Dün akşamki milli maçın benim için ayrı bir önemi vardı. Uzun sayılabilecek bir süredir takip ettiğim ve bundan yaklaşık 1,5 sene önce blogda tanıtmaya çalıştığım Sercan Sararer de dün ilk kez milli takım forması giydi. Tabii onu ilk kez izleyenler için büyük bir sürpriz oldu diyebiliriz. İlk milli maçına çıkmasına rağmen çok rahat, soğukkanlı ve etkiliydi. Hamit Altıntop'un golünde asisti yaptı. En önemli özelliği olan dikine ve delici oyunundan güzel örnekler sergiledi. Ve bana kalırsa milli takım kanatları için (her iki kanatta, forvet arkasında ve en uçta oynayabiliyor) en önemli alternatiflerden biri olacağının sinyalini verdi. Böylesine çok yönlü bir oyuncuya zaten ihtiyaç da vardı. Şimdi her gün yeni bir Süper Lig takımına transfer edilişini izleriz basında. Oysa marifet, onu geçen sezonun sonunda görüp alabilmekti.
Sercan Sararer'le ilgili blogda çıkmış eski yazıları bir kez daha paylaşalım:
Milli takımın geri kalanına gelecek olursak, uzun süredir izlediğimiz en heyecan verici takımla karşı karşıya olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Mert Günok'tan Mustafa Pektemek'e, Hamit Altıntop'tan Ömer Toprak'a ve hatta benim sık sık eleştirdiğim Arda
Turan'a kadar çok mücadeleci ve etkili bir milli takım gördük. Takımda en çok aksayan taraf Serdar Kurtuluş'un oynadığı sağ bek ve İsmail Köybaşı'nın yer aldığı sol bek mevkileriydi. Ki buralar için Gökhan Gönül, Hakan Balta, Hasan Ali Kaldırım gibi çözümler mevcut. Yine de Serdar'la İsmail'in bu takıma adapte edilmeleri çok iyi olur.
Takımda en beğendiğim oyunculardan biri de Mustafa Pektemek'ti. Özellikle Nuri Şahin'in golünde topu kafasıyla indirişi, uzun süredir bir yerli santrfordan görmediğimiz güzellikte ve klastaydı. Mustafa Pektemek, bu kamp dönemini ve sezon öncesi hazırlık kampını iyi geçirir, Beşiktaş'ın başına da ona güvenebilecek bir hoca gelirse kendinden beklenen çıkışı artık yapabilir. Ki yaşı itibariyle de bundan sonra düzenli olarak oynaması ve en azından bir adım ileri gidebilmesi lazım. Mustafa, bunun sinyalini dün akşam itibariyle vermiştir benim gözümde.
Milli takımın en rahat olduğu bölgelerinden biri de kale hiç şüphesiz ki. Dün akşam Cenk'in sakatlanıp çıkmasıyla birlikte kaleye geçen Mert Günok, eminim ki maçı seyreden herkese güven verdi. Mert'i bilenler zaten ona güveniyordu ancak dünkü performansı birçok soru işaretini kaldırmıştır onun hakkında. Üstelik kale için Volkan Demirel, Tolga Zengin, Sinan Bolat ve hatta Onur Kıvrak gibi birçok alternatifimiz olduğunu da göz önünde bulundurmak lazım.
Abdullah Avcı'nın dün yaptığı bir diğer doğru da Hamit Altıntop'u orta sahanın merkezinde görevlendirmesi oldu diyebiliriz. Yıllardır sağ bek ve sağ açık oynaması nedeniyle onun aslında bir merkez oyuncusu olduğunu unutmuştuk belki de. Ancak dün asıl mevkisine dönünce burada da ne kadar başarılı olduğunu ve orta sahada top hakimiyetine ne büyük bir katkı yapabileceğini gösterdi. Türkiye'ye gelir mi, gelirse hangi takıma gelir bilmiyorum ancak gittiği takıma sınıf atlatacağı kesin.
Kısacası ben bu yeni milli takımdan umutluyum. İlerleyen dönemde, takım olma bilinci de yakalandıkça her şey çok daha güzel olacak. Elde alternatifli bir kadro var. Abdullah Avcı'nın bu malzemeden güzel bir yemek çıkaracağına dair umutlarım çok kuvvetli.
2 yorum:
Güzel bir analiz olmus. Sercan ve Hamit benim gözümde dün sahanin en iyileriydiler.
Burada bence en önemlisi Abdullah Avci faktörü. Bu oyuncularin basinda Hiddink oldugunu varsayarsak, bu kadar basarili olamazda kanimca. Hamit'in orta sahadaki katkisi bariz bir sekilde ortaya çikti. Tabi kanatlardan Sercan ve Gökhan'in bindirmeleri de gayet iyiydi. Gökhan için ayri bir parantez açmak gerek; dünkü maçta çok tuttu ayagina gelen toplari ve sürekli bir arayis içindeydi rakipten siyirilip kendi kendine bir pozisyon yaratmak adina. Egoist kelimesini kullanmak istemiyorum, zira Gökhan çok yetenekli ve dogal olarak bu biriysel özelligini kullanmak istiyor. Ama ikili oyunla kanadan bindirmeler yapsa sanki çok daha yararimiza olur kanaatindeyim.
@Fahri
Gökhan'la ilgili yorumunuza tamamen katılıyorum. Tabii bu yorumu yaparken göz önünde bulundurmamız gereken bir şey daha var. Gökhan, Hamburg'un devre arası kampında sakatlanmış ve bir menisküs ameliyatı geçirmişti. Bu yüzden 2-3 ay futboldan uzak kalmış ve döndükten sonra da yeterli forma şansını bulamamıştı.
Muhtemelen bu açlıkla biraz bencil davranmış olabilir. Tabii maç eksiği nedeniyle de başladığı hareketleri bitiremedi. Maç eksiğini giderdikçe güveni yerine gelecek ve daha paylaşımcı olacaktır. İşte o zaman kanatlarda neredeyse hiçbir eksiğimiz kalmayacak.
Yorum Gönder