Geride bırakmak üzere olduğumuz futbol sezonunun ikinci yarısında, Bundesliga 2'de profili ve geçmişi çok enteresan bir oyuncu sahne aldı. Bu oyuncu, ibretlik öyküsünü eğer bir aksilik olmazsa mutlu sonla bitirecek ve biz de uzun yıllar unutulamyacak bir başarı hikayesine tanıklık etmiş olacağız.
Kış transfer döneminde Regionalliga Nordost (Bölgesel Lig ya da bize göre 4.lig) takımlarından Babelsberg'ten, 2. Bundesliga'da genel olarak orta sıra mücadelesi veren Paderborn'a transfer olan Süleyman Koç, son anda bir mucize olmazsa kısa bir süre sonra takımının 1.Bundesliga'ya yükselişinin coşkusunu yaşayacak. 24 yaşındaki kanat hücumcusu, bölgesel liglerden üst
seviye liglere sıçrama yapan tipik bir gurbetçi futbolcu değil. Onu diğerlerinden ayıran nokta, futbol kariyerinin daha başında demir parmaklık arasında uzunca bir süre geçirip, özgürlüğüne kavuştuktan sonra Paderborn forması giymeye başlamış olması.
Süleyman Koç, futbola Tennis Borussia Berlin formasıyla başladı. Ardından Berliner AK takımına geçiş yaptıktan sonra aynı sezon Berlin Türkiyemspor'da oynamaya başladı. 18 yaşındayken transfer olduğu Berlin Türkiyemspor'da futbol oynadığı iki buçuk sene zarfından dokuz gol atmayı başardı. Bu başarılı performansı, onu bölgesel ligden 3. lige taşıdı ve Babelsberg'e transfer oldu. 2010-2011 sezonunda Babelsberg formasıyla işler fena gitmiyordu. Genç bir futbolcu için iyi süre alıyor ve takımına katkı yapıyordu. Fakat 18 Nisan 2011 günü ne olduysa, şimdilerde yine 2.Bundesliga takımlarından Erzgebirge Aue forması giyen eski takım arkadaşı Guido Koçer'in de aralarında bulunduğu bir grup arkadaşıyla bir oyun salonunu soydukları gerekçesiyle Alman polisi tarafından tutuklandı. Guido Koçer, bu olayda ucuz atlatırken, Süleyman çıkarıldığı mahkeme tarafından 22 Aralık 2011 tarihinde üç yıl dokuz ay hapis cezasına çarptırıldı. Yaşanan bu terslikler, Süleyman Koç'un 2011-2012 sezonunu maç yapmadan geçirmesine sebep oldu. Kulübü Babelsberg, oyuncunun sözleşmesini dondurdu. Cezasını açık cezaevinde çekmesine karar verilmesiyle birlikte futbol oynamasına da bir engel kalmayınca bir sonraki sezon tekrar Babelsberg forması giymeye başladı. Verdiği ara sebebiyle biraz tutuk bir performans gösterdiği o sezon, takımı 3. ligden bölgesel lige (4. lig) düştü.
Yaptıklarından ve yaşadıklarından büyük pişmanlık duyduğunu her fırsatta dile getiren Süleyman, kendisini yeni sezona çok iyi hazırladı. Çünkü o artık sadece futbol oynamak istiyordu. 2013-2014 sezonuna yine Babelsberg formasıyla girdi. Regionalliga Nordost'ta 14 maça çıkıp sekiz gol altı asist üretti. Bir yandan da cezasını çekmeye devam etti. 2013 yılının sonlarına doğru tahliye oldu ve bu başarılı performasnı onu 2. Bundesliga kulüplerinden Paderborn'a taşıdı. Genelde orta sıralarda görmeye alıştığımız Paderborn'da şu ana kadar dokuz maça çıkmış durumda. Daha önce birçok Alman takımının formasını giymiş olan ve bu sezon kariyerinin en iyi sezonlarından birini geçirip 15 golle 2.Bundesliga gol krallığı yarışında zirvede yer alan Mahir Sağlık'la birlikte takımlarını ikinci sıraya kadar taşıdılar. Süleyman, bu dokuz maçta iki gol atarken arkadaşlarının attığı iki golün de pasını verdi. Başından onca şey geçmiş ve sezon ortasından itibaren ilk kez bu seviyede futbol oynayan bir oyuncu için çok iyi bir başlangıç yaptığını söyleyebiliriz.
Oyuncunun özelliklerinden de bahsetmeden olmaz. 24 yaşındaki futbolcu için yazının başında kanat hücumcusu ifadesini kullanmıştım. Genelde sağ kanadı kullanan Süleyman, 4-3-3 düzeninde ileri üçlünün sağ ve solunda, 4-2-3-1 düzeninde de yine tek forvetin arkasındaki üçlünün kanatlarında görev yapabilir. Ayrıca çift forvetli düzende forveti ikileyen adam rolünü rahatlıkla üstlenebilir. Teknik kapasitesi öyle çok yüksek değil. Daha doğrusu inceci bir oyuncu olduğu söylenemez. Ancak çok süratli, dayanıklı, top saklarken vücudunu iyi kullanan ve çabuk düşünüp kararını çabuk uygulayan bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz. Türk futbolunun önemli eksiklerinden biri olan, "atak bitiren kanat hücumcusu" rolünü başarıyla yerine getirebiliyor. Yani bunu biraz daha açmak gerekirse, ters kanattan gelen hücumlarda yaptığı başarılı arka direk koşularıyla skor bulabilyior. Ayrıca alan değiştirip rakip savunmaların dengesini bozabilen, kendisini başarıyla unutturabilen bir oyuncu. Kanattan getirdiği topları genelde doğru yere, yani rakip kaleciyle savunma arasına atıp tehlike yaratmakta da oldukça başarılı. Savunma yönü biraz zayıf. Hava toplarında çok etkili sayılmaz ve çabuk karar verdiği için zaman zaman aceleci davranabiliyor. Muhtemelen üst seviyede oynadıkça kendisini daha çok geliştirecektir. Hoş, "24 yaşındaki bir oyuncu gelişeceği kadar gelişmiştir" diye düşünebilirsiniz ancak Süleyman'ın yaşadıkları ve daha sonra futbola tutunması, öğrenmeye ve kendini geilştirmeye duyduğu açlık, bundan sonrası için de futbolunun üzerine koyması için en önemli dayanağı olacaktır.
Önümüzdeki sezon eğer 1.Bundesliga'da görev alabilirse güzel işler yapacağına inandığım Süleyman Koç için cezaevinde geçirdiği dönemin belki de iki sezona malolduğunu düşünüyorum. Eminim bu iştahla kendisini tamamen futbola verebilseydi bu seviyeleri çoktan aşmıştı. Yine de kaybedilmiş bir şey yok. Hatta onca zor dönemden sonra verdiği doğru kararla çok büyük bir kazanım elde etmiş durumda. Umarım bu çizgisini bozmaz ve çok daha iyi yerlere gelir.
0 yorum:
Yorum Gönder