Duisburg’da bu sezon iki gurbetçi ön plana çıktı. Bunlardan biri, iki sayı önce tanıttığımız ve çeşitli Süper Lig takımlarını peşinden koşturduktan sonra Bundesliga kulüplerinden Kaiserslautern’e transfer olan Olcay Şahan, diğeri de bu yazıda tanıtmaya çalışacağımız Sefa Yılmaz.
Öncelikle Sefa hakkındaki yargımı en baştan söyleyeyim: Sefa Yılmaz, kesinlikle Olcay Şahan’dan daha potansiyelli bir oyuncu. Eğer kapasitesi oranında gelişim gösterirse çok önemli bir yıldız adayıyla karşı karşıyayız. Tabii ki yeteneğinin yanında melekelerinin de olgunlaşması şart.
Sefa Yılmaz, 1.83 boyunda, 1990 doğumlu ve hücuma dönük bir sağ kanat oyuncusu. Futbola Eintracht Südring Berlin’de başlamış, ardından Tennis Borussia Berlin’de oynamış ve 2005 yılında da Wolfsburg’a transfer olmuş. Wolfsburg’da rezerv takımda ve çeşitli yaş kategorilerinde oynadıktan sonra, geride bıraktığımız sezonun başında Bundesliga 2 kulüplerinden Duisburg’a transfer olmuş. 19 Yaş Altı kategorisinde Türkiye forması giyerken, 20 Yaş Altı kategorisinde Almanya için mücadele etmiş. Ardından Türkiye Ümit Milli Takımı’nın son aday kadrosunda kendisine yer bulmuş.
Mevkisi itibariyle skora doğrudan ya da dolaylı olarak katkıda bulunabilen bir oyuncu Sefa Yılmaz. Bu sezon Duisburg formasıyla 31 maça çıkmış ve burada da 6 gol 3 asistlik bir performans ortaya koymuş. Bundesliga 2’de ilk sezonunu yaşayan bir genç oyuncu için iyi bir istatistik diyebiliriz. Özellikle 31 maçta görev alması, istikrar açısından yeterince fikir veriyor. Sefa, bu 31 lig maçında yalnızca bir kez sarı kart görmüş.
Sefa’nın üzerinde durulması gereken birçok olumlu özelliği var. Öncelikle müthiş bir top tekniğine sahip… Bir kanat oyuncusunda bulunması gereken en önemli şeylerden birisi olan adam eksiltme özelliği Sefa’da da var. Dar alanda bu özelliğini kullanmayı fazla sevmiyor. Bu konuya biraz daha ağırlık verip elindeki avantajı daha etkin şekilde kullanabilmeli. Ancak geniş alanda, özellikle de kontra atağa çıkarken çok etkili oluyor ve durdurulması neredeyse imkansız bir oyuncu halini alıyor. Çok çabuk süratlenebilmesi ve süratine rağmen top kontrolünde hiçbir sıkıntı yaşamaması da en önemli meziyetlerinden birisi… Kanatta topla çizgiye inmek gibi güzel alışkanlıkları var. Ve daha da güzeli, topla çizgiye indiğinde tipik Türk futbolcusu hastalığına tutulup kafasını yere gömerek bakmadan orta yapmıyor. Ceza sahası içinde uygun arkadaşını görüp, ona pas vermeyi tercih ediyor. Bu haliyle daha fazla asist yapmış olması gerekirdi aslında, ancak Duisburg’da bu tarz pozisyonlarda çok da etkili olabilecek bir forvet oyuncusu yoktu.
Sefa Yılmaz, son vuruşlarda da etkili bir oyuncu. Mesafe fark etmeksizin, net vuruşları var. Ayrıca kafa toplarında da fena sayılmaz. Bu sezon skora yaptığı katkı gerçekten ciddiye alınmalı. Hatta şöyle bir öngörüde bulunabiliriz. Önümüzdeki sezon, Sefa Yılmaz eğer takımında kalırsa, bu sene yakaladığı gol ve asist istatistiğini ikiye katlayabilir. Çünkü genelde ligin ikinci yarısında üretken olmuş geçtiğimiz sezon. Bu demektir ki lige daha da ısınıyor ve seneye daha verimli olacak.
Genç gurbetçinin olumsuz özelliklerinden bahsetmek gerekirse, ilk planda savunma konusunda bir zaafı olduğunu söyleyebiliriz. Takım savunmasına biraz daha katkıda bulunması lazım. Kaldı ki istediği anlarda savunmaya katkı sağladığı da olmuyor değil. Zaman zaman oyunda kaybolduğu da oluyor ayrıca. Maç içinde devamlılığını arttırması gerek. Daha fazla sorumluluk almalı. Çünkü onda o yetenek var. Takımının sürükleyici unsurlarından birisi olabilecek kapasiteye sahip. Liderlik vasıflarını geliştirirse neden olmasın. Bir diğer dezavantajı da kilo almaya müsait yapısı… Sürekli olarak kendine çok iyi bakması ve bu fiziğini koruması gerek. Aksi takdirde uzun süren bir sakatlık yaşaması halinde, tekrar fit duruma gelip form tutması zaman alabilir.
Sonuç olarak, adından çokça bahsettirecek bir gurbetçi oyuncu Sefa Yılmaz. Umarım ki doğru ellerde doğru yönlendirmelerle gelebileceği en üst seviyeye gelir.
0 yorum:
Yorum Gönder