünkü görevi, uzun süredir olduğu gibi gol atmak yerine kalesini korumaktı ancak onun ihtiyacı olan şey, goldü. Geçen sezonun Bank Asya 1. Lig gol kralı Yasin Avcı'dan bahsediyorum... Çoğu futbolsever tanımaz bile kendisini. Ancak Yasin, gol vuruşlarını düşünerek, görerek ve ölçerek yapan az sayıdaki yerli futbolcudan birisidir...
Kısa bir süre önce, bir röportaj vermişti Yasin Avcı. Bu röportajında, taraftarın ve medyanın tepkisine rağmen iyi oynadığını düşündüğünü, forvet oynarsa da gollerine devam edeceğine inandığını söylüyordu. Takım Süper Lig'e çıktı çıkalı golle tanışamamıştı. Bir süre yedek kaldı ve belki çok da tepki çekti. Belli ki içinde birikmişti. Bir şekilde o sıkıntıyı atması gerekiyordu. Üzerindeki baskı her gün ağırlaşıyor ve omuzlarına daha da ağırlaşarak çöküyordu.
Ve bugün nihayet Yasin Avcı'nın golü geldi. Hatta röportajında söylediği gibi forvette de görev almıyordu. Maça sağ bek olarak başlamıştı ve rakibin sol kanadını sık sık bindirme yaparak zorlamaya çalışıyordu. Derken, 41. dakika geldiğinde İlhan Parlak'ın güzel pasıyla ceza sahasında bir anda uygun durumda topla buluştu ve harika bir şutla takımının bugünkü ilk golünü attı. Bu gol, kendisinin de Süper Lig'deki ilk golüydü ve çok önceden hak ettiği golünü gözyaşları içinde kutluyordu...
Karabükspor'un, Gaziantepspor'u 3-2 yendiği maçın en anlamlı öyküsü kuşkusuz Yasin Avcı'nın öyküsüdür bana göre. Maç, Karabükspor'un kendi sahasında oynadığı birçok maça benzer bir şekilde, deplasman takımının golüyle başladı. Savunmada yine hatalar, yer tutamama ve hamlesizlik gibi sorunlardan dolayı Ivan de Souza güzel bir gol attı Gaziantepspor adına. Golün ardından kısa bir süre orta saha mücadelesi olarak geçti ve ardından oyunun hakimiyeti ev sahibi Karabükspor'a geçti.
Karabükspor orta sahası bugün Birol Hikmet, Hakan Söyler ve Hocine Ragued üçlüsünden oluşuyordu. Önlerinde Cernat-İlhan Parlak ikilisi, ve en önde de günün bir başka geri döneni Emil Angelov yer alıyordu. Kırmızı mavililer, orta alanda yine o eşsiz pas futbollarını ortaya koyarak güçlü rakipleri karşısında top hakimiyetini kendi tekellerine aldılar. Özellikle 30. dakikadan sonra, inanılmaz bir oyun izledik. Orta sahada problem yoktu. Top, rahatça rakip ceza sahası civarına taşınabiliyordu ancak ne zaman bu bölgeye gelinse Gaziantepspor savunmacıları karşısında etkisiz kalınıyordu. Gaziantep'in iki stoperi Emre Güngör ve Dany, özellikle ilk yarı boyunca çok sağlam kaldılar. Her topu büyük ustalıkla karşıladılar. Angelov, bu ikili karşısında çoğu kez çaresiz kaldı. Yasin'in güzel golü, açıkçası tam zamanında geldi. Devreye berabere girilmeseydi, Karabükspor'da ikinci yarı bir panik yaşanabilirdi.
