2. yarıda ise işler tam tersine döndü. Mersin İdman Yurdu standartları üzerine çıktı diyemeyiz ama Fenerbahçe belki skorun verdiği rahatlıkla belki de ilk yarıdaki yüksek temponun yorgunluğa yol açmasından ötürü; topla oynama işini Mersin İdman Yurdu'na bıraktı. Onlar da yetenekli ayaklarıyla oyunun hakimi oldu. 45. ile 65. dakikalar arası Fenerbahçe kendi yarı sahasını geçemedi.
Fenerbahçe maça baskılı başladı demiştik. Gol de erken geldi. Sahanın en iyilerinden Bienvenu ile 8. dakikada öne geçti Fenerbahçe. Sonra bu senenin en iyi isimlerinden Stoch muhteşem bir golle farkı 2'ye çıkardı.
İlk yarıdaki oyuna bakarak Fenerbahçe ile ilgili hiçbir olumsuz yorum yapamayız her halde. Tempo iyi, fizikalite iyi, motivasyon iyi, odaklanma iyi, taraftar iyi...
İkinci yarının 20-25 dakikalık bölümünden de bahsettik. Ordaki Fenerbahçe ile birçok eleştiri getirebiliriz. Tempo yok, topa sahip olma yok, baskı yok, konsantrasyon yok...
İki taraf adına kaçan goller, hakem gibi tali unsurları bir kenara bırakalım. Fenerbahçe kendisi için çok değerli 3 puanı cebine koydu ve Galatasaray ile arasındaki puan farkını 2'ye indirdi. Şimdi madde madde bazı konulara değineceğim:
- Fenerbahçe takımını bu sene oyun bazında eleştirmeyi haklı bulmuyorum. Her hafta, her gün, her maçtan önce bir takım gelişmelerden, en fazla etkilenen(nedense) bir takım; hala ligin tepesine oynayabiliyorsa bu takdir edilecek bir performanstır. Aykut Kocaman'ı, oyuncu kadrosunu ve içerde-dışarda takımını sahiplenen taraftarı tebrik ederim.
- Fakat bu taraftarların, böyle bir dönemde, belki de Fenerbahçe'ye geldiği günden bugüne en iyi oyununu oynayan Özer'i; oyundan alındığı zaman ıslıklaması(bütün stad değil elbette) anlaşılır gibi değil. Bunun sonu Alex'i ıslıklamaya gider mi acaba? Bu ıslıklayan ve bundan gurur duyan tipler, futbolcuların insan olduklarını unutuyorlar mı acaba?
- Küfür edildiği takdirde ceza alacak olan takımını, Beşiktaş maçını düşünerek, 90 dakika boyunca küfürsüz desteklemeyi başaran taraftarı yine bu maç özelinde tebrik ederim. Bu maç özelinde derken kar-kış-rüzgar demeden yine o stadı doldurmaları da ayrı bir takdir konusu.
- Sow transferi Bienvenu'ye yaramış.
- Stoch'un golleri çok güzel olmaya başladı.
- Serdar Kesimal 1. sınıf bir stoper olma yolunda hızla ilerliyor. Tekniği muhteşem bir stopere göre. Soğukkanlı, zamanlaması çok iyi.
- Aykut Kocaman, Beşiktaş maçıyla gerçek gücümüze kavuşacağız demiş maç sonrasında. Samsunspor maçında puan kaybı büyük olasılık...
- Fenerbahçe lig tarihinde 1000 galibiyete ulaşan ilk takım oldu. Zeki Rıza'dan Lefter'e, Can Bartu'dan Alpaslan Eratlı'ya, Aykut Kocaman'dan Oğuz Çetin'e, Aziz Pierre'den Alex De Souza'ya emeği geçen herkese teşekkür ederim...
- Maçta sakatlanan Gökhan Gönül'ün durumu yarın belli olacakmış ama yırtık şüphesi var. Bir süre oynayamaz gibi görünüyor. Acil şifalar dileriz!
- Son olarak; bu maçla alakalı değil ama Mehmet Topal da çok önemli bir sakatlık geçirerek, hastaneye kaldırılmış ve geceyi orada geçirecekmiş. Son gelen haberler iyi, umarım daha iyilerini de alırız. Geçmiş olsun Mehmet Topal!
0 yorum:
Yorum Gönder