Daha önce blogda Tolgay Arslan'dan ve Hambug'da edindiği yeni rolle ilgili bir yazı yazmıştım. O yazıda Tolgay'ın ofansif karakterli bir oyuncu olmasına rağmen mecburiyetten ötürü Hamburg'da defansif orta saha olarak oynayacağından ve buradaki performansının, onun kariyerinin ilerleyen bölümleri için belirleyici rol oynayacağından bahsetmiştim.
Tolgay, o sınavını gayet büyük bir başarıyla verdi ve şu sıralar hem Hamburg'un, hem de Bundesliga'nın yükselen değerleri arasına girdi. Öyle ki, Hamburg teknik direktörü Thorsten Fink, kendisinden "sezonun en büyük sürprizi" şeklinde bahsediyor. Dile kolay, Tomas Rincon, Milan Badelj, Petr Jiracek, Gojko Kacar ve Rafael Van der Vaart gibi orta saha opsiyonlarının arasından Hamburg ilk 11'ine, hem de bu sezona kadar hiç denemediği bir mevkide oynayarak sıyrıldı Tolgay.
Onun milli takım macerasını bilenler biliyor. Önce Türkiye için oynuyordu. Sonra Almanya'yı tercih etti. Daha sonra tekrar Türkiye için oynaması gündeme geldi ancak iki kez tercih değiştiremeyeceği için bu plan suya düştü. Daha önceki yıllarda olduğu gibi
ofansif orta saha olarak oynamaya devam etse, belki de milli takımda oynama hayali onun için sonsuza kadar rafa kalkacaktı ancak defansif orta saha olarak gösterdiği performans, onu tekrar Almanya U21 Milli Takımı'na taşıdı.
Ve kaderin cilvesi, Tolgay'ın ilk milli maçı, daha önce formasını giydiği Türkiye U21 Milli Takımı'na karşı. Aşağıda, Alman Futbol Federasyonu resmi sitesinin Tolgay Arslan'la yaptığı röportaj ve Tolgay'ın milli takım tercihiyle ilgili açıklamaları var...
DFB: Tolgay, Alman U21 takımına ilk kez çağrıldığın için tebrikler. Seçildiğini nasıl öğrendin?
Tolgay Arslan: Geçtiğimiz Cuma, Rainer Adrion'dan (Alman U21 Milli Takım Teknik Direktörü) bir telefon aldım. Tabii ki çok mutlu oldum ve şimdi maçı bekliyorum.
İlk maçının Türkiye'ye karşı olması kaderle ilgili olabilir mi?
TA: Kesinlikle benzersiz bir durum. Bunu iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey olarak mı nitelemem gerektiğini bilmiyorum. Ancak tabii ki çok mutluyum. Bazı arkadaşlarım tribünde olacak. Bu benim için çok özel bir maç.
Orta sahada büyük bir rekabet var. Oynama şansını nasıl buluyorsun?
TA: Ne olacağını göreceğiz. Ben çok yönlü bir oyuncuyum. Van der Vaart, Badelj ve Jiracek gibi oyuncular varken Hamburg'da ilk 11'e gireceğimi kim bilebilirdi ki? Rekabeti seviyorum ve burada rekabet mevcut. Umuyorum ve inanıyorum ki iyi bir şansım var.
Nasıl bir oyun bekliyorsun?
TA: Oyunu biz yönlendireceğiz. Rakibin videolarını izledik ve onlar hakkında bilgi edindik. Tabii ki bu maçta favori biziz. Umarım takım son maçlarındaki başarıyı tekrar eder ve maçı biz kazanırız.
Eleme maçlarını takip ettin o zaman?
TA: Kesinlikle. Hamburg'dan takım arkadaşım Maxi Beister uzun süredir bu takımda oynuyor. İsviçre'yle oynanan play-off maçında çocukları sıkı bir şekilde destekledim.
2013 Avrupa Şampiyonası senin için ekstra bir motivasyon sağlıyor mu?
TA: Tabii ki. Hedefim önümüzdeki sezon takımla birlikte İsrail'de olmak. Buradaki bazı oyuncular elemelerde oynadıkları için bir avantaj elde ettiler. Ancak ben de Hamburg'da kendimi gösterdim ve burada da iyi performans sergilemek istiyorum.
A takımdaki Mesut Özil ve İlkay Gündoğan gibi birçok futbolcuyla benzer geçmişlere sahipsiniz. Diğer Türk kökenli oyuncularla ilişkilerin nasıl?
TA: Borussia Dortmund alt yapısında oynadığım için Nuri Şahin'le her zaman iyi bir ilişkim oldu. Mesut Özil fantastik bir futbolcu ve benim için bir rol model. Ancak bu zamana kadar karşılaşamadık. En yakın bağa İlkay Gündoğan'la sahibim. Çünkü Westfalen seçmelerinde beraber oynamıştık. İrtibatımız halen daha devam ediyor.
Almanya için oynamak üzere karar vermeden önce meslektaşlarına hiç danıştın mı?
TA: Hayır. Çünkü herkes seçimini kendisi için yapmıştı. Tabii ki insanlar başkalarından tavsiye alabilirler ancak er ya da geç kendi kararlarının arkasında durmaları gerekir.
Daha önce Türkiye için U19 ve U21 kategorilerinde forma giymiştin. O dönemki sebeplerin nelerdi?
TA: U19 kategorisindeyken Heiko Herrlich tarafından Alman Milli Takımı için performans testlerine davet edildim. Ancak o zamanlar başka oyuncular odak noktasındaydı ve bir daha davet almadım. O dönemde mutlaka uluslararası tecrübe kazanmak istiyordum ve Türk Milli Takımı için davet geldi. Halen daha Almanya için oynayabileceğimin bilincindeydim ve bu benim her zaman hedefimdi.
2012 yılının sonlarında Almanya'yı seçtin. Bu bir rüyanın gerçek olması mıydı?
TA: Evet, ben Paderborn'da, Almanya'da doğdum ve büyüdüm. Burada kendimi çok rahat hissediyorum ve kültüre de uyum sağladım. Alman U21 Milli Takımı'na çağrılmam benim için onurdur.
Çarşamba günü karşılaşacağınız Türk Milli Takımı'nda tanıdığın kimse var mı?
TA: Sadece iki kişi var. Çünkü Türkiye Avrupa Şampiyonası'na katılmayınca yeniden yapılanma içine girdi.
Türk meslektaşların tarafından nasıl karşılanmayı bekliyorsun?
TA: Burada kendimi iyi hissediyorum ve Almanya için oynamaya devam etmek istiyorum. Her şeyden önce saygı ve anlayış bekliyorum. Ve tüm izleyicilere güzel bir futbol festivali diliyorum. İlk maçıma çıktıktan sonra reaksiyonların nasıl değişeceğini merak ediyorum.
Bochum'daki karşılaşma için dileklerin neler?
TA: Bizim için bir zafer ve benim için iyi bir başlangıç.
0 yorum:
Yorum Gönder