İkinci yarı da ilk yarıya benzer başladı. 63. dakikada Cernat'ın güzel pasıyla buluşan Angelov, sol ayağıyla güzel bir vuruş yaptı ve Karcemarckas'ın da hatasıyla golü buldu. Angelov'n golü de Yasin'inkine benzer anlamlar ifade ediyor aslında. O da ligin ilk haftasında Manisaspor'a attığı golün dışında skor üretememişti. Gerçi uzun süre yedek kaldı ancak son haftalarda Emenike'nin sakatlığı sayesinde forma bulmaya başlamış, ancak etkisiz kaldığı için de taraftarın tepkisini almıştı. Bugün de ufak tefek homurdanmalar duysa da, attığı golle alkışı almasını bildi. Yine de şu bir gerçek ki, seneye Karabükspor için Angelov lüks olur. Artık yaşından mıdır yoksa yapısı mı böyle bilmiyorum ancak yedek kalınca pas tutuyor bu adam. Kendisini yeterince hazırlayamamış. Bugün de gol atmasına rağmen çok etkili oynadığını söyleyemeyiz. Takım eğer alt sıralarda düşme mücadelesi veriyor olsaydı Angelov'la maçlara çıkmak zorunda kalmak büyük sıkıntı doğurabilirdi. Ancak şu anki tehlikesiz konum nedeniyle sorun olmuyor. Angelov aslında kötü futbolcu değil ve sezon başında transfer edilirken faydalı da olacağını düşünüyordum ancak bekleneni bir türlü verebilmiş değil.
Angelov'u eleştirirken, İlhan Parlak konusuna değinmeden de olmaz. Yücel İldiz, İlhan Parlak'tan da tekrar bir hücum oyuncusu yarattı ya, ne desek azdır. Hiçbir şey beklenmiyordu İlhan'dan. Ben de beklemiyordum haliyle. Taraftar zerre güvenmiyordu kendisine. Türkiye'de hangi takımın taraftarı güvenebilirdi ki zaten? Ancak Yücel İldiz onu çok akıllı kullandı. Tipik santrfor özellikleri taşıyan İlhan, bir anda sağ forvet, forvet arkası gibi pozisyonlarda değerlendirilmeye başlandı ve verim de alındı bu yeni durumdan. Tabii ki halen daha gözünüz kapalı forma vereceğiniz bir oyuncu intibası bırakmıyor. Halen daha kapatması gereken büyük eksikler var ancak yine de büyük yol kat ettiği, tartışmasız bir gerçek. Bugün attığı golde yaptığı vuruş, çok net. Üstelik böyle bir tek vuruşu son dakikada yapmak da ayrı bir kabiliyet. Golün ortasını yapan Coelho'yu, Coelho'yu çabukcak topla buluşturan Bülent Kocabey'i de unutmamak lazım.
Hatta Coelho'dan biraz daha bahsedelim. Devre arasında transfer edilirken sağ bek, sağ açık gibi bölgelere alternatif olsun diye düşünülmüştü Brezilyalı. Ancak bugün oyuna girdikten sonra aldığı rol, bildiğimiz forvet oyuncusu gibiydi. Coelho, bugün Angelov'un yerine oyuna girerken benim aklımdan geçen, kendisinin sağ beke geçeceği, o ana kadar sağ bekte görev alan Yasin Avcı'nın da Angelov'un yerinde forvet oynayacağıydı. Ancak hiç de öyle olmadı. Coelho forvet gibi oynamaya başladı ve o kısa sürede bana göre çok da başarılı oldu. İlhan'ın golünde, normalde ters kanadı olan sol taraftan yaptığı asist çok şık ve netti.
Gaziantepspor'a kısaca değinecek olursak, Olcan Adın, Dany ve Ivan de Souza'nın günün iyileri olduğunu söyleyelim. Olcan'ın golü çok güzel. Hoş, Deumi her zamanki gibi hatalıydı orada ama Olcan'ın hakkını yemeyelim. Güzel bir takipçilik ve görerek yapılan bir vuruş... Cenk Tosun biraz durgundu bugün. Tabii ki medyanın ilgisi biraz ağır gelmiş olabilir o yaşta bir oyuncuya. Akıllı davranmalı (ki ben öyle yapacağına inanıyorum).
