GSCimbom Fanzin'in 43. sayısı geçtiğimiz gün çıktı. Bu sayıda gurbetçi futbolcular Olcay Şahan ve Sercan Sararer'i tanıtmaya çalıştım. Yazıyı bir kez da aşağıda yayınlıyorum. Fanzin çok güzel olmuş yine. Dolu dolu bir içerik hazırlanmış. Okumak için sağ taraftaki fotoya tıklamak yeterli...
Galatasaray’ın başarılı dönemlerinin, ortak bir özelliği var. Söz konusu özellik, yerli futbolcu rotasyonunun bu dönemlerde çok kuvvetli ve geniş olmasıdır. Alt yapıdan oyuncular çıkar, başka takımlardan transferler yapılır. Bir şekilde takımın iskeletini oluşturacak, kulübü ve renkleri sahiplenecek yerli futbolcu kadrosu, her daim hazır edilir.
Galatasaray'a Gurbetçi Gerek - Olcay Şahan&Sercan Sararer Tanıtımları
Galatasaray’ın başarılı dönemlerinin, ortak bir özelliği var. Söz konusu özellik, yerli futbolcu rotasyonunun bu dönemlerde çok kuvvetli ve geniş olmasıdır. Alt yapıdan oyuncular çıkar, başka takımlardan transferler yapılır. Bir şekilde takımın iskeletini oluşturacak, kulübü ve renkleri sahiplenecek yerli futbolcu kadrosu, her daim hazır edilir.
Jupp Derwall ile birlikte başlayan futbol devriminde ve bu devrimin etkisinde geçen sonraki yıllarda Galatasaray’ın, bahsettiğim yerli futbolcu iskeletine en büyük katkılardan birini de gurbetçi futbolcular yapmıştır. Erhan Önal, Uğur Tütüneker, Erdal Keser, Ümit Davala ve Ümit Karan gibi gurbetçiler, Galatasaray için her zaman çok önemli isimler oldular. Bugüne baktığımızda ise elimizdeki gurbetçi futbolcu kalitesi o günlerin yanına bile yanaşamıyor. Barış Özbek, (son iki sezon oynadığı futbolla) Hakan Balta ve Aykut Erçetin’le bir yere kadar tabii ki… Hoş, sorun sadece gurbetçilerde değil. Yerli futbolcu rotasyonumuz toptan arızalı ama en azından gurbetçilere dair söylenebilecekleri es geçmek olmaz.
İşte bu sebepten dolayı, kadromuzda yer alması halinde takımımıza katkıda bulunabilecek, genç, yetenekli ancak dikkat çekseler de henüz tam anlamıyla parlamamış iki futbolcuyu tanımaya çalışacağız: Olcay Şahan ve Sercan Sararer
Olcay Şahan, 26 Mayıs 1987 doğumlu, 1.79 boyunda ve Bundesliga 2’de Duisburg forması giyen bir oyuncu. Orta sahanın iki kanadında ve merkezinde hücuma dönük olarak görev alabiliyor. Futbola Bayer Leverkusen’de başlamış. Daha sonra Fortuna Düsseldorf’a, oradan da 17 yaşındayken Borussia Mönchengladbach’a gitmiş. 2005/06 sezonundan itibaren Borussia M’Gladbach’ın amatör takımında oynamaya başlamış. İlk sezonunda 9 maçta 3 gol, ikinci sezonunda 32 maçta 1 gol, son sezonunda da 34 maçta 12 gol bulmuş. Özellikle son sezonunda gösterdiği performans, kendisini 2008/09 sezonunda şimdiki takımı Duisburg’a taşımış. Duisburg’daki ilk sezonunda kulübün amatör takımında 8 maça çıkıp 5 gol atmış. As takımda da maçlara çıkmış tabii. As takımla çıktığı 16 maçta 2 gollük bir performans ortaya koymuş. 2009/10 sezonunda yine Duisburg amatör takımında 6 maçta 7 gol atarak “benim yerim artık burası değil” mesajı vermiş ve as takımda da 23 maçta 2 gol 4 asistle sezonu kapatmış. İçinde bulunduğumuz sezonda da tamamı as takımda olmak üzere, şimdilik 27 maçta 6 gol 4 asist üretmiş durumda. Daha da önemlisi takımın en önemli yıldızı konumunda ve sözleşmesi sezon sonunda bitiyor. Ayrıca Guus Hiddink’in milli takım oyuncu havuzundaki oyunculardan biri olduğunu ve en son A2 Milli Takım kadrosunda da kendisine yer bulduğunu belirtmekte fayda var.
