Süper Lig'de görmeyi en çok özlediğim oyunculardan birini yazayım dedim bugün. Aslında oyunculuğu döneminde çokça kızıp küfretmiş olabilirim kendisine ama yine de şimdi düşününce aslında sempati duyduğumu anladım.
Şenol Karagöl, ilk olarak Şekerspor'da duyurmuştu ismini. Sloven kaleci Marko Simeunovic'in alınması üzerine takımdan ayrılmış ve 4,5 yıl formasını giyeceği Bursaspor'a transfer olmuştu. Sessiz sedasız bir adamdı en başlarda. Çıkar işini yapardı. Zamanla başarılı olup ismini de duyurdukça kendisinden beklentiler arttı. 1-2 hatasından sonra taraftardan tepki gördü ve o da bu tepkileri karşılıksız bırakmadı. Sessiz, işini yapan vasat kaleci konumundan problemli, hırçın, deli ama yetenekli kaleci konumuna evrildi birden. Taraftarla arası düzelmeyince de kadro dışı kalıp Diyarbakır'ın yolunu tuttu. Diyarbakır'da görüntü de değişti Şenol'un. Fosforlu kaleci formaları, balyajlı ve fönlü saçlarla maçlara çıkmaya başladı. Tabii bu değişimle birlikte türk futbol kamuoyu tarafından da pek fazla ciddiye alınmayan bir futbolcu haline geldi. Malum, sevmezler bizde öyle adamı. Yaşlandıkça durulmaya başladı tabii Şenol. Unutulmaz maçlar da oynadı bu süreçte. Tabii maçların unutulmaz olmasını sağlayan, Şenol'un müthiş kaleciliği değil, rakip taraftarla yaşadığı olaylardı. Mesela bir Galatasaray maçında Ali Sami Yen'de "I love you Şenol" tezahuratına maruz kalırken, bir başka maçta yanılmıyorsam Beşiktaşlı taraftarlardan toplu olarak fazlasıyla ağır küfürler duymak zorunda kalmıştı. Hatta bu küfürlere istinaden Erman Toroğlu bile "Lütfen Şenol'un annesini arkadan götürmeyin, normal yollardan götürün" diyebilecek sınırları dahi zorlamıştı. Buna bile fazlaca tepki göstermemişti Şenol. Ankaragücü taraftarından duyduğu "travesti" tezahuratına ise sadece gülüyordu artık. Sonrasında birkaç Anadolu takımında daha oynadıktan sonra son olarak Adana Demirspor formasıyla futbolu bıraktı.
Güzel adamdı Şenol. İyi kaleciydi. Fenerbahçe'yi tuttuğunu söylerdi hep. Ama Fenerbahçe maçlarında da iyi performans gösterirdi. Lige renk getiren oyunculardandı.
Şenol Karagöl, ilk olarak Şekerspor'da duyurmuştu ismini. Sloven kaleci Marko Simeunovic'in alınması üzerine takımdan ayrılmış ve 4,5 yıl formasını giyeceği Bursaspor'a transfer olmuştu. Sessiz sedasız bir adamdı en başlarda. Çıkar işini yapardı. Zamanla başarılı olup ismini de duyurdukça kendisinden beklentiler arttı. 1-2 hatasından sonra taraftardan tepki gördü ve o da bu tepkileri karşılıksız bırakmadı. Sessiz, işini yapan vasat kaleci konumundan problemli, hırçın, deli ama yetenekli kaleci konumuna evrildi birden. Taraftarla arası düzelmeyince de kadro dışı kalıp Diyarbakır'ın yolunu tuttu. Diyarbakır'da görüntü de değişti Şenol'un. Fosforlu kaleci formaları, balyajlı ve fönlü saçlarla maçlara çıkmaya başladı. Tabii bu değişimle birlikte türk futbol kamuoyu tarafından da pek fazla ciddiye alınmayan bir futbolcu haline geldi. Malum, sevmezler bizde öyle adamı. Yaşlandıkça durulmaya başladı tabii Şenol. Unutulmaz maçlar da oynadı bu süreçte. Tabii maçların unutulmaz olmasını sağlayan, Şenol'un müthiş kaleciliği değil, rakip taraftarla yaşadığı olaylardı. Mesela bir Galatasaray maçında Ali Sami Yen'de "I love you Şenol" tezahuratına maruz kalırken, bir başka maçta yanılmıyorsam Beşiktaşlı taraftarlardan toplu olarak fazlasıyla ağır küfürler duymak zorunda kalmıştı. Hatta bu küfürlere istinaden Erman Toroğlu bile "Lütfen Şenol'un annesini arkadan götürmeyin, normal yollardan götürün" diyebilecek sınırları dahi zorlamıştı. Buna bile fazlaca tepki göstermemişti Şenol. Ankaragücü taraftarından duyduğu "travesti" tezahuratına ise sadece gülüyordu artık. Sonrasında birkaç Anadolu takımında daha oynadıktan sonra son olarak Adana Demirspor formasıyla futbolu bıraktı.
Güzel adamdı Şenol. İyi kaleciydi. Fenerbahçe'yi tuttuğunu söylerdi hep. Ama Fenerbahçe maçlarında da iyi performans gösterirdi. Lige renk getiren oyunculardandı.
0 yorum:
Yorum Gönder