Bugün, Karabükspor yine ne olduğunu gösterdi herkese. Lig TV'de maç öncesi yorum yapan Zafer Tüzün gibi yalandan yorum yapan ve bu işten ekmek yiyenleri yine yanılttı takım. Ne diyordu Zafer Tüzün?
"Emenike olmadan hücumda çok etkisizler maalesef"
Bugün bu yorumun ne kadar afaki olduğu bir kez daha ortaya kondu. Kaçıncı kez ortaya konduğunu ise ben sayamadım. Açıp maç maç, pozisyon pozisyon bakmak mı lazım acaba? Yoksa bir maçı da önyargısız izlemek, dikkatli izlemek yeter mi? Bence ikinci seçenek daha akıllıca... Ayrıca yine maç öncesi Gaziantepspor teknik direktörü Tolunay Kafkas'la yaptığı röportajın sonunda "biz de bu maçın, sizin içinizden geçen skorla bitmesini diliyoruz" diyen Lig TV muhabiri (Mustafa Öztoprak'tı sanırım. Yanlış olmasın..) de bu maçı bir kez daha izlesin. Güya tarafsız yayıncılık yapan Lig TV'nin yöneticileri de kimlerle çalıştıklarını bir kez daha gözden geçirsin. Şu iki insanın orada olması (biri bilgisizliği, biri taraflı tavrıyla), Türk futbolseverlerine saygısızlıktır. Bu duruma birileri dur der elbet. Karabükspor sahada üzerine düşeni yapıyor bu konuda. Sıra yetkililerde...
Kısa bir süre önce, bir röportaj vermişti Yasin Avcı. Bu röportajında, taraftarın ve medyanın tepkisine rağmen iyi oynadığını düşündüğünü, forvet oynarsa da gollerine devam edeceğine inandığını söylüyordu. Takım Süper Lig'e çıktı çıkalı golle tanışamamıştı. Bir süre yedek kaldı ve belki çok da tepki çekti. Belli ki içinde birikmişti. Bir şekilde o sıkıntıyı atması gerekiyordu. Üzerindeki baskı her gün ağırlaşıyor ve omuzlarına daha da ağırlaşarak çöküyordu.
Ve bugün nihayet Yasin Avcı'nın golü geldi. Hatta röportajında söylediği gibi forvette de görev almıyordu. Maça sağ bek olarak başlamıştı ve rakibin sol kanadını sık sık bindirme yaparak zorlamaya çalışıyordu. Derken, 41. dakika geldiğinde İlhan Parlak'ın güzel pasıyla ceza sahasında bir anda uygun durumda topla buluştu ve harika bir şutla takımının bugünkü ilk golünü attı. Bu gol, kendisinin de Süper Lig'deki ilk golüydü ve çok önceden hak ettiği golünü gözyaşları içinde kutluyordu...
Karabükspor'un, Gaziantepspor'u 3-2 yendiği maçın en anlamlı öyküsü kuşkusuz Yasin Avcı'nın öyküsüdür bana göre. Maç, Karabükspor'un kendi sahasında oynadığı birçok maça benzer bir şekilde, deplasman takımının golüyle başladı. Savunmada yine hatalar, yer tutamama ve hamlesizlik gibi sorunlardan dolayı Ivan de Souza güzel bir gol attı Gaziantepspor adına. Golün ardından kısa bir süre orta saha mücadelesi olarak geçti ve ardından oyunun hakimiyeti ev sahibi Karabükspor'a geçti.
Karabükspor orta sahası bugün Birol Hikmet, Hakan Söyler ve Hocine Ragued üçlüsünden oluşuyordu. Önlerinde Cernat-İlhan Parlak ikilisi, ve en önde de günün bir başka geri döneni Emil Angelov yer alıyordu. Kırmızı mavililer, orta alanda yine o eşsiz pas futbollarını ortaya koyarak güçlü rakipleri karşısında top hakimiyetini kendi tekellerine aldılar. Özellikle 30. dakikadan sonra, inanılmaz bir oyun izledik. Orta sahada problem yoktu. Top, rahatça rakip ceza sahası civarına taşınabiliyordu ancak ne zaman bu bölgeye gelinse Gaziantepspor savunmacıları karşısında etkisiz kalınıyordu. Gaziantep'in iki stoperi Emre Güngör ve Dany, özellikle ilk yarı boyunca çok sağlam kaldılar. Her topu büyük ustalıkla karşıladılar. Angelov, bu ikili karşısında çoğu kez çaresiz kaldı. Yasin'in güzel golü, açıkçası tam zamanında geldi. Devreye berabere girilmeseydi, Karabükspor'da ikinci yarı bir panik yaşanabilirdi.
İkinci yarı da ilk yarıya benzer başladı. 63. dakikada Cernat'ın güzel pasıyla buluşan Angelov, sol ayağıyla güzel bir vuruş yaptı ve Karcemarckas'ın da hatasıyla golü buldu. Angelov'n golü de Yasin'inkine benzer anlamlar ifade ediyor aslında. O da ligin ilk haftasında Manisaspor'a attığı golün dışında skor üretememişti. Gerçi uzun süre yedek kaldı ancak son haftalarda Emenike'nin sakatlığı sayesinde forma bulmaya başlamış, ancak etkisiz kaldığı için de taraftarın tepkisini almıştı. Bugün de ufak tefek homurdanmalar duysa da, attığı golle alkışı almasını bildi. Yine de şu bir gerçek ki, seneye Karabükspor için Angelov lüks olur. Artık yaşından mıdır yoksa yapısı mı böyle bilmiyorum ancak yedek kalınca pas tutuyor bu adam. Kendisini yeterince hazırlayamamış. Bugün de gol atmasına rağmen çok etkili oynadığını söyleyemeyiz. Takım eğer alt sıralarda düşme mücadelesi veriyor olsaydı Angelov'la maçlara çıkmak zorunda kalmak büyük sıkıntı doğurabilirdi. Ancak şu anki tehlikesiz konum nedeniyle sorun olmuyor. Angelov aslında kötü futbolcu değil ve sezon başında transfer edilirken faydalı da olacağını düşünüyordum ancak bekleneni bir türlü verebilmiş değil.
Angelov'u eleştirirken, İlhan Parlak konusuna değinmeden de olmaz. Yücel İldiz, İlhan Parlak'tan da tekrar bir hücum oyuncusu yarattı ya, ne desek azdır. Hiçbir şey beklenmiyordu İlhan'dan. Ben de beklemiyordum haliyle. Taraftar zerre güvenmiyordu kendisine. Türkiye'de hangi takımın taraftarı güvenebilirdi ki zaten? Ancak Yücel İldiz onu çok akıllı kullandı. Tipik santrfor özellikleri taşıyan İlhan, bir anda sağ forvet, forvet arkası gibi pozisyonlarda değerlendirilmeye başlandı ve verim de alındı bu yeni durumdan. Tabii ki halen daha gözünüz kapalı forma vereceğiniz bir oyuncu intibası bırakmıyor. Halen daha kapatması gereken büyük eksikler var ancak yine de büyük yol kat ettiği, tartışmasız bir gerçek. Bugün attığı golde yaptığı vuruş, çok net. Üstelik böyle bir tek vuruşu son dakikada yapmak da ayrı bir kabiliyet. Golün ortasını yapan Coelho'yu, Coelho'yu çabukcak topla buluşturan Bülent Kocabey'i de unutmamak lazım.
