Kimseyi şaşırtmayan bir gece yaşadık. Ne Galatasaraylısı şaşırdı, ne Trabzonsporlusu ne Fenerbahçelisi... Hatta eskiden olsa bu skorun ardından Galatasaray'ı maç satmakla suçlayabilecek birçok insan bile normal karşıladı skoru. Normalleşen şeye bakın. Galatasaray artık o kadar sıradan ki...
Benim bugüne dair üzüldüğüm başka bir şey var. Eğer galip gelseydik yine üzülecektim, çünkü skordan bağımsız bir sorun var bugünlerde. Sahaya bakıyoruz, önümüzdeki sezonun kadrosunda olmaması beklenen kim varsa karşımıza çıkıyor. Gökhan Zan, Lucas Neill, Mustafa Sarp, Ayhan Akman... Sanki şampiyonluk yarışı veriliyor da bu adamlar çok önemli görevler üstleniyormuş gibi sahadalar. Bir de kenarda bile olmayanlar var... Ahmet Kesim, Cumhur Yılmaztürk, Sinan Osmanoğlu, Emre Çolak, Berkin Arslan... Artık aklınıza başka kim gelirse... Ligden düşeceğiz desek, Buca ve Konya varken onu da beceremeyiz. Eee o zaman bu gençler hangi maçlarda oynayacak? Ya da biz neden her maça 30-35 yaş ortalamasına sahip oyuncularla çıkacağız diye debeleniyoruz halen daha? Bülent Ünder bunun için geldiyse keşke hiç zahmet etmeseymiş. Benim için büyük hayal kırıklığı oluyor Bülent Hoca...
Bir de Pino meselesi var. Bülent Ünder, maçtan sonra yaptığı açıklamada Pino'nun mücadelesinden memnun olmadığını ve bundan sonra Pino'yu Galatasaray formasıyla göremeyeceğimizi buyurmuş. Evet, sorunu bulmuş olduk. Demek ki takımın bugün 14. olmasındaki suçlu Pino'ymuş. Demek ki Galatasaray, kalan altı maçını da kazanacak. Breh breh breh... Ne rahatladık ne rahatladık... Bülent Ünder'in önce can havliyle açıklama yapmak yerine biraz nefes alıp sakinleşmesi lazım anlaşılan. Mustafa Sarp, Ayhan çok koştukları için iyi, Pino kötü. Hakikaten komik ve bir o kadar da şaşırtıcı. Aynı Pino değil miydi Yattara Galatasaray savunmasını az adamla yakalamış kontraatağa çıkarken 50 metre depar atıp sarı kart görme pahasına atağı durduran? Biz mi farklı maç izledik? Kaldı ki bunu yapmasa ne olur? Kim oynuyor ki takımda? Rijkaard'ın nasıl gönderildiğini bir tek taraftar mı hatırlıyor? Bugün Rijkaard'ın ipini çekenlere mal bulmuş mağribi gibi sarılmıyor mu Galatasaray teknik kadrosu? Kimse kimseyi kandırmasın. Ortada bir sorun varsa, bunu bir günah keçisi bulup onun üzerine atmak Galatasaraylılığa sığmaz.
Senin görevin bu takımı senden sonra gelecek teknik direktöre en hazır şekilde teslim etmek Bülent Ünder. O yüzden seneye bu takımın kadrosunda olmayacak adamlarda ısrar etme boşuna. Gençleri oynat, belki bir iki tanesini kazanırsın. Bu sezon takımda az buçuk sivrilebilmiş yegane oyuncunu da küstürme...
Maça gelecek olursak, ki gelsek ne yazar, Trabzon'un da öyle kazanacak bir oyun oynamadığını söyleyebiliriz. Kesinlikle şampiyon ışığı veremiyorlar. Fenerbahçe'de o ışık var oysaki. En zor maçta bile kazanabileceklerini düşündürüyorlar izleyenlere. Trabzon öyle değil ama. Her an bir kazaya kurban gideceklermiş gibi bir hal var. Genelde bireysel performanslarla sonuca gidiyorlar ve bundan sonra da aynısı olacak anlaşılan. Ancak yine de öyle ya da böyle kazanmayı başarmaları çok önemli. Bir engel daha aşıldı onlar için. Devamını merakla bekliyoruz.