Olcay’ın nasıl bir futbolcu olduğundan biraz söz etmek gerekirse; ilk olarak altını çizmemiz gereken nokta müthiş top tekniği olacaktır. İki ayağına da hakim ve çok çabuk bir oyuncu Olcay Şahan. Oynadığı dönemlerdeki istatistiklerinden de anlaşılabileceği üzere, gol yollarında da etkili bir oyuncu. Topu ayağına aldığında, çok sevdiğimiz Abdul Kader Keita’yı anımsatması ise ayrı bir güzellik olsa gerek. Keita gibi fantastik çalımları ve pasları var. Onun bölgesinde oynayan yetenekli oyuncuların aksine, tembel bir yapısı yok. Alt yapısını Almanya’da almış olması da futbolun sadece bir yönünü düşünmüyor oluşuna dair yeterli bir referanstır benim gözümde. Özellikle yaptığı hücum presle kaptığı toplar, rakibin savunmada az adamla yakalanmasına ve takımın ani goller bulmasına neden oluyor. Eğer bu sezon Duisburg takımında Avusturyalı Maierhofer yerine son vuruşlarda daha becerikli bir santrfor olsaydı, Olcay Şahan’ın istatistikleri de muhtemelen çok daha farklı olurdu.
Olumlu özelliklerini sıraladık. Olumsuz özelliklerine gelecek olursak, ilk olarak fiziksel yapısından bahsedebiliriz. Mutlaka biraz daha kilo alması ve kalınlaşması gerekiyor. Tabii çabukluğundan bir şey kaybetmeden yapmalı bunu. Zaman zaman oyun içinde kaybolduğu dönemler de var. Tabii bu, mental bir sorun aslında. Çözülmeyecek bir şey değil. Bazen de topla fazla oynuyor. Bu da takım oyunu alışkanlığı kazandırılarak giderilebilecek bir handikap. Onun dışında yukarıda da değindiğimiz gibi, top tekniği ve oyunun iki yönünde de sorumluluk alması son derece olumlu. Bana kalırsa Olcay, Galatasaray’ın kanat rotasyonu için yararlı bir takviye olabilir. Tabii peşinde gerek Bundesliga’dan gerekse de Türkiye’den birçok önemli kulübün olduğunu hatırlatalım. Ayrıca takımı Duisburg da Almanya Kupası’nda (DFB Pokal) Bayern Münih’le final oynayacak. Takımın finale çıkmasında oynadığı güzel futbolla katkısı olan Olcay, orada da mutlaka kendini gösterme fırsatı bulacaktır.
Galatasaray’a transfer olması halinde faydalı olacağına inandığım bir diğer isim de Sercan Sararer. Daha doğrusu Sercan Sararer-Osuna… Bu ilginç isim kombinasyonu, oyuncunun babasının Türk, annesininse İspanyol olmasından geliyor. 27 Kasım 1989 doğumlu Sercan, 1.78 boyunda ve bu sezon Bundesliga 2 kulüplerinden Greuther Fürth’ü taşıyan oyunculardan. 21 yaşındaki futbolcu, futbola 1.FC Röthenbach’ta başlamış ancak henüz 11 yaşındayken geldiği Greuther Fürth’ten hiç ayrılmamış. Bugün halen daha yeşil beyazlı formayı giyiyor.
Sercan Sararer, bu sezona kadar Greuther Fürth’te daha çok hücuma dönük kanat oyuncusu olarak oynamış. Bu sezon ise özellikle son haftalarda forvet olarak değerlendiriliyor. Şu ana kadar 20 maçta 7 gol 2 asistlik bir istatistiğe ulaşmış durumda. Sercan’ın futbol stili ve anlayışı, bana Arif Erdem’i hatırlatıyor. Ancak topa Arif’ten daha hakim ve son vuruşlarda daha başarılı. Yine de sahada yaptıkları, yapmak istedikleri ve duruşu; kısacası futbol melekeleri Arif Erdem’le hayli benzerlik gösteriyor. Geniş alanda fazlasıyla süratli olabiliyor. Oyunu sürekli olarak dikine oynamayı seviyor, ki bu özelliğiyle Türk futbolcularının %90’ından farklı bir profil çizmekte. Zaman zaman kilo problemi yaşaması ise onun adına en önemli handikap diyebiliriz. Sercan Sararer’in bir diğer özelliği de hava toplarında etkili olması.
Henüz hiçbir milli takımda oynamadığını da belirtelim. Eh dile kolay, anne tarafından İspanya, baba tarafından Türkiye, doğup büyüdüğü yer olması nedeniyle de muhtemelen vatandaşı olduğu Almanya adına oynama imkanına sahip. Seçenek çok… Kulübüyle sözleşmesi 2012 yılında sona eriyor. Bu sezon sonunda oldukça makul bir rakam karşılığında transfer edilebilir.
Olcay’la Sercan, birlikte transfer edilirlerse kadroya büyük derinlik katarlar düşüncesindeyim. Bu sebeple ikisini birden tanıtmak istedim. Şu günlerde belki de başımızı en çok ağrıtan sorunlardan biri olan yerli oyuncu kalitesi, sadece yetenekli, başarıya aç ve takımla birlikte büyüyebilecek oyuncuların varlığıyla yükseltilebilir. İsimleri Sercan olmuş, Olcay olmuş, çok da önemli değil. Önemli olan, bu oyuncuları henüz parlamadan bulup getirebilmek… Bunun için Almanya’da yeteri kadar bağlantısı da var Galatasaray’ın. Hiç kimse yoksa Erdal Keser var. Böyle imkanları mutlaka değerlendirmek ve böyle değerleri kazanmak gerek…
0 yorum:
Yorum Gönder