Hatta Coelho'dan biraz daha bahsedelim. Devre arasında transfer edilirken sağ bek, sağ açık gibi bölgelere alternatif olsun diye düşünülmüştü Brezilyalı. Ancak bugün oyuna girdikten sonra aldığı rol, bildiğimiz forvet oyuncusu gibiydi. Coelho, bugün Angelov'un yerine oyuna girerken benim aklımdan geçen, kendisinin sağ beke geçeceği, o ana kadar sağ bekte görev alan Yasin Avcı'nın da Angelov'un yerinde forvet oynayacağıydı. Ancak hiç de öyle olmadı. Coelho forvet gibi oynamaya başladı ve o kısa sürede bana göre çok da başarılı oldu. İlhan'ın golünde, normalde ters kanadı olan sol taraftan yaptığı asist çok şık ve netti.
Gaziantepspor'a kısaca değinecek olursak, Olcan Adın, Dany ve Ivan de Souza'nın günün iyileri olduğunu söyleyelim. Olcan'ın golü çok güzel. Hoş, Deumi her zamanki gibi hatalıydı orada ama Olcan'ın hakkını yemeyelim. Güzel bir takipçilik ve görerek yapılan bir vuruş... Cenk Tosun biraz durgundu bugün. Tabii ki medyanın ilgisi biraz ağır gelmiş olabilir o yaşta bir oyuncuya. Akıllı davranmalı (ki ben öyle yapacağına inanıyorum).
Bugün, Karabükspor yine ne olduğunu gösterdi herkese. Lig TV'de maç öncesi yorum yapan Zafer Tüzün gibi yalandan yorum yapan ve bu işten ekmek yiyenleri yine yanılttı takım. Ne diyordu Zafer Tüzün?
"Emenike olmadan hücumda çok etkisizler maalesef"
Bugün bu yorumun ne kadar afaki olduğu bir kez daha ortaya kondu. Kaçıncı kez ortaya konduğunu ise ben sayamadım. Açıp maç maç, pozisyon pozisyon bakmak mı lazım acaba? Yoksa bir maçı da önyargısız izlemek, dikkatli izlemek yeter mi? Bence ikinci seçenek daha akıllıca... Ayrıca yine maç öncesi Gaziantepspor teknik direktörü Tolunay Kafkas'la yaptığı röportajın sonunda "biz de bu maçın, sizin içinizden geçen skorla bitmesini diliyoruz" diyen Lig TV muhabiri (Mustafa Öztoprak'tı sanırım. Yanlış olmasın..) de bu maçı bir kez daha izlesin. Güya tarafsız yayıncılık yapan Lig TV'nin yöneticileri de kimlerle çalıştıklarını bir kez daha gözden geçirsin. Şu iki insanın orada olması (biri bilgisizliği, biri taraflı tavrıyla), Türk futbolseverlerine saygısızlıktır. Bu duruma birileri dur der elbet. Karabükspor sahada üzerine düşeni yapıyor bu konuda. Sıra yetkililerde...
1 yorum:
Gençlerbirliği maçında penaltı kazandığımızda İlhan Parlak penaltıyı atmak için hareketlenen arkadaşına "bana gol lazım" der gibi bir şey söylemişti ve atışı gole çevirmişti. O maçtan sonra oynadığımız karşılaşmalarda kazandığı moralle sahada diri kalmıştı. Umarım aynı şey Yasin Avcı için de olur. Golden sonra ne söylediğini tam duyamamdım ama "oldu işte" der gibi epeyce bağırmıştı. Geç oldu ama onun için çok iyi oldu. Kolay iş değil kariyerinin zirvesini yapan Olcan Adın'a karşı savunmacı olarak sahada kalmak, üstelik sağ açık oynayan ve bir sezon önce bu mevkiide ve takım içerisinde gole en yakın oyuncu olarak görev alan biri için, hiç kolay değil. Biz her ne kadar bir futbolcunun moral dayanağının fazla olmaması gerektiğini söylesek de bir önceki sezon çok gol atan birinin ertesi sezon hiç gol atamaması değil morali, her şeyi ters düz edebilir.
Yorum Gönder