Son söz Bünyamin Gezer'e... Gerçi hiç önemi yok ama Kazım'a gösterdiği kırmızı kartla Galatasaray kompleksini bir kez daha ortaya koydu. Türk futbolunun çirkin yüzü olmaya inatla devam ediyor. O harekete kırmızı kart göstermek hangi kafanın ürünüdür, merak ediyorum.
Benim bugüne dair üzüldüğüm başka bir şey var. Eğer galip gelseydik yine üzülecektim, çünkü skordan bağımsız bir sorun var bugünlerde. Sahaya bakıyoruz, önümüzdeki sezonun kadrosunda olmaması beklenen kim varsa karşımıza çıkıyor. Gökhan Zan, Lucas Neill, Mustafa Sarp, Ayhan Akman... Sanki şampiyonluk yarışı veriliyor da bu adamlar çok önemli görevler üstleniyormuş gibi sahadalar. Bir de kenarda bile olmayanlar var... Ahmet Kesim, Cumhur Yılmaztürk, Sinan Osmanoğlu, Emre Çolak, Berkin Arslan... Artık aklınıza başka kim gelirse... Ligden düşeceğiz desek, Buca ve Konya varken onu da beceremeyiz. Eee o zaman bu gençler hangi maçlarda oynayacak? Ya da biz neden her maça 30-35 yaş ortalamasına sahip oyuncularla çıkacağız diye debeleniyoruz halen daha? Bülent Ünder bunun için geldiyse keşke hiç zahmet etmeseymiş. Benim için büyük hayal kırıklığı oluyor Bülent Hoca...
Bir de Pino meselesi var. Bülent Ünder, maçtan sonra yaptığı açıklamada Pino'nun mücadelesinden memnun olmadığını ve bundan sonra Pino'yu Galatasaray formasıyla göremeyeceğimizi buyurmuş. Evet, sorunu bulmuş olduk. Demek ki takımın bugün 14. olmasındaki suçlu Pino'ymuş. Demek ki Galatasaray, kalan altı maçını da kazanacak. Breh breh breh... Ne rahatladık ne rahatladık... Bülent Ünder'in önce can havliyle açıklama yapmak yerine biraz nefes alıp sakinleşmesi lazım anlaşılan. Mustafa Sarp, Ayhan çok koştukları için iyi, Pino kötü. Hakikaten komik ve bir o kadar da şaşırtıcı. Aynı Pino değil miydi Yattara Galatasaray savunmasını az adamla yakalamış kontraatağa çıkarken 50 metre depar atıp sarı kart görme pahasına atağı durduran? Biz mi farklı maç izledik? Kaldı ki bunu yapmasa ne olur? Kim oynuyor ki takımda? Rijkaard'ın nasıl gönderildiğini bir tek taraftar mı hatırlıyor? Bugün Rijkaard'ın ipini çekenlere mal bulmuş mağribi gibi sarılmıyor mu Galatasaray teknik kadrosu? Kimse kimseyi kandırmasın. Ortada bir sorun varsa, bunu bir günah keçisi bulup onun üzerine atmak Galatasaraylılığa sığmaz.
Senin görevin bu takımı senden sonra gelecek teknik direktöre en hazır şekilde teslim etmek Bülent Ünder. O yüzden seneye bu takımın kadrosunda olmayacak adamlarda ısrar etme boşuna. Gençleri oynat, belki bir iki tanesini kazanırsın. Bu sezon takımda az buçuk sivrilebilmiş yegane oyuncunu da küstürme...
Maça gelecek olursak, ki gelsek ne yazar, Trabzon'un da öyle kazanacak bir oyun oynamadığını söyleyebiliriz. Kesinlikle şampiyon ışığı veremiyorlar. Fenerbahçe'de o ışık var oysaki. En zor maçta bile kazanabileceklerini düşündürüyorlar izleyenlere. Trabzon öyle değil ama. Her an bir kazaya kurban gideceklermiş gibi bir hal var. Genelde bireysel performanslarla sonuca gidiyorlar ve bundan sonra da aynısı olacak anlaşılan. Ancak yine de öyle ya da böyle kazanmayı başarmaları çok önemli. Bir engel daha aşıldı onlar için. Devamını merakla bekliyoruz.
Son söz Bünyamin Gezer'e... Gerçi hiç önemi yok ama Kazım'a gösterdiği kırmızı kartla Galatasaray kompleksini bir kez daha ortaya koydu. Türk futbolunun çirkin yüzü olmaya inatla devam ediyor. O harekete kırmızı kart göstermek hangi kafanın ürünüdür, merak ediyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder