2014 Dünya Kupası, hiç şüphesiz ki gerçek futbola aç olan bizleri futbola doyurmak bir yana dursun, tadı damağımızda kalacak bir organizasyon olarak akıllarda yer edecek gibi görünüyor. Hakikaten çok keyifli maçlar izledik. Sıkıldığımız karşılaşmalar da oldu fakat bunların sayısı turnuvanın geneliyle kıyasladığımızda gayet makul seviyedeydi.
Tabii ki her büyük turnuvada olduğu gibi bunda da yeni taktiksel trendler ve gösterdikleri performanslarla büyük kulüplerin dikkatini çeken yıldızlar vardı. Bu turnuvanın oyuncu performanslarının üzerinde bir başka yazıda mutlaka dururuz fakat şu an dikkat çekmek istediğim nokta kaleci performansları üzerine. Dünya Kupası'nın bitimine birkaç maç kala çok önemli kaleci performansları izlediğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz. 2010 Dünya Kupası'nın hediyesi Fernando Muslera'dan sonra bu turnuva dünya
futbolunun vitrinine yepyeni kaleciler kazandırdığı gibi, kariyerinin son demlerini yaşayan bazı kalecileri de kendilerini tekrar hatırlatma fırsatı verdi. Kısaca geçelim:
Vincent Enyeama (Nijerya)
2010 Dünya Kupası'nda dikkat çektiğinde İsrail liginde oynuyordu. Birkaç Türk takımına da önerilmesine rağmen yolu bu taraflara düşmemişti. Daha sonra kariyeri için önemli bir adım atarak Fransa'nın Lille takımına transfer oldu ve bu turnuvada da özellikle Bosna Hersek maçındaki iyi performansıyla alkış aldı. Nijerya'nın önemli oyuncularından birisiydi.
Claudio Bravo (Şili)
Hollanda ve İspanya'nın favori olarak gösterildiği gruptan çıkma başarısı gösteren Şili, eminim ki 2. turda Brezilya ile karşılaşmasa çeyrek finalde de izleyebileceğimiz takımlar arasındaydı. Bundaki büyük paylardan biri de hiç kuşkusuz 31 yaşıdnaki Bravo'ya aitti. Claudio Bravo, turnuva maçlarının bitimiyle beraber İspanyol devi Barcelona'yla sözleşme imzaladı.
Rais M'Bolhi (Cezayir)
M'Bolhi, 2010 Dünya Kupası'nda da dikkatleri çeken bir kaleciydi. O gün bugündür enteresan bir şekilde Bulgaristan liginde mücadele etmeye devam ediyor. Aslında çok daha önemli liglerde forma giyebilecek kapasiteye sahip. Türk takımlarının da ilgilendiği kaleciler arasında yer aldığı haberlerini sağda solda okuyoruz.
Tim Howard (ABD)
Yıllardır Premier Lig'de forma giyen tecrübeli kaleci, ülkesi ABD'nin kalesini özellikle Almanya ve Belçika'ya karşı savunuş şekliyle büyük sükse yaptı. Howard, 35 yaşında kendisini yeniden gündeme oturtan bu kupa performansıyla, Brad Friedel'ın çıktığı toprakların diğer ürünlerinin de yıllar geçtikçe, yaş aldıkça değerlendiğinin bir başka ispatı oldu.
Guillermo Ochoa (Meksika)
Yılların FM efsanesi olan Ochoa, kupanın efsaneleri arasına girmeyi başardı. Kısa boylu kalecilere güven duyulmayan futbol alemine yanıtını sahada verdi. Takımı Ajaccio Fransa'da küme düşmüş olsa da kendisinin Ligue1'de devam edeceğini tahmin etmek hiç de güç değil.
Keylor Navas (Kosta Rika)
Turnuvanın bana göre en iyi çıkış yapan kalecisi Keylor Navas oldu. Gruptan çıkmasına dahi şans tanınmayan Kosta Rika'nın çeyrek final oynamasındaki en büyük etkenlerden biriydi. Penaltılarda şansları yaver gitse Hollanda'yı da eleyerek yarı final görebilirlerdi. Kendisi de muhtemelen bu kupadan sonra şimdi formasını giydiği Levante'den ayrılıp daha iddialı bir kulübün kalesine geçecektir.
Bir de bu kalecilerin dışında her daim yüksek performans beklediğimiz ve bizi yanıtlmayan Manuel Neuer gibi isimler var ancak özel olarak değinmek istediğim kaleci Tim Krul... Hollanda kalesinde normal şartlar altında Jasper Cillessen'i izliyoruz ve açık olmak gerekirse kendisi bana pek güven veren bir kaleci değil. Louis Van Gaal, uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir kararla Kosta Rika maçının uzatma anlarının sonlarına doğru Tim Krul'u oyuna sokarak penaltılar için bir tercih yaptı ve Tim Krul da iki penaltı kurtarışıyla ülkesine turu getirerek hocasının bu riskli tercihinin ne kadar isabetli olduğunu gösterdi. Bu nokta da onu da 2014 Dünya Kupası'nın unutulmaz kalecileri arasında anmakta sakınca yoktur herhalde...
0 yorum:
Yorum Gönder