Kardemir Karabükspor, mutsuz sonla tamamladığı çalkantılı sezonun yaralarını sarmaya çalışıyor. Bu sene PTT liginde mücadele edilecek ve değişen planlar, yapısal bir revizyonu da beraberinde getirmekte.
Karabük enteresan bir yerdir. Ya çok seversiniz ya da nefret edersiniz. Biz, çok sevenler tarafındayız şüphesiz. Fakat yanlış bulduğumuz, kızdığımız şeyler de olmuyor değil. Mesela sosyal hayat kısıtlıdır Karabük'te. Sekiz kilometre ötedeki Safranbolu da olmasa yapacak pek bir şey bulamazsınız. En önemli aktivitelerden biri de hiç şüphesiz 15 günde bir Karabükspor'un maçını stattan izlemektir. Kızdığımız şeyler arasında Dr.Necmettin Şeyhoğlu Stadı'nın 15 günde bir de olsa dolmaması var şüphesiz. Süper Lig'e çıkılan sezondan bu yana tribün inşaatları sebebiyle televizyon ekranlarına hep yarım yamalak haliyle yansıyan
stadyum, hasbelkader tamamlandığı sene de başta passolig olmak üzere takımdaki düşük performans ve kulüple taraftar arasındaki iletişim eksikliği gibi çeşitli sebeplerle boş kaldı.
Şimdi yeni bir sayfa açılıyor ve Karabükspor'un eskisinden daha güçlü ve planlı bir şekilde Süper Lig'e geri dönmesi şart. Şehirdeki insanların ilgisizliği zaman zaman can sıksa da işçinin alınterinin beslediği kulüp bu ülke futbolunun en üst kademesinde temsil edilmeli.
Kulüpte önümüzdeki sezonun hazırlıkları sürüyor. Mustafa Yolbulan başkanlığındaki yönetim, takımı tarihinde ilk kez Avrupa kupalarında götürme başarısını gösterirken geçen sene yaşanan düşüşü engelleyememiş ve sezon sonunda da görevi bıraktığını açıklamıştı. Şimdi ise geçici bir yönetimin ardından kulübün efsane başkanlarından Ferudun Tankut göreve geldi. Takımı oluşturmakta olan isim de yine daha önce kulüpte senelerce başkanlık yapmış, takımı Süper Lig'e çıkarıp görevden ayrılırken kasada 60 milyon TL bırakmış olan sayın Ferudun Tankut.
Yeni sayfa, efsane başkan gibi durumlar elbette olumlu. Ancak kulübün içinde bulunduğu zor durumu asla inkar edemeyiz. Süper Lig seviyesindeki futbolcu maaşları, ligden yeni düşmüş külüpleri iflasa götüren en önemli sebep tabii ki. Bunu son olarak Orduspor yaşamıştı. İşte Karabükspor yönetimi de bunun bilincinde olarak yüksek maliyetli takımı dağıtıp, yerine ekonomik ama yine iddialı bir takım kurmak için kolları sıvadı. Maaşları PTT ligi seviyesinde olan ve takıma bir şeyler verebileceğine inanılan birkaç futbolcu hariç herkes gönderilmek isteniyor. Bir kısmı gitti, bir kısmı da gönderilmeyi bekliyor. Yeni kadro oluşturmak kolay değil. Karabükspor ismini duyan herkes yükseklerden uçuyor. Sebebi malum. Arkasında Kardemir gibi bir kurum olan, futbolcu alacaklarını genelde günü gününe ödeyen, piyasa ortalamasının üzerinde maaş veren bir kulüp algısı var birkaç senedir. Yalan da değil. Bu "paralı kulüp" algısı özellikle Nevzat Şahin'in başkanlık yaptığı dönemde Bülent Korkmaz'ın teknik direktör olduğu sıralarda yapılan devre arası transferleriyle oturmaya başlamıştı. O dönem can havliyle transfer yapan Karabükspor, üç liralık adamlara beş lira vermek zorunda kalmış, ligde de bu şekilde tutunmuştu. Oysa ki ligdeki ilk sezonda Ferudun Tankut yönetimi ayağını yorganına göre uzatan bir anlayışı benimsemişti. Sonrasında da hep yüksek paralar harcandı. Bu paralar aslında sürekli olarak kulübün kasasına giren bir gelir kaynağından gelmiyor, yukarıda da bahsettiğim, Ferudun Tankut'un görevi bırakırken kasada bıraktığı 60 milyon TL ve Kardemir'den alınan sponsorluk ücretlerinden, yani bir nevi cepten karşılanıyordu. Şimdi bu algıyı yıkma zamanı. Kolay olmuyor ancak bu da oturacak. Futbolculara ödeyebileceği rakamları vaat eden bir Karabükspor göreceğiz artık. Piyasa kurnazlarının yolunacak kaz olarak gördüğü kulüp artık tarihe karıştı.
Yapılan transferler, belli bir mali disiplin çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Rumen golcü Marius Alexe de bunlardan biri. Romanya'nın Dinamo Bükreş takımından çok cüzi bir ücret karşılığında transfer edildi. Yaşı 25. Santrafor ve sol forvet gibi oynayabiliyor. Boyu 1.86. Buraya kadar her şey normal. Fakat bu oyuncu kesinlikle Süper Lig kalitesinde. Bunu zaten bir sakatlık yaşamazsa, izledikçe göreceğiz. Alexe, futbola Dinamo Bükreş'te başlamış ve henüz 16 yaşındayken Glasgow Rangers'ın ilgisini çekmiş. İskoç kulübü kendisine 250 bin Avro'luk bir teklif yapmış. Aynı zamanda Hearts ve Aberdeen de oyuncuya talip olmuş ancak Alexe o dönem kulübünde kalmayı tercih etmiş. Dinamo Bükreş tarafından tecrübe kazanması için Astra'ya kiralandığı 2008/09 sezonunda 23 maçta attığı 6 golle takımın Romanya 1.ligine çıkmasına katkıda bulunmuş. Bir sonraki sezona da Astra'da başlayıp 3. maçında Dinamo'nun ezeli rakibi Rapid Bükreş'e 2 gol birden atınca kiradan geri çağrılmış ve Dinamo Bükreş forması giymeye başlamış. Aynı sezon Dinamo formasıyla 29 maç daha oynayıp rakip filelere 5 gol göndermiş.
Marius Alexe'nin etkileyici 2009/10 sezonu performansı Romanya U21 milli takımındaki başarılı maçlarıyla birleşince ona çok büyük bir fırsat olarak geri dönmüş. O dönem "yeni Adrian Mutu" olarak lanse edilen oyuncuyu sezon sonunda Chelsea transfer etmek istemiş. Dinamo Bükreş'in bu transfer için 5 milyon Avro transfer bedelinde ısrar etmesi bu transferin gerçekleşmemesine sebep olmuş. 2013 yılında kulübünden ayrılmaya karar veren Alexe, o sezon Serie A ekiplerinden Sassuolo'ya 500 bin Avro karşılığında ve 2 milyon Avro opsiyonla kiralanmış. Hatta anlaşmaya göre Alexe'nin 10 gol atması halinde Dinamo Bükreş'in 300 bin Avro, 15 gol atması halindeyse 400 bin Avro bonus alması tasarlanmış. Ancak şansslızlık burada Alexe'nin yakasına yapışmış ve sol diz ön çapraz bağlarından geçirdiği sakatlık sebebiyle 6 ay sahalardan uzak kalmasına sebep olmuş. Sassuolo'nun bu sakatlık üzerine opsiyonu kullanmaması nedeniyle Alexe de yuvası Dinamo'ya dönmek zorunda kalmış. Bu arada oyuncuyu bir dönem Beşiktaş'ın da istediğini ancak bu transferin gerçekleşmediğini de belirtelim.
Bugüne kadar 26 kez Romanya'nın alt yaş kategorilerinde, 8 kez de A kategorisinde milli takım forması giyen Marius Alexe geçtiğimiz sezonu Dinamo Bükreş'te geçirdi ve sakatlığını tamamen atlatmış bir futbolcu görüntüsü verdi. Oynadığı 26 lig maçında 6 golü ve 4 asisti var. Bu rakam az gibi gelebilir ancak bu maçların tamamında ileri uç oyuncusu olarak oynamadığının altını çizelim. Marius Alexe, çok yönlü bir oyuncu. Santrafor olarak futbola başlamış ancak zamanla sol forvet ve forvet arkası pozisyonlarında da görev almış. Geçen sene de çeşitli maçlarda bu üç pozisyonda birden kullanıldı. Sol forvet oynuyor ancak solak değil. İki ayağını da çok iyi kullanabiliyor. Çok net şutları var. Kenarda oynarken süratinin verdiği avantajı kullanıyor. Teknik kapasitesi ve sürati en kuvvetli yönleri. İvmeli bir oyuncu. Çevik yapısı sayesinde ikili mücadelelerde ve topla driplinglerinde çok etkili olabiliyor. Mesafe ve açı gözetmeksizin kaleyi yoklayabiliyor. Ayrıca hava toplarında da çok etkili bir oyuncu. Hem ideal santrafor ölçütlerini karşılayabiliyor, hem de kenar forvet ve forvet arkası gibi oynayabildiğim için teknik direktörüne maç içinde oyuncu değişikliği yapmadan hamle şansı tanıyor.
Kardemir Karabükspor'un istikrarlı ve üst düzey bir futbolcu aldığını ve bunu çok küçük bir meblağ karşılığında gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz. Marius Alexe eğer bir talihsizlik yaşamazsa adından çok söz ettirecektir.
Kulübün diğer transferlerine baktığımızda genel olarak tecrübeli ve lig için kaliteli oyuncuların kadroya katıldığını, alternatifli bir kadro oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Gelen oyuncular daha önceki kariyerlerinde şampiyonluklar yaşamış, formasını giydikleri kulüpleri Süper Lig'e taşımış isimler. Yani kazanmaya alışkın ve bu yarışın stresini kaldırabilecek oyuncular tercih ediliyor.
Kulübün diğer transferlerine baktığımızda genel olarak tecrübeli ve lig için kaliteli oyuncuların kadroya katıldığını, alternatifli bir kadro oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Gelen oyuncular daha önceki kariyerlerinde şampiyonluklar yaşamış, formasını giydikleri kulüpleri Süper Lig'e taşımış isimler. Yani kazanmaya alışkın ve bu yarışın stresini kaldırabilecek oyuncular tercih ediliyor.
Bu transferler, Karabükspor'un yeniden Süper Lig'e çıkmak için ne kadar istekli olduğunu gösteriyor. Bu şekilde iddialı birkaç transfer daha göreceğiz. İlerleyen senelerde de kendisiyle birlikte takımı da büyütecek, takımın Emmanuel Emenike'den İshak Doğan'dan aşina olduğumuz vitrin karakterine uygun oyuncular tercih edilecek. Bunun için elbette organize bir scouting çalışması da yapılacaktır. Ben bu takımın PTT liginde misafir olduğuna gönülden inanıyorum. Tecrübeli yönetim, tecrübeli teknik ekip ve doğru oyuncu kimyasıyla bu işin olmaması için hiçbir neden yok.Tek ihtiyaç taraftarın koşulsuz desteği, sabrı ve güveni. Taraftar üzerine düşeni yaptığında neler olduğunu tüm Türkiye gördü. Bir daha neden olmasın?
0 yorum:
Yorum